Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/1663 E. 2022/1658 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1663
KARAR NO : 2022/1658
KARAR TARİHİ : 23/12/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … … (…)
ÜYE : … … (…)
ÜYE : … … (…)
KATİP : … … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 03/06/2022
KARAR TARİHİ : 12/10/2022
NUMARASI : 2022/596 Esas – 2022/1414 Karar

DAVACI : SAKARYA SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ – …
VEKİLİ : Av. …- …
DAVALI : MİR YAPI ENDÜSTRİ DANIŞMANLIK İNŞAAT PEYZAJ OTOMOTİV SANAYİ İÇ VE DIŞ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. …- …

DAVA : Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebi
KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/12/2022

Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/596 E. 2022/1414 K. sayılı dosyasından verilen 12/10/2022 tarihli karara karşı istinaf talebinde bulunulması ile dosyanın Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesine gönderildiği, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesinin 7. Hukuk Dairesinin 09/12/2022 tarih, 2022/2626 Esas, 2022/2177 Karar sayılı kararı ile inceleme görevinin 5. Hukuk Dairesi olduğu gerekçesiyle dosyanın Dairemize gönderildiği, taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik, davacı vekilince süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekil eden idare tarafından davalı aleyhine Sakarya 4. İcra Müdürlüğünün 2022/2152 Esas sayılı dosyası ile ilamsız İcra takibi başlatıldığını, davalı tarafın 10.02.2022 tarihli itiraz dilekçesi üzerine Sakarya 4. İcra Müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiğini, takibe devam edilebilmesini teminen işbu itirazın iptali davası açılmadan önce dava şartı arabuluculuk kapsamında ara buluculuğa başvurulmuş olduğunu, arabuluculuk süreci neticesinde anlaşmaya varılamadığını, sözleşmenin imzalandığı 25.03.2021 Perşembe günü olup sonraki ilk iş günü 26.03.2021 Cuma gününe denk geldiğini, sözleşme gereği 26.03.2021 tarihinde işe başlanması gerektiği tartışmasız olduğunu, sözleşmenin 13’üncü maddesinde; yükleniciye avans ödeneceği düzenlendiğini, sözleşme hükmü ve davalının 26.03.2021 tarihli dilekçesine istinaden 05.04.2021 tarihinde vekil edene idare tarafından davalı tarafa 3.638.700,00 TL avans ödendiğini, süreç devam ederken vekil edene idare denetim ve muayene komisyonu tarafından16 08.2021 tarihinde hiçbir panelin eslimatının yapılmadığı tespit edilerek tutanak altına alındığını, ifaya ilişkin hiçbir faaliyet göstermeyen davali yüklenicinin 4735 sayılı kanunun 25’inci maddesine göre yasak fiil ve davranış içinde bulunduğu tartışmasız olduğunu, 4734 sayılı kamu ihale kanunu uyarınca davalı tarafın üzerine düşeni yapmadığının sabit olduğunu, somut bilgi belgeye dayanmayan mücbir sebep iddiasıyla sorumluluktan kurtulmasının mümkün olmadığını, davalının mücbir sebebe dayanan iddialarını, vekil edenin idarenin davalı hak ediş raporu ile tespit edilen bedel toplamda 157.191,84 TL olduğunu, asıl alacak olan bu bedel ile söz konusu asıl alacağa takipten önce işleyen faiz ve gecikmenin kdv’si eklenmek suretiyle takip talebinin oluşturulduğunu, bu kapsamda vekil eden idarenin yargı harçlarından muaf olduğu nazara alınarak yargılamaya devam edilmesini da ayrıca talep etmek gerektiğini, harç mualiyet taleplerinin dikkate alınarak; teminat yatırılmaksızın ihtiyati tedbir, aksi kanaat halinde ihtiyati haciz kararı verilmesine, davalarının kabulüne, davalı şirketin Sakarya 4. İcra Müdürlüğünün 2022/2152 Esas sayılı icra takip dosyasında mezkür haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptali ile takibin devamını talep etmiştir.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”Davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;
-İcra inkar taleplerinin reddine ilişkin itirazlarının; İcra takibine konu alacağın sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle 4735 sayılı Kanun ve taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında kesin (2) nolu hakediş bedelinde hesaplanan likit kurum alacağına ilişkin olduğunu değindiklerini, takip konusu alacak olduğunu; sözleşme uyarınca uygulanan gecikme cezasından oluştuğunu,
-Taraflar arasında imzalanan sözleşmede, gecikme cezası oranının belirlenmiş olması ve davalı tarafın tüzel kişi tacir olması karşısında takip konusu alacağın likit olmadığı yönündeki kanaatin kabulü mümkün olmadığını, dava konusu alacak sözleşmeden kaynaklanmakta olduğunu, likit ve muayyen olduğuna göre, İİK. nun 67’nci maddesi gereğince ilk derece Mahkemesi tarafından vekil edenin idare lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, icra inkar taleplerinin reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olduğunu,
-Yargıtay içtihatları uyarınca davalı, dava açıldıktan sonra borcu ödemekle itirazında haksız olduğunu kabullenmiş bulunduğunu, Tüzel kişi tacir olan davalının dava açıldıktan sonra ödeme yapması, takip konusu alacağın sözleşmede belli oranın uygulanması ile açıkça likit olması sözkonusu olduğundan itirazın haksız olarak yapıldığını gösterdiğini,
-Dava konusu borcun dava açıldıktan sonra ödenmiş olması, vekil eden idarenin dava açmakta haklı olduğunu gösterdiğini, borç ödenmekle davalının itirazını geri aldığını, vekil eden idare lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği sabit olduğunu,
-Vekil eden idare lehine tam vekalet ücretine ilişkin hüküm kurulması gerekirken vekalet ücretinin yarı oranında belirlenmesinin usul ve kanuna aykırı olup itiraz ettiğini,
-Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/596 Esas 2022/1414 Karar sayılı ilamının icra inkar tazminatı taleplerinin reddi ve vekalet ücreti hüküm fıkrası ile sınırlı olmak üzere istinaf incelemesine tabi tutulmasını, yukarıda mezkûr maddi ve hukuki gerekçelerle ilk derece mahkemesi hüküm fıkrasında icra inkar tazminatına, vekalet ücretine ilişkin kısmın kaldırılarak, davalı tarafın kötü niyetli itirazları nedeniyle takip konusu alacağı %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmelerine ve vekil edenin idare lehine belirlenen vekalet ücretinin tamamına ilişkin hüküm kurulmasını talep etmenin zarureti doğduğunu,
-Bu nedenlerle; istinaf kanun yoluna başvurularının kabulünü, Mahkemece yargılamanın yapılması halinde istinaf gerekçeleri uyarınca, İlk Derece Mahkemesi kararının, icra inkar ve vekalet ücreti hüküm fıkrasının kaldırılmasına, davalı tarafın kötü niyetli itirazları nedeniyle takip konusu alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmelerine, vekil eden idare lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan aaüt uyarınca belirlenen vekalet ücretinin tamamına ilişkin hüküm kurulmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle;
-İşbu dava konusu olan icra borcuna davacı tarafından hak kazanılmamasına rağmen vekil eden şirket tarafından iyi niyet ile süreci uzatmamak adına dava açıldıktan sonra, ön inceleme duruşmasından önce söz konusu dosya borcu ödendiğini, vekil eden şirket tarafından borç iradi olarak dava tarihinden sonra ödendiğinden, davanın konusunu oluşturan borç ortadan kalktığından dava konusuz kaldığını, icra inkar tazminatına ise ancak itirazın iptali davasının borçlu aleyhine sonlanması halinde hükmedilebileceğini, davanın konusuz kaldığına ilişkin karar verilirse, davada borç araştırılmamış olduğunu, borçlu aleyhine sonuçlanmamış olacağından icra inkâr tazminatına hükmolunmadığını,
-İcra inkâr tazminatı İİK m.67’de hüküm altına alındığını, alacaklının ilâmsız icra takibi yapması; Borçlunun ödeme emrine itiraz etmiş olmasını; İtirazın iptali davasının süresi içinde açılmış olması; alacaklının talepte bulunulması; borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesini, somut olayda ise borçlunun itirazının haksız olup olmadığı değerlendirilmediğini,
-Davacı icra inkâr tazminatı isteminde kötü niyetli olduğunu, vekil eden şirket ile Saski arasında davaya konu Sözleşme kapsamında işbu davadan hariç iki dava daha bulunduğunu, Saski sözleşmeyi haksız yere feshettiği için vekil eden şirket tarafından açılan ve Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/309 Esas sayılı dosya olup bu dosyada Müvekkil Şirket’in sözleşme feshi sebebiyle zararları talep edildiğini, ikincisi, Ankara 5. İdare Mahkemesi 2021/2613 Esas numaralı dosya olup yine haksız fesih sebebiyle verilen ihaleden yasaklama kararına karşı vekil eden şirket’in itirazına ilişkin olduğunu, vekil eden şirketin, işbu davaların sonucunu beklemeden tamamen iyi niyetle hareket ederek aslında borçlu olmadığı bir tutarı saski’ye ödediğini, saski’nin bir de icra inkâr tazminatı talep etmesi kötü niyet dışında bir amaç taşımadığını,
-Davanın konusuz kalması durumunda davanın açıldığı tarih itibariyle tarafların haklılık durumuna göre vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiğini, davanın konusuz kalması ön inceleme aşamasından evvel gerçekleşirse, haklılık durumuna göre hükmedilecek vekalet ücreti ancak yarı oranında olacağını, borç ön inceleme tutanağı imzalanmadan önce ortadan kalktığını, dava ön inceleme aşamasına geçilmeden önce konusuz kaldığını,
-Yerel mahkeme kararına karşı istinafa başvuran davacının tüm istinaf taleplerinin reddini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Mahkemece, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, koşulları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından icra inkar tazminatı talebi ve vekalet ücret yönünden istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekili, taraflar arasında “72 Hücreli 400 WP Monokristal Fotovoltaik Güneş Paneli Temini’ konusunda sözleşme akdedildiğini, sözleşme uyarınca davalı yüklenici sözleşme süresi içinde güneş panellerini vekil eden idareye teslim etmediğini, sözleşme süresinin sona erdiği 30.09.2021 tarihinden, idarenin 06.10.2021 tarihli E.13334 sayılı ihtar yazısının tebliğ tarihinden yani 14.10.2021 tarihînden hesaplanan 10 günlük ihtar süresinin bitim tarihine olan 24.10.2021 tarihine kadar olan 24 takvim günü sözleşmenin 34’üncü maddesi gereği cezalı çalışma süresi olduğu, bugünleri kapsayan 24 gün için sözleşme bedelinin %0,05 her güne uygulamak üzere gecikme cezası hesaplandığını ve hakediş raporu düzenlendiğini, sözleşme bedeli, iş artışı ile birlikte toplam 13.099.320,00 TL olduğunu, buna gore, 13.099 320,00 TL x %0.05=6.549,66 TL olduğunu, 6.549,66-TL x 24 Gün = 157.191,84 TL (asıl alacak) hesaplandığını, idarenin davalı şirketten alacaklı olduğu kesin (2) nolu hakedis raporu ile tespit edilen bedel toplamda 157.191.84 TL olduğunu, asıl alacak olan bu bedel ile söz konusu asıl alacağa takipten önce isleyen faiz (gecikme bedeli) ve gecikmenin kdv’si eklenmek suretiyle takip talebi oluşturulduğunu, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek takibe yapılan itirazın iptali ve takibin devamına, davalının icra inkar tazminatına hükmedilmesine, bu dava ile Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/309 Esas sayılı dosyasına konu ihale sözleşmesinin ve tarafların aynı olması, biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte olması dolayısıyla bağlantılı davalar olması nedenleriyle davaların birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Sakarya 4. İcra Müdürlüğü’nün 2022/2152 Esas sayılı dosyasının incelemesinde; alacaklısının Sakarya Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü, borçlusunun Mir Yapı Endüstri Danışmanlık İnşaat Peyzaj Otomotiv Sanayi İç Ve Dış Ticaret Limited Şirketi olduğu, 157.191,8 TL asıl alacak, 550,11 TL Kdv alacağı, 3.056,18 TL gecikme bedeli olmak üzere toplam 160.789,13 TL üzerinden ihale sözleşmesinin feshinden kaynaklanan sözleşmeye dayalı kurum alacağı açıklamasıyla 09.02.2022 tarihinde ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun süresinde itirazı üzerine takibin durmasına karar verildiği, borcunun 191.365,33 TL olarak davalı tarafça davacıya banka yoluyla 13/06/2022 tarihinde ödendiği, 13/06/2022 tarihinde haricen tahsil sebebiyle dosyanın kapatıldığı görülmüştür.
İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının icra hakimliğine başvurmadan, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkar tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nın 07/06/2006 tarih 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar, Yargıtay 15. HD nin 16/06/2015 tarih ve 2014/ 6765 E-2015/3409 K sayılı kararı).
Bu ilke ve kurallar ışığında birleşen davada somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasında “72 Hücreli 400 WP Monokristal Fotovoltaik Güneş Paneli Temini” konusunda sözleşme akdedildiği, sözleşmenin sona erme tarihi itibariyle hiçbir panel teslimatının yapılmadığını gerekçesiyle sözleşmenin ihtar verilerek fesh edildiği, süre uzatım kararıyla birlikte sözleşmenin süresinin uzatıldığı, davacı tarafça feshedilen eser sözleşmesinin 34 ve 35 maddelerine istinaden 24 gün karşılığı gecikme cezası talebininde bulunduğu, sözleşmenin feshinin haklılığı, davacının gecikme cezasının talep edilip edilemeyeceği, edebilecekse miktarın hesaplanması için yargılama gerektiğinden dolayı da alacağın likit ve belirlenebilir olmadığı, bu sebeple mahkemece icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Avukat Asgari Ücret Tarifesi 6. maddesi; “Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur. Bu madde yargı mercileri tarafından hesaplanan akdi avukatlık ücreti sözleşmelerinde uygulanmaz.” şeklinde düzenlenmiştir.
Davanın konusuz kalması halinde mahkemenin yargılamaya devam ederek dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit etmesi ve tutumuyla dava açılmasına sebep olan tarafı yargılama gideri ile mahkum etmesi gerekir. Davanın konusuz kalması halinde davalının yargılama giderinden sorumlu tutulmaması için yeter ve zorunlu tek şart davanın açılmasına sebebiyet verilmemesidir.
Somut olaya gelince; davanın 03/06/2022 tarihinde açıldığı, borcu sonlandıran icra dosyasındaki tahsilatın 13/06/2022 tarihinde yapıldığı dikkate alındığında davalının ön inceleme duruşmasından önce ve yargılama aşamasında icra dosyasına ödemede bulunduğu sabittir. O hâlde, davalının davanın açılmasına sebebiyet verdiği gözetilerek, davacı taraf lehine tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi dosyasında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/10/2022 tarih, 2022/596 E – 2022/1414 K sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilince peşin yatırılan istinaf karar harcı yeterli olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği ve diğer işlemlerin Dairemizce yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere 23/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

*

Başkan …
¸e-imzalı
..
Üye …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Katip …
¸e-imzalı