Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/165 E. 2022/583 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/165 – 2022/583

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/165
KARAR NO : 2022/583
KARAR TARİHİ : 20/04/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 30/01/2015
KARAR TARİHİ : 11/10/2021
NUMARASI : 2020/745 Esas – 2021/788 Karar

DAVACI : ASSAN ALÜMİNYUM SAN. VE TİC. A.Ş. …
VEKİLLERİ : Av. …
DAVALI : 1- MARMARA ELEKTRİK ENERJİSİ İTH. İHR. VE TOPTAN TİC. A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :2-…
VEKİLİ : Av. …
İHBAR OLUNAN :1-SAKARYA ELEKTRİK DAĞITIM A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
İHBAR OLUNAN :2-TÜRKİYE ELEKTRİK İLETİM A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Elektrik aboneliğinden kaynaklanan istirdat
KARARIN YAZIL. TARİH : 21/04/2022

Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/745 Esas – 2021/788 Karar sayılı dosyasından verilen 11/10/2021 tarihli karara karşı istinaf talebinde bulunulması ile dosyanın Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesine gönderildiği, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesinin 7. Hukuk Dairesinin 01/02/2022 tarih, 2022/296 Esas, 2022/190 Karar sayılı kararı ile inceleme görevinin 5. Hukuk Dairesi olduğu gerekçesiyle dosyanın Dairemize gönderildiği, taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik, davalı Kocaeli Gebze Dilovası Organize Sanayi Bölgesi vekilince süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı vekili dava dilekçesinde ve yargılamada özetle; Dilovası OSB’de üretim faaliyetini bulunan müvekkili şirketin elektrik ihtiyacını Devlet’in görevli elektrik dağıtım kuruluşu niteliğinde bulunan Dilovası OSB’den satın aldığını, ancak müvekkili şirketin Haziran 2010- Eylül 2010 tarihleri arasındaki 4 aylık dönemde elektrik ihtiyacının davalı Marmara Elektrik Enerjisi İth. İhr. Ve Toptan Tic. A.Ş. den karşıladığını, her ne kadar elektirik ihtiyacı Marmara Elektrik A.Ş.den tedarik edilmiş ise de faturaların diğer davalı tarafından düzenlendiğini, faturalarda kayıp/kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli, per. Sat. hiz. Bedeli, TRT payı, enerji fonu, dağıtım bedeli, KDV veya başka adlı altında kanuna aykırı kalemler yer aldığını, fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kaymak kaydı ile şimdilik 10.000 TL nın ödeme tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari faiz oranıyla birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Dilovası Organize Sanayi Bölgesi vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın kayıp kaçak bedelinin iadesi talebini ilişkin olduğnu ancak davacının OSB içerisinde aldığı elektrik ile ilişkili olarak bir kayıp kaçak bedeli söz konusu olmadığını, davacı (tüketici tarifelerinde 1 nol bağlantıda olduğu için) tahakkuk ettirilecek bedeli konu tüketim miktarının OSB içerisinde TEİAŞ’a ait trafo merkezlerinde bulunan sayaçlardan ölçüldüğü için bir kayıp kaçak tahakkuk sözkonusu olmadığını, dağıtım şirketlerinin yada ilatim şirketlerinin kayıp kaçak bedeli talep etme hak ve yetkisinin bulunmadığını davanın EPDK’ya ihbar edilmesi gerektiğini, esasa ilişkin olarak dava konusu edilen ödenlere ilişkin olarak davacı özel tedarikçiden enerji satın almakta olduğunu ve DOSB 1 nolu bağlantıda olduğu için satın aldığı elektrik TEİAŞ’a ait trafo merkezinde bulunan sayaçlardan ölçüldüğü için bir kayıp kaçak tahakkuk söz konusu olmayacağını, davacının emsal olarak sunduğu mahkeme kararları da sadece kayıp kaçak bedeline ilişkin olup kararlarda dağıtım bedelinden bahsedilememekedir. Haziran-Eylül 2010 dönemine ilişkin 4 faturada Enerji Fonu, TRT Payı adı altında hiçbir bedel tahsil edilmediği (anılan bedellerin sıfır olduğu) açık olduğundan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Marmara Elektrik Enerjisi İth. İhr.ve Toptan Ticaret A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dilekçesinde talebi HMK’nın 119/1-ğ maddesine açık bir şekilde aykırı olduğunu, mahkememizce davacı tarafa kesin süre verilmesini verilen kesin sürede taleplerini açıklayıcı bir bilgi verilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkili şirket ile Dilovası Organize Sanayi Bölgesi dava konusu edilen iddia ve taleplere ilişkin hiçbir hukuki ve ticari ilişki bulunmamakta iken davansını müvekkili şirket ile birlikte Dilovası Organize Sanayi Bölgesine yöneltmiş olduğunu mahkememizce davacı tarafın talep sonucu açık bir şekilde belirtmesi sonucunda yargılamanın iyi bir şikeldi yürütülmesini sağlamak için Dilovası OSB karşı birlikte açılmış davada HMK’nın 167.maddesi gereğince ayrılmasına karar verilmesini ve ayrıca yetkili mahkemeler davalının yerleşim yeri mahkemesidir HMK’nın 6.maddesi gereğince müvekkili şirkete yönelik açılan işbu davanın yetkisizlik kararı ile yetkili İstanbul Anadolu Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesini, dava tarafın kayıp-kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli, parekende satış hizmet bedeli, dağıtım bedellerine ilişkin müvkekili şirkete yönelik iddia ve talepleri de tümü ile yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, çünkü kayıp-kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli parekende satış hizmet bedeli, dağıtım bedelleri ile müvekkili şirketin hiçbir ilgisi de kendisine izafe edilebilecek bir kusur da bulunmadığını, dava dilekçesinde iddia edilenin aksine müvkekili şirketin kayıp-kaçak önleme hususunda herhangibir sorumluluğu bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “Dava konusuz kaldığından esas hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı Kocaeli Gebze Dilovası Organize Sanayi Bölgesi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararı haksız ve dayanaksız olup, istinafen ortadan kaldırılması gerektiğini, davacı şirket organize sanayi bölgesi içinde faaliyet göstermekte olup, (OSB iletim sistemi kullanıcısı olduğu için ) müvekkil OSB ,dağıtım şirketleri gibi doğrudan indirici trafo merkezlerinde bulunan sayaçlardan ölçülen değerler üzerinden elektrik satın aldığını, bu sebeple DOSB’un aldığı ve sattığı enerji faturalarında kayıp-kaçak bedeli bulunmadığını,
yerel mahkeme, 6719 sayılı kanunda yapılan değişiklikler nedeniyle davanın konusuz kaldığı belirtilerek, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin takdir edilmesinin gerektiği belirtildiğini, yerel mahkeme davacının emsal Yargıtay HGK kararına göre davayı açmakta haklı olduğunu belirtmişse de bu tespiti hatalı olduğunu, yerel mahkeme kararında bahsedilen Yargıtay HGK kararında eğer kayıp kaçak bedeli alınıyorsa bu bedelin iadesinin talep edileceği belirtildiğini, ancak bu karara göre de kayıp kaçak bedelinini alındığının kanıtlanması gerekeceğini,
yerel mahkemece savunmaları dikkate alınmadan, kayıp kaçak bedeli alındığı varsayımından hareketle hüküm kurulmuştur ki bu durum, maddi duruma ve hukuka aykırı olduğunu,
dosyada mevcut 29.11.2017 tarihli bilirkişi ek raporunda da sayaç okuma ve kayıp kaçak bedellerinin davacı aboneden tahsil edilmediği ve faturalara yansıtılmadığı açık bir şekilde belirtildiğini, 28.06.2021 tarihli bilirkişi raporundaki eksik ve hatalara ilişkin itirazlar dikkate alınmadan karar verilmesi oldukça hatalı olduğunu, bilirkişi, faturalarda tahakkuk bulunmayan kalemleri açıkça belirtmediğini, davacının talepleri arasında yer almayan alacak kalemi bakımından değerlendirme yapılmış, bazı alacak kalemlerinin kapsamı hatalı değerlendirildiğini, açıklanan ve re’sen tespit olunacak nedenlerle; Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/745 E. 2021/788 K. sayılı dosyasında verilen 11.10.2021 tarihli usule ve yasaya aykırı kararın;
müvekkil lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olması,
müvekkilin yargılama giderleri ile ücreti vekaletten sorumlu tutulması,
teknik konudaki savunmalarımız değerlendirilmeden ve işin esasına girilmeden davacınn dava açıldığı anda haklı olduğu varsayımı ile karar verilmiş olması, karar hükmü bakımından, istinafen ortadan kaldırılmasına, bozulmasına ve neticeten işbu haksız davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; elektrik aboneliğinden kaynaklanan istirdat davasıdır.
Mahkemece 2017/210 Esas – 2018/906 Karar sayılı ilam ile dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karara karşı vaki istinaf üzerine Sakarya BAM 7. Hukuk Dairesinin 2019/2021 E, 2020/1231 K sayılı kararıyla mahkeme kararı eksik inceleme nedeniyle kaldırılmış, kaldırma kararı üzerine mahkemece bilirkişi incelemesi yapılarak kaldırma öncesi karar gibi hüküm kurulmuş, hükme karşı davalı Dilovası Organize Sanayi Bölge Müdürlüğünce istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davacının, davalılar ile elektrik aboneliği sözleşmesi olduğu, davacının 2010 yılı Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül ayları elektrik faturalarından kendisinden haksız yere tahsil edildiğini belirttiği kayıp kaçak, sayaç okuma, parekende satış hizmet bedeli, TRT payı, enerji fonu, dağıtım bedeli ve KDV bedellerinin istirdadını talep ettiği anlaşılmıştır.
Dava tarihinden sonra, 17/06/2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un 21. maddesi ile 6446 sayılı Kanun’un 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiştir.
6719 sayılı Kanun’un 21. maddesi ile değişik 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesinin altıncı fıkrasının (ç) bendinde;
“ç) Dağıtım tarifeleri: Dağıtım şirketleri tarafından hazırlanacak olan dağıtım tarifeleri, elektrik enerjisinin dağıtım sistemi üzerinden naklinden yararlanan tüm gerçek ve tüzel kişilere eşit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin uygulanacak hizmetlere ilişkin fiyatları, hükümleri ve şartları içerir. Dağıtım tarifeleri; dağıtım sistemi yatırım harcamaları, sistem işletim maliyeti, teknik ve teknik olmayan kayıp maliyeti, kesme-bağlama hizmet maliyeti, sayaç okuma maliyeti, reaktif enerji maliyeti gibi dağıtım faaliyetinin yürütülmesi kapsamındaki tüm maliyet ve hizmetleri karşılayacak bedellerden oluşur. Dağıtım şirketlerinin tarifelerine esas alınacak teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin hedef oranlar bu kayıpları düşürmeyi teşvik edecek şekilde Kurul tarafından belirlenir. Kurulca belirlenen hedef oranlarını geçmemek kaydı ile teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin maliyetler dağıtım tarifelerinde yer alır ve tüketicilere yansıtılır. Teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin hedef oranlarının tespiti ve değiştirilmesi ile oluşacak maliyetin tarifelerde yer alması ve tüketicilere yansıtılmasına ilişkin usul ve esaslar Kurul tarafından düzenlenir” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Ayrıca, 6719 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen Geçici 19. maddede; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve Geçici 20. maddede ise; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 28/12/2017 tarih, 2016/150 E. – 2017/179 K. sayılı kararı ile geçici 20. maddenin ve 17. maddenin (eklenen 10 numaralı fıkra hariç) Anayasa’ya aykırı olmadığına karar verilmiştir.
Bir davanın yargılaması sürerken yürürlüğe giren yeni bir Kanun ya da Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı ile davanın konusuz kalması mümkündür. Bu durumda, mahkemece davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmektedir. Davanın konusuz kaldığının tespit edilmesi halinde, mahkemece; esas (asıl talep) hakkında “Davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” ilişkin hüküm kurulması gerekmektedir.
HMK. 331. maddesi hükmü uyarınca, davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde Hakim davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hüküm eder.
Kayıp kaçak, dağıtım ve iletim bedeli, sayaç okuma ve perakende satış hizmet bedeli ile ilgili olarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21/05/2015 günlü ve 2013/7-2454 Esas – 2014/679 Karar sayılı ilamı) ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nce verilen kararlar ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında abonelerden tahsilinin hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 28/12/2017 tarih, 2016/150 E. 2017/179 K. sayılı kararı ile geçici 20. maddenin ve 17. maddenin (eklenen 10 numaralı fıkra hariç) Anayasa’ya aykırı olmadığına yönelik kararı da nazara alındığında dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin Kanun’un 17/06/2016 yürürlük tarihinden önceki dönemde geçerli olan EPDK. kararlarına dayanılarak tahsil edilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerektiği, mahkemece, dava tarihinden sonra yürürlüğe giren yeni yasa nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve HMK. 331. maddesi uyarınca, dava açıldığı tarihte tarafların dava açmakta haklılık durumuna göre vekalet ücretine ve yargılama giderlerinden sorumluluğa hükmedilmesi gerekir.
Eldeki uyuşmazlıkta; mahkemece kaldırma öncesi ve sonrasında alınan bilirkişi raporlarında, davacıdan, dava edilen kalemlerin tahsil edildiği anlaşıldığına göre davanın açıldığı tarihte davacı dava açmakta haklı olduğundan mahkemece yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı Dilovası Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken istinaf karar harcından peşin alınan harcın mahsubu ile terkin sınırı altında kaldığından bakiye harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yargılama giderlerinin istinaf eden davalı üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın Dairemizce taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.
*

Başkan …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Katip …
¸e-imzalı

¸Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca E-İMZA ile imzalanmıştır.¸