Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/1648 E. 2023/364 K. 10.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1648
KARAR NO : 2023/364
KARAR TARİHİ : 10/03/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 22/12/2021
KARAR TARİHİ : 28/06/2022
NUMARASI : 2021/686 Esas – 2022/416 Karar

DAVACI : … – ..
VEKİLİ : Av. …-…

DAVALI : SUMOTEKS TEKSTİL ÜRÜNLERİ ÜRETİM VE PAZARLAMA LİMİTED ŞİRKETİ – …-…
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA İHBAR OLUNAN : TABRA İNŞAAT ANONİM ŞİRKETİ -…

DAVA :Eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye iş bedeli için başlatılan takibe vaki itirazın iptali talebi
KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/03/2023

Kocaeli 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/686 E. 2022/416 K. sayılı dosyasından verilen 28/06/2022 tarihli karara karşı istinaf talebinde bulunulması ile dosyanın Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesine gönderildiği, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesinin 7. Hukuk Dairesinin 06/12/2022 tarih, 2022/2557 Esas, 2022/2121 Karar sayılı kararı ile inceleme görevinin 5. Hukuk Dairesi olduğu gerekçesiyle dosyanın Dairemize gönderildiği, taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik, davacı vekilince süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekil eden ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalıya teslim edilen mallar karşılığı davalıdan olan fatura alacağının tahsil edilemediğini, faturalara herhangi bir itiraz olmadığını, Gölcük İcra Müdürlüğü’nün 2021/2328 esas sayılı dosyası ile davalıya icra takibi yapıldığını, borçlu davalının kötüniyetli olarak takibe itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verildiğini, arabuluculuğa başvurulduğunu ancak herhangi bir anlaşma sağlanmadığını, icra takibine yapılan itirazın iptalini, davalının % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine kara verilmesi talep etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kesin süre içerisinde dosyaya sunulmayan delillerin ve davacı tarafın tanık dinletmesini kabul etmediklerini, davacı tarafın 2020 yılındaki faturalarının ödendiğini, davacının tekrar fatura düzenleyerek takip yaptığını, dava konusu fatura tarihi itibariyle davacının bir alacağı bulunmadığını, takip konusu faturaya Beşiktaş 1. Noterliği 19.10.2021 tarih ve 28457 yevmiye nolu ihtarı ile itiraz edilerek faturanın iade edildiğini, vekil eden şirket ile Tabra İnşaat A.Ş. arasında anahtar teslimi tesisat işi sözleşmesi bulunduğunu, Tabra İnşaat A.Ş.’nin davaya fer’i müdahil olarak katılması için davanın ihbar edilmesi gerektiğini belirtilerek, davacı tarafça açılan icra takibinin haksız ve hukuka aykırı olduğundan ve vekil eden şirketin herhangi bir borcunun bulunmadığından icra takibine itiraz edildiğini, davanın reddini, davacının takip konusu alacağın %20 sinden aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına yükletilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”Davanın reddine, asıl Alacağın %20 oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;
-Yerel mahkeme ilamında davanın reddine karar verildiğini, Yerel Mahkeme tarafından verilen kararda deliller yeterince incelenmediğini, mevcut deliller ve mevzuat yeterli değerlendirmeye tabi tutulmadan özellikle somut olaydaki hareketler akışı yeterince değerlendirilmeden işbu kararın verilmesi hukuka aykırı olduğunu, kanuna ve hukuka aykırı olan yerel mahkeme kararını istinaf ettiğini,
-Davalı şirket aleyhine, vekil eden tarafından, bugüne kadar ödenmeyen alacağın tahsili amacıyla Gölcük İcra Müdürlüğü 2021/2328 E. Sayılı dosya ile ilamsız icra takibi başlatılmış olduğunu, borçlu davalı tarafından dosyaya itiraz edilerek takip durduğunu, haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olarak yapılan itirazların iptali gerektiğini,
-Vekil eden ile davalı şirket arasında ticari iş ilişkisi kurulmuş olup; dosyada bulunan faturalar tahsil edilemeyince vekil eden adına Gölcük İcra Müdürlüğü’ nde ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirket, vekil edene herhangi bir borcu bulunmadığından bahisle icra takibine itiraz ettiğini,
-Vekil edenin, takip talebine dayanak olarak sunulan faturalardan anlaşılacağı üzere, mal teslim etmiş ardından fatura düzenlediğini, satılan ürün bedelleri davalı şirket tarafından taraflarına ödenmediğini,
-Fatura, satıcı ile müşterisi arasında meydana gelen ticari ilişkiyi ispatlamaya yarayan, satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını veya sair hususlarını ya da ifa edilmiş hizmeti gösteren hukuki bir belge olduğunu, faturaya konu hizmetlere dair taraflar arasında yapılan sözleşme dosyada bulunmakta olup takibin dayanağı olarak icra dosyasına da eklendiğini, faturaya dair taraflar arasındaki ticari ilişki ve sözleşme ispat edildiğini,
-Bilirkişi raporunda davacının ticari defterlerinde dava konusu faturanın kayıtlı olduğu tespit edildiğini, yasa ve Hukuk Genel Kurulu Kararı gereği malın teslim edildiğine karine olarak kabul edildiğini, davalı şirket ispat etmek durumunda olduğunu, bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere ilgili fatura gereği davacının alacağı bulunduğunu, tanzim edilen bilirkişi raporunda, icra takibine dayanak yaptığı sözleşme değerlendirilmediğini, kararda da buna ilişkin değerlendirmede bulunulmamış olduğunu, davalının ticari defterlerinde sözleşme tarihi itibariyle herhangi bir kayıt bulunamadığını,
-Davalı şirketin bu durumu defterlerine kaydetmemesi davacının alacaklı olmadığını ispat etmediğini, aksine taraflar arasında yapılan sözleşmeye konu işler ile faturaya konu hizmetler uyuştuğundan ödeme yapıldığı yahut işlerin davacı tarafından yapılmadığını böylece borcunun olmadığını ispat etmesi gerektiğini, işlerin yapılmadığı gibi bir iddia da bulunmadığını, icra ve dava dosyasındaki belgelerle davanın haklılığının ortaya çıktığını,
-Hükmedilen kötüniyet tazminatına da itiraz etmediğini, borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için davanın kısmen veya tamamen reddedilmiş olması, alacaklının icra takibine geçme ve itirazın iptali davası açmasında kötü niyetli ve haksız olduğunun ispatı gerektiğini, davacının icra takibinde haksız olmasının yanı sıra takibin kötü niyetle yapıldığının ispatının da şart olduğunu,
-Tüm bu bilgiler ışığında değerlendirildiğinde davacı vekil edenin teslim ettiği mallara ilişkin düzenlediği faturayı dayanak yaptığı icra takibine ilişkin olarak yalnızca borçlu tarafın faturayı iade etmesi sebebiyle kötüniyetli olduğu kanaati hatalı olduğunu, kötü niyetin açıkça ispatlanamadığı açık olduğunu, yerel mahkemenin kötüniyet tazminatına hükmedilmesi hayatı ve hukuka aykırı olduğunu,
-Borçlunun icra takibine vaki haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ve davalı borca haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğinden İİK.nun 67/2 maddesi gereğince % 20 tazminata hükmedilmesi gerektiğini, yerel mahkeme tarafından verilen karar eksik inceleme sonucu alındığını, davanın reddi ve kötüniyet tazminatı kararı kanuna ve hukuka aykırı olup yerel mahkeme kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurduklarını,
-Yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın bölge adliye mahkemesinde yeniden görülmesine, bölge adliye mahkemesinde yeniden görülmesi mümkün değilse, hükmün kaldırılarak dosyanın yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle;
-Davacı taraf istinaf ve dava dilekçesinde; ”dava ve takip konusu faturanın davalı şirkete teslim edilen mallara ilişkin olarak düzenlendiğini” iddia ettiğini, davacının dava dilekçesinde alım-satım akdine dayandığını, Yerel Mahkeme kararında da belirtildiği üzere dava ve takip konusu fatura TTK 21/2 maddesi uyarınca vekil eden şirket tarafından itiraza uğrayarak davacıya iade edildiğinden işbu faturanın davacı lehine delil olarak kabul edilmesinin hukuken mümkün olmadığı gibi bu durumda fatura içeriğine yönelik ispat külfeti ise davacı tarafta olduğunu, davacı tarafın borcun bulunmadığının ispat yükünün davalı tarafa ait olduğu yönündeki iddiasının hukuki herhangi bir dayanağının bulunmadığının açık olduğunu,
-Davacı tarafın iddiasını (mal teslimi) yazılı delillerle ispatlaması zorunlu olduğunu, davacı taraf iddiasını ispata elverişli herhangi bir yazılı delil dosyaya sunmadığını, davacı tarafça; ”Yerel Mahkeme kararının deliller yeterince incelenmeden tesis edildiği” gerekçesi ile istinaf kanun yoluna başvurulmasının mesnetsiz olduğunu,
-Davacı tarafın istinaf dilekçesinde belirttiği YHGK kararı faturanın davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olması durumuna yönelik iken davacının kendi defterlerinde dava konusu faturanın kayıtlı olmasının malın teslim edildiğine karine olduğu ve aksinin davalı şirket tarafından ispat edilmek durumunda olduğu şeklindeki beyanı hukuki mesnetten yoksun olup YHGK kararına da aykırı olduğunu,
-Sonuç olarak; 6100 sayılı HMK gereği basit yargılama usulü ile yürütülen davalarda davacı tarafça dava dilekçesinin verilmesinden sonra iddianın genişletilmesini ve değiştirilmesi yasak olduğunu, dava dilekçesinde belirtilmeyen bir delilin dosyaya sunulması ve dava dilekçesinde ileri sürülen maddi vakıanın değiştirilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, fatura içeriğine ve mal teslimi iddiasına yönelik ispat külfeti davacı tarafta olup, bu noktada ispatın yazılı delil ile yapılması zorunlu olduğu halde davacı taraf dosyaya iddiasını ispata elverişli herhangi bir delil sunmadığını, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğunu,
-Bu nedenlerle; davacı tarafın usul ve yasaya aykırı istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye iş bedeli için başlatılan takibe vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Davacı, davalı şirket ile arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalıya teslim edilen mallar karşılığı davalıdan olan fatura alacağının tahsil edilemediğini, faturalara herhangi bir itiraz olmadığını, davalının fatura bedeli kadar borcu bulunduğu iddiasıyla eldeki itirazın iptali davasını açmış, Davalı; davacı tarafın 2020 yılındaki faturalarının ödendiğini, davacının tekrar fatura düzenleyerek takip yaptığını, dava konusu fatura tarihi itibariyle davacının bir alacağı bulunmadığını, takip konusu faturanın itiraz edilerek iade edildiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Yerel mahkemece, dava konusu faturanın davalının ticari defterlerindeki kayıtlı olmadığı ve hizmet ve mal satışının ispatlanmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine yoluna gidilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinafa başvurulmuştur.
Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.
Taraflar arasında davalıya ait fabrika binasının bir kısım inşaat işlerinin yapımına ilişkin olarak bila tarihli 11 maddelik (85.475,00 TL+KDV) 100.860,50 TL götürü bedelli eser sözleşmesi akdedilmiştir. Davacı tarafından davalı adına 13.10.2021 tarihli, 31.860,00 tutarlı fatura düzenlendiği, fatura içeriğinde fatura konusunun ” Dış cephe havalandırma, tamir, boya ve dış cephe temizlik boyaları, İç A ve B doğalgaz, su tesisatı, havalandırma, baca çıkışları tamir ve boyaları ve elektrikçi tamirleri” olarak belirtildiği, davaya konu edilen fatura konusu işlerin sözleşmede belirtilen iş kalemlerinden ikisi olduğu anlaşılmaktadır. Davalının işin tamamlanmadığı, taraflar arasında başka bir iş ilişkisi bulunduğu ve eksik ve ayıplı iş savunması, davacının da dava konusu sözleşmeye ilave olarak iş yapıldığı iddiası bulunmamaktadır. Tarafların ticari defterlerinin incelemesinde; dava konusu davalının sözkonusu faturayı noter ihtarı ile iade ettiğini, davacı defter kayıtlarına göre 13.10.2021 tarihli fatura bedeli olan 31.860,00-TL davalının borçlu olduğunu, davalı kayıtlarında dava ve takip konusu faturanın kayıtlı olmadığını, dolayısıyla davacının alacağının bulunmadığını belirtilmiştir. Tarafların cari hesap ilişkisi incelendiğinde; davaya konu sözleşme kapsamında davalı iş sahibi tarafından davacı yükleniciye 97.293,50 TL ödemede bulunulduğu görülmüştür. Davacının dayandığı sözleşme konusu işin toplam bedeli (85.475,00 TL+KDV) 100.860,50 TL’ dir. Tarafların taraflar arasında başka bir iş ilişkisi bulunduğu, işin tamamlanmadığı, eksik ve ayıplı iş iddiası bulunmadığına göre cari hesap ilişkisi değerlendirildiğinde takibe konu edilen sözleşme kapsamında (100.860,50-97.293,50 TL) 3.567,00 TL davacının davalıdan alacaklı olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın tümden reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Davacının sözleşme kapsamında alacağının bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise miktarının hesaplanması için yargılama gerektiği, bu sebeple alacağın likit ve belirlenebilir olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Ayrıca, davacının taraflar arasında sözleşme ilişkisine dayanarak talepte bulunması ve kötü niyetli olduğunun ispatlanamaması nedeniyle kötü niyet tazminatının şartları oluşmamıştır.
Yukarıda açıklanan sebeplerle, davacı tarafın istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılması ile yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/06/2022 tarih, 2021/686 Esas, 2022/416 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA, aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurulmasına;
2-Davacının davasının kısmen kabulü ile Davalının, davaya konu Gölcük İcra Müdürlüğü’nün 2021/2328 Esas sayılı icra takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptali ile takibin 3.567,00 TL asıl alacak üzerinden takip talebinde belirtilen koşullarla devamına, davacı tarafın fazlaya ilişkin isteminin reddine,
3-Davacının icra inkar tazminatının ilişkin talebinin REDDİNE,
4-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından REDDİNE,
5-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 243,66-TL harcının daha önceden ödenen 383,77 TL peşin harçtan tahsili ile artan 140,11 TL’nin talep halinde davacıya iadesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 383,77 TL peşin harcın davalıdan alınarak ile davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan; 59,30 TL başvurma harcı, 8,50 TL vekalet harcı, 1.185,00 TL bilirkişi ücreti, tebligat ve yazışma gideri olmak üzere toplam 1.089,30 TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 119,82 TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 3.567,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Yargılama giderlerinden sayılan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davanın kabul red (% 11 kabul % 89 red) oranına göre belirlenen 145,20 -TL’sinin davalıdan, bakiye kısmın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, (harç tahsil müzekkeresinin temyize tabi dosyalarda Dairemizce, temyize tabi olmayan (kesin karar) dosyalarda ilk derece mahkemesince ilgili vergi dairesine yazı yazılmak sureti ile yerine getirilmesine,)
12-İlk Derece Mahkemesince arabuluculuk ücretine ilişkin düzenlenen 22/11/2022 tarih, 2022/433 nolu harç tahsil müzekkeresinin işlemsiz iadesinin istenmesine,
13-Yargılama sonucunda ve re’sen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse re’sen yapılacak gider de mahsup edilmek ve HMK m.333 düzenlemesi gözetilmek suretiyle avansın kullanılmayan kısmının kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf incelemesi bakımından;
14-Davacının istinaf başvurusu kısmen kabul edildiğinden davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
15-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 220,70 TL istinaf başvuru harcı, 69,00 TL tebliğat masrafı ve 94,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 411,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
16-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
17-Kararın tebliği ve diğer işlemlerin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
18-Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.nun 362/1-a maddeleri gereğince KESİN olarak 09/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
*

Başkan …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Katip …
¸e-imzalı