Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/1578 E. 2023/279 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1578
KARAR NO : 2023/279
KARAR TARİHİ : 23/02/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 01/10/2020
KARAR TARİHİ : 17/06/2022
NUMARASI : 2020/449 Esas – 2022/395 Karar

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI :DYGOZAN YAPI SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – … -…
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA :Eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacak sebebiyle başlatılan icra takibine itirazın iptalli istemi
KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/02/2023

Kocaeli 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/449 E. 2022/395 K. sayılı dosyasından verilen 17/06/2022 tarihli karara karşı istinaf talebinde bulunulması ile dosyanın Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesine gönderildiği, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesinin 7. Hukuk Dairesinin 08/11/2022 tarih, 2022/2376 Esas, 2022/1947 Karar sayılı kararı ile inceleme görevinin 5. Hukuk Dairesi olduğu gerekçesiyle dosyanın Dairemize gönderildiği, taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik, davalı vekilince süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekil edeni ile davalı arasındaki sözleşme gereğince vekil edenin davalıya ait 10 adet otobüsün reklam giydirme işini yaptığını, ancak davacıya ödeme yapılmadığını, Gölcük İcra Müdürlüğünün 2019/2809 esas sayılı dosyası ile başlattıkları takibe davalı tarafça itiraz edildiğini beyan ederek; itirazın iptaline ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sözleşmenin 65.000 TL olup, 10.000 TL’sinin peşin ödendiğini, kalan bedel için sözleşmeyi feshetiklerini, sözleşmeye göre otobüslerdeki reklam giydirmelerini sökülmesi sorumluluğunun davacıya ait olduğunu, sözleşmenin feshinden sonra vekil edenin … isimli şahısla anlaştığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;” Davanın kısmen kabulüne ile; Gölcük İcra Müdürlüğünün 2019/2809 esas sayılı dosyasına borçlunun yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 29.500,00-TL asıl alacak yönünden devamına, fazla ilişkin istemin reddine, asıl alacağın %20 si oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;
-Taraflar arasında 12.11.2018 tarihinde 10 adet özel halk otobüsünün reklam kaplamasına ilişkin 65.000,00 TL bedelli 1 yıllık süreli bir sözleşme imzalandığını, vekil eden davalı, sözleşmenin 2 aya tekabül eden 10.000,00 TL’lik borcunu peşin olarak ödemiş olup davacıya karşı herhangi bir borcu kalmadığını, ilerleyen süreçte davacı sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirmediğini, parayı uhdesinde tuttuğunu, şoförlere ve araç sahiplerine ödeme yapmadığını, otobüs sahipleri vekil edenes ait giydirilmiş reklam afişlerini söktüğünü, vekil edenin sözleşmeyi haklı sebeple feshettiğini, vekil eden tarafından davacıya verilen 55.000,00 TL bedelli çek, davacı tarafından vekil edene bizatihi iade edildiğini, bilirkişinin yaptığı ticari defter incelemesinde de söz konusu faturaya ilişkin mevcut bir borçlarının olmadığının görüldüğünü,
-Henüz e-faturanın yürürlüğe girmediği tarihlerde tacirlerin, aralarında sözleşme ilişkisi dahi bulunmayan firmalara faturalar kestiğini, bildirimde bulunmadığını ve sonrasında icra takibi başlatarak borcu olmayan şirketleri borçlu durumuna düşürerek mağdur ettiğini, dava da benzer mahiyette olduğunu, davacı taraf kötüniyetli davrandığını, feshedilen sözleşmenin ardından bir fatura düzenlediğini ve ihtarname ile davalıya ulaştırdığını iddia ettiğini, ihtarname Kocaeli 1. Noterliğinden gelen evrak cevabı uyarınca tebliğ sureti “iade” şeklinde geldiğini, davacının vekil edene tebliğ edilmeyen faturaya dayanarak alacak iddiasında bulunamadığını,
-Bunlara ilaveten davalı vekil eden davacının işini gereği gibi yerine getirmemesi sebebiyle 13.05.2019 tarihinde başka bir reklam kaplama şirketi olan …’a ait “Arka Pencere Reklam Evi” ile aynı hususta 59.000,00 TL bedelli ve 1 yıl süreli benzer bir sözleşme yapmak zorunda kaldığını, vekil eden, davacı … tarafından mağdur edildiğinden, yeni bir firma arayışına girdiğini, vekil edenin ve dava dışı … kurdukları ilişki kapsamında edimlerini gereği gibi yerine getirdiğini; Dyg ozan yapı tarafından sözleşme bedelinin tamamı …’ın kendisine ödendiğini,
-Hükme esas alınan tanık beyanları reklam giydirmesi yapılan otobüs maliklerine ait olduğunu, tanıkların davacı tarafça belirtildiğini, plakalı araçların yalnızca malikleri olup otobüsle faal olarak ilgilenmediğini, birçoğu beyanlarında reklam giydirmesi ile ilgili pek bir bilgisinin olmadığını, esasen araçları şoförlerin ya da yakınlarının kullandığını ifade ettiğini, buna ilaveten bir kısım tanığınsa birbirinin aynısı amiyane tabirle ezbere ifadelerde bulunduğu anlaşıldığını, tanıkların davacı ile öteden beri birbiriyle alakalı sektörlerde çalışması sebebiyle Murat Aydın aleyhine beyanda bulunmayacakları, hakikat farklı olsa dahi aksi yönde ve davacının lehine beyanda bulunacakları da aşikar olduğunu, davacı tarafça keyfiyeten düzenlendiğini ve vekil edene tebliğ edilemediğini, bir fatura ile davacıyla iş gereği menfaat ilişkisi bulunan tanıkların dinlenilmesi sonucunda davanın kısmen kabulüne, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunun kanaatinde olduklarını,
-Bu nedenlerle; yerel mahkeme kararın kaldırılmasını talep ettiğini, tehiri icra taleplerinin kabulü ile istinaf incelemesi sonuçlanıncaya kadar mahkeme kararının uygulanmasının geri bırakılmasını, ilk derece mahkemesi kararının vekil edene lehine kaldırılarak dosyanın yeni bir karar verilmesi için yerel mahkemeye gönderilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacak sebebiyle başlatılan icra takibine itirazın iptalli istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekili; vekil edeni ile davalı arasındaki sözleşme gereğince vekil edenin davalıya ait 10 adet otobüsün reklam giydirme işini yaptığını, davacıya sözleşme bedelinin ödemediğini, başlattıkları takibe davalı tarafça itiraz edildiğini beyan ederek; itirazın iptaline ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiş, davalı vekili ise, sözleşme bedelinin 65.000 TL olup, 10.000 TL’sinin peşin ödendiğini, kalan bedel için sözleşmeyi feshetiklerini, sözleşmeye göre otobüslerdeki reklam giydirmelerini sökülmesi sorumluluğunun davacıya ait olduğunu, sözleşmenin feshinden sonra müvekkilinin … isimli şahısla anlaştığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Eser sözleşmesi TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Eser sözleşmesinde taraflardan biri iş sahibi, diğeri ise yüklenicidir. Eser Sözleşmesinde, işin uzmanı sayılan yüklenici yapımını üstlendiği eseri işi, özen borcu gereği fen ve sanat kurallarına, sözleşme hükümlerine, kendisine duyulan güvene ve beklenen amaca uygun şekilde yapmakla yükümlüdür. Eser sözleşmesini diğer iş görme sözleşmelerinden ayıran en önemli özelliklerinden birisi sonuç sorumluluğudur. Bununla yüklenici tarafların iradeleri doğrultusunda biri sonucun meydana getirilmesi taahhüdü altına girmektedir. Zira eser sözleşmesinde bir eserin yaratılıp teslim edilmesi borcu altına girilmektedir. Bu taahhüdün altına giren yüklenici işin niteliği gereği sadakat ve özenle yerine getirmek zorundadır. Sadakat borcu, yüklenicinin iş eser sahibinin yararına olacak şeyleri yapması ve ona zarar verecek her türlü eylemden kaçınmasıdır.
Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.
Taraflar arasındaki akit , sözleşmenin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesi ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi gereğince iddia eden, iddiasını ispat yükümlülüğü altındadır. Kural olarak yapılan işin miktar ve değerini ispat yükü yüklenicide, iş bedelinin ödendiğini ispat yükü ise iş sahibindedir. Bir başka deyişle yüklenici yaptığı işin tutarını, iş sahibi de iş bedelini ödediğini kanıtlamak zorundadır. Esasen eser sözleşmesi imzalandıktan sonra yapılan işlerin yüklenici tarafından yapıldığı karine olarak kabul edilir. Ancak bu karinenin aksi savunulup ispat edilebilir.
Eser sözleşmelerinde ayıplı imalât halinde 6098 sayılı TBK’nın 474/I. maddesi uyarınca açık ayıplarda iş sahibi eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek, gizli ayıplarda aynı Kanun’un 477/son maddesi uyarınca ortaya çıkması üzerine gecikmeksizin ayıp ihbarında bulunmak zorundadır. İş sahibi gözden geçirmeyi ve ihbarda bulunmayı ihmal etmişse eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılır. Eksik işlerle ilgili teslim alınırken itirazi kayıt ileri sürmeye ve ihbarda bulunmaya gerek yoktur. Zamanaşımı süresi içinde işin eksik yapıldığı iş sahibince ileri sürülebilir. Öte yandan, götürü bedel eser sözleşmelerinde iş bedeli hesaplanırken eserin eksik ve ayıpları gözetilerek tüm işe göre oranı bulunmalı ve bu oran sözleşme bedeline uygulanarak hak edilen iş bedeli bulunmalıdır.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda somut dosya incelendiğinde; taraflar arasında 12.11.2019 tarihinde davalıya ait 10 adet otobüsün reklam giydirme işinin yapımına eser sözleşmesi akdedilmiştir. Sözleşme konusunun on adet özel halk otobüsünün tam kaplama şekilde yapılacak araç giydirme görsellerinin reklam olarak sergilenmesi işi olduğu, sözleşme bedelinin 65.000,00 TL (KDV Hariç) olduğu, sözleşme süresinin bir yıl olduğu, reklamın başlangıç süresinin 20.11.2018, bitiş süresinin 20.11.2019 tarihi olduğu, peşinat tutarın 10.000, 00 TL olduğu, sözleşmenin satıcı firma tarafından fesh edilmesi durumunda, alıcı reklam süresi kadar kalan parayı iade edeceği düzenlenmiştir. Davacı bu sözleşmeden dolayı bakiye 29.500,00 TL alacağı için faturaya dayalı ilamsız icra takibi yaptığı, davalı tarafın davacıya borçlarının bulunmadığını belirterek takibe itiraz ettiği, davacı sözleşmeden dolayı bakiye alacağı olduğu iddiasıyla eldeki davayı açmıştır. Anlaşmazlık davacı tarafça edimin yerine getirilip getrilmediği, sözleşme bedelinin ödenip ödenmediği, davalı tarafça sözleşmenin fesh edilip edilmediği, davacının bakiye alacağının bulunup bulunmadığına ilişkindir. Sözleşme konusu otobüslere reklam giydirme işinin davacı tarafından yerine getirildiği tarafların kabulündedir. Davacı taraf sözleşmenin 8 aylık süre ile devam ettiğini iddia etmiş, davalı ise taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin sözleşmenin akdedildiği tarihten iki ay sonra karşılılık olarak fesh edildiği savunmuştur. Davalı taraf sözleşmenin fesh edildiği savunmuş ise de dosya kapsamında davacıya bu hususta ihtar çekildiği veya başvuruda bulunulduğu ispatlanmamıştır. Yargılama aşamasında dinlenen tanık beyanlarından sözleşme süresince reklamların otobüslerin üzerinde bulunduğunu beyan etmişlerdir. Bu beyanlara göre, davacının sözleşmedeki edimini yerine getirdiğinin kabulü gerekir. Tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde, davacı …’ın 2019 ve 2020 defter kayıtlarına göre 31/12/2020 tarihi itibariyle davalı şirket ile yapılan ticari faaliyetleri neticesinde 29.500,00 TL alacaklı olduğu, davalının kayıtlarına göre davacıya herhangi bir borcu olmadığı belirtilmiştir. Davacı tarafça dava konusu faturanın davalıya tebliği için çıkartılan ihtarname iade edilmiştir. Mahkemece, davacının hakediş bedelinin belirlenmesine ilişkin bir değerlendirme yapılmadığı görülmüştür. Sözleşmenin 8 ay süre ifa edildiği ve sözleşme kapsamında sözleşmenin götürü bedelli olması gözetilerek sözleşme konusu işlerin işin tamamına göre fiziki gerçekleşme oranının % 66 olduğu, özleşme bedelinin 65.000,00 TL (KDV Hariç) olduğu, sözleşme bedelinin KDV dahil 76.700,00 TL olduğu, götürü bedelin uygulanması neticesinde davacının hak ediş bedelinin 51.133,33 TL tespit olunduğu, sözleşmede davalı tarafça 10.000,00 TL peşinat ödendiğinin belirtildiği, bu durumda davacının bakiye alacağının 41.133,33 TL olduğu, davaya konu icra takibindeki asıl alacağın 29.500,00 TL olduğu dikkate alındığında ve davalının sözleşmeyi fesh ettiğini ispatlayamadığına göre davanın kısmen kabulüne karar verilmesi sonuç itibariyle doğru olduğu kanaatiyle davalı tarafın aksi yöndeki istinaf taleplerinin reddine, bununla birlikte gerekçe yönünden kararın kaldırılarak yeniden hüküm kurulması gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle; davalı tarafın istinaf talebinin esastan reddine, re’sen yapılan inceleme sonucu ise ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına ve aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-Davalı vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
B-Re’sen yapılan inceleme sonucu ise; Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/06/2022 tarih, 2020/449 E – 2022/395 K sayılı kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince sayılı kararının KALDIRILMASINA, yeniden hüküm kurulmasına,
1-Davanın kısmen kabulüne ile; Gölcük İcra Müdürlüğünün 2019/2809 esas sayılı dosyasına borçlunun yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 29.500,00-TL asıl alacak yönünden devamına, fazla ilişkin istemin reddine,
2-Asıl alacağın %20 si oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 2.015,14 TL harçtan, peşin alınan 353,38-TL harcın mahsubatı ile bakiye 1.661,76 TL harcın davalıdan alınmasına,
4-İlk Derece Mahkemesince hesaplanan harç miktarı ile Dairemizce hesaplanan harç miktarının aynı olduğu, İlk Derece Mahkemesince de harç tahsil müzekkeresi yazıldığı anlaşıldığından yeniden harç tahsil müzekkeresi yazılmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan 353,38-TL harç ve 478,35-TL sair yargılama gideri olmak üzere toplam 831,73-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Davalı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
İstinaf incelemesi yönünden;
9-Davalıdan alınması gereken 2.015,14 TL harçtan, peşin yatırılan 503,79 TL nispi istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 1.511,35 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, (harç tahsil müzekkeresinin temyize tabi dosyalarda Dairemizce, temyize tabi olmayan (kesin karar) dosyalarda ilk derece mahkemesince ilgili vergi dairesine yazı yazılmak sureti ile yerine getirilmesine,)
10-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
11-Duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
12-Kararın tebliği ve diğer işlemlerin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
13-Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.nun 362/1-a maddeleri gereğince KESİN olarak 23/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

*

Başkan …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Katip …
¸e-imzalı