Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/1549 E. 2023/256 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1549
KARAR NO : 2023/256
KARAR TARİHİ : 22/02/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 31/12/2019
KARAR TARİHİ : 22/09/2022
NUMARASI : 2019/563 Esas – 2022/433 Karar

DAVACI : RAYSAN MÜHENDİSLİK KALIP VE MAKİNA METAL SAN. TİC. LTD. ŞTİ. – …
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – …
Av. … – …

DAVALI : … -… – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Eser sözleşmesinden kaynaklı iş bedelinin iadesine ilişkin itirazın iptali

KARAR YAZIM TARİHİ : 23/02/2023

Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik, davalı vekilince süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalı şirketin 26/07/2017 tarihinde konfeti çevirme kapak kalıbı yapımı üzerine anlaştıklarını, sözleşmenin bir eser sözleşmesi niteliğinde olduğunu, dava konusu konfeti kapak çevirme kalıbına ilişkin sözleşmede toplam bedelin 45.000,00 TL götürü bedel olarak belirlendiğini, sözleşmede kararlaştırıldığı üzere müvekkil şirketin peşinat olarak 3D Makine Kalıp- … adına, 20.000,00 TL bedelli 29/12/2017 tarihli ve 25.000,00 TL bedelli 16/02/2018 tarihli çeklerin keşide edildiğini, müvekkiline ait çeklerin vadesinde ödendiğini, sözleşme konusu konfeti çevirme kapak kalıbının müvekkile teslim edilmediğini, davalı konfeti kapak çevirme kalıbının yapılması için müvekkil şirket yetkililerinin davalı şirkete defalarca gittiğini, davalı şirket yetkilisinin …’a yakın zamanda söz konusu ürünü teslim edeceğini beyan ettiğini, müvekkilin şirketin başka bir müşterisi ile yapacağı iş için gerekmekte olup uzun zamandır ürün teslim edilemediğinden müvekkil şirketin bu müşteriyi kaybettiğini, söz konusu konfeti kapak çevirme kalıbının artık teslim edilse dahi müvekkil şirket için getireceği yararın son bulduğunu, Eserin tesliminin gerçekleşmemesi ve müvekkilin ifaya bağlı yararının son bulması ile müvekkilin çeşitli sözlü başvuruları ile davalıdan ödenen 45.000,00 TL’nin iadesini talep ettiğini, davalının ödemeye yanaşmadığını, davalı borçlunun yasal süresi içinde herhangi bir borcunun olmadığının iddiasında bulunduğunu ancak borçlunun takip dayanağı olan belge altındaki imzaya itiraz etmediğini, davalının tavırlarının zaman kazanmaya yönelik olduğunu, davalı şirketin mallarını kaçırma çabası içerisinde olduğunu ve malları satışa çıkardığını, tüm bu nedenlerle borçlunun taşınır ve taşınmaz mallarına (öncelikle teminatsız olarak) dava sonuna kadar 3. Şahıslara devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına, davanın kabulüne, haksız ve kötü niyetli davalının itirazlarının iptaline, takibin devamına ve alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına, alacaklarının temerrüt tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi yürütülmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile kendileri arasında 26/07/2021 tarihinde konfeti çevirme kapak kalıbı yapımı için eser sözleşmesi kurduğunu iddia ettiğini ancak dava dilekçesinde davcının eser sözleşmesi olarak nitelendirdiği belgenin müvekkilinin davacıya sunduğu fiyat teklifi olduğunu, müvekkilinin sunduğu teklifi bir eser sözleşmesi olarak nitelendirmek ve bu niteleme üzerinden bir takım edim ve borç doğduğunu iddia etmenin hukuka ve maddi gerçeğe aykırı olduğunu, davacı şirket ile davalı müvekkilin ilk defa 2017 yılında ticari anlamda birlikte çalışmaya başladıklarını ve uzun süre bu ilişkiyi devam ettirerek çok sayıla imalat işi yaptıklarını, teklif bedelini çok bulan davacı şirket, davalı müvekkilin sunduğu teklifi kabul etmediğini ve davalı müvekkile, daha önceki işlerde de uyguladıkları ortaklaşa üretim modelini uygulayarak malzeme ile hırdavat tedariki ve torna işçiliğinin kendilerine tasarım ve freze ile montaj işçiliğinin ise müvekkiline ait olmak üzere 15.000,00 TL bedel karşılığında kalıp imalatının yapımını önerdiğini, keşide edilen ve ödemesi gerçekleşen çeklerin taraflar arasındaki dava dışı iş ve işlemlere ilişkin olduğunu, davacının dava dilekçesinde 29/12/2017 ve 16/02/2018 tarihli toplam 45.000,00 TL tutarlı iki adet çekin teklifname doğrultusunda kurulduğunu iddia ettiği sözleşme gereğince keşide edildiğini, davalı müvekkili ile davacı şirket arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan alacak verecek hesabının cari hesap şeklinde işlendiğini, taraflar arasındaki çok sayıda ve karşılıklı olarak para transferi gerçekleştirildiğini, tüzel kişi olması itibariyle tüm hesap hareketlerinin kayıtlarının davacı şirketin ticari defterlerinde bulundurulması gerektiğini, davacı tarafın ticari defterlerine delil olarak dayanmadığını, davalı müvekkil ile davacı şirket arasında 2018 yılı başlarında, davacıya ait bir makinenin belirli bir bedelle davalı müvekkile satılması hususunda şifahi bir sözleşme yapıldığını sözleşme gereğince davalı müvekkilin 27/03/2018 tarihinde davacı şirket hesabına 30.000,00 TL havale yaptığını, daha sonra sözleşmeden dönüldüğü için davalı müvekkilin peşinatın iadesini istediğini ve davacı şirketin 09/07/2018 tarihinde 510 tel erezyon ücreti açıklamasıyla 9.000,00 Tl geri ödeme yaptığını ancak 21.000,00 TL tutarındaki bakiye borcunun ise geri ödenmediğini, tüm bu nedenlerle maddi ve hukuki dayanağı bulunmayan davanın reddine, Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2019/141995 Esas sayılı takibinin iptaline, takip başlatmakta kötü niyetli olan davacının takip miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, fazlaya dair haklarının saklı tutulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinden bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;
“1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalının Kocaeli 8. İcra Müdürlüğünün 2019/141995 Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 45.000,00 TL asıl alacak üzerinden ve bu meblağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işletilecek avans faizi ile birlikte devamına,
3-Alacak likit olduğundan İİK 67/2. Maddesi uyarınca 45.000,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin kabulü; sözleşme hükümlerine, maddi gerçeğe ve hukuka uygun olmadığını, teklif mektubunun/iş emrinin eser sözleşmesiymiş gibi karara esas alınmış olması, kaldırılma nedenlerinden ilkidir.
takip ve dava dayanağı yapılan teklifnamedeki 45.000,00-TL.’nin, malzeme ve işçilik dahil bir teklif olduğunu, daha sonra kurulan şifahi sözleşmede malzeme temininin davacı şirketçe üstlenildiğini ve malzemenin davacı tarafça satın alındığını, bu iddiamızın ispatı babında, davacı şirketin malzeme satın alımına ilişkin ırsaliyeli faturalarının elimizde bulunan birkaç tanesi cevap dilekçesinde ekli delil listesi ile dosyaya sunulduğunu, davada dinlenen tanıklar da bu savunmalar ile aynı doğrultuda beyanda bulunduklarını, netice itibariyle bu yöndeki savunmaları, her türlü şüpheden uzak şekilde sübuta erdiğini, dolayısıyla, teklif mektubunun/iş emrinin eser sözleşmesiymiş gibi karara esas alınmış olması hatalı olduğunu, davalı müvekkilin/yüklenicinin mütemerrüt sayılması da bir diğer kaldırılma nedeni olduğunu,
davalı müvekkilin 11/02/1019 tarihinde davacı şirket yetkilisine gönderdiği e-posta metnini delil listemizin 9. sırasında dosyaya ibraz ettiklerini, buna rağmen ilk derece mahkemesinin müvekkil davalı yükleniciyi mütemerrüt sayması tarafımızdan anlaşılamadığını,
borçlu temerrüdü olgusunu kabul anlamına gelmemek üzere, bir an için müvekkilin mütemerrüt olduğu düşünülse bile, iş sahibi tarafından sözleşmenin feshi halinde tarafların birbirlerine verdiklerini geri isteyeceği yönündeki TBK’nin 125. maddesi düzenlemesi doğrultusunda, müvekkilinin niza konusu makinenin imalı için yaptığı harcamayı bilirkişi marifetiyle belirleyip ona göre borç/alacak hesabı yapılmalıyken, ilk derece mahkemesi bunu da yapmamış ve mütemerrüt olan yüklenicinin böyle bir hakkı olmadığı yönünde değerlendirmede bulunduğunu, bu yöndeki kabul ve değerlendirme de dosya kapsamıyla ve hukukla uyarlı olmadığını, takip konusu çeklerin, taraflar arasındaki başkaca ticari ilişkilere dayalı olarak verildiği yönündeki savunmaları ispat edildiğini,
tarafımızın delil listesinde davacının ticari defter kayıtlarına dayanılan ve esasen kendi ticari defterlere dayanılması durumunda, HMK.’nun 202 maddesi gereğince karşı tarafın ticari defterlerine de dayanmış sayılacağımız göz önüne alındığında, davacı tarafın da ticari defterleri incelenmeli ve ona göre değerlendirme yapılmalıyken bu yapılmamış, davacı tarafın bilirkişi ücretini yatırmadığından bahisle olay geçiştirilerek eksik incelemeyle hüküm kurulduğunu, nitekim ilk derece mahkemesi tarafından, davacının defterlerinin incelenmesi için gerekli masraf avansını yatırmamız yönünde ara karar kurulsaydı, bu eksiklik tarafımızdan giderilebileceğini, bu bağlamda, ticari davalardaki katı usul kuralları gözardı edilerek ve davacının iddialarını doğrular nitelikte hiçbir ticari kaydı tespit edilmeksizin verilen kabul kararı usul ve yasaya uygun olmadığını,
denetime elverişli, hükme esas alınabilecek ikinci bir teknik rapor aldırılmadan hüküm kurulması da diğer bir kaldırılma nedeni olduğunu, davacı şirketin hem ortağı hem yöneticisi olan …’in, itirazımıza rağmen tanık olarak dinlenilmesi ve anlatımlarının hükme esas alınması hukuka aykırı olduğunu, sözleşmenin tadil edildiği, eserin iş bölümü yoluyla üretildiği, eserin revizyona uğradığı, davalı müvekkilin yazışmalarda ilave maliyet bedeli istediği hususları sübuta erdiğini, icra inkar tazminatına hükmedilmesi hukuka aykırı olduğunu,
yargılama giderleri hesaplanırken hataya düşülmüştür.
ilk derece mahkemesi gerekçeli kararın 8. maddesinde: “Davacı tarafından yapılan 400,00 TL müzekkere ve tebligat giderleri ile 2.450,00- TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplamı 2.850,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde hüküm kurduğunu, fakat hüküm altına alınan yargılama giderlerinden bilirkişi ücreti ve tebligat masrafları olarak 2.300,00-TL gider avansı, 19/01/2022 tarihinde UYAP Avukat sistemi üzerinden tarafımızca dosyaya yatırıldığını, (MSR2022 Seri No.lu, 3288 Sıra No.lu ve 3288 Özel No.lu Tahsilat makbuzu dosyada mevcuttur.) açıklanan ve re’sen görülecek nedenlerle; duruşmalı yapılacak istinaf incelemesi sonunda, itirazlarımızın kabulüyle, Kocaeli 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/09/2022 tarihli, 2019/563 Esas ve 2022/433 Karar sayılı, usul ve yasaya aykırı nihai kararının kaldırılarak ispat edilemeyen davanın tüm talepler yönünden reddine, bu mümkün olmadığı taktirde yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; karar hukuka uygun olup davalı tarafın başvurusu süreci uzatmaya yönelik olduğunu, şöyle ki; taraf iradeleri asli edimler hususunda uyuşması halinde geçerli bir sözleşmenin varlığından söz edilebilecektir (TBK m. 1/1). yan edimlerin taraflarca kararlaştırılmasına gerek bulunmadığını, davalı tarafın bir takım malzeme faturası sunarak sözleşmede yenileme ya da tadile gidildiğine ilişkin hangi şüpheyi giderdiği anlaşılamadığını, herkesçe bilinen bir gerçek olduğu üzere iş hayatında kaşe ve imza atılarak karşı tarafa teklif mektubu sunulmayacağını, bu şekilde sunulmuş olan teklif mektubu diğer tarafın açıkça reddetmemesi halinde geçerli bir sözleşme ilişkisi kurulacağı aşikar olduğunu,
davalı taraf istinaf dilekçesinde “b” başlığı altında yapımı biten eseri teslim alması için şifahi olarak müvekkile bildirdiğini ancak sonrasında müvekkilin kalıpta değişiklik yapılması istediğini ifade edildiğini, bu hususa ilişkin ise davalının müvekkile gönderdiği 11.02.2019 tarihli e-posta mesajı delil olarak gösterildiğini, ancak dava dilekçesinde sundukları 18.07.2019 ve 31.07.2019 tarihli müvekkil firmanın davalıya göndermiş olduğu e-postalardan bahsedilmediğini, ihtar yerini tutan işlemler arasında en kabul gören, alacaklı tarafından borçluya karşı borç ilişkisinde borçlanılan edimin ifası için eda davası açılması veya icra takibi başlatıldığını, somut olayda müvekkil firma, davalı ile yapmış olduğu e-posta yazışmaları ile paranın iadesini talep etmişse de her halükarda açılan icra takibi ve zorunlu arabuluculuk görüşmeleri yapılmış olması ihtarname yerine geçtiğini, davalı taraf ilk derece mahkemesinde yapmadığı bir itirazı istinaf başvurusunda ileri sürmesi dürüstlük kuralı ile de bağdaşmadığını, taraflar arasında akdolunan 26.07.2017 tarihli sözleşmede müvekkilin 45.000,00 TL bedelli ediminin 25.000,00 TL ve 20.000,00 TL bedelli çeklerle ödeneceği kararlaştırıldığını, davaya konu çeklerde sözleşmeden sonraki tarihler için tanzim edilmiş ve ödenmiştir. söz konusu iki çek tesadüf olamayacak kesinlikte sözleşmeye uygun olarak tanzim edilmiş ve ödendiğini, davalı taraf bu ödemelerin başkaca işlere ait olduğunu herhangi bir şekilde de ispat edemediğini, niteliği tartışmalı olsa da öğretide karşı tarafın ticari defterlerine dayanan tarafın, delilini hasmının ticari defterlerine hasretmediği sürece HMK m. 222/5 hükmünün uygulanamayacağı yönünde görüş birliği mevcut olduğunu, bunların haricinde her halükarda taraflar ticari defterlerin aksini ispat imkanına sahip olduğunu, taraflar başkaca kesin deliller vasıtasıyla ticari defterlerin aksini ya da hiç sunulmaması halinde iddiasını senetle ispat edebileceğini, mahkemece alınan 22.08.2022 tarihli bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere ihtilaf konusu sorular yönünden cevapsız kaldığını, sorular salt hukuki meseleler olduğundan dolayı cevapsız kalması da doğal olduğunu, mevcut soruların cevabını verme yükümlülüğü dosya içerisinde bulunan deliller ışığında hakimin görevi olduğunu, dava konusu senetle ispat sınırının üzerinde olduğundan her iki tarafın tanıklarının dinlenmesinin hiçbir anlamı bulunmadığını, açıklanan ve re’sen takdir olunacak nedenlere işbu haksız başvurunun reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklı iş bedelinin iadesine ilişkin itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacı iş sahibi, davalı yüklenicidir.
Taraflar arasında bizzat davalı tarafından davacıya sunulan 26/07/2017 tarihli teklif formu ve davacının teklif formunda yazılı miktar kadar davalıya yaptığı çek ödemesi uyarınca konfeti çevirme kapak kalıbı yapımı işinin davalı tarafından yüklenilmesine ilişkin eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır. Davalı taraf her ne kadar sözleşmenin revize edildiği, iş bedelinin 15.000 TL ye düşürüldüğü, malzeme temininin davacıda olduğunu savunmuşsa da, bizzat kendisi tarafından düzenlenen teklif formundaki iş kapsamının aksini ispat edemediğinden davalının bu yöndeki savunması yerinde değildir.
Eser sözleşmelerinde yüklenicinin ana borcu sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun olarak eseri tamamlamak, ikinci temel borcu da meydana getirdiği eseri iş sahibine teslim etmektir. Aksi halde eser meydana getirilmiş olsa dahi teslim yoksa borç tam olarak ifa etmiş sayılmaz.
Somut olayda, taraflar arasındaki sözleşmeye konu eserin iş sahibine teslim edilmediği açıktır. Eserin teslimine ilişkin sözleşmede bir vade belirlenmediği anlaşıldığından işin mahiyetine göre belirli bir süre içerisinde yüklenici tarafından eserin meydana getirilerek teslim edilmesi gerekmektedir. Dosyaya sunulan mail yazışmalarından, davacı tarafça eserin teslim edilmesi defaten iştenmiş, davalının davacıya gönderdiği 11.2.2019 tarihli mailde ise, eserin en kısa sürede teslim edileceği bildirilmesine rağmen, davalı, kendi edimini yerine getirdiğini ve eseri teslime hazır olduğunu belirtmek suretiyle davacı iş sahibini temerrüde düşürdüğünü ispat edememiştir. Bu durumda yüklenici temerrüdü oluştuğundan davacı iş sahibi sözleşmeyi fesihte ve iş bedelinin iadesini talepte haklıdır. Belirtilen nedenlerle mahkemece davanın kabulü kararı yerinde olduğu gibi iadeye karar verilen alacak miktarı da likit nitelikte olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi de yerindedir.
Buna karşılık;
Mahkemece, davacı lehine hesaplanan yargılama gideri bilirkişi giderleri toplamı 963,50 TL ve posta ile tebligat giderleri toplamı ise 281,10 TL olmak üzere toplam yargılama gideri 1.244,60 TL olduğundan bu miktarın davalıdan tahsili gerekirken daha fazla miktarda yargılama giderine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılması ile yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/09/2022 tarih 2019/563 Esas – 2022/433 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA,
Davanın KABULÜNE,
Davalının Kocaeli 8. İcra Müdürlüğünün 2019/141995 Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 45.000,00 TL asıl alacak üzerinden ve bu meblağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işletilecek avans faizi ile birlikte devamına,
Alacak likit olduğundan İİK 67/2. Maddesi uyarınca 45.000,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine,
6325 sayılı HUAK 18/A-13,14. maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden Kocaeli Arabuluculuk Bürosu 2019/142005 numaralı dosyasında ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması halinde haksız çıkacak taraftan tahsil olunacağı düzenlendiğinden davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
Alınması gerekli 3.073,95 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 543,49 TL harcın mahsubu ile kalan 2.530,46‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı ve 543,49 TL peşin harç olmak üzere toplam 587,90 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan bilirkişi giderleri toplamı 963,50 TL ve posta ile tebligat giderleri toplamı ise 281,10 TL olmak üzere toplam yargılama gideri 1.244,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
İstinaf incelemesi bakımından;
Davalı vekilinin başvurusu kısmen yerinde görüldüğünden yatırılan istinaf karar harcının tarafına iadesine,
Kaldırma kararının hükmün ferisine yönelik olması nedeniyle istinaf giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
İstinaf kararının yerel mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile HMK.362/1-a maddesi uyarınca 22/02/2023 tarihinde KESİN olarak karar verildi.

*

Başkan …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Katip …
¸e-imzalı

¸Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca E-İMZA ile imzalanmıştır.¸