Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/1455 E. 2023/189 K. 10.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1455
KARAR NO : 2023/189
KARAR TARİHİ : 10/01/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 03/03/2021
KARAR TARİHİ : 14/06/2022
NUMARASI : 2021/143 Esas – 2022/520 Karar

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Temliknameye dayanılarak eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan takibe yönelik itirazın iptâli istemi
KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/02/2023

Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/143 E. 2022/520 K. sayılı dosyasından verilen 14/06/2022 tarihli karara karşı istinaf talebinde bulunulması ile dosyanın Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesine gönderildiği, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesinin 7. Hukuk Dairesinin 13/10/2022 tarih, 2022/2101 Esas, 2022/1761 Karar sayılı kararı ile inceleme görevinin 5. Hukuk Dairesi olduğu gerekçesiyle dosyanın Dairemize gönderildiği, taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik, davacı vekilince süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının dava dışı BRS Barlas Boya Ahşap transfer San. Ve Tic.A.Ş’nin davalıdan olan alacağını temlik aldığını, davalı aleyhine icra takibine geçtiğini, davalının haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini belirterek huzurda görülen davayı açtığını, dava dilekçesinde, dava dışı şirketin davalıya nakit çek veya senetle farklı tarihlerde iş avansı ödediğini, iş avansı karşılığında bazı işlerin yapıldığını, eksik kalan işler için davalıya fazladan ödenen 33.480,34 TL’ davalının iade etmediğini bildirdiğini, davacı yine dava dilekçesinde, davalının dava dışı şirkete 2 adet fatura kestiğini, (60.000+55.000) dava dışı şirket 55.000 TL lik faturayı davalıya iade ettiğini bildirdiğini, davanın kabulü ile itirazın iptal edilmesi, %20 den az olmamak üzere tazminata ve yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dışı şirket ile 20.01.2015 tarihinde 115.000 +KDV ile sözleşme yaptığını, iş bedelinin 45.000 TL lik kısmını 07.01.2015 tarihinde banka kanalıyla ödediğini, geri kalan 70.000 TL için de Albaraka’dan 07.10.2015 vadeli 70.000 TL lik çek verdiğini, davalı sözleşmedeki işleri eksiksiz ifa ettiğini, dava dışı şirkete 02.09.2015 tarihinde 115.000+KDV fatura düzenlediğini, bu fatura dava dışı şirket tarafından haksız olarak iade edildiğini, bunun üzerine dava dışı şirkete 11.04.2016 tarihinde 60.000 TL ve 15.07.2016 tarihinde 55.000 TL fatura düzenlediğini, dava dışı şirket 55.000 TL lik faturayı da haksız olarak iade etmiş olduğunu, davalı vekili, avans henüz yapılmamış bir işin karşılığının önceden alınması anlamına gelmekle birlikte davalıya yapılan ödemeler avans mahiyetinde değil sözleşme ile kararlaştırılan ve davalı tarafından eksiksiz ve ayıpsız olarak yerine getirilen işlerin bedeli olduğunu, sözleşme konusu iş İGDAŞ tarafından onaylanıp 18.08.2015 tarihinde gaz verilmeye başlanılmış olduğunu, dava dışı şirkete 55.000 TL lik fatura kesilmek istenildiğini, dava dışı şirket 2018 yılında Ticaret sicilden terkin edildiği bildirilmiş olduğunu, davalının davanın reddedilmesi gerektiği, % 20den az olmamak üzere inkar tazminatı ile yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”Davanın reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;
-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen 2021/143 E. 2022/520 K.

Sayılı itirazın iptali davasında davanın reddine karar verilmiş olmakla beraber, Yerel Mahkemece açıklanan gerekçeli kararda tarafça kabulü mümkün olmayan usul ve yasaya aykırılık teşkil eden hususların cereyan ettiğini, sonuç olarak istinaf dilekçelerini arz etme zorunluluğunun hasıl olduğunu,
-Davacı vekil edenin dava dışı BRS Barlas Boya Ahşap Transfer San. Ve Tic. A.Ş.’nin davalıdan olan alacağını temlik alması üzerine davalı borçlu aleyhine Gebze İcra Müdürlüğü’nün 2020/39341 Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun yapmış olduğu itiraz üzerine esas numarası bu dava ikame edildiğini, İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda itirazın iptali davasının reddine karar verildiğini, Yerel mahkemece açıklanan kararda tarafça kabulü mümkün olmayan usul ve yasaya aykırılık teşkil eden hususlar cereyan ettiğini, istinaf dilekçelerini arz etme zorunluluğunun hasıl olduğunu,
-İlk derece mahkemesi tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporunda kabulü mümkün olmayan hatalarının mevcut olduğunu, hükme esas alınması dahi mümkün olmayan bu raporu esas alan ilk derece mahkemesi eksik ve hatalı bir karar verdiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda temlik eden şirketin mahalde bulunmadığını, mahallin üçüncü kişi ve firmalar tarafından kullanıldığını, davalının yaptığını iddia ettiği işlere ait herhangi bir iz ve emare bulunmadığı gibi binada bulunan doğalgaz ve su sayaç tarihlerinin de sonraki tarihlere ait olduğu belirtildiğini, Bilirkişi raporuna esas 23.11.2021 tarihli keşif sırasında mahkeme keşif heyeti ve bilirkişi tarafından yapılan gözlemler “dava konusu eser sözleşmesi içeriği yapımı kararlaştırılan imalatların, temlik eden şirketin keşif mahallinden taşınmış olması ve halihazırda şirket adresinde başka şirketlerin bulunması, imalatların halihazırda mevcut olmaması nedeniyle keşfen inceleme yapılmadığını, keşif mahallindeki alt katta bulunan polvo elektrostatik toz boya şirket ilgilisi ve üst kattaki Dkr Dekor Banyo Şirket ilgilisi eşliğinde gerekli kontrollerin yapıldığını,
-Görüldüğü üzere bilirkişi raporuna ve bu durumda gerekçeli karara dayanak teşkil eden keşifte, davalının yaptığını iddia ettiği imalatların hiçbirisine rastlanmadığını hatta yapıldığı iddia edilen imalatlara ait herhangi bir iz ve emare dahi bulunamadığını, davalının eser sözleşmesi içeriğinde yazılı imalatların tamamını yerine getirdiğini ve eser sözleşmesinde yazılı tutar kadar ödeme yapılması gerektiği iddiası ispatlanamamış bulunduğunu,
-Bilirkişi raporunda ve keşif tutanağında davalının yaptığını iddia ettiği eser sözleşmesinde yazılı imalatların mahallinde bulunmadığını, hatta bu imalatlar ile ilgili herhangi bir iz ve emareye rastlanmadığı yazılı olduğu halde, raporun sonuç bölümünde sözleşme kapsamında bulunan işlerin ve sonradan ilave olarak faturalandırılan işlerin yapıldığı, tesis ve tesisatın işletmeye alındığı kanaatine varıldığı şeklinde yorum yapılmasına bir anlam veremediğini, davalının yaptığını iddia ettiği eser sözleşmesine konu işler soyut, hislerle anlaşılan, bir takım varsayımlarla yapılıp yapılmadığı tespit edilebilen işler olmadığını, yapıldığı iddia edilen işlerin tam ya da eksik yapılıp yapılmadığını ancak somut maddi olgularla tespit edilebileceğini, bilirkişi raporundaki gibi davalının eksiksiz yaptığını iddia ettiği işlerle ilgili ortada hiçbir iz ve emare yokken varsayımlarla bu işlerin eksiksiz yapıldığının iddia edilmesi açık bir hukuka aykırılık olduğunu, davalı eser sözleşmesine konu tamamını yaptığını iddia ettiği işleri tam ve eksiksiz olarak yaptığını somut maddi delillerle ispat edemediğini, bilirkişi raporunda sözleşme kapsamındaki işler ile sonradan faturalandırılan işlerin yapıldığı şeklindeki yorumu kabul etmediklerini, bu konudaki itirazlarının ilk derece mahkemesi tarafından hiçbir şekilde değerlendirilmeden dosya esası hakkında karar verildiğini,
-Davalı tarafından temlik eden şirkete kesilen 05.05.2015, 03.06.2015 ve 22.06.2015 tarihli fatura ile yapılan ilave işler belirtilmişse de, bu faturalar zaten temlik eden şirketin ticari kayıtlarına işlendiğini, davalının temlik eden şirkete yaptığı işler 11.04.2016 tarihli 60.000,00-TL bedelli fatura ile bahsi geçen bu 3 adet faturada yazılı olan işler olduğunu, davalı, temlik eden şirketin kabul edip ticari deftere işlediği faturaların içeriğinde yazılı olanlar dışında başka iş yapmadığını, temlik eden şirketin tüm işi yapmadığı halde yapmış gibi düzenlediği faturayı davalıya iade ettiğini, davalı iade edilen 02.09.2015 tarihli 115.000,00-TL bedelli faturadan sonra yine gerçekte yapılmayan işler için temlik eden şirkete 16.07.2016 tarihli 55.000,00-TL bedelli fatura kesmişse de bu faturadan temlik eden şirketin haberi olmadığını, davalının temlik eden şirkete iade etmesi gereken avansı iade etmemek için gerçekte yapmadığı işler için temlik eden şirkete fatura kestiği açıkça görüldüğünü, davalı tek taraflı kestiği bu faturayı kendi ticari defterlerine işleyerek alacaklı olduğunu iddia etse de temlik eden şirket bu faturadan haberdar olmadığını, davalının temlik eden şirket ticari kayıtlarında görünmeyen 16.07.2016 tarihli 55.000,00-TL bedelli fatura içeriğindeki işlerin yapıldığını kanunen geçerli yazılı delillerle ispat etmesi gerektiğini,
-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava dosyasında yapılan imalatlar ile ilgili olarak temlik eden şirket tarafından davalıya ayıp, kusur, eksik imalat, tamamlanmayan işler ile ilgili bir bildirimde bulunulduğuna ilişkin bilgi bulunamadığı belirtildiğini, aynı bilirkişi raporunda temlik eden şirketin davalı tarafından kesilen 02.09.2015 tarihli 115.000,00-TL+KDV tutarlı faturayı kabul etmeyerek iade ettiği yazılı olduğunu, temlik eden şirket, davalının sözleşmede belirlenen işleri tam ve eksiksiz olarak yapmadan işin tamamını yapmış gibi düzenlediği faturayı davalıya iade ederek yapılan işlerin eksik ve tamamlanmamış olduğunu davalıya bildirmiş olduğunu, bu durum bilirkişi raporundaki, dava dosyasında eksik imalat ve tamamlanmayan işler ile ilgili bir bildirimde bulunulduğuna ilişkin bilgi bulunamadığı şeklindeki yorumu çürüttüğünü, kendi içerisinde bile çelişkiler barındıran bir bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının da haksız ve hatalı bir karar verilmesine sebep olduğunu,
-İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararında sözleşme konusu işlerin ve ilave işlerin bitirilmesi olarak doğal gaz tesisatının açılması veya uygunluk raporu verilmesi tarihi olan 18.08.2015 olarak kabul edilebileceği değerlendirilmiştir şeklinde kişisel yorum yapıldığını, dava dosyasında davalının sözleşme konusu işleri tam ve eksiksiz olarak yaptığını gösteren deliller mevcut olmadığını, doğal gaz tesisatının açılması veya uygunluk raporu verilmesi tek başına sözleşmeye konu işlerin tamamının davalı tarafından yapıldığını kanıtlamadığını, temlik eden şirket davalı tarafından yapılmayan işleri pek tabi başka kişilere yaptırmış olabileceğini, dava dosyasında davalının sözleşme konusu işleri tam ve eksiksiz yaptığını gösteren somut hukuki hiçbir delil yokken bilirkişinin varsayımlarla davalının sözleşmeye konu işlerin tamamını yaptığını iddia etmesi açıkça hukuka aykırı olduğunu,
-Ayrıca ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu gerekçeli kararda davacının 2015 yılı defterlerinin yasal delil olarak kabul edilmeyeceğini ve davalının 2016 yılı defterlerine göre davacıdan alacaklı olduğuna ilişkin karar verildiğini, davacı vekil edenin 2016 yılına ait defterlerinin kapanış onaylarının yapılmış olduğunu ve daha önceden alınan bilirkişi raporunda da davacı vekil edenin yasal defterlerine göre 33.480,34-TL davalı taraftan alacaklı olduğu belirildiğini, bilirkişi raporundaki bu ibare hiçbir şekilde dikkate alınmadan vekil edenin alacağının bulunmadığı iddiası tamamen soyut ve mesnetsiz bir yorum olmakla birlikte işbu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurma zorunluluğunun hasıl olduğunu,
-Bu nedenlerle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararın kaldırılması gerektiğini ve işbu sebeple istinaf kanun yoluna başvuru yaptığını,
-Tehiri icra talepleri hakkında; yerel mahkemece verilen haksız ve hukuka aykırı kötü niyet tazminatını ve diğer feri nitelikteki hükümler ile ilgili olası icra takibinde davalı alacaklının mağdur olmaması adına kararın icrasının geri bırakılmasını talep ettiğini,
-Bu nedenlerle; Yerel mahkemenin usul ve yasaya aykırı kararına istinaf kanun yolu incelemesi yapılması amacıyla itiraz ettiklerini, istinaf kanun yolu başvurusunun kabulünü, yerel Mahkemenin 14/06/2022 tarihli kararın kaldırılarak, davanın kabulüne, aksi halde belirttiği eksiklikler doğrultusunda dava dosyasının yeniden incelenmek üzere yerel mahkemesine gönderilmesini, yerel mahkemece verilen kararın tüm kanun yolları tüketildikten sonra kesinleşinceye kadar icrasının durdurulması amacıyla tehiri icra taleplerinin kabulünü, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle;
-Davacı tarafça haksız olarak başaltılan icra takibine tarafça itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın iptali davasının, yerel mahkemece davacının alacağını ispatlayamadığından bahisle reddedildiğini, davacı tarafça da istinaf talebinde bulunulduğunu, öne sürülen tüm istinaf sebeplerinin gerçeğe ve hukuka aykırı olduğunu,
-Davacı tarafın iddialarına ilişkin cevaplarının cevap dilekçesinde detaylı bir şekilde açıklanmış olmakla tekrara düşememek adına iş bu dilekçe ile istinaf sebepleri yönünden cevaplarda bulunulacağını, davacı tarafça vekil edenin eksik iş yaptığı ve bu sebeple avans olarak yapılan ödemenin iade edilmesi gerektiği öne sürüldüğünü, davacı tarafın, temlik eden şirket tarafından vekil edene yapılan ödemeleri “iş avansı” olarak nitelediğini, vekil edene yapılan ödemeler “avans” mahiyetinde değil sözleşme ile kararlaştırılan ve vekil eden şirketçe eksiksiz ve ayıpsız olarak yerine getirilen işlerin bedeli olarak yapıldığını, verilen çekin vadesi bile sözleşme tarihinden tam dokuz ay sonrası olduğunu, ortada “avans” mahiyetinde yapılmış bir ödeme söz konusu olmadığını,
-Davacı tarafın eksik iş yapıldığı iddiası yerel mahkeme aşamasında çürütülmüş olmakla birlikte davacı tarafın, 02/09/2015 tarihli 000450 nolu ve 115.000,00 TL bedelli faturanın temlik eden şirket tarafından iade edildiği için bunun bir ayıp ihbarı olduğunu iddia ettiğini,
-İş bu davaya konu takip başlatılana kadar da temlik eden şirket tarafından vekil eden şirkete gönderildiğini, herhangi bir ayıp ihbarı da mevcut olmadığını, ayıplı ya da eksik yapılmış herhangi bir iş mevcut olmadığını, davacı tarafın faturanın iade edilerek eksik işe ilişkin ihbar yükümlülüklerini yerine getirdiklerini iddia ettiğini, bunun kabulü mümkün olmadığını, faturaları haksız yere iade etmiş olduklarını, bunun yanında iddia olunan eksik işlerin teknik olarak içeriği, kapsamı, ne olduğu vs. gibi husularda hiçbir açıklayıcı beyanda bulunmadan ve iddia olunan eksik işe bağlı olarak hangi seçimlik haklarının kullanmak istediklerini ifade etmeden sadeece faturanın iade edilmesinin ayıp ihbarı olarak nitelenmesinin hukuken mümkün olmadığını,
-Şimdiye kadar yargılama sürecinde de hangi işlerin, ne şekilde eksik yapıldığına ilişkin somut hiçbir açıklamaya yer veremediğini, kararlaştırıldığı halde hangi işlerin eksik yapıldığını somut olarak beyan edemediklerini, böyle bir durumun söz konusu olmadığını, yapılan işler doğalgaz tesisatı gibi hayati öneme sahip ve mahiyeti gereği herhangi bir eksiklik kaldıramayacak işlerin olduğunu, igdaş tarafından uygunluk belgesi verilerek gaz açılışının yapılması kesinlikle mümkün olmadığını,
-Davacı tarafın, keşif yerinde başka şirketlerin olduğunu ve keşif zaptında halihazırda iş yapılan yeri kullanan şirketlerin yapılan tesisatlar üerinde değişiklik yaptığının yazılması sebebiyle, vekil eden yaptığı işin tespit edilemediğini isptalanamadığını iddia ettiğini, bunların gerçek dışı beyanlar olduğunu, temlik eden şirket ile vekil eden arasında imzalanan sözleşme ile işin bitiş tarihi, tesisatın test ve röntgenlerinin onayının alınması ile İGDAŞ tarafından onaylanıp gaz verilmesi olarak belirlendiğini ve İgdaş tarafından 18/08/2015 tarihli uygunluk belgesi ile tesise gaz verildiğini ve işin bittiğini, ilgili remsi kurumlardan alınan açılış belgeleri il vekil eden şirketin işi tam ve ayıpsız olarak kullanıma hazır bir şekilde teslim ettiği ispatlandığını, dinlenen her iki tanığın da bu hususu açıkça ifade ettiklerini, davacı tarafın, işlerin tesliminden yıllar sonra dava açarak keşif istediğini, yıllar sonra ve temlik eden şirket oradan taşınmışken keşifle neyin tespit edilmesi beklenildiğini,
-Davacı tarafça gaz tessatının açılmış olmasının tek başına işlerinin vekil edenin yaptığını göstermeyeceğini, pek âlâ temlik eden şirket tarafından bir başkasına tamamlattırılmış olabileceğinin öne sürüldüğünü, hukuki dayanaktan yoksun iddiaların olduğunu, madem işlerin bir başkasına tamamlattırıldığı öne sürüldüğünü, elbette ki bu husus davacı tarafından yazılı belgelerle ispat edilmesinin gerektiğini,
-Bahsi geçen hususların cevap dilekçesinde detaylıca belirttiği sebepler ve tarafça sunulan tüm belgeler ışığında istinaf talebinin reddi gerektiğini, davacı tarafın istinaf talebinin reddi ile yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, temliknameye dayanılarak eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan takibe yönelik itirazın iptâli istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesi üzerine davacı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekili, temlik eden BRS Barlas Boya Ahşap Transfer San. ve Tic. A.Ş. tarafından aralarındaki ticari ilişki bulunduğunu, iş bedelinin davalıya farklı tarihlerde nakit çek veya senetle iş avansı ödendiğini, davalının kendisine ödenen iş avansları karşılığı bir kısım işleri yapmadığını, yapılmayan işler sebebiyle davalıa fazladan kalan 33.480,34-TL’yi temlik eden’ iade etmediğini, temlik eden BRS Barlas Boya Ahşap Transfer San. ve Tic. A.Ş., …-Zirve Mühendislik’ten olan fazladan ödenen iş avanslarından kaynaklı, toplam 33.480,34-TL tutarındaki alacağının tamamını tüm ferileri ile birlikte 29.06.2020 tarihinde gayrikabili rücu olarak temlik alan davacıya devir ve temlik ettiğini, davacının 29.06.2020 tarihli temlik sözleşmesi ile devir aldığı BRS Barlas Boya Ahşap Transfer San. ve Tic. A.Ş’nin borçlu …-zirve Mühendislik’ten cari hesaptan kaynaklı 33.480,34-TL bakiye alacağın tahsili amacıyla davalı borçlu aleyhinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının borca haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf ise, sözleşme ile kararlaştırılan işlerin eksiksiz ve ayıpsız olarak yerine getirildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dava dışı iş sahibi şirket ve davalı arasında akdedilen 20.01.2015 tarihli “Taşeron Sözleşmesi” başlıklı dava dışı BRS Barlas Boya Ahşap Tranfer Metal Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketine ait fabrikanın dahili hatlarında yapılacak doğalgaz tadilat tesisatının onaylı projeye göre yapılması, testlerinin yapılması, doğalgazın verilmesine ilişkin sözleşmenin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesi ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi gereğince iddia eden, iddiasını ispat yükümlülüğü altındadır. Kural olarak yapılan işin miktar ve değerini ispat yükü yüklenicide, iş bedelinin ödendiğini ispat yükü ise iş sahibindedir. Bir başka deyişle yüklenici yaptığı işin tutarını, iş sahibi de iş bedelini ödediğini kanıtlamak zorundadır. Esasen eser sözleşmesi imzalandıktan sonra yapılan işlerin yüklenici tarafından yapıldığı karine olarak kabul edilir. Ancak bu karinenin aksi savunulup ispat edilebilir.
Eser sözleşmelerinde ayıplı imalât halinde 6098 sayılı TBK’nın 474/I. maddesi uyarınca açık ayıplarda iş sahibi eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek, gizli ayıplarda aynı Kanun’un 477/son maddesi uyarınca ortaya çıkması üzerine gecikmeksizin ayıp ihbarında bulunmak zorundadır. İş sahibi gözden geçirmeyi ve ihbarda bulunmayı ihmal etmişse eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılır. Eksik işlerle ilgili teslim alınırken itirazi kayıt ileri sürmeye ve ihbarda bulunmaya gerek yoktur. Zamanaşımı süresi içinde işin eksik yapıldığı iş sahibince ileri sürülebilir.
Sözleşmenin 9. maddesi gereği, sözleşme, somut olaya uygulanması gereken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 480. maddesi kapsamında götürü bedel esaslı eser sözleşmesi niteliğinde olup, işin bedeli 115.000,00 TL + KDV olarak tespit edilmiştir. Sözleşmenin 7. Maddesinde teslim süresi sözleşmenin imzalanması ile işin başlangıcı, tesisatın test ve röntgenlerinin onayının alınması işin bitimini, İGDAŞ onayı ve tesisata gaz verilmesi kesin kabul olarak belirtilmiştir. 29/06/2020 tarihli temlik sözleşmesiyle, BRS Barlas Boya Ahşap Transfer San. ve Tic. A.Ş. firmasının … Zirve mühendislik firmasına nakit ve çek senetle iş avansı olarak ödemesi sebebiyle yapılmayan işler sebebiyle fazladan kalan 33.480,34 TL tutarın davacı …’a temlik etmiştir.
Davacının talebi temlik alınan alacağa dayalı olduğundan öncelikle temlik tarihi itibariyle davalının dava dışı BRS Barlas Boya Ahşap transfer San. Ve Tic.A.Ş’ne bir borcunun bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Alacağın devri ile devredenin kişiliğine özgü olanlar dışında öncelik hakları ve bağlı haklar da devralana geçer (TBK m. 189 – BK. M 168). Devir işleminin yapıldığı ana kadar devi işleminin dışında kalan ve işlemin tarafı olmayan borçlu, işlemin yapıldığı andan itibaren devir işleminin tarafı olur ve haklarını üçüncü kişiye karşı ileri sürebilir. Dolayısıyla; borçlu devir yapılmamış olsaydı önceki alacaklısına ne gibi def’ilerde bulunmak olanağına sahip idiyse, bu def’ileri yeni alacaklıya karşı da kullanabilir (TBK m.188 – BK m. 167).
Dava dışı dava dışı BRS Barlas Boya Ahşap Transfer San. ve Tic. A.Ş iş sahibi, davalı ise yüklenicidir.
Somut olayda, davalının dava dışı şirket ile 20.01.2015 tarihinde 115.000 +KDV ile sözleşme yaptığı, iş bedelinin 45.000,00 TL lik kısmını 07.01.2015 tarihinde banka kanalıyla ödendiği, geri kalan 70.000,00 TL için dava dışı iş sahibi tarafından 07.10.2015 vadeli 70.000,00 TL lik çek verildiği, davalının dava dışı iş sahibi şirkete 02.09.2015 tarihinde 115.000+KDV fatura düzenlediği, bu faturanın dava dışı şirket tarafından iade edildiğini, sonrasında dava dışı şirkete 11.04.2016 tarihinde 60.000,00 TL ve 15.07.2016 tarihinde 55.000,00 TL bedelli iki adet fatura düzenlediği, dava dışı iş sahibi şirketin 55.000,00 TL lik faturayı da iade ettiği uyuşmazlık konusu değildir. Davacı taraf işin eksik olarak ifa edildiği iddiasıyla temlik edenin davalıdan ödemeler sebebiyle bakiye alacağı olduğu iddiasıyla eldeki davayı açmıştır. Davalı taraf ise işin ayıpsız ve eksiksiz olarak teslim edildiği, sözleşme bedelinin kdv haricinde tahsil edildiğini ve sözleşme dışı ek işler yapıldığını savunmaktadır. Tarafların ticari defterlerinin incelemesinde; davalının ticari defterlerine göre davacının ticari defterlerine göre 2015 yıl sonu olarak davalıdan 93.480,34 TL ve 2016 yıl sonu olarak ise 33.480,34 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre 2015 yılı sonunda davacıya 93.480,34 TL borçlu olduğu, 2016 yıl sonu olarak da davacıdan 21.519,66 TL alacaklı olduğunu, davalı tarafından düzenlenen 55.000,00 TL lik faturanın davacının kayıtlarında bulunmadığını mütalaa edilmiştir. Dosya kapsamından davacı tarafça icra takibi başlatılana kadar ayıp ve eksik iş ihbarına yönelik delil bulunmamaktadır. Sözleşmeye göre, sözleşme konusu işlerin tesliminin doğalgaz tesisatının açılması veya uygunluk raporu verilmesi tarihi olduğunun kabulü gerekmektedir. Ayrıca, hükme esas alınan 07/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda, sözleşme konusu işler ve ilave işler, dava konusu işlerin yapıldığı işyerinde, boya fırını yapılacağı ve işletmeye alınacağı belirtilmekte, boya fırınına ve işletme sahasında kullanılacak alanda yer alması gereken doğalgaz, elektrik, su, hava tesisatları ile ilgili olduğu, boya fırını için doğalgaz izni, işletmeye alma aşamasında yapıldığı, doğalgaz bağlanacak cihaz veya cihazların kullanıma hazır olduğu, bu da tesisin işletmeye alınması için hazır olduğu anlamını taşıdığı belirtilmiştir. Davacının; işin yapılmadığına dair çekilmiş bir ihtarı veya delil tespiti bulunmadığı gibi, sözleşme ayakta olduğuna göre, eser sözleşmesi imzalandıktan sonra yapılan işlerin yüklenici tarafından yapıldığına ilişkin yasal karine dikkate alındığında dava konusu yapılan imalatların davalı tarafından yapıldığının kabulü gerekir. Dolayısıyla dava dışı iş sahbinin işi eksiksiz teslim aldığı ve davacı yüklenicinin iş bedeli hak ettiği anlaşıldığından mahkemece dava konusu olayın niteliğine uygun, konusunda uzman bilirkişiden alınan, hüküm kurmaya, taraf ve istinaf denetimine elverişli raporlarına göre davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi dosyasında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/06/2022 tarihli, 2021/143 E. – 2022/520 K. sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacıdan alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin yatırılan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, (harç tahsil müzekkeresinin temyize tabi dosyalarda Dairemizce, temyize tabi olmayan (kesin karar) dosyalarda ilk derece mahkemesince ilgili vergi dairesine yazı yazılmak sureti ile yerine getirilmesine,)
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf kararının İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,
6-Dava dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile HMK.362/1-a maddesi uyarınca 10/02/2023 tarihinde oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.
*

Başkan …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Katip …
¸e-imzalı