Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/1451 E. 2023/142 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1451
KARAR NO : 2023/142
KARAR TARİHİ : 02/02/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 13/01/2022
KARAR TARİHİ : 27/04/2022
NUMARASI : 2022/83 Esas – 2022/1131 Karar

DAVACI : MİKRONİZE MADENCİLİK SANAYİ VE TİC.LTD. ŞTİ. – … – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : AKAY ENJEKSİYON KALIP METAL KİMYA SANAYİ VE TİCARET A.Ş. – …- …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Eser sözleşmesinden kaynaklı cezai şart alacağının tahsili

KARAR YAZIM TARİHİ : 02/02/2023

Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/83 Esas – 2022/1131 Karar sayılı dosyasından verilen 27/04/2022 tarihli karara karşı istinaf talebinde bulunulması ile dosyanın Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesine gönderildiği, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesinin 7. Hukuk Dairesinin 13/10/2022 tarih, 2022/2186 Esas, 2022/1777 Karar sayılı kararı ile inceleme görevinin 5. Hukuk Dairesi olduğu gerekçesiyle dosyanın Dairemize gönderildiği, taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik, davacı vekilince süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile 14/04/2021 tarihli taşeronluk sözleşmesi düzenlediklerini, davalının sözleşme gereğince yükümlülüklerini yerine getirmemesi üzerine Sakarya 5. Noterliğinin 16315 yevmiye numaralı 08/06/2021 tarihli ihtarnamesi ile sözleşmenin feshedilerek sözleşmenin 8.3 maddesinde ön görülen 500.000,00 TL cezai şartın ödenmesinin talep edildiğini, davalının ödeme yapmadığını belirterek 500.000,00 TL cezai şartın 09/06/2021 tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının sözleşmeyi feshinin haklı nedenine dayanmadığının cezai şart talebinin dayanaktan yoksun olduğunu, davacı şirketin sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmediklerini, cezai şart koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “Davanın REDDİNE,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; cezai şart fesihten önce talep edildiğini, yerel mahkeme, gerekçeli kararında sözleşmenin feshedilmiş olması nedeniyle cezai şartın talep edilemeyeceğini ifade ettiğini, ancak dosya içerinde mevcut olan Sakarya 5. Noterliğince gönderilen 16315 yevmiye numaralı 03.06.2021 tarihli ihtarname ile ifadan vazgeçerek sözleşmeyi feshettiğimiz ihtar edilerek sözleşmedeki cezai şartın taraflarına ödenmesi talep edildiğini, yani sözleşme feshedildikten sonra cezai şartın talep edilmesi gibi bir durum söz konusu olmadığını, ifadan vazgeçilerek cezai şartın talep edildiği davalı tarafa bildirilmiş olması nedeniyle cezai şart muaccel hale geldiğini, sözleşmede düzenlenen cezai şart türü hatalı olarak nitelendirildiğini, yerel mahkeme gerekçeli kararında “bu haliyle cezai şart maddesinde tanımlanan iş bırakma bıraktırma ya da iş yavaşlatma yavaşlattırma ifadelerinin tarafların belirtilen faaliyetlerinin aksamasının önlenmesine yönelik olduğu ve cezai şartın ifaya ekli cezai şart niteliğinde bulunduğu değerlendirilmiştir.” denildiğini, seçimlik cezai şartın ise ifayı kuvvetlendirme amacıyla düzenlenmiş olması nedeniyle sözleşmenin feshi halinde istenemeyeceği ifade edildiğini, mahkemenin cezai şartın türü ile ilgili yapmış olduğu nitelendirmenin hatalı olduğu kanaatinde olduklarını, her ne kadar cezai şartın türünün nitelendirilmesi mahkeme tarafından resen yapılması gerekmekte ise de, bu nitelendirmenin tarafların iradeleri esas alınarak yapılması gerektiğini, sözleşmenin incelenmesi halinde cezai şart türünün seçimlik cezai şart olduğu, aşağıda detaylı olarak açıkladığımız üzere şartları oluşması halinde sözleşmenin feshedilmesi halinde dahi talep edilebileceği kanaatinde olduklarını, dava konusu sözleşme “sürekli edimli sözleşme” niteliğinde olduğunu, bilindiği üzere sözleşmeden dönme ile fesih kavramları birbirinden farklı kavramlar olduğunu, sözleşmeden dönme ani edimli sözleşmelerde sözleşmenin geriye etkili olarak, sözleşmenin kurulduğu andan itibaren ortadan kaldırılması olduğunu, fesih ise sürekli edimli sözleşmelerde sözleşmenin ileriye etkili olarak ortadan kalkmasını ifade ettiğini, buradaki en temel ayrım, dönme halinde sözleşme hiç kurulmamış gibi ortadan kalkacağından dolayı asıl borca bağlı feri borçlar da ortadan kalkmakta iken; fesih halinde ise, sözleşme fesih tarihinden ileriye etkili olarak geçersiz olması nedeniyle, fesih tarihine kadar muaccel hale gelmiş alacaklar taraflarca talep edilebildiğini, yani fesih hüküm ve sonuç doğurana kadar faiz, cezai şart, rehin gibi feri borçlar muaccel hale geldikleri anda asıl borçtan bağımsız, ayrı bir asıl borç haline geldiğini, hal böyle olunca feri nitelikte olan cezai şart, muaccel hale geldikten sonra feri niteliğini kaybederek asıl borçtan bağımsız bir niteliğe haiz olacağını, her ne kadar kanunda fesih ve dönmenin ayrımı açıkça yapılmasa da feshin ileriye ve geriye etkili olarak sonuçları düzenlendiğini, TBK’ nın 126. maddesi ile sürekli edimli sözleşmelerde feshin ileri etkili olarak yapıldığı, bu nedenle sözleşmenin süresinden önce sona ermesi nedeniyle uğranılan zararın yani (cezai şartı da kapsayan) olumlu zararın istenebileceği düzenlendiğini,
cezai şart talebi fesih bildirimi ile birlikte gönderilmiş olduğundan cezai şart taleplerinin muaccel hale geldiğini, ancak cezai şart talebinin fesih bildiriminden sonra yapıldığı faraziyesinde dahi, davalı taraf sürekli edimli nitelikte olan sözleşmenin ifa edilmesine kendi kusurlu hareketleri ile sebebiyet verdiğini, delil tespiti ile tespit edilen bu husus cezai şartın muaccel hale gelmesine sebep olduğunu, yani, henüz sözleşme ayakta iken sözleşmeye uyulmadığının tespit edildiği an feri nitelikte olan cezai şart asıl borçtan bağımsız hale geldiğini, her ne kadar cezai şartın talep edilebilmesi ayakta olan bir sözleşmenin varlığına bağlı ise de davalı taraf sözleşmenin ayakta kalmamasına kendi kusurlu hareketi ile sebebiyet verdiğini, hal böyle olunca cezai şart da sözleşme ayakta iken muaccel hale geldiğini, fesih ileri etkili olması nedeniyle cezai şartın muacceliyetini ortadan kaldırmadığını, dava konusu sözleşmenin sürekli edimli sözleşme olduğunu ve davalıya gönderilen ihtarla cezai şartın talep edildiğini dikkate almamış, bu nedenle sözleşmenin cezai şarta ilişkin maddesinde belirtilen ” haksız olarak iş bırakma veya bıraktırma, iş yavaşlatma veya yavaşlattırma” şartlarının oluşup oluşmadığı, bir diğer anlatımla; yapılan feshin haklı olup olmadığı yönünden inceleme yapıp buna göre davanın kabulüne veya reddine karar vermesi gerekirken, yalnızca sözleşmenin feshedilmiş olması nedeniyle cezai şartın istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verdiğini, bu hususun usul ve yasaya aykırı olduğu kanaatinde olduklarını, zira yukarıda da detaylı olarak açıkladığımız üzere, cezai şart talepleri fesih beyanı ile birlikte talep edilmiş ve cezai şart, fesihten önce yapılan delil tespiti ile muaccel hale geldiğini, açıklanan tüm sebeplerle ;öncelikle duruşma taleplerinin kabulü ile, Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27.04.2022 gün, 2022/83 E. 2022/1131 K sayısı ile davanın esasına girmeden, usul ve yasaya aykırı olarak vermiş olduğu kararının lehimize olarak ortadan kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı cezai şart alacağının tahsili talebine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
Somut dosyada; davacı tarafça sözleşmenin 8.3 maddesine göre cezai şart isteminde bulunulmuştur. Taraflar arasında düzenlendiği ihtilafsız olan sözleşmenin 8.3 maddesinde “İşveren ve taşeron her iki taraf da haksız olarak iş bırakma veya bıraktırma iş yavaşlatma veya yavaşlattırma gibi durumlara itibar edip uygulamaya koyması durumunda mesul taraf cezai müeyyide olarak 500.000 TL ödemeyi taahhüt eder ” hükmü kabul edilmiştir. Söz konusu maddede yapılan bu düzenleme akdin icra edilmemesi ya da natamam icra edilmesi halinde ödemek üzere kararlaştırıldığından TBK.179/1 maddesinde tanımlanan seçimlik cezadır. Bu nedenle, mahkemenin anılan düzenlemeyi ifaya ekli ceza olarak nitelemesi doğru değildir. Sözleşmeye aykırılık halinde, aksine hüküm olmadıkça, ya sözleşmenin aynen ifası ya da seçimlik cezanın ödenmesi istenebilir.
Öte yandan, taraflar arasındaki sözleşmede, fesih halinde ayrıca cezanın da ödeneceğine ilişkin bir hükme yer verilmediğinden ve davacı sözleşmeyi feshettiğinden, feshedilen sözleşmeye dayanılarak seçimlik cezanın da ödenmesi istenemez. Bu sebeple davacının cezai şart isteminin reddine yönelik mahkeme kararı sonucu itibariyle yerindedir.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90 TL maktu karar harcından peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, (harç tahsil müzekkeresinin temyize tabi dosyalarda Dairemizce, temyize tabi olmayan (kesin karar) dosyalarda ilk derece mahkemesince ilgili vergi dairesine yazı yazılmak sureti ile yerine getirilmesine,)
3-İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği ve diğer işlemlerin Dairemizce yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere 02/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

*

Başkan …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Katip …
¸e-imzalı

¸Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca E-İMZA ile imzalanmıştır.¸