Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1344
KARAR NO : 2023/29
KARAR TARİHİ : 09/01/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 27/05/2021
KARAR TARİHİ : 25/05/2022
NUMARASI : 2021/378 Esas – 2022/457 Karar
DAVACI : … -…
VEKİLİ : Av. … – …-…
DAVALI : … – … – …
VEKİLİ : Av. … – …-…
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/01/2023
Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/378 E – 2022/457 K sayılı dosyasından verilen 02/07/2020 tarihli karara karşı davacı tarafça istinaf talebinde bulunulması üzerine dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmakla, dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin Gebze’de bulunan ticari faaliyetlerine … adresinde … … ve … … isimli mal sahiplerinden 01/04/2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile başladığını, daha sonra aynı cadde üzerinde bulunan aynı mal sahiplerine ait sonradan numarası 8. F olan iş yerinde 2017 ile 2021 Şubat ayına kadar ticari faaliyetlerine devam ettiğini, müvekkili olduğu şirketin 2021 yılı şubat ayı sonundan itibaren de kendilerine ait bulunan … adresinde ticari hayatlarını sürdürdüğünü, davacı şirketin … … ve … … kardeşlerden kiralamış olduğu … de kiracılık yaptığı iş yerinin kendisinden sonra gelen kiracısı … … KY makina ve Hırdavat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi olduğunu, KY Makinanın iş yerinde kullanmış olduu Elektrik sayaç numarasının 76994467 olduğunu ve bu firmada bu iş yerinden daha sonra ayrıldığını ve kendisine enerji sağlayan Sakarya Elektrik A.Ş de bulunan teminat bedelini alarak iş yerini kapattığını, KY Makina’nın … deki faaliyeti sırasında davacı müvekkilinin eski numarasının 10 sonradan 8 F olan iş yerinde faaliyette bulunduğunu, kendisine enerji sağlayan Sakarya Elektrik dağıtım A.Ş (Sepaş) ile aralarındaki sözleşmede sayaç numarasının 52625567 olduğunu, davacı müvekkilinin 2017 ile 2021 yılı şubat ayı döneminde iş yerinin aylık ortalama enerji harcamasının 1.000,0,0 TL ile 5.000,00 TL arasında değişmekte olup bu güne kadar kendisine enerji sağlayan Sepaş A.Ş’ye her hangi bir borcu olmadığını, tüm enerji bedellerini ödediğini, davacı müvekkilinin … deki iş yerinden 2021 yılı şubat ayı içinde ayrıldıktan sonra yani fiilen iş yerini terk edip mal sahibi ile kira sözleşmesini karşılıklı olarak sonlandırdıktan sonra, davalı kurum çalışanlarının 19/04/2021 tarihinde … deki iş yerinde yani müvekkilinin 2019 yılında terk ettiği daha sonra KY Makinanın faaliyet yaptığı yerde kaçak elektrik kullandığından bahisle kaçak ve usulsüz elektrik kullanım tespit tutanağı adı altında bir zapt tuttuklarını, ve abone olarak da davacı müvekkilini gösterip sankik müvekkili orda imiş de imzadan imtina etmiş gibi belge düzenleyerek yanıltıcı bir tespitte bulunduklarını, bu tutanakta abone numarasının 1189505 olup bu abone numarasının ne davacıya ait neden bu iş yerinde evvelce kullanan KY Makinaya ait olmadığını, davacı şirketin bu numaranın kime ait olduğu hususunda kendi çapında araştırma yapmışsa da bir neticeye ulaşamadığını, davalı şirketin, bu tutanaktan sonra müvekkilinin davacıya 19/04/2021 tarihinde 89.000,65 TL lik fatura tanzim ederek göndermesi üzerine bu bilgilerden haberdar olduğunu, davacının 19/04/2021 tarihinde kendisine gönderilen 89.000,65 TL meblağlı faturada gösterilen tesisat numarası ve sayaç numarasının taraflarına ait olmadığı için davalı şirketle, davacı müvekkilinin bir kaç defa sözlü olarak müracaat edip olaya çözüm getirmeye yanlışlığını düzeltmeye çalışmışsa da bunda başarılı olamayınca davalıya Üsküdar 1.Noterliğinin 26/04/2021 tarih 04407 yevmiye numarası ile ihtarname çekilerek hem faturayı kabul etmediklerini hem de yanlışlığın düzeltilmesini talep ettilerse de davalı kurum’un taraflarına gönderdiği 0305/2021 tarihli yazıları ile ihtarnameyi kabul etmediğini ve kaçak elektrik kullandığını beyan edip, hesap numarasına ödemenin yapılmasını ihtar ettiğini, davalı tarafın davacının olmayan borcu için davacıyı tehdit etmekte ve davacıdan harcamadığı enerjinin parasının almak istediğini, davacı müvekkili ile davalı arasında faturada gösterilen sayaç ile ilgili bir sözleşme olmadığını, davalı kurumun başkasının harcadığı enerjiyi müvekkilinden almaya çalıştığını, davalının bahsettiği sayaç numarasının müvekkiline ait olmadığını, faturada gösterilen tarihler de müvekkilinin harcadığı enerji ile ilgili sayaç numarası ve sözleşme numarasının farklı olup davalının haksız bir işlem yapmaya çalıştığını, davalı kurumun elindeki belgelerle icra takibine geçmesi halinde hem müvekkilinin mağdur olacağını, hem de ticari faaliyeti sekteye uğrayacağı gibi yapılan haksız icra takibinden banka ve diğer kurumlarında haberdar olması nedeniyle müvekkilinin bankalar nezdinde ki ticari itibarının sarsılacağından, mahkemece takdir edilecek olan teminat karşılığında müvekkil aleyhine bu işlemden dolayı icra takibine geçilmemesi, dava açılıncaya kadar geçilmesi halinde icra takibinin iş bu dava kesinleşinceye kadar durdurulması hususunda ihtiyati tedbir talep etmiş ve borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kiracı olduğu kullanım yerinde yapılan kaçak enerji kullanım tespitine istinaden düzenlenen faturadan dolayı borçlu olmadığının tespiti için huzurdaki davayı açtığını, davacı tarafından açılan işbu davayı kabul etmemekle birlikte öncelikle; hak düşürücü süre, zamanaşımı def-i, derdestlik, görevsizlik, yetkisizlik ve husumet yönünden itirazlarını sunduklarını, açılan bu davanın kabulü mümkün olmadığını, davacının …’nin kiracısı olduğunu, … adresinde bulunan bina iskanı bulunmadığından öncesinde yan binadaki tesisat ve sayaçtan beslenirken,17.06.2019 tarihinde kullanım yeri ile ilgili olarak mülk sahibi … … tarafından THY’nin 4/1-b maddesinde tanımlanan bağlantı anlaşmasını yapmak üzere enerji müsaadesi talebinde bulunulduğunu, 09.10.2019 tarihinde yeni bağlantı teknik kontrolü esnasında 11899505 numaralı tesisata ait 76994469 seri numaralı sayaç takılarak 1887764 seri numaralı mühür ile sayacın enerjisi kesik şekilde mühür altına alındığını, davacı firmanın kullanımındaki “…” adresindeki ticarethanede 19.04.2021 tarihinde yapılan tespitte, kullanım yerindeki 11899505 numaralı tesisata ilk enerji bağlantısı akabinde 09.10.2019. tarihinde kesilerek, kesik olarak bırakıldığını, elektriğin abonelik alınmadan açılmış ve kullanılmakta olduğu tespit edildiğini ve bu tespit üzerine davacı adına 19.04.2021 tarihli 152242 seri numaralı kaçak/usulsüz elektrik kullanım tespit tutanağı düzenlendiğini, uyuşmazlığa konu faturanın “…” adresinde bulunan 11899505 numaralı tesisattaki 09.10.2019-19.04.2021 tarihleri arasındaki faturalandırılamayan, dolayısıyla karşılığı ödenmemiş tüketim endeksine dayalı kaçak tüketim,ceza ,vergi ve harç bedelleri toplamına ilişkin olduğunu, davacı şirketin 2017 yılından 2021 yılına kadar, kendi adresi olmadığını iddia ettiği … adresinde şube olarak faaliyet gösterdiği ticaret sicil kayıtlarından sabit olup, davacının dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu kira fesih bildiriminden de … adresinde 01.04.2017-15.02.2021 tarihleri arasında kiracılık yaptığı beyan ve ikrar edildiğini, 11899505 numaralı tesisatın , tutanağın ve kaçak tahakkuk faturasının da yine bu adrese ait olduğunu, davacının tahakkuka konu tüketim tarih aralığında tutanak adresinde faaliyette olduğu gerek kendisinin sunmuş olduğu kira kontratlarından gerekse ticaret sicil kayıtlarından görülmekte olup, tüketimi davacı firmanın yapmış olduğunu, dava dilekçesi ekinde sunulan dava dilekçesinde zikredilen … … KY Makine Hırdavat ve Sanayi Tic.Ltd .Şti ne ait aynı yerdeki kira kontratında ise kira başlangıç tarihi 01.05.2020 olarak yazılı olduğunu, davacının kendisinden sonra adreste kiracı olduğunu iddia ettiği … … KY Makine Hırdavat ve Sanayi Tic.Ltd .Şti ile kendi kiracılık dönemlerinin içiçe geçtiği, ticaret sicil kayıtlarında aynı dönemde faaliyet adreslerinin aynı olduğu ve aynı iş kolunda faaliyet gösterdikleri görülmekte olup, davacı firmanın dava dışı … … KY Makine Hırdavat ve Sanayi Tic.Ltd .Şti ile organik bir bağının olduğu aşikar olduğunu, davacının, tutanak konusu borçtan bu firmanın da sorumlu olamayacağı yönündeki beyanı da bu hususu doğruladığını, davacının hiçbir hukuki dayanağı olmayan tedbir talebinin reddine karar verilmiş olduğunu, davacının ihtiyati tedbir talebine sebep gösterdiği iddiasının düzenlenen faturanın haksız ve hatalı olduğuna dayanmakta olduğu gözetildiğinde sayın mahkemenin de belirttiği gibi tedbir konusunu oluşturan vakıalar ve iddialar, yargılama sonucu ortaya çıkabilecek nitelikte olduğunu, bu nedenlerle hukuki dayanaktan yoksun olarak yöneltilmiş olan iş bu davanın reddi ile davacı borçlunun %20 den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;
1-Davanın KABULÜNE,
Davacının, 19/04/2021 tarihli 89.000,65.-TL meblağlı SFA2021000000279 numaralı faturadan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-İcra tazminatı talebinin reddine, karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin verdiği “davanın kabulü ve davacının borçlu olmadığının tespiti” hükmünün açıkça hukuka aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesince bir an önce yargılamayı bitirmek amacıyla hareket edildiğini, bilirkişinin ve hazırladığı raporların yetersizliğini her fırsatta dile getirmelerine rağmen farklı bilirkişiden rapor alınması talepleri reddedilmek suretiyle davanın uyuşmazlık konusu hakkında fikir ve bilgi sahibi olmayan, yetersiz, uzman olmayan bilirkişinin ellerine teslim edildiğini, nihai hükmü de mahkemenin değil, bilirkişinin kurduğunu, aynı bilirkişinin farklı bir dosya üzerinden de ilgili merciye şikayet edildiğini, farklı uzman bilirkişiden ,yeni bir bilirkişi raporu aldırılmadan, Bilirkişilik Kanunu, Bilirkişilerin Uyacağı Rehber İlkeler ve Bilirkişi Raporlarında Bulunması Gereken Standartlar, HMK 279/4 maddesine aykırı düzenlenmiş ve itiraza uğramış yetersiz bilirkişi raporunun karara esas alınmasının HMK 281/3 maddesine aykırı olduğunu, öte yandan mahkemece uyuşmazlık konusunun anlaşılmaya çalışılmadığını, yargılama ve karar takdirinin yetersiz bilirkişinin dayanaksız, yasalara aykırı temenni niteliğindeki tespitlerine bırakıldığını, deliller tartışılmamış olup, gerekçeli karar metninde de “kararın bilirkişi raporu doğrultusunda kurulduğu” zikredilmek suretiyle yargılama ve karar verme ödevinin tamamen yetersiz bilirkişiye devredildiğinin açıkça ifade edilmiş olmasının kararın gerekçelendirilmeksizin sadece bilirkişi raporu doğrultusunda kurulduğunun belirtilmesi HMK ‘nın 27/c, 294/1, 297/c ve 298/3 maddelerine, Anayasanın 36. Ve 141. Maddesine, AİHS nin 6. Maddesine açıkça aykırı olduğunu, 01 Ocak 2013 tarihinde Sakarya Elektrik Perakende Satış (SEPAŞ) kurulduğunu, bu tarihten itibaren kaçak elektrik kullanımı takibi, tespiti, sayaç okuma, dağıtım hat ve şebeke tesisi, arıza bakım, onarım vb işleri kapsayan elektrik dağıtım faaliyeti SEDAŞ tarafından, aboneliğe dayalı elektrik tüketimine ilişkin tahakkuk, faturalandırma, abonelik işlemleri ve fatura tahsilatı vb işleri kapsayan elektrik perakende satış faaliyetleri SEPAŞ tarafından yürütülmekte olup, SEDAŞ ve SEPAŞ’ın birbirinden tamamen farklı ve ayrı tüzel kişilikler olduğunu, davacının 2013 yılından beri süregelen bu durumu bilmediği ve mahkemece gerekçeli karara da SEDAŞ ve SEPAŞ’ın aynı tüzel kişilikmiş gibi yansıtıldığı görüldüğünden öncelikle bu hususta açıklama yapılması zorunluluğu doğduğunu beyanla hukuka aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalı vekilinin istinaf dilekçesinde olayları tamamen değiştirmek suretiyle kendisini haklı göstermeye çalıştığını, davalı vekilinin ileri sürdüğü istinaf sebeplerinin hiç birisinin yerinde olmadığını beyanla usul ve yasaya uygun yerel mahkeme kararının onanmasını talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Menfi Tespit (Abone Sözleşmesinden Kaynaklanan) talebine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Davacının, … numaralı adresinde Çayırova şubesini 30/04/2014 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan ettiği, 05/12/2016 tarihinde bu adrese ilişkin mülk sahibi … … ile kira sözleşmesi yaptığı, 01/04/2017 tarihli kira sözleşmesi ile de davaya konu elektrik kullanımının olduğu iddia olunan 8-E numaralı binanın kiralandığı ve buranın kira akdinin feshedildiği 15/02/2021 tarihine kadar davacının kullanımında olduğu, davacının faaliyet gösterdiği Çayırova Şubesini, anılan 8-E nolu adrese taşıdığını 26/01/2017 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ilan ettiği, 17/06/2019 tarihinde mülk sahibi … … tarafından iskansız ek bina için bağlantı anlaşması için enerji müsaadesi talebinde bulunulduğu, 09/10/2019 tarihinde ek binadaki 11899505 numaralı tesisata 76994469 seri numaralı sayaç takılarak 1887764 numaralı mühür ile sayacın enerjisi kesik şekilde mühür altına alındığı, 19/04/2021 tarih, 152242 seri numaralı kaçak/usulsüz elektrik kullanım tespit tutanağı ile 8-E adresindeki ek bina için 09/10/2019-19/04/2021 tarihleri arasında yapılan tüketimin tespit olunduğu anlaşılmaktadır.
Davacı vekili, davacı ile davalı kurum arasında faturada gösterilen tarihlerde abonelik sözleşmesi bulunmayıp, bu kaçak tespit tutanağı dolayısıyla davacının borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Anayasa’nın 141-(3) maddesine göre; bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Mahkemenin, tarafların açıklamalarını dikkate alarak değerlendirmesi ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesi hukuki dinlenilme hakkının da (HMK. 27. madde) gereğidir. Bu husus aynı zamanda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (6) maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkı kapsamında da güvence altına alınmış haklardandır. Yargı organları her iki tarafın iddia ve savunmaları ile delillerini değerlendirip, sabit görülen maddi vakıaları ve bunlardan çıkardıkları sonuç ve hukuki sebepleri gerekçelerine yansıtmalıdırlar.
Adil yargılanma hakkının sağlanması kapsamında kararların gerekçeli olmasıyla ilgili kamu düzenine ilişkin hükümlere 6100 sayılı HMK’da da yer verilmiştir.
HMK’nın 297. maddesine göre; hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri yer almalı ve sonuç kısmında da taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi yani açık ve infazda tereddüt yaratmayacak nitelikte karar verilmesi gereklidir.
Üst mahkeme, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir (Gerekçe ile ayrıntılı açıklamalar için: Yargıtay HGK’nın 17/09/2019 tarih, 2017/16-2830 E. 2019/887 K.).
Somut olayda; ilk derece mahkemesi gerekçesinde bilirkişi raporuna atıf yapıldığı, dosya safahatının anlatıldığı ve yukarıda anılan yasal düzenleme ve Yargıtay içtihatlarına uygun denetlenebilir gerekçe yazılmadığı değerlendirilmiş, karar bu nedenle kaldırılması gerekmiştir.
Kabule göre de;
Mahkemece, dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmış, rapor ve ek rapor sunularak dosya arasına alınmış, bilirkişi raporuna atıf yapılarak davanın kabulü ile davacının fatura nedeniyle davalıya borçlu olmadığına karar vermiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, 19/04/2021 tarihli, 89.000,65 TL elektrik bedelinden davacının sorumlu olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda; taraflar arasında dava konusu yere ilişkin abonelik sözleşmesi imzalanıp imzalanmadığı anlaşılamamaktadır. Bununla birlikte davacının malik ile yaptığı kira sözleşmesi kapsamında anılan işyerini 01/04/2017 ile 15/02/2021 tarihine kadar kullandığı sabittir.
Elektrik kullanımından dolayı fiilen kullanan kişinin haksız fiilden kaynaklanan sorumluluğu bulunmaktadır. Ancak, bu sorumluluk davalı olan abonenin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini ortadan kaldırmamaktadır. Fiilen elektrik kullanan şahsın haksız fiil hükümleri uyarınca, abonenin de sözleşmeden doğan sorumluluğunun bulunduğu, bu durumda kullanımdan her ikisinin de müteselsilen sorumlu olduklarının belirgin olmasına göre, alacaklının alacağını sorumluların tamamından isteyebileceği gibi bunlardan biri veya birkaçından da isteyebileceğinin kabulü gerekir.
Hal böyle olunca, mahkemece; taraf delilleri toplandıktan sonra, dosyanın önceki bilirkişi dışında uzman bilirkişi heyetine verilmesi, kaçak ve normal tüketimlere ilişkin, tahakkuk tarihleri dikkate alınarak Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği ve sözleşme hükümlerine göre, anılan 19/04/2021 tarihli kaçak kullanım tespit tutanağının hangi bina için tutulduğu, bu husus tespit edildikten sonra bu yapı için davacı ile davalı arasında abonelik ilişkisi olup olmadığı, varsa hangi tarihler arasında olduğu, yani davacının anılan tarihlerde fiilen kullanımımı tarihsel olarak belirlenerek, her bir fatura dönemi için ayrı ayrı hesaplanması konusunda denetime elverişli bir rapor alınması, davacının borçlu olmadığını istemekte haklı olduğu borç miktarının bu şekilde belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, Mahkemece, olaya uygun, denetime elverişli bilirkişi incelemesi yaptırmadan ve davacının abone veya fiili kullanıcı olup olmadığı net bir şekilde tespit edilmeden eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davalı tarafın istinaf talebi yerinde görülmekle yukarıda belirtilen nedenlerle yerel mahkemenin kararı yerinde olmadığından kaldırılmasına ve dairemiz kararına uygun şekilde yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalının istinaf başvurusunun KABULÜNE,
1-GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 25/05/2022 tarih, 2021/378 E – 2022/457 K sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davalı tarafça yatırılan istinaf maktu karar harcının ve istinaf nisbi karar harcının (1.440,00 TL + 80.70 TL ) istek halinde iadesine,
4-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5-İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6, maddesi gereğince KESİN olmak üzere 09/01/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
*
…
Başkan
…
¸e-imzalı
…
Üye
…
¸e-imzalı
…
Üye
…
¸e-imzalı
…
Katip
…
¸e-imzalı
¸Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca E-İMZA ile imzalanmıştır.¸