Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/1340 E. 2022/1329 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1340
KARAR NO : 2022/1329
KARAR TARİHİ : 20/10/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 13/06/2017
KARAR TARİHİ : 14/01/2021
NUMARASI : 2019/1026 Esas – 2021/21 Karar

DAVACI : ……….
VEKİLİ : ……….
DAVALI : ……….
VEKİLLERİ : Av……
Av……
Av……
DAVA İHBAR OLUNAN : BURGAN FİNANSAL KİRALAMA A.Ş. – … – Maslak Mah. Eski Büyükdere Cad. No:13 K:12 Sarıyer/ İSTANBUL
VEKİLLERİ : Av. ……..
Av. ……..
DAVA : Bakiye tekne borcu nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti, teknenin teslimi ve kar kaybı

KARAR YAZIM TARİHİ : 20/10/2022

Dairemizin 11/10/2019 tarih, 2019/582 Esas, 2019/594 Karar sayılı kararı ile; HMK 353/1-a-4-6 maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verildiği, eksikliklerin tamamlanması üzerine dosyanın yeniden Dairemize gönderildiği, taraflar arasında görülen dava sonucu Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/01/2021 tarih, 2019/1026 Esas – 2021/21 Karar sayılı hükme yönelik, davacı vekili ve davalı vekilince süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’nin davalı Numarine A.Ş. tarafından üretilmiş yeni ve hiç kullanılmamış 2015 model Numarine 105HT-1 Geniş Gövde (Wide Body) marka bir motoryatı, finansal kiralama yöntemiyle satın aldığını, bu motoryatın, 27/10/2015 gün 2015-74 numaralı fatura karşılığında, 5.049.000,00 ABD Doları bedelle satıcısı CCD Marine’den yine Burgan Finansal Kiralama A.Ş. ile müvekkili arasında 12/10/2015 tarihinde akdedilmiş olan 14/10/2015 tarihinde 159205525 numarasıyla tescil edilmiş bulunan 1500166101 sözleşme numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesi ile satın alındığını, dava konusu tekne için öncesinde yapılan harici ödemelerden başka, fatura bedelinin 2.049.000,00 ABD Doları müvekkili adına şirket ortağı … tarafından 12/10/2015 tarihinde ödendiğini, bakiye kısmının da finansal kiralama şirketi tarafından ödenerek kapatıldığını ve tekne bedeline ilişkin bir borç kalmadığını, dava konusu “So CHIC” adı verilen NUM10501H616 teknenin gövde numaralı (Hull Number) motoryat, Finansal Kiralama Sözleşmesi gereğince Burgan Finansal Kiralama adına, Delaware Gemi Sicilinde DL9916 AJ sicil numarası ile tescillendiğini, akabinde, üretici Numarine Denizcilik San ve Tic A.Ş., satıcı CCD Marine Ltd., Burgan Finanasal Kiralama A.Ş. ve müvekkili … arasında akdedilen 26/04/2016 tarihli ibraname ile taraflar, “dava konusu teknenin ücreti mukabilinde ve satış faturası ile üreticisi davalı Numarine tarafından satıcısı CCD Marine’e satıldığını”, “davacı müvekkilinin de bu tekneyi beğenmesi üzerine Finansal Kiralama Sözleşmesi kapsamında bu malın müvekkiline satıldığını”, “teknenin toplam satış bedelinin Burgan Finansal Kiralama tarafından ödendiğini” ve “kiralananda talep olunan değişikliklerin (mobilya montajı) davalı üretici tarafından tamamlanarak en geç 27/06/2016 tarihinde kiracı müvekkile teslim edileceği” beyan, kabul ve taahhüt edildiğini, bu ibranamede davalının da bulunduğunu, tarafların, en son yazılı 27/06/2016 tarihinde gerçekleşmesi taahhüt edilen teslim haricinde birbirlerini ibra ettiklerini, aradan geçen zamana karşı teknenin tesliminin gerçekleşmediğini ve müvekkilinin, peşinatı ile sonrasında finansal kiralama taksitlerini ödediği motoryatından hiçbir surette faydalanamadığını, üretici davalı Numarine şirketinin, Gebze 6. Noterliğinden keşide ettiği 23/06/2016 gün ve 30304 yevmiye numaralı ihtarında, tadilat ve değişiklikleri tamamladığını ancak bedellerini alamadığını bu nedenle teslimi gerçekleştirmediğini ve daha sonrasında da talep ettiği bedel ödenmedikçe teslimi gerçekleştirmeyeceğini beyan ettiğini, ancak bu ihtarında hangi tadil ve değişiklikleri yaptığı ve nihayetinde ödeme talebine konu bu işlemlerin bedellerinin ne olduğunun belirtilmediğini, daha yeni üretilmiş bir teknede tadilatı gerektirecek bir hususun olamayacağını, teknede finansal kiralama sözleşmesinde belirtilen teknik özellikler ve donanım haricinde bir değişikliğe rızalarının olmadığını, bahsi geçen sözde tadil ve değişikliğin ise yalnızca müvekkili tarafından tedarik edilmiş olan mobilyaların tekneye monte edilmesinden ibaret olduğunu, Beşiktaş 25. Noterliğinin 16/12/2016 gün ve 36322 yevmiye numaralı ihtarnameleri ile davalıya bildirildiğini, bu ihtarlarına cevaben davalı tarafın keşide etmiş olduğu Beyoğlu 17. Noterliği’nin 23/12/2016 gün ve 24973 yevmiye numaralı ihtarnamesinde, bu kez de tekne bedelinden bakiye alacak bulunduğunu ileri sürerek tekneyi teslimden kaçındığını ve teknenin ancak Burgan Finansal Kiralamaya teslim edilebileceğini belirtmesine karşın, bu şirkete de tesliminin gerçekleşmediğini, bu standartlara sahip bir teknenin işletilmesi halinde günlük getirisinin (sezona göre değişmekle birlikte) 8.000 $ ile 15.000 $ arası olacağı düşünüldüğünde, davalının geri iade etmeyi taahhüt ettiği 27/06/2016 tarihinden bugüne kadar müvekkilin uğradığı ve uğramaya devam ettiği zararın büyüklüğünün anlaşılabileceğini beyanla, fazlaya ve faize dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 75.000 Avro‘nun davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, NUM10501H616 tekne gövde numaralı “SO CHIC” isimli Numarine 105HT-1 Geniş Gövde (Wide Body) model motor yatın, gemi teslimine ilişkin TTK 1352 vd. maddeleri uyarınca ihtiyaten hacziyle fiilen müvekkile teslimine, bedelin tamamının ödenmiş olduğu, ödemenin doğrudan banka tarafından (finansal kiralamayla) yapılması ve taraflarca ibraname imzalanmış olmasıyla, ayrıca davalının noter kanalıyla gönderdiği sonraki ihtarında ekstra tadilat bedeli bulunmadığı tevsik edildiğinden ve geminin teslim edilmemesiyle davacı zararı yanında davalının da tazmin etmekle yükümlü olduğu miktar da arttığından ihtiyati haczin teminatsız olarak verilmesine, müvekkilinin davalıya bu tekne bedeli yönünden herhangi bir borcu bulunmadığının tespitine ve dava konusu motor yatın müvekkiline teslimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava tarihinden çok zaman önce taraflarınca Gebze 4. İcra Müdürlüğünün 2017/2990 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davacının dava dilekçesinde icra takibinden hiç söz etmediğini, icra takibinden sonra menfi tespit davası ikame eden davacının söz konusu icra takip dosyasını mahkemeden gizleyerek İ.İ.K. Mad.72 gereğince depo etmesi gereken dosya borcunu ve yüzde 15’i tutarındaki teminatı göstermeden ihtiyati haciz kurumu ile de istediği neticeyi elde etme umuduyla ve bu suretle tekneyi teslim alarak müvekkili şirketi zarara uğratma gayesiyle hareket ettiğini, müvekkili şirketin üretmiş olduğu ancak bedelinin tamamını tahsil edemediği davaya konu tekne üzerinden hapis hakkını kullanarak ve Gebze 4.İcra Müdürlüğünün 2017/2990 Esas sayılı dosyası ile rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yoluna başvurulduğunu, davacı tarafın ise 13/02/2017 tarihinde bu takibe avukatı aracılığı ile itiraz ettiğini, bu durumda icra takibinden sonra menfi tespit davası ikame eden davacının dosya borcu ile birlikte dosya borcunun yüzde tutarında teminatı depo etmesi gerektiğini, uyuşmazlığa konu teknenin satıcısı konumundaki CCD Marine Ltd. Firması ile teknenin alıcısı konumundaki davacı firma ve bunların grup şirketleri arasında, geçmişten bu yana yoğun ticari ilişkilerin bulunduğunu, alıcı ve satıcı olarak görünen bu iki firma arasında bir dolaylı temsil halinin varlığının olduğunu, dolaylı temsilde kendisine yetki verilmiş olan temsilcinin, hukuki işlemi yaparken başkası adına işlem yaptığını karşısındaki üçüncü kişiye söylemediğini, bu sebeple temsilci ve hukuki işlem yapan üçüncü kişinin karşısındaki kimsenin bir başkasının temsilcisi olduğunu bilmediğini, onun bu işlemi bizzat kendisi için yaptığını düşündüğünü, dolaylı temsilde, yetkili temsilci hukuki işlemi başkasına hesabına, fakat kendi adına yaptığı için bu işlemden doğan bütün hak ve borçlar doğrudan doğruya temsilciye ait olduğunu, temsilci, bu hak ve borçları alacağın temliki ve borcun nakli işlemleriyle temsil olunana geçirdiğini, teknenin satıcısı olarak görünen CCD Marine Ltd. Firmasının, Builder Certificate belgesinden de anlaşılacağı üzere teknenin siparişini 13/10/2015 tarihinde verdiğini, ancak bundan daha önce teknenin davacı firmaya ait olacağı hususunda iki firma arasında anlaşmaya varıldığını, bu kapsamda daha teknenin siparişi müvekkili şirkete verilmeden önce 12/10/2015 tarihinde davacı ile finansman kuruluşu olan Burgan Finansal Kiralama A.Ş. arasında söz konusu tekneye ilişkin CCD Marine firması tarafından tanzim olunan proforma faturaya istinaden finansal kiralama sözleşmesi imzalandığını, bu hususta teknenin siparişini veren dava dışı CCD Marine Ltd. Firması ile alıcı konumundaki davacı firma arasında daha önceden anlaşma sağlandığını, teknenin davacıya satılacağının, tüm hak ve borçların davacıya devredileceğinin önceden kararlaştırıldığını, ardından davacının dolaylı temsilcisi olarak CCD Marine Ltd. firması tarafından sipariş verildiğini, CCD Marine Ltd. Firmasının aracı olduğu ve bir komisyoncu gibi hareket ettiğinin görüldüğünü, davacı tarafın müvekkili şirket tarafından üretilen teknenin ücretinin ödendiğine ve bu tekne ile ilgili müvekkili şirketin hiçbir alacağının kalmadığına dair iddilarının tamamen gerçeğe aykırı olduğunu, müvekkili şirket tarafından üretilen TR-NUM10501H616 nolu teknenin satış bedelinin 4.750.000,00-Euro olup hali hazırda müvekkili şirketin üretmiş olduğu bu tekne ile ilgili 1.725.000,00 Euro tutarında bakiye alacağının bulunduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde de müvekkili şirketin söz konusu ibranamede teknenin toplam satış bedelinin Burgan Finansal Kiralama tarafından ödendiğini kabul ve taahhüt ettiğini beyan ettiğini, ibraname içeriğinde müvekkili şirketin teknenin toplam satış bedelini tahsil ettiğine dair herhangi bir kabul beyanının asla bulunmadığını, tekne bedelinin tamamı değil, sadece bir kısmının Burgan Finansal Kiralama A.Ş. tarafından ödeneceğini, kalan kısmının ise davacı tarafça ödeneceğinin dosya kapsamındaki belgelerle sabit olduğunu, müvekkili şirketin bu ödemenin kendisine yapılmadığı iddiasında zaten olmadığını, taraflarınca davacı firmaya birçok kez ihtarname gönderildiğini, tekne ile ilgili müvekkili şirketin alacaklarının ödenmesi şartıyla teknenin 27.06.2017 tarihi itibariyle teslime hazır olduğunun defalarca bildirildiğini, ihtarnamelerin uzunca süre cevapsız bırakıldığını, şifahi görüşmelerde ise maddi durumlarının iyi olmağından bahisle ödeme yapamadıklarını ilettiklerini, tadilata ilişkin geçilen beyanların davacının iddia ettiği gibi bir mobilya montajı ile ilgisinin bulunmadığını, müvekkili şirketin söz konusu tekneye ilişkin 1.725.000- Euro tutarında bakiye alacağının bulunduğunu, bu bakiye bedelinin davacı tarafından imzalanan 14/04/2016 tarihli protokolde ikrar edildiğini, teknenin bedelinin 4.750.000- Euro olduğunun anılan protokolde davacı tarafça imza altına alındığını, rehnin paraya çevrilmesine ilişkin takip dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporunda da teknenin değerinin 4.700.000-Euro olarak tespit edildiğini beyanla itiraz üzerine duran icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasının alacak davasından tefrik edilerek hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun menfi tespit ve alacak davalarının esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “1-Davacının davalıya karşı tekne satış bedelinden borçlu olmadığına yönelik iddiaları yönünden, Mahkememizin 2018/96 Esas sayılı dosyasında karar verildiğinden bu yöndeki talepleri yönünden karar verilmesine yer olmadığına, 2-Davacının kar kaybına yönelik tazminat talebinin reddine, 3-Davacının davaya konu teknenin teslimi talebinin reddine, 4-Taraf vekillerinin kötüniyet tazminat taleplerinin reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tazminatların reddi, dosya içeriği ve dayanak kesin hükümle çelişkili olduğunu, davalının ikame ettiği ve bu dosyamızda da bekletici mesele yapılan 2018/96 esas sayılı itirazın iptali dosyasında, davalının ihtiyati haciz taleplerinin reddi üzerine karar veren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi de 19/06/2018 tarihli 2018/970E – 2018/818 K sayılı kararında “alacağın rehinle temin edilmemiş olması, eser sözleşmesi kapsamında kendi edimini ifa etmeyenin talepte bulunma hakkı olmaması ve iş bedelinin eserin teslimi ile muaccel hale gelmesi…. ” demek suretiyle davalının hapis hakkı olmadığı veya teslimden kaçınmasının yasal dayanağı olmadığı şüpheye mahal bırakmayacak şekilde açıkladığını, eksik incelemeyle hüküm kurulduğunu, tekne tesliminde, dava tarihindeki haklılık durumuna göre karar verilmesi gerektiğini, her ne kadar netice itibariyle, davalının takibinde dayandığı bu alacak kalemi hakkındaki “davacının borçlu olmadığı” yönündeki itirazın iptali davasındaki karar doğru olup, sayın mahkeme tarafından da benimsendiğini, dava dilekçesinde de belirtildiği üzere, menfi tespite ilişkin talebimiz davalı tarafın alacak sebebi ve dayanağı olarak gösterdiği 1.725.000,00 Avro bakiye satış bedeli yönündendir. yani yabancı para alacağı söz konusu olduğunu, bu alacak yönünden müvekkilin borçlu olmadığı da tespit edildiğinden, kurulan hükümde karar tarihindeki kur esas alınarak vekalet ücretine hükmolunması gerekirken, eksik vekalet ücretine hükmedilmiş olması nedeniyle kararın bu yönden düzeltilmesini talep ettiklerini, zira, davanın açılış tarihindeki haklılık durumuna göre tespit istendiğinden bu şekilde daha sonradan açılmış itirazın iptali dosyasına atıfta bulunulması ile yetinilerek, “karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm kurulmasının hatalı olduğu kanaatinde olduklarını, izah olunan ve resen gözetilecek sair nedenlerle, istinaf başvurusunun ve karara itirazların kabulüne,

Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/01/2021 tarihli, 2019/1026 Esas ve 2021/21 Karar sayılı ilamının mümkünse düzeltilmesine, bunun mümkün olmadığı halde kararın kaldırılmasına , müvekkilin davalıya bakiye tekne bedeli yönünden (ve dolayısı ile bu tekne bedeli için davalının müvekkil aleyhine açtığı Gebze 4. İcra Müdürlüğünün 2017/2990 sayılı takibi nedeniyle) davalıya herhangi bir borcu bulunmadığının tespitine,

davalı bu tekne satış bedeli için başlatmış olduğu gebze 4. icra müdürlüğü 2017/2990 sayılı takibinde haksız ve kötü niyetli olduğundan aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine,

– dava konusu NUM10501H616 tekne gövde numaralı “SO CHIC” isimli Numarine 105HT-1 Geniş Gövde (Wide Body) model motor yatın dava tarihindeki duruma göre müvekkile teslimi gerektiğinden müvekkile teslimine,

– hapis veya rehin hakkı olmamasına karşın tekneyi teslim etmeyen davalının, dosya içerisinde ihkakı hak olarak tanımlanan bu haksız davranışı nedeniyle teknenin geç teslim alınacağı tarihe kadar müvekkilin tekneyi işletememesi nedeniyle uğradığı zararın tespitine, kesin zararın tespiti mümkün olmasa dahi TBK 50/2 uyarınca hakkaniyet ölçüsünde bir tazminatın davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine,

– Bu işleteme nedenine bağlı zarar kaleminden olmak üzere fazlaya ve faize dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 75.000 Avro’nun fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden hesaplanarak davalıdan alınıp müvekkile ödenmesine,

yargılama giderleri ve karar tarihindeki kur üzerinden nispi hesaplanacak ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline
karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; dosya, aynı konuda görülmüş olan Gebze Ticaret Mahkemesinin kesinleşmiş 2018/96 Esas sayılı dosyasına bağlı olduğunu, bu konuda kesinleşmiş mahkeme kararı bulunduğundan davacının isitnaf taleplerinin reddi gerektiğini, buna karşılık ilgili dosya ve huzurdaki dosyamızın önceki safahatında, davalı tarafın gemiyi elinde bulundurmasının haksız olduğu karara bağlandığını, bu nedenle, tazminat taleplerimizin kabulü gerektiğini, tekrara mahal vermemek adına, dosya safahatındaki önceki beyanlarına atıfta bulunduklarını, davalı tarafın istinaf başvuru taleplerinin redine, karşı istinaf ve istinaf başvuru taleplerinin kabulü ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının satış bedeline yönelik açtığı menfi tespit davasında davayı açarken hukuki menfaati bulunduğundan bahisle lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi yasa ve hukuka aykırı olduğunu, yukarıda yer alan itirazımız saklı olmak kaydıyla, davacı lehine nisbi vekâlet ücretine hükmedilmesi de yasa ve hukuka tümüyle aykırı olduğunu, kötü niyet tazminatı talebimizin yerel mahkemece “borcun likit olmaması ve kötü niyetin ispat edilememesi” gerekçeleriyle reddine ilişkin tesis edilen karar hukuka aykırı olduğunu, öncelikle ve ivedilikle hükmün icrasının durdurulması adına tehir-i icra kararı verilmesine, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/1026 E. 2021/21 K. ve 14.01.2021 Tarihli yasa ve hukuka aykırı kararının istinaf nedenleri uyarınca kaldırılmasına,
yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafın işbu istinaf nedenleri yasa ve hukuka tümüyle aykırı olup istinaf başvurusunun reddi gerektiğini, davacının değişiklik talepleri mevcut bir ürünün kesilerek veyahut başka işlemler uygulanarak değiştirilmesi değil ilk baştan üretilirken bu taleplere uygun olarak üretilmesiyle mevcudiyet bulduğunu, kaldı ki, davacı 2.049.000,00-USD’yi ödediğine dair dosyaya adi belge niteliğindeki borç dekontları ve Türk Ekonomi Bankası’nın swift mesajını sunmuşsa da, yerel mahkeme tarafından türk ekonomi bankası’na yazılan müzekkereler ile anılan ödemelerin yapılmadığı açıkça tespit olduğunu, bu kapsamda, ne 2.049.000-TL meblağın, ne de donanım yükseltilmesi nedeniyle oluşan 433.215,71-EURO arkın davacı tarafça müvekkile ödenmediği dosya kapsamı ile sabit olduğunu, yerel mahkemenin davacının teknenin teslimi talebine ilişkin vermiş olduğu ret kararı açıkça görülebileceği üzere yasa ve hukuka tümüyle uygun olup, davacının bu yöndeki istinaf başvurusunun haksız ve mesnetsiz olduğu açık olduğunu, söz konusu kararın kesinleşmiş olması nedeniyle işbu dava kapsamında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi hukuka uygun olduğunu, tarafımızca dosyaya sunulan istinaf dilekçesinde detaylı olarak izah edildiği üzere işbu dava kapsamında nispi vekâlet ücretine hükmedilmiş olması tümüyle yasa ve hukuka aykırı olup, davacının iddialarının öncelikle bu nedenle kabul edilemeyeceği açık olduğunu, yukarıda izah olunan nedenler ve sayın başkanlığınızca re’sen gözetilecek diğer nedenlerle;

davacı tarafın haksız ve mesnetsiz istinaf başvurusunun reddine, tarafımızca ayrı bir dilekçe ile yapılan istinaf başvurusunun tüm talepler yönünden kabulüne, yargılama harç ve masraflarının davacı taraf üzerine tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.

DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, bakiye tekne borcu nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti, teknenin teslimi ve kar kaybı taleplerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
İlk derece mahkemesinin 2017/431 Esas – 2019/311 Karar sayılı ilamı ile verilen karar üzerine taraf vekillerince istinaf yasa yoluna başvurulmuş, vaki istinaf başvurusu nedeniyle dairemizin 2019/582 E, 2019/594K sayılı ilamı ile mahkeme kararının 6100 sayılı HMK.353/1-a-4-6 maddesi uyarınca eksikliklerin giderilmesi amacıyla kaldırılmasına karar verilmiştir.
Kaldırma kararı sonrasında mahkemece, tekne satış bedelinden borçlu olmadığına yönelik iddiaları yönünden, daha önceden 2018/96 Esas sayılı dosyasında karar verildiğinden bu yöndeki talepleri yönünden karar verilmesine yer olmadığına, Davacının kar kaybına ve tekne teslimine yönelik talebinin reddine, Taraf vekillerinin kötüniyet tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
Somut dosyada; davacı … şirketi tarafından davalı aleyhine dava konusu tekne nedeniyle davacı üretici tarafından talep edilen 1.725.000 avro nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti, teknenin teslimi, fiili teslimin gerçekleşmemesi nedeniyle kar kaybı talep edildiği anlaşılmaktadır.
Davalı tarafından aralarında dosyamız davacısı da bulunan taraflara karşı Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/96 Esas sayılı itirazın iptali dava dosyasındaki talep ise, dava konusu teknenin bakiye satış bedeli ve teknenin muhafaza /depo bedeli, gümrük vergi ve ceza tutarı alacak için rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takibe yönelik itirazın iptaline ilişkindir. Dolayısıyla bakiye tekne borcuna ilişkin talepler gerek iş bu dosyada gerekse yukarıda belirtilen itirazın iptali dosyasında aynıdır. Davalının açmış olduğu aynı sebepten kaynaklanan bakiye tekne alacağı için görülen itirazın iptali davasında; davacının satış sözleşmesinde taraf olmadığından husumet yokluğundan usulden davanın reddine karar verilip bu karar derecattan geçerek kesinleştiğinden mahkemece davacının bu yöndeki menfi tespit talepleri yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Burada davacının bakiye tekne borcuna ilişkin menfi tespit davası açmakta hukuki yararı olup olmadığı sorunu incelendiğinde; davacı tarafından açılan menfi tespit davasının davalı tarafından açılan itirazın iptali davasından önce açılmış olması gözetildiğinde bakiye tekne bedeline yönelik eldeki menfi tespit davasının açılmasında hukuki yarar bulunmaktadır.
Öte yandan, bakiye tekne borcuna ilişkin menfi tespit hükmü taraflar arasındaki uyuşmazlığı esastan çözecek nitelikte olduğundan mahkemece nispi vekalet ücretine hükmedilmesi yerindedir. Ayrıca, Hukuk Genel Kurulunun 1993/13-41 Esas 1993/145 Karar sayı ve 07.04.1993 tarihli kararında vurgulandığı üzere, yabancı para borcu ile ilgili alacaklarda talep edilen yabancı paranın dava tarihindeki efektif döviz kuru karşılığı Türk Lirası üzerinden karar tarihindeki tarifeye göre nisbi karar ve ilam harcının ve avukatlık ücretinin hesaplanması gerekeceğinden mahkemece bakiye tekne bedeline ilişkin verilen hüküm yerindedir.
Tekne teslimi ve kar kaybı talepleri yönünden yapılan incelemede;
26/04/2016 tarihinde davacı kiracı, davalı üretici, mülkiyet sahibi finansal kiralayan Burgan Finansal Kiralama A.Ş. ve tekne satıcısı CCD Marine arasında ibraname düzenlendiği, bu ibranamede tekne tadilatıyla ilgili olarak; kiracı davacının kiralanan tekne üzerinde değişiklik ve tadilat talepleri olması nedeniyle kiralananın davalı üretici tarafından tadilatı yapılmakta olduğu, davalı imalatçının en geç 27/06/2016 tarihinde tekneyi davacı kiracıya teslim edilmek üzere mal sahibi Burgan’a teslim edeceğini taahhüt ettiği, mal sahibi Burgan’ın da teknede yapılacak tadilatlara muvafakat ettiği, kiralananda yapılacak tüm tadilat giderinin davacı kiracı tarafından ödeneceği kararlaştırılmıştır. Buna göre taraflar arasında tekne tadilatıyla ilgili eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacı, 26/04/2016 tarihli ibraname kapsamında davalının gemiyi 27/06/2016 tarihinde iade etmesi gerekirken iade etmemesi nedeniyle geminin tarafına teslimini ve geminin teslim edilmemesi nedeniyle uğranılan kar kaybının tahsilini talep etmiş, davalı ise, tadilat bedelinin ödenmemesi nedeniyle hapis hakkını kullandığını savunmuştur.
Taraflar yanlar bedelin ödeneceği tarih ya da vade konusunda kararlaştırma bulunmadığından Türk Borçlar Kanunu’nun 479. maddesi gereğince, kural olarak yüklenici davalının iş bedeline hak kazanabilmesi için işi sözleşme ve iş sahibinin beklediği amaca uygun olarak tamamlayıp iş sahibine teslim ettiği ya da teslime hazır olmasına rağmen teslim almaktan kaçınıldığını kanıtlaması gerekmektedir. (Kapatılan Yargıtay 15.H.D. 2012/4189 E, 2013/2664 K sayılı kararı)
Mahkemece alınan teknik raporda, tekneye sonradan donanım ve ekipman eklendiği ve bunun bedelinin belirlendiği anlaşılmaktadır.
Davalı tarafça davacıya ve dava dışı Burgan’a çekilen 23.6.2016 tarihli ihtarda tekne tadilatlarının tamamlandığı, tekneyi 27/06/2016 tarihi itibariyle teslime hazır olduğu bildirilerek ödemenin teslimat gününde ödenmesi, aksi halde tekne üzerine hapis hakkı kullanılacağı bildirilmiş, bu ihtara davacı tarafça 16.12.2016 tarihinde verilen cevapta tadilata ilişkin ödenmesi gereken miktarın bildirilmediği söylenmiştir. Davalının ihtarınca tadilata ilişkin miktar bildirilmemişse de, davacı tarafça davalı ihtarına uzunca bir süre sessiz kalınmış ve özellikle davacı ve dava dışı kişilerce imzalanan 14/04/2016 tarihli protokolde bahsedilen dava dışı Koncept şirketinin davalı yükleniciye davacı … lehine vereceği 1.750.000 Euroluk iki adet çekin tadilat için verildiği de protokolde açıkça belirtilmiş olması hususları birlikte değerlendirildiğinde davacının tekne bedelini ödeme yönünde direngen davrandığı, bu nedenle davacının bedel ödeme edimini yerine getirmemesi nedeniyle akdin ifasında kusurlu olduğundan mahkemece davacının kar kaybı ve tekne teslimi taleplerinin reddi kararı yerindedir.
Mahkemece tarafların kötüniyet tazminatı taleplerinin reddi yönündeki kararda da isabetsizlik bulunmadığından taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Her iki taraf yönünden alınması gereken istinaf karar harcından peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği ve diğer işlemlerin Dairemizce yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere 20/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

*

Başkan …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Katip …
¸e-imzalı

¸Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca E-İMZA ile imzalanmıştır.¸