Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/1235 E. 2022/1620 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1235
KARAR NO : 2022/1620
KARAR TARİHİ : 15/12/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 10/04/2019
KARAR TARİHİ : 28/04/2022
NUMARASI : 2019/145 Esas – 2022/227 Karar

DAVACI : AKMEŞE TARIM HAYVANCILIK VE GIDA SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : İZMİT SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ – …
VEKİLİ : Av. … – …
BİRLEŞEN MAHKEMEMİZ’İN 2019/397 ESAS SAYILI DOSYASINDA

DAVACI : AKMEŞE TARIM HAYVANCILIK VE GIDA SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ -…
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : İZMİT SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ – …
VEKİLİ : Av. … –

DAVA :Asıl ve birleşen dava; su tüketimi nedeniyle tahakkuk ettirilen fatura bedellerinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti
KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/12/2022

Kocaeli 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/145 E. 2022/227 K. sayılı dosyasından verilen 28/04/2022 tarihli karara karşı istinaf talebinde bulunulması ile dosyanın Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesine gönderildiği, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesinin 7. Hukuk Dairesinin 06/09/2022 tarih, 2022/1691 Esas, 2022/1485 Karar sayılı kararı ile inceleme görevinin 5. Hukuk Dairesi olduğu gerekçesiyle dosyanın Dairemize gönderildiği, taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik, davalı vekilince süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekil eden şirketin … adresinde ikamet eden 10146232 abone ve … kimlik numaralu su tüketicisi olduğunu, vekil eden şirketin kullanımlarına ilişkin olarak 10146232 abone numaralı 31/10/2018 tarihli 37.076,00 TL borç tahakkuk ettirildiğini, söz konusu fatura bedelinin gerçek kullanım miktarını yasıtmadığını, fahiş bedelli ve hatalı şekilde işlem yapılarak oluşturulduğunu, dava konusu edilen fatura sarfiyat dönemini kapsayan 28/11/2017 ve 31/10/2018 tarihleri arasında 12 adet okuma yapıldığını, bu okumaların 11 tanesi sarfiyat miktarı sıfır olarak girildiğini, son dönem yani 31/10/2018 tarihli tahakkuk döneminde ise yaşam deneyimlerine tamamen aykırı olarak 3358 ton sarfiyat belirterek 37.076,00 TL sarfiyat bedeli girildiğini, vekil edeni şirket ikameti yakınındaki kara yollarına ait yol çalışması sırasında yaşanan patlamalar sebebi ile yapılan sürekli su kesintirleri olduğunu, yaşanan kesintiler akabinde vekil edence İsu tarafına arıza kaydı oluşturulması ardından İsu tarafından aktarılan su hattından gelen aşırı basınçlı su ve sık sık yaşanan su kesintileri sebebiyle oluşan hava basıncı dolayısıyla bir çok kez toprak zemin altında bulunan boru hatlarında patlamalar yaşandığını, bu patlamaların boruların toprak zeminin oldukça aşağıda bulunduğu bölgelerde yaşandığından zemin üzerinde belirginleşinceye kadar vekil edeni tarafından farkedilmesinin imkan dahilinde olmadığını, görünür hale geldikten sonra müdahale edildiğini, yaşanılan olayda her ne kadar kusurun kendisine atfedilemeyecek ve salt bu kaçak su sarfiyatlarını ödemek zorunda bırakılsa bile sayaç okumalarının yapılmaması, sarfiyat sebebinin kaçak su olması durumunda bunun erken farkedilmemesi ve akabinde oluşan zarardan biran önce dönülmemesinden dolayı oluşturulan fatura sarfiyat bedelinin davalı kurumun sorumluluğunda olduğunu beyanla dava konusu 31/10/2018 tarihli faturanın iptali ile dava konusu faturanın tahsili halinde vekil edeni şirketin ileride telafisi mümkün olmayan maddi ve manevi zararlara uğrayacağının muhtemel olduğu ve yapılacak yargılama neticesi verilecek mahkeme kararının kesinleşmesine kadar, davalı tarafından vekil edeninin adresine sağlanan hizmetin kesintiye uğratılmaması, dava konusu faturanın ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel icra takibinin durdurulması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Şube Müdürlüğü tarafından abonede tespit ve kontroller sonucuna göre yapılan incelemede; davaya konu 10146232 numaralı aboneliğin yapı kullanım izin belgesi alınmadığı için abone türünün inşaat olduğunu, ilgili aboneliğin besihane-ahır faaliyeti için kullanıldığı, Besihane-ahır faaliyetinin işletmeciliğinin Akmeşe Tarım Hayvancılık ve Gıda San. Tic. Ltd. Şti. tarafından kiraya verilerek farklı kişi tarafından yürütüldüğü, İşletme kiracısının İdare ile abonelik sözleşmesi yapmadığı ve abonelik sözleşmesinin kendi adına olmaması nedeni ile sayaç okumaları ile ilgili herhangi bir takibinin ve İdare ile iletişiminin olmadığı, aboneliğe ait sayacın çiftlik içerisinde olması ve çiftlikte bulunan köpekler nedeni ile okuma zorluğu çekildiği için personelimizin sözlü uyarısı ile sayacın önceki dönemlerde çiftliğin dışına alındığı, çiftliğin bulunduğu yerin çoğunlukla traktör ya da tarım iş makinaları ile gidilebilecek yolunun bulunduğu, İdare araçlarının yolun çok engebeli olduğunu ve düzgün olmaması ve mevsim şartlarına göre yolu su basması ve yer yer bataklık oluşması nedeni ile teknik olarak araçların bu yolda sayaç okumaya gidemediğini, abonenin bulunduğu yere ulaşım kısıtlılığı kaynaklı problem nedeniyle dönemsel tahakkukların düzenli şekilde yapılamadığı, okuma personelinden edinilen bilgiye göre dönemsel sayaç okuması için gidilirken zaman zaman aracın çamura saplandığını, bölgede devam eden otoyol çalışması nedeni ile çitliğe giden yollarda tahribata bağlı çukurlar oluştuğu, çiftlik içinde ve bu çiftliğe yakın bölgede köpek bulunması nedeni ile sayaç okuma personelinin işini yapamadığını, 27/4/2019 tarihinde yapılan 2019/4 dönem sayaç okumasında okuma personeline mutlaka okuma yapması bildirildiği halde personelin büyük bir özveri ile çiftliğe giden iki alternatif yol üzerinden gitmeye çalışmasına rağmen yollarda oluşan zemin tahribi nedeni ile çiftliğe ulaşamadığı yazı ekinde yer alan resimlerle sabit olduğu tespit edildiğini, abone, idare tarafından ulaşım imkanlarının kısıtlılığı nedeni ile okuma yapamadığını bildiği halde idare ile sayaç endeksini bildirmek üzere herhangi bir iletişiminin bulunmadığı hatta abonenin adreste fiili kullanıcı olmadığı başkalarına kiraladığı görüldüğünü, bu sebeple sayaç ölçümleri doğru olduğunu yapılan tahakkuk mevzuata uygun olduğunu, davanın reddinin gerektiğini, abonenin itiraza konu tahakkukunun abonenin dahili hattında meydana gelen patlama veya su kaçağından kaynaklandığı, ayrıca tahakkuka resmi şikayet olmadığından yapılan işlemler usulüne uygun olduğunu, davanın reddini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DOSYA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekil eden şirketin … adresinde ikamet eden 10146232 abone ve 474056 numaralı su tüketicisi olduğunu, vekil eden şirketin kullanımlarına ilişkin olarak 17/05/2019 tarihli fatura ile 6.293,00-TL borç tahakkuk ettirildiğini, fatura okuma dönemleri incelendiğinde 31/10/2018 ve 17/05/2019 tarihleri arasında olduğunu, uzun bir süre sayaç okuması yapılmamış ve belirtilen tutarın vekil eden şirkete borç olarak yansıtıldığını, davalı kurumun basınçlı suyun engellenmesi amacı ile belirli çalışmalar yaptığını, ancak yeterli olmadığını, vekil eden tarafça sayaç sonrası belirli standartlarda borular döşendiğini, vekil eden şirketin adresi yakınlarında sürekli patlamalar yaşandığını, patlamalar sonucunda tadilat ve yenileme külfetinin sürekli vekil eden şirket tarafınca karşılandığını belirterek iş bu dosya kapsamında yapılacak yargılama neticesi verilecek mahkeme kararının kesinleşmesine kadar, davalı tarafından vekil eden adresine sağlanan hizmetin kesintiye uğratılmaması, dava konusu faturanın ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel icra takiplerinin durdurulması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmektedir.
Davalı vekili birleşen cevap dilekçesinde özetle; davaya konu 10146232 numaralı aboneliğin yapı kullanım izin belgesi alınmadığı için abone türününün inşaat olduğu, ancak ilgili aboneliğin besihane-ahır faaliyeti için kullanıldığı, besihane-ahır işletmeciliğinin Akmeşe Tarım Hayvancılık ve Gıda San. Tic. Ltd. Şti. Tarafından kiraya verilerek farklı kişi tarafından yürütüldüğü, işletme kiracısının İSU ile abonelik sözleşmesi yapmadığı ve abonelik sözleşmesinin kendi adına olmaması nedeni ile sayaç okumaları ile ilgili herhangi bir takibinin ve İdareyle iletişiminin olmadığı, aboneliğe ait sayacın çiftlik içerisinde olması ve çiftlikte bulunan köpekler nedeni ile okuma zorluğu çekildiği, endeks okuma personelinin sözlü uyarısı ile sayacın önceki dönemlerde çiftliğin dışına alındığı, çiftliğin bulunduğu yerin çoğunlukla traktör ya da tarım iş makinaları ile gidilebilecek yolunun bulunduğu, İdare araçlarının yolun çok engebeli olup bu yolda sayaç okumaya gidemediği, abonenin bulunduğu yere ulaşımın kısıtlı olması nedeniyle dönemsel taahhukların düzenli şekilde yapılamadığı, abonenin 2018/10 dönem fatura yargı süreci devam ederken 17/05/2019 tarihli fatura Akmeşe Tarım Hayvancılık ve Gıda San. Tic. Ltd. Şti. Yetkilisinin telefonuna kayıtlı sayaç resmi üzerinden teyit edilerek Şube Müdürlüğü Borç Takip Şefi tarafından yetkili kişinin talebi üzerine devam yargı sürecindeki taahhuklara eklenmek amacıyla oluşturulduğu ve 2019/5 okuma dönemi sayaç resmi ile endeksin açık şekilde kayıt altına alındığı, abonenin ayrıca idareden izinsiz şekilde sayacını söktüğü, personelleri tarafından yerinde yapılan işlemle İdare kayıtlarından tespit edildiği belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”Asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı kabulüne, davacının 2019/145 Esas sayılı asıl davaya konu edilen davalı tarafından düzenlenen 10146232 abone numaralı 31/10/2018 tarihli ve 37.076,00 TL bedelli fatura ile birleşen 2019/397 Esas sayılı davaya konu aynı abone numaralı 17/05/2019 tarihli 6.293,00 TL bedelli fatura nedeni ile borçlu olmadığının tespitine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;
-Söz konusu kararın usül ve yasaya, hayatın olağan akışına aykırı ve kamu zararına yol açtığı bu sebeple bozulması gerektiği kanaatinde olduklarını,
-Abonenin itiraza konu tahakkukunun abonenin dahili hattında meydana gelen patlama veya su kaçağından kaynaklandığını, bunun sorumluluğunun İdarenin Tarifeler ve Abone Hizmetleri Yönetmeliğinin 30 uncu maddesi: “(a) Şube yolunun bakım ve onarımından İdare, abone yolunun bakım ve onarımından abone sorumlu olduğunu,
-Abone yolunda meydana gelen arızalardan kaynaklanan ölçülemeyen su kayıpları hesaplanarak ilgililerine tahakkuk edildiğini,
-Bakım ve onarım yapılırken abone yolunda meydana gelebilecek hasarlardan İdare sorumlu tutulamadığını, zorunlu olarak yıkılan, kırılan, tahrip edilen diğer yapıların yapımı İdareden talep edilemediğini, idarenin imkanları çerçevesinde yapılamayacağını,
-Tüm bilirkişi raporları da kaçağın bu hatta olduğunu beyan ettiğini, mahkeme kararının açıkça mevzuata aykırı olduğunu,
-Bu hatta su kullanımı baştan itibaren usulsuz olduğunu, şirket abone olduğunu, üzerine aboneliği hiç kapatmadığını, kiracı kullanımını idareye bildirmediğini ve söz konusu hatta hangi kiracının ne amaçla ve ne şekilde su kullandığı dosya da muamma şekilde kaldığını, hangi kullanıcının köpeklerinin su çalışanlarını engellediği dahi net olmadığını, şirket basiretli tacir gibi, özen yükümlülüğünü yerine getirmediği açık olduğunu,
-Yıllar sonra daha geçen celse dosyaya sunulan ve tüm toprak altı hattı kapsamayan ve olay tarihini yansıtmayan resimlere dayanarak hattın standart olma görüşüne de katılmadıklarını, standartta uygun borunun patlak ve sızıntı vermeyeceğinin de garantisinin olmadığını, resimlerin dosyaya çok sonra konulmuş olduğunu, bu konuda da muvafakatlerinin olmadığını, tahakkuklar 2016-2018 yıllarına ait olduğunu, resimler dosyaya 07.10.2021 tarihinde dava açıldıktan çok sonra konmuş olduğunu, mevcut durumu yansıtmadığını,
-Şikayetli sayaç muayene talebinde bulunabileceğini, çıkacak sayaç muayene raporunda sayacın ölçüm hata oranının yüksek olduğunu veya sayacın doğru çalışmadığı tespitine göre gerekli tahakkuk düzeltme işlemin yapılabileceği aboneye bildirildiği halde abone sayaç muayene sonucunda sayacın doğru çıkacağını bildiği için şikâyetli sayaç muayene talebinde bulunmadığını, ne kiracı ne abone tarafından yapılmadığı tanık beyanlarında da açık olduğunu, adreste su kullanımına dikkate edilmediğini, kullanıldığını ve ödenmediğini, tesisat sıkıntıları da idarece yüklenmek istendiğini,
-Bu sebeple sayaç ölçümleri doğru olduğunu, yapılan tahakkuk mevzuata uygun olduğunu, davanın reddinin gerektiğini, abonenin itiraza konu tahakkukunun abonenin dahili hattında meydana gelen patlama veya su kaçağından kaynaklandığını, bunun sorumluluğunun idarenin Tarifeler ve Abone Hizmetleri Yönetmeliğinin 30. maddesi ‘ne göre abonenin sorumluluğunda olduğundan sorumluluk davacıda olduğunu,
-Bilirkişi raporunu tesisatta su kaçağı olduğunu ve tespitinin davacı tarafından belirlenmesinin mümkün olmadığı beyan ettiğini, bu kadar fazla bir su kaçağının tespiti gözle görülebilecek bir düzeyde olduğunu, kiracıların giriş çıkışı tespiti zorlaştırmış olabileceği gibi, fazla tüketimde mümkün olduğunu, her iki sebepte de mevzuat hükümleri açık olduğunu, yönetmelik maddesine göre tesisatta bir kaçak bulunduğu yer itibariyle abonenin sorumluluğunda olduğunu,
-Bilirkişi kaçak olarak kabul ediyorsa, montajın nasıl yapıldığı bilinmediğinden ve herhalde sayaçtan sonraki tesisat idarenin sorumluluğunda bulunmadığından tüm kusur izafelerini reddettiklerini, yargıtay içtihatları da yönetmelik hükümlerinin uygulanması yönünde görüşü beyan ettiğini,
-Su sayacı da sonradan dışarı alındığını, tanık ifadelerinde de bunun yer aldığını, bu sebeple saate ulaşılamadığını,
-Bu sebeplerle; Yerel Mahkeme hükmünün istinaf incelemesi neticesinde “kaldırılmasına” ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda “davanın reddine”, ya da mahkemesine iadesini, karar kesinleşinceye kadar taraflarına tehir-i icra kararı verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl ve birleşen dava; su tüketimi nedeniyle tahakkuk ettirilen fatura bedellerinden dolayı borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
İlk Derece Mahkemesince, asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı kabulüne, Davacının 2019/145 Esas sayılı asıl davaya konu edilen davalı tarafından düzenlenen 10146232 abone numaralı 31/10/2018 tarihli ve 37.076,00 TL bedelli fatura ile birleşen 2019/397 Esas sayılı davaya konu aynı abone numaralı 17/05/2019 tarihli 6.293,00 TL bedelli fatura nedeni ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Karara karşı, davalı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalının birleşen dava yönünden istinafının incelenmesinde;
HMK’nın “İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar” başlıklı 341. maddesinin (2) no’lu bendinde “miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin” olduğu belirtilmiş, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 24/11/2016 tarihli 6763 sayılı “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 41.maddesi ile de, “maddede yer alan “binbeşyüz” ibaresi, “üçbin” şeklinde değiştirilmek” suretiyle söz konusu kesinlik sınırı üçbin Türk Lirasına çıkarılmış ve her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, bu miktarın Maliye Bakanlığınca her yıl için tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması kabul edilmiştir.
Buna göre, ilk derece mahkemesine ait karar tarihi itibariyle kesinlik sınırı 8.000 TL olarak uygulanacaktır.
Somut olayda, dava konusu 6.393,00 TL bedelli faturadan dolayaı borçlu olunmadığının tespiti talep edilmiş, Mahkemece, birleşen davadaki talebin kabulüne karar verilmiş olup, istinafa konu menfi tespitine karar miktarına göre hüküm tarihi itibariyle HMK’nın 341/2. maddesinde yazılı kesinlik sınırı 8.000 TL’nin altında olduğundan, davalının birleşen dava yönünden istinaf kanun yolu başvurusunun kesin karara karşı yapılması sebebiyle, davalı tarafın istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalının asıl dava yönünden istinafının incelenmesinde;
Asıl davada davacı vekili, vekil eden şirketin 10146232 abone ve … kimlik numaralu su abonesi olduğunu, 31/10/2018 tarihli 37.076,00 TL borç tahakkuk ettirildiğini, söz konusu fatura bedelinin gerçek kullanım miktarını yasıtmadığını, fahiş bedelli ve hatalı şekilde işlem yapılarak oluşturulduğunu, dava konusu edilen fatura sarfiyat dönemini kapsayan 28/11/2017 ve 31/10/2018 tarihleri arasında 12 adet okuma yapıldığını, bu okumaların 11 tanesi sarfiyat miktarı sıfır olarak girildiğini, son dönem yani 31/10/2018 tarihli tahakkuk döneminde ise yaşam deneyimlerine tamamen aykırı olarak 3358 ton sarfiyat belirterek 37.076,00 TL sarfiyat bedeli girildiğini, İsu tarafından aktarılan su hattından gelen aşırı basınçlı su ve sık sık yaşanan su kesintileri sebebiyle oluşan hava basıncı dolayısıyla bir çok kez toprak zemin altında bulunan boru hatlarında patlamalar yaşandığını, bu patlamaların boruların toprak zeminin oldukça aşağıda bulunduğu bölgelerde yaşandığından zemin üzerinde belirginleşinceye kadar vekil edeni tarafından farkedilmesinin imkan dahilinde olmadığını, görünür hale geldikten sonra müdahale edildiğini beyanla dava konusu 31/10/2018 tarihli faturanın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece asıl davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermek için yeterli değildir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu kapsamda;
Hükme esas alınan asıl ve ek bilirkişi raporlarında; dava konusu okuma dönemlerinde su sayacının arızalı olmadığı, sayaç üzerinden geçen suyun fiziki olarak doğru okunduğu, sayaçtan okunan su tüketiminin tarifeler yönetmeliğine göre uygun hesaplama yapılarak tahakkuk ettirildiği bildirilmiştir. Ancak, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde davacı kurumun tahakkuk tarihlerinde yürürlükte bulunan ilgili mevzuat hükümlerine göre davalı taraftan isteyebileceği bedel hakkında araştırma ve inceleme yapılmadan karar verildiği anlaşılmaktadır.
O halde, Mahkemece, dava konusu aboneliğe ait sayacın tükettiği su miktarını gösterir su sarfiyat föyleri getirtilmeli, geçmiş dönem tüketimleri göz önüne alınarak davaya konu faturaların tahakkuk dönemlerindeki kullanımına ilişkin davacı kurumun davalı taraftan isteyebileceği bedel hakkında, tahakkuk tarihlerinde yürürlükte bulunan ilgili mevzuat hükümlerine göre tereddüte yer vermeyecek şekilde, ayrıntılı ve açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli istinaf ve Yargıtay denetimine uygun bir rapor aldırılarak, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin birleşen dava yönünden istinaf başvurusunun HMK’nın 341/2, 346 ve 352/1 maddeleri gereğince usulden reddine, davalı tarafın asıl dava yönünden istinaf talebi yerinde görülmekle diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin yukarıda belirtilen nedenlerle yerel mahkemenin kararının HMK’nın 353/1-a-6 gereğince kaldırılmasına ve dairemiz kararına uygun şekilde yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin birleşen davaya yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 341/2, 346 ve 352/1 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Davalının İstinaf başvurusunun kötüniyetle yapıldığı saptanamadığından HMK. 351 maddesinin uygulanmasına yer olmadığına,
3-Davalının asıl davaya ilişkin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/04/2022 tarih, 2019/145 E- 2022/227 K sayılı kararının KALDIRILMASINA,
4-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
5-Davalı tarafça yatırılan istinaf nispi karar harcının ( 740,70 TL) istek halinde iadesine,
6-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
7-İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 14/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

*
,,,
Başkan …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Katip …
¸e-imzalı