Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/1211 E. 2022/1605 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1211
KARAR NO : 2022/1605
KARAR TARİHİ : 14/12/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 24/12/2018
KARAR TARİHİ : 25/03/2022
NUMARASI : 2018/1102 Esas – 2022/282 Karar

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/12/2022

Gebze Asliye Tİcaret Mahkemesi’nin 2018/1102 E – 2022/282 K sayılı dosyasından verilen 25/03/2022 tarihli karara karşı davacı tarafça istinaf talebinde bulunulması üzerine dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmakla, dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili EPUS Mühendislik Montaj ve Ticaret A.Ş. yüklenici olarak sorumlu olduğu ITM 215 BURSA DOĞU 380/154/33 KV GIS/AİS TM işinin “kazı ve dolgu işlerinin” yapımını “alt sözleşmeyle” davalı … Hafriyat isimli firmaya verdiğini, yine taraflar arasında 06.12.2017 tarihli ek protokol düzenlenerek ana protokolde belirlenen hususların bazılarında yeni düzenlemeye gidildiğini, taraflar arasında bağıtlanan ana sözleşmenin 3 ve 11inci maddelerinde tarafların sorumlulukları düzenlendiğini, sözleşmenin 3.1.9 uncu maddesinde; iş nedeniyle ortaya çıkan bütün atıkların (hafriyat, evsel atık ve diğerleri) çevre mevzuatına uygun olarak, davalı Alt Yüklenici tarafından bertaraf edileceği hususunun hüküm altına alındığını, sözleşmenin 13 üncü maddesinde anlaşmanın feshi hususlarına yer verildiğini, söz konusu maddenin 13.1.1 numaralı alt maddesinde, yüklenicinin işin herhangi bir aşamasında kararı tamamen kendisine ait olmak üzere, sözleşmeyi tek taraflı olarak fesh edebileceği, 13.1.2 numaralı alt maddesinde ise, yüklenicinin yapılan işleri uygulama projelerine uygun bulmaması veya gecikmeye sebep olduğunu saptaması halinde sözleşmeyi hiçbir uyarıya gerek kalmaksızın tek taraflı olarak feshedebileceği hususları düzenleme altına alındığını, sözleşmenin 13.2inci maddesinde alt yüklenicinin anılan maddede sayılan yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde yüklenicinin sözleşmeyi feshetme ve uğradığı zararların giderimini isteme hakkına sahip olduğu, 13.8inci maddesinde ise fesihten dolayı yüklenicinin uğradığı zararları alt yükleniciye rücu edeceği ve yüklenicinin alt yükleniciye karşı hukuki ve mali bir sorumluluğunun olmayacağı hüküm altına alındığını, müvekkili firma ile alt yüklenicisi davalı … Harfiyat arasındaki akdedilen yukarıda belirtilen sözleşme ilişkisi devam ederken, Bursa Büyükşehir Belediyesi Encümeninin 19.09.2017 tarih, 32894995.302.03 Dosya ve 2017/6311 Karar sayılı idari para cezası kararı müvekkili firmaya tebliğ edilerek; “Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığına iletilen şikayete istinaden Kestel İlçesi, Turanköy Mahallesinde yapılan denetimde, Turanköy Mahallesi 0 ada, 33,34,35,38,280,281,282,716 parsellerde yapımına devam edilen santral inşaatından çıkan hafriyat atıklarının, Turanköy Mahallesi, 144 ada 2 parsel, 146 ada 1 ve 3 parsel, 144 ada 3 parsel, Erdoğanköy Mahallesi,0 ada 95 ve 108 parsel, Gölbaşı Mahallesi 0 ada 277,447, 521 nolu taşınmazlara, … adresinde ikamet eden müvekkilimiz firma EPUS Mühendislik Montaj Tic. A.Ş. firma yetkilisi tarafından izinsiz depolama yapıldığı ve bu yönde düzenlenen G 11 sayılı Çevre Denetim Tutanağı doğrultusunda Çevre Kanununun 20/r maddesine muhalefetten idari para cezası uygulandığı” bildiriminde bulunulduğunu,anılan karar uyarınca müvekkili EPUS Mühendislik Montaj ve Ticaret AŞye, Hafriyat Toprağı İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliğinin 23üncü maddesini 1 kez ihlal ettiği gerekçesiyle anılan Yönetmeliğin 46inci maddesi hükümleri gereği, Çevre Kanununun 20inci maddesinin ( r ) bendine istinaden, Çevre Kanunu Uyarınca Verilecek İdari Para Cezalarına İlişkin Tebliğde (2017/1) belirtilen 152.925.00 TL idari para cezası uygulanmasına karar verildiğini, müvekkili firmanın söz konusu karara itiraz ettiği ve müvekkili ile alt yüklenicisi S. Kızıltan Harfiyat arasında imzalanan sözleşmenin 3.1.9uncu ve 3.1.13üncü maddeleri gereği söz konusu iş nedeniyle ortaya çıkacak tüm hafriyatın sorumluluğunun alt yüklenici S.Kızıltan firmasına ait olduğu bu nedenle verilen cezanın kaldırılmasını talep ettiğini, müvekkili firmanın itirazı üzerine Bursa Büyükşehir Belediyesi Belediye Encümeni 28.12.2017 tarih ve 2017/11065 K. sayılı kararı ile müvekkili firmaya vermiş olduğu cezayı kaldırarak, davalı şirkete cezayı yönlendirdiğini, yine Kestel Belediyesi Zabıta Müdürlüğünün 25.10.2017 tarih ve 002410 sayılı yoklama tutanağından anlaşılacağı üzere davalı şirketin sözleşmesel edim yükümlülüğünü yerine getirmeyerek hukuka aykırı şekilde hafriyat depolaması yaptığı ve çalışanlarının Belediye yetkililerini gerçek dışı beyan ve ifadeler ile yanıltarak müvekkili firmayı hukuki, idari ve mali yönlerden haksız bir şekilde zan altında bıraktığı tespit edildiğini, davalı şirketin sözleşmeye aykırı uygulamalarının devam etmesi üzerine taraflarınca kendilerine Ankara 2.Noterliğinin 1 Kasım 2017 tarih 23624 sayılı ve 17 Kasım 2017 tarih ve 24751 sayılı ihtarnameler gönderilerek, sözleşmeye aykırı şekilde hafriyat depolaması yaptıkları, bu işlemlere biran önce son vermeleri, bununla birlikte sahadan demobilize olmaları nedeniyle kalan işlerin yapımının hızlıca tamamlanması, kanunen alınması gerekli tüm izinlerin ve kalan kazı dolgu işlerinin sözleşmeye uygun olarak gerçekleştirilmesi, aksi takdirde kalan tüm işlerin kendileri namı hesabına gerçekleştireceği ihtaren bildirildiğini, davalı şirket müvekkili firmanın tüm uyarı ve ihtaratlarına karşın sözleşmeye aykırı eylemlerini düzeltmediğini ve yükümlülüklerini yerine getirmeyerek müvekkili firmanın fazladan harcama yapmasına ve maddi olarak zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, söz konusu fiili durumun süreklilik arz etmesi üzerine, Kartal 18.Noterliğinden keşide edilen 15 Aralık 2017 tarihi fesih bildiri ile taraflar arasındaki sözleşme ve protokol Ana Sözleşmenin 13üncü maddesi ile anılan ihtarnamede belirtilen gerekçeler doğrultusunda tek taraflı olarak feshedilerek, müvekkili firmanın uğradığı maddi zararların tazmin edileceği kendilerine bildirildiğini, yukarıda belirtilen fesih işlemin ardından; a.Davalı şirketin eksik ve hatalı yaptığı işler, müvekkili tarafından davalının namı hesabına gerçekleştirildiğini, b.Kalan işler müvekkili tarafından davalının namı hesabına gerçekleştirildiğini, c.Davalının veya çalıştırdığı 3.şahıs firmalarının gerçekleştirdiği usulsüz, kanunsuz işler nedeni ile gelen ceza ve mali sorumluluklar, müvekkili tarafından davalı namı hesabına ödendiğini, d.Yine davalının sözleşmeden kaynaklanan ticari borçları, 3.şahıs alacaklıların başvuruları üzerine, müvekkili tarafından davalının namı hesabına ödendiğini, yukarıda belirtilen ödemeleri davalının namı hesabına yapan müvekkili firmanın, Kartal 27.Noterliğinin 20 Kasım 2018 tarih ve 04099 sayılı ihtarnamesi ekinde yer alan 20.11.2018 tarihli hesap dökümü ve 20.11.2018 tarih ve 078782 numaralı faturayı davalı şirkete göndererek belirtilen ödemenin yapılmasını talep ettiğini, davalı şirket ekte bir kopyası sunulan Kırıkkale 2.Noterliğinin 04.12.2018 tarih ve 11112 sayılı cevabi ihtarnamesi ile müvekkili firmanın talebini kabul etmeyerek, faturayı ve borcu üstlenmediklerini beyan ettiklerini, borç ilişkilerini düzenleyen Borçlar Kanununda borcun kaynakları; sözleşme, haksız fiil ve sebepsiz zenginleşme olarak gösterildiğini, sözleşme, iki tarafın hukuksal sonuca yönelik karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamalarıyla meydana gelen hukuksal ilişki olduğunu, sözleşme hükümlerine aykırılık durumunda ise zarar gören zararının giderilmesini ( tazminat ) isteyebileceğini, dava konusu borç sözleşmesel bir ilişkiden kaynaklandığını, kanuni dayanaklarının Türk Borçlar Kanunun 1-48inci maddeleri olduğunu, Türk Borçlar Kanunu uyarınca sözleşme tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulacağı, irade açıklaması, açık veya örtülü olabileceğini, bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradelerinin esas alınacağını,Kanunun 112inci maddesi uyarınca borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlü olduğunu, sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi, menfi zararda olabileceğini, menfi zarar, uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarar olduğunu, yine Kanunun 113üncü maddesi uyarınca, yapma borcu, borçlu tarafından ifa edilmediği takdirde alacaklı, masrafı borçluya ait olmak üzere edimin kendisi veya başkası tarafından ifasına izin verilmesini isteyebileceğini, her türlü giderim isteme hakkı saklı olduğunu, yine borçlu, genel olarak her türlü kusurdan sorumlu olduğunu, borçlunun sorumluluğunun kapsamı, işin özel niteliğine göre belirleneceğini, (madde 114) yukarıda belirtilen TBK.nun 112inci maddesine göre alacaklının, borçludan borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi sebebiyle tazminat isteyebilmesi için, bu yüzden bir zarara uğramış olması gerektiğini, davalı şirket sözleşmeye aykırı işlem ve eylemleriyle müvekkili firmanın zararına sebebiyet verdiğini, tüm uyarı ve ihtarlara karşın tutumunu düzeltmemesi nedeniyle müvekkili firma ile imzalamış oldukları sözleşmenin sonlanmasına sebebiyet verdiğini, davacı ve davalı firmaların defter ve belgeleri incelendiğinde müvekkili firmanın davalı adına yapmak zorunda kaldığı ve müspet zararını oluşturan hususlar ortaya çıkacağını, müvekkili firmanın müspet zararlarının oluşumuna sebebiyet veren ve bu zararların giderimini yerine getirmeyen davalı şirkete dava açma zorunluluğu hasıl olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin tüm talep ve başvuru hakları saklı kalmak üzere; davalı şirketin müvekkili firmaya temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, şimdilik 10.000,00 TL ödemesine karar verilmesini; dava masraf, yargılama gideri ve vekalet ücretinin ise karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikli olarak taraflarınca cezanın tekerrür cezası olan Bursa Büyükşehir Belediyesi Encümenliğinin 32894995.302.03 dosya numaralı, 2018/1385 karar sayılı idari para cezasına karşı Bursa 3. İdare Mahkemesinde 2018/567 esas numarası ile işlemin iptali yönünde dava açılmış açılan davanın 13.11.2018 tarihli karar ile ; Bursa Büyükşehir Belediyesi Encümenliğinin 32894995.302.03 dosya numaralı, 2018/1385 karar sayılı idari para cezasının öncelikli olarak yürütmesinin durdurulması ve iptali için Bursa 3. İdare Mahkemesinde 2018/567 ESAS, 2018/1301 KARAR No ile görülmüş olan davanın sonucunda “dava konusu işlemin İPTALİNE” hukuka uygun bir şekilde karar verildiğini, davalı müvekkili S.Kızıltan Hafriyat, alt işveren olarak EPUS MÜH. MONTAJ TİC. AŞ’ye karşı üstlendiği tüm işleri yerine getirdiğini, bu iş hakkında herhangi bir sorumluluğu kalmadığını, EPUS MÜH. MONTAJ TİC. AŞ’nin ekte de mahkemeye sunulacak olan 31.07.2017 tarihli 2/2 nolu hakedişten anlaşılacağı üzere, yüklenici olarak S.Kızıltan Hafriyat’a işin teslimi nedeni ile (188,062,50 TL) ödenecek tutarı bulunduğunu ve sırf bu borçtan ötürü olarak söz konusu idari para cezasının davalı müvekkiline yükletilmeye çalışılması söz konusu olduğunu, taraflar arasında kesin hesap ve iş tesliminin yapıldığını, kalan hakkediş miktarının müvekkiline ödenmediğini, ayrıca, … – S.Kızıltan Hafriyat ile Adem Atış–Atış Hafriyat arasında ITM-215 Bursa Doğu 380/154/33 KV GIS/AIS/TM projesi kazı dolgu inşaat işleri için Alt Yüklenicisi ve Taşeron sözleşmesi imzalandığını, … Hafriyat ile Atış Hafriyat arasında imzalanan ITM-215 Bursa Doğu 380/154/33 KV GIS/AIS/TM projesi kazı dolgu inşaat işleri sözleşmesine istinaden Atış hafriyat adına 15/10/2017 tarihinde 50,000 TL ödenmiş hak edişten mahsup edildiğini, … Hafriyat ile Atış Hafriyat arasında imzalanan ITM-215 Bursa Doğu 380/154/33 KV GIS/AIS/TM projesi kazı dolgu inşaat işleri sözleşmesine istinaden Atış hafriyat adına15/10/2017 tarihinde; Met İnşaat 21.122,00 TL Kespet Petrol 33.000,00TL, Çalışanlara Ödenen Maaş ve SGK 85.910,32TL, Berrak Petrol 95.000,00TL Atış Hafriyat adına kiralanan Makina için 7.200,00TL Asumtut Petrol 129.000,00TL olmak üzere toplam 371.232,32 TL … tarafından Atış Hafriyatın borçlarına istinaden ödenmiş hak edişten mahsup edildiğini, yapılan ödemelere istinaden tutulan tutanaklar davalı Bursa Büyükşehir Belediyesine sunulduğunu, Çevre Kanunu uyarınca verilecek idari para cezalarına ilişkin belirtilen 50.975,00 TL. Ve 152.925,00 TL. İdsari para cezasının 24658452400 vergi numaralı Atış Hafriyat işini yüklenen Atış Hafriyat olduğunu, izinsiz alana dolgu yaptığı tespit edilen şirket işi yüklenen Atış Hafriyat olduğunu, haksız bir şekilde müvekkili şirketin idari para cezası yaptırımıyla karşı karşıya kaldığını ve buna ilişkin Bursa 3. İdare Mahkemesinin 2018/1055 sayılı dosyası ile idari para cezasının iptali davası açıldığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacının davasını ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilmiş olan karar usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, mahkemenin gerekçeli kararında “davacının davasını ispatlayamadığı anlaşılmakla” denilerek red kararı verildiğini, davalı firmanın akde aykırı davranışları, üstlendiği işi eksik ve hatalı olarak ifa etmesi, her ne kadar iptal edilmiş olsa dahi müvekkili firmanın idari para cezası almasına sebebiyet vermesi ve açıklanan diğer nedenlerle taraflar arasındaki alt yüklenici sözleşmesinin müvekkili tarafından haklı olarak feshedildiğini, söz konusu feshe davalının kusuruyla sebep olduğunu, davalının kusurlu eylemleri nedeniyle işin yarım kaldığını ve fesih aşamasına kadar iş eksik yapılmış olduğundan müvekkilinin fesihten sonra hem kalan işlerin tamamlanması hem de eksik yapılan işin düzeltilmesi için davalı nam ve hesabına harcamalar yapmak zorunda kaldığını, açtıkları davanın konusunun da davalının kusuru sebebiyle müvekkilinin yapmak zorunda kaldığı ve müspet zararını oluşturan bu harcamalar olduğunu, 20.11.2018 tarihli hesap dökümü ve 20.11.2018 tarih ve 078782 numaralı fatura ile müvekkilinin yaptığı harcamaların tutarının da ortaya konulduğunu, dolayısıyla mahkemenin takdirinin aksine müvekkilinin uğradığı zarar ve davacının akde aykırı eylemleri nedeniyle onun nam ve hesabına birtakım masrafları karşılamak zorunda kaldığının ispatlandığını, ancak mahkeme tarafından hatalı olarak sundukları delillerin değerlendirmeye alınmadığını, mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda hiçbir taleplerinin karşılanmadığını, 10/02/2020 tarihli bilirkişi raporu eksik inceleme içermekte olup hüküm kurmaya elverişli bir rapor olmadığını, bilirkişi raporuna yönelik yapmış oldukları itirazların mahkemece dikkate alınmadığını, kararın bu yönü ile yerinde olmadığını, işbu davanın konusunun tarafların yapmış oldukları sözleşme kapsamında müvekkilinin davalıdan alacağının tamamını alamamış olması sebebiyle talep edilen bakiye alacak olmadığını, müvekkilinin davalı firma ile bir alt yüklenici sözleşmesi akdettiğini, bu kapsamda alt yüklenici davalının belirlenen işi mevzuata ve usulüne uygun olarak ifa etmeyi, müvekkilinin ise buna karşılık bir bedel ödemeyi taahhüt ettiğini, ancak işin yapımı sürecinde davalının üstlendiği edimi gereği gibi ifa etmediğini, bu sebeple müvekkili hakkında idari para cezası kesilmesine sebebiyet verdiğini, müvekkilinin uyarılarına rağmen kusurlu ifayı düzeltmediğinin görüldüğünü, bunun neticesinde sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini, fesihten sonra ise müvekkilinin eksik ve kalan işleri tamamlatmak ve davalı firma nam ve hesabına harcamalar yapmak zorunda kaldığını, iş bu dava açılarak bu harcamalar ve miktarının tespit edilip davalıdan tahsilinin talep edildiğini, yargılama süresince bunu izah etmeye çalışmalarına rağmen yerel mahkemece bu husus göz ardı edilerek haksız ve hukuka aykırı şekilde davanın reddine karar verildiğini, ayrıca yerel mahkeme tarafından yargılamanın sürüncemede bırakıldığını, 27.11.2020 tarihinde yapılan 6.celseden 25.02.2022 tarihinde yapılan 12. celseye kadar uyuşmazlığın çözümüne yönelik hiçbir işlem yapılmadığını, 24/12/2018 tarihinde açılan davanın ancak 25/03/2022 tarihinde karara çıkarıldığını, dosyanın ilerlemeden öylece bırakıldığı 6 celse yaklaşık olarak 15 aya, bunun da neredeyse bir buçuk yıla tekabül ettiğini, yerel mahkeme tarafından 1 buçuk yıl boyunca uyuşmazlığın çözümü için tabiri caizse kalem oynatılmadığını ve toplamda 4 yıl süren yargılama neticesinde davanın reddine karar verildiğini, yargılama süresinin uzunluğuna rağmen dosyanın ilerleyişi için yapılan işlemlerin azlığı ve duruşmaların çoğunlukla boş geçmesinin, başka hiçbir hususa gerek kalmaksızın dava konusu hakkında yeterli inceleme yapılmadığını gösterdiğini, böyle bir yargılama süreci neticesinde verilen kararın mevzuata, evrensel hukuk ilkelerine ve hakkaniyete uygun olduğunu söyleyebilmenin güç olduğunu, netice itibariyle; davanın temel sebebi, taraflar arasındaki hukuki ilişki ve müvekkili tarafından yapılan harcamaların davalı firma nam ve hesabına yapıldığı mahkemece anlaşılamamış olduğundan eksik ve yetersiz inceleme içeren bilirkişi raporuna dayanılarak davanın reddine karar verildiğini beyanla; yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Eser sözleşmesinden kaynaklı müspet zararın tahsili talebine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Davacı, dava dışı Teiaş ile arasında 17/05/2017 tarihinde imzalanan sözleşme kapsamında, 22/06/2017 tarihli sözleşme ile, ITM-215 Bursa Doğu 380/154/33 KW GIS/AIS TM kazı dolgu inşaat işlerinin davacı tarafından davalıya taşere edildiği, davalı şirketin edimsel yükümlülüğünü yerine getirmeyerek hafriyat depolaması yaptığı çalışanlarının belediye yetkililerinin gerçek dışı beyanlarla yanıltılarak firmayı hukuki, mali ve idari yönden haksız şekilde zan altında bıraktığı, eylemin süreklilik arzetmesi üzerine sözleşmenin 15/12/2017 tarihinde tek taraflı feshettikleri, uğranan zararın tanzimi için Kartal 27. Noterliğinin 20/11/2017 tarih, 04099 sayılı ihtar ekinde 20/11/2018 tarihli hesap döküm ve fatura gönderildiği, ancak davalı şirketin cevabi ihtarnamesinde davacının talebinin kabul edilmediğinin bildirildiğini, davacının müspet zararı olan şimdilik 10.000 TL yönünden davanın kabulünü talep etmiş,
Davalı, sözleşmenin feshinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, hafriyat döküm işinin davadışı Atış hafriyat tarafından yapıldığını, kesilen idari para cezalarının Mahkeme ilamlarıyla iptal edildiği, kusurları olmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Taraflar arasında davacının yüklenicisi olduğu dava dışı Teiaş ile davalı arasında 17/05/2017 tarihinde imzalanan sözleşme kapsamında, 22/06/2017 tarihli sözleşme ile, ITM-215 Bursa Doğu 380/154/33 KW GIS/AIS TM kazı dolgu inşaat işlerini davalı tarafından alt işveren (taşeron) olarak yapımı hususunda akdi ilişki bulunduğu hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davacının sözleşme dolayısıyla müspet zararı olup olmadığı, müspet zarar kapsamında davacı yanca dava konusu işin tamamlanıp tamamlanmadığı, tamamlanmaması halinde fazla ödeme olup olmadığı noktasındadır.
Taraflar arasındaki sözleşme TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde olup davacı yüklenici, davalı ise alt yüklenicidir. Davacı sözleşmenin davalıdan kaynaklanan sebeplerle feshi nedeniyle müspet zararını istemektedir.TBK’nın 470. maddesi uyarınca, eser sözleşmesi yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği bir sözleşmedir. Taraflar arasında imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde öngörülen “eser sözleşmesi” ilişkisi kurulmuş olup, yüklenicinin edimi eseri iş sahibinin amacına uygun fen ve tekniğine uygun olarak teslim etmek, iş sahibinin edimi ise iş bedelini ödemektir.
TBK’nın 112. maddesine göre, borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür. Düzenleme kapsamına göre tazminat istenebilmesi için alacaklının zarara uğramış olması gerektiğinden, uğranılmış bir zarar karşılığı olmayan miktara tazminat olarak hükmedilemez. Burada zarar kapsamı net ve gerçek zarar olarak düzenlenmiştir. Net ve gerçek zarar, malvarlığındaki gerçek eksilmeyi ifade eder. Bu nedenle müspet zararın tazmini halinde malvarlığının ulaşacağı değerin, sözleşmenin ifası halinde malvarlığının ulaşacağı değeri geçmemesi gerektiği gözetilerek hesaplama yapılmalıdır.
TBK’nın 125. maddesi, sözleşmelerde, borçlunun temerrüdü sonucu borç yerine getirilmemişse alacaklıya üç yetki tanımıştır: Bunlar; her zaman için ifa ve gecikme tazminatı isteğinde bulunma, derhal ifadan vazgeçip müspet zararının tazminini isteme ya da ifadan vazgeçip sözleşmeden dönerek menfi zararını isteyebilmedir. “Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir. Müspet zarar: Borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki fark müspet zarardır. Diğer bir anlatımla müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır. Borcun yerine getirilmesinin kusurla olanaksız hale gelmesinde, temerrüde düşen borçludan, gecikmiş ifa ile birlikte gecikme dolayısıyla tazminat istenmesinde, yahut borçlunun temerrüdü halinde ifadan vazgeçilip, ifa yerine tazminat istenmesinde ve sözleşmenin olumlu biçimde ihlalinde, müspet zararın giderimi söz konusu olur (Prof. Dr. H. Tandoğan Türk Mesuliyet Hukuku 1961 s. 426 vd.). Müspet zarar, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi halinde söz konusu olur. Sözleşme ortadan kalkmamaktadır, yalnız alacaklının ifaya ilişkin talep hakkının yerini müspet zararının tazminine dair talep hakkı alır. Burada sözleşmenin feshedilmemesinden değil, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın söz konusu olduğu gözardı edilmemelidir.” (Örnek: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 05.07.2006 tarihli, 2006/13-499 Esas, 2006/507 Karar sayılı ilâmı).
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, davacı taraflar arasındaki alt taşeronluk sözleşmesini davalıdan kaynaklanan sebeplerle feshetmesi nedeniyle maddi zararlarının tazminini talep etmiş, bu zararı özellikle, davalının sözleşmeye uygun davranmayarak davacının fazla harcama yapmak zorunda kaldığı (işin yarım bırakılması nedeniyle 3. Kişilere tamamlatmak zorunda kaldığı) ve bunun da faturalandırıldığı belirtilmiş ise de, Mahkemece bu talep yönünden bir değerlendirme yapılmamıştır.
Mahkemece yapılacak iş, mahallinde uzman bilirkişilerce keşif yapılarak sözleşmenin fesih tarihine kadar işin tamamlanma oranı, varsa dava konusu edimin 3. Kişilere tamamlatılıp tamamlatılmadığı, böylece iş bedeli belirlenek, varsa fazla yapılan ödemenin de davacının talebi olan müspet zarar kapsamında değerlendirilerek sonucuna karar vermek olmalıdır. Eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, eksikliklerin tamamlanması amacıyla, kaldırma sebebine göre sair istinaf nedenleri incelenmeksizin, dosyanın 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının istinaf başvurusunun KABULÜNE,
1-GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 25/03/2022 tarih, 2018/1102 E – 2022/282 K sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacı tarafça yatırılan istinaf maktu karar harcının (80,70 TL) istek halinde iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5-İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6, maddesi gereğince KESİN olmak üzere 14/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

*

Başkan

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Katip

¸e-imzalı