Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/1143 E. 2022/1030 K. 05.08.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1143 – 2022/1030
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1143
KARAR NO : 2022/1030
KARAR TARİHİ : 04/08/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TALEP TARİHİ : 30/05/2022
ARA KARAR TARİHİ : 30/05/2022
NUMARASI : 2022/284 Esas

İHTİYATİ HACİZ İSTEYEN
DAVACI : AKTUR ARAÇ MUAYENE İSTASYONLARI İŞLETMECİLİĞİ AŞ
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF
DAVALI : ELKOÇ ENERJİ ELEKTRİK İNŞAAT TAAHHÜT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. …

TALEP : İhtiyati haciz
KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/08/2022

Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik, davacı vekilince süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili ihtiyati haciz talepli dava dilekçesinde özetle; davalı ile aralarındaki sözleşmenin davalı tarafça haksız feshedilmesi sebebiyle aynı konuda farklı bir şirket ile yeni bir sözleşme yapmak ve fiyat farkı olarak KDV dahil 849.600,00 TL fazladan ödeme yapmak zorunda kaldıklarını belirterek, sözleşmenin davalı tarafından feshinin haksızlığının tespiti ile ödenmek zorunda kalınan bu farkın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, sunmuş olduğu 28/05/2022 tarihli dilekçede ise davalının faaliyetlerine ara vermiş olması ile ekonomik sıkıntıları sebebiyle borçlarının ödeyemez konumda olması itibariyle mal kaçırma ihtimali gerekçesiyle 849.600 TL tutarında ihtiyati hacze karar verilmesini istemiştir.
Ara kararın taraflara usulüne uygun tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince 30/05/2022 yapılan yargılama sonucunda; ”Talep eden davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekilleri istinaf başvuru dilekçesinde özetle;
-Davalı tarafça keşide edilen ve Sözleşme-1’in fesih edildiğini bildiren ihtarname ile davalı avans ödemelerinin yapılmaması sebebi ile Sözleşme-1’i fesih ettiğini ileri sürdüğünü, ikame edilmiş olan davaya karşı sunulan cevap dilekçesinde ise ekonomik kriz sebebi ile işi tamamlayamayacağını öngörmüş olmasının ve maliyet artışında meydana gelen ekonomik sorunlar sebebi ile davalı keşide ettiği ihtarnamede yer alan fesih sebebinden dahi ayrıldığını, davalının ihtarnamesinde belirttiği fesih sebebi ile cevap dilekçesindeki gerekçelerinin dahi birbirinden ayrık olduğunu, cevap dilekçesinde bir defa bile avans ödemelerinin yapılmadığından bahisle Sözleşme-1’in fesih edildiğinden dahi bahsedilmediğini, buna ilaveten işin yapılmadığı da kabul edildiğini, davalının fesih sebebinden dahi ayrılarak cevap dilekçesinde yeni ve makul olmayan gerekçeler ileri sürmesinin, davalı’nın işlerini yaptığı Yılmaz Elektrik isimli firmanın ekonomik sıkıntıda olması sebebi ile kendi işlerinin de durduğunu, adres değişikliği yapıldığını, ticari faaliyetlerine ara verdiği ve arabuluculuk toplantısına katılmadığını, işi yapmadığını ikrar ettiği de göz önüne alınarak dava sonunda elde edilecek müspet kararın bir anlam taşıyabilmesi adına tedbiren dava değeri olan 849.600 TL tutarında ihtiyati haciz kararının verilmesini talep ettiklerini, yerel mahkeme tarafından her ne kadar “…sözleşmenin feshinin haksızlığı ile tazminatın hak edilip edilmediği ve miktarı hususlarının yargılamayı gerektirdiği..” ifade edilmişse de Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.07.2006 tarih 2006/13-499 K. 2006/507 K. Sayılı ilamında zararın somutlaştırılması gerekmediğinden bahsedilmesine rağmen vekil eden şirket tarafından Sözleşme-2’nin akdedilmek zorunda kalınmasını ve Sözleşme-2 kapsamında yapılan tüm ödemelerin dekontları dahi sunulmuşken yaklaşık ispat gerçekleşmiş olduğundan yerel mahkemenin 30/05/2022 tarihli ara kararının kaldırılarak dava değeri olan 849.600 TL tutarında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ettiklerini, 30/05/2022 tarihli ara kararın kaldırılmasını, istinaf başvurularının kabulü ile dava değeri olan 849.600 TL tutarında ihtiyati haciz kararı verilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep; ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ilişkindir.
İlk derece mahkemesince; davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Uyuşmazlık, ihtiyati haciz talebinin reddi kararına karşı yapılan itiraz sonucu verilen kararın yerinde olup olmadığı, ihtiyati haczin koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususuna ilişkindir.

İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini garanti altına almak için mahkeme kararıyla borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulmasıdır.
İhtiyati hacze ilişkin yasal düzenleme 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 257 ile 268. maddesinde yer almaktadır.
Bilindiği gibi ihtiyati haciz talep edebilme koşulları İİK’nın 257. maddesinde gösterilmiş olup maddede hem vadesi gelen hem de henüz vadesi gelmemiş para alacakları için ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Bunlar muaccel alacaklarda alacağın vadesinin gelmiş olması ve alacak rehinle temin edilmemiş olmasıdır. Müeccel alacaklarda ise kural ihtiyati haciz istenemeyeceği ise de borçlunun belli bir adresinin olmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu amaçla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa vadesi gelmemiş alacaklarda da ihtiyati haciz kararı verilebilir. Sözü edilen maddede bunun dışında her hangi bir koşul öngörülmemiştir.
İİK’nın 258. maddesi “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur” hükmünü içermekte olup ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı hakkında kanaat verilmesi yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi olmayıp yaklaşık ispat ölçüsünde alacağın varlığını gösteren delillerin sunulması aranmaktadır.
Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. İhtiyati hacizde amaç, ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasanın 2. maddesinde yer alan “hukuk devleti” ilkesinin bir gereği olarak, bireylere etkin hukuki himaye sağlanmaktır. İhtiyati haciz yargılamasında, etkin hukuki himaye sağlamak, bunu sağlarken mümkün olduğunca çabuk ve seri hareket etme gerekliliği, usul kurallarına göre maddi hukuka dayanan hakkın araştırılmasından önce gelir. Maddi hukuka göre kimin haklı kimin haksız olduğu, İcra ve İflas Kanunu’nun 264. maddesi çerçevesinde itirazın kaldırılması veya itirazın iptali davası kapsamında ya da açılacak bir menfi tespit veya istirdat davası sırasında incelenerek sonuçlandırılacaktır.

Dosyanın incelenmesinde; ilk derece mahkemesinin kararında belirtildiği üzere sözleşmenin feshinin haksızlığı, tazminatın hak edilip edilmediği ve tazminat miktarı belirlenmesi hususunun yargılamayı gerektirdiği, bu nedenlerle İİK 257 vd. Maddelerinde belirtilen ihtiyati haczin şartlarının oluşmaması nedeniyle talebin reddine ilişkin verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi dosyasında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacılar vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 30/05/2022 tarih, 2022/284 Esas sayılı ara kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Peşin alınan harç yeterli olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın tebliği ve diğer işlemlerin İlk Derece Mahkemesince yapılmasına,
6-Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 04/08/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
*

Başkan …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Üye…
¸e-imzalı

Katip …
¸e-imzalı