Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/1020 E. 2022/1650 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1020
KARAR NO : 2022/1650
KARAR TARİHİ : 23/12/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 12/10/2018
KARAR TARİHİ : 12/04/2022
NUMARASI : 2018/516 Esas – 2022/191 Karar

DAVACI :GÜNDEM İNŞAAT MİMARLIK MÜHENDİSLİK PEYZAJ PROJE LTD.ŞTİ -…
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : TÜPRAŞ TÜRKİYE PETROL RAFİNERİLERİ A.Ş-…

VEKİLİ : Av. … -…

DAVA : Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve manevi tazminat istemin
KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/12/2022

Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik, davacı vekilince süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekil eden şirketin davalı ile imzalamış olduğu İzmit Rafinerisi İnş. Bakım Ve Onarım İşleri’ni 01.06.2017 tarihinde imza altına aldığını, işin bedelinin 10.809.853,00-TL olduğunu, işin süresinin 2 yıl olduğu ve sözleşme kapsamında ki tüm işlerin iki yıl içinde tamamlanacaktır ibaresinin yer aldığını, 2 yıl dolunca sözleşme kendiliğinden biter denildiğini, vekil edenin işe başladığı sürenin daha 3 ay iken işin rafineri genelinde adam saat olarak tekfen firmasına verileceği söylentileri vekil edenin firmasını ve firma çalışanlarını demoralize ettiğini, uygulamada yıllık uygulama kotası tamamen mantığa aykırı olduğunu, vekil edeninin %100 kapasiteli çalışmasının bu sınırlama ile %20’ye düşürüldüğünü, tamamen işçiliklerine eski %80 olarak girmiş ve ciddi zararlara uğranıldığını, bu durumdan kaynaklı alacaklarını talep ettiklerini belirterek, vekil edeninin davalıyla yapmış olduğu sözleşme uyarınca şimdilik 10.000,00-TL alacak ve sözleşme ihlalinden kaynaklı şimdilik 10.000,00-TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, vekil edeninin davalı ile 08.09.2016 tarihinde imzaladığı OWS ve GSD hatlarının 3. Etap yenilenmesi sözleşmesi uyarınca şimdilik 10.000 TL alacağın ve sözleşme ihlalinden kaynaklı şimdilik 10.000,00-TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bu ihlaller nedeniyle davacının iflas etmesine sebep olunması ve şirket sahibi … …’ün tüm mal varlığının haczedilip satılması nedeniyle şirketin uğramış olduğu itibar kaybı gerekçesi ile 1.000.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinin netice ve talep kısmında 01.06.2017 tarihli sözleşme için 10.000-TL alacak ve 10.000-TL maddi tazminat, 08.09.2016 tarihli OWS ve GSD Hatlarının 3. Etap Yenilenmesi İşi İçin 10.000-TL alacak ve 10.000-TL maddi tazminat 1.000.000-TL manevi tazminat olmak üzere toplam 1.040.000TL talep edilmesine rağmen 10.000-TL için harç yatırıldığını, talebe göre yatırılan harcın eksik olduğunu, ayrıca 10.000-TL için yatırılan harcın hangi talep için olduğunun belli olmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının sözleşme gereği edimlerini yerine getirmediğini, davacının çalışma koşullarına ilişkin haksız iddialarda bulunduğunu belirterek, davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”Davanın reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;
-Yerel mahkeme kararı ile davalarının reddine karar verdiğini, Yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu,
-Yerel Mahkemeye sunulan bilirkişi raporlarına itirazları neticesinde dosya ek rapor verilmek üzere defalarca bilirkişilere tevdi edildiğini ancak alınan raporların hiçbir itirazlarının karşılar mahiyette olmadığını, kısıtlı, dar kapsamlı ve davanın seyri açısından hiçbir hukuki boyut katmayan bilirkişi raporlarını kabul etmelerinin mümkün olmadığını,
-Bilirkişilerin kök rapora ve ek raporlara karşı yapmış olduğu itiraz ve dosyaya sunmuş olduğu beyan ve belgeleri dikkate almaksızın raporlarını sunduklarını, inşaat mühendisi bilirkişi raporunda belirttiği gibi her türlü standartlara uygun şartları taşıyan kalıp iskelesinin sözleşmede olmasına rağmen kurdurulmaması konusunda davacı vekil edenin haksızlığa uğradığını ve bundan zarar ettiği ortada olduğunu,
-Taraflar arasında ki sözleşmenin seç şartnamesinde 36.madde- iskele kurulumu ilgili olduğunu, davacı şirketin iskele kurulumunu 3 ay yaptıktan sonra davalı Tüpraş keyfi bir uygulamayla iskele müteahhidi tuttuğunu, davacı şirketin iskele müteahhidini beklemekten dolayı ciddi zararının olduğunu,
-Her ne kadar iş birim fiyat üzerinden yapılmış olsa da, işin en zor kalemleri olan sondaj ve pamplaj kalemlerindeki %500 lük ve %700 lük artışlarda tamamen aldatmaya yönelik olduğunu, bilirkişi raporunda iş kaybı yoktur denilen güzergah değişimi işi en az %100 zorlaştırdığını ve istenilenin yapılması mecburiyeti getirildiğini, davalı şirketin, davacı vekil eden şirkete ait olan ve davalı şirkette kalan malzemelerin ve eşyaların iadesi için vekil edenin ihtarname gönderdiğini, bu ihtarnamenin davalı tarafından dosyaya sunulmasını talep ettiklerini ancak yerel mahkeme tarafından bu hususta bir değerlendirmenin yapılmadığını,
-Vekil eden davacıyla davalı arasında akdedilen 01.06.2017 tarihli ‘izmit rafinerisi inşaat ve bakım onarım işleri’ sözleşmesi ve yine taraflar arasında aktedilen 08.09.2017 tarihli ‘OWS ve GSD’ hatlarının 3. Etap yenilenmesi sözleşmelerinin uyarınca tarafların anlaştığını, sözelere aykırı davranmak suretiyle vekil edenin mağdur ettiğini ve ciddi zararlara uğrattığını,
-Davacı vekil edenin sözleşme maddelerine uyulmamasından kaynaklı zararının; sözleşmede ki şartnameye göre fiyat ayarlamaları sözleşme boyunca sabit olduğunu ve asla değiştirilemeyeceğini, mücbir sebeplerden dolayı savaş ihtimali isyan ve sosyal olaylar bu hükmün değiştirilmesi için zorlayıcı neden olarak kabul edileceğini, ülkedeki darbe teşebbüsünden sonra oluşan kaostan dolayı fahiş şekilde yükselen malzeme bedellerinin fiyat ayarlamasına alınması konusundaki vekil edenin talebi maalesef dikkate alınmadığını, bu hususun mail ve yazışmalarla sabit olduğunu,
-Sembolik bir düzeltme gereği duyulduğunu, bu düzeltme de sözleşme tarihinden 16 ay sonra yapılmış ve bir daha yapılmayacağı kesin bir dille ifade edildiğini, bu protokol vekil eden şirketin içinde bulunduğu zor durum karşısında düzeltilebilir umudu ile imzalandığını, genel şartnamenin 11. Maddesine göre yüklenici işin büyüklüğüne uygun olarak yeterli sayıda düzeyde ve nitelikte insan kaynağını ve makine ekipmanını bu iş gücüne göre organize edeceğini, sözleşmenin bu maddesine göre verilen iş programının onaylanması neticesinde işin süresinde bitmesi için yapılan organizasyon gereği sahada en az 4 bölgede çalışması gereken 1 bölge ile sınırlandırmasını, 1.5 yıl geçmesine rağmen işin %18 aşamasında kaldığı, davacı şirketin tüm ikazlarına rağmen bu durumu davalı şirketin önemsemediğini ve sorgulatmadığı açık olduğunu, sözleşmenin ve şartnamenin ilgili maddesi uyarınca, rafineri sınırları dahilinde çalışma süresi Tüpraş tarafından ilan edilen saatler arası olduğunu, çalışma saatleri Tüpraş tarafından uzatılıp kısaltılabileceğini ve sınırlandırılabileceğini, normal çalışma saatleri bu maddeye göre sabah: 08:00-12:00 ve 13:00-17:00 arasında olduğunu, sahada uygulanan duruma gelince sabah izin alınmadan işe başlanamayacağı için ve genelde izinler 10 gibi verildiği için bu süre içinde 2 saat iş kaybının yaşatıldığını,
-Tüm bu nedenler ortadayken davacı şirketin iyi niyetle işe devam ettiği bu süreçte davalı şirketin firmalardan gayri resmi olarak topladığı tekliflerin 34-40 milyon TL civarında olması sonucu geri adım atması ve darbe girişiminden sonra piyasa değişikliğini, tehditlerinin davacı şirketi bu noktaya getirdiğini, çalışan bir müteahhit varken bu teklifin toplama işi duyumları sonucu motivasyon ve moral bozukluğuna neden olduğunu ve sahada çalışan işçilerin bile düşüncesine girip olumsuz etkilendiğini, davacı şirketin iş akışını sekteye uğrattığını,
-Davacı şirketin 15 yıldır hizmet verdiği Tüpraş’ı evi gibi gören yaklaşımına karşılık vekil edene karşı yapılan muamele ne vicdanidir ne de mantıklı olduğunu, maddiyatı ikinci planda gören vekil edene bu hukuksuz uygulamaları hak etmediğini, davalı şirkette yaşanan usulsüzlüklerin ve göreve son vermeler sonucunu, Tüpraş personeli işten çıkartıldığını ve bir çok müteahhit firmalara iş bıraktıldığını, mevcut Tüpraş personelinin yaşadığı bu panikten dolayı işlere korku ile yaklaşımı sahiplenmeme mantığını doğurduğunu, vekil eden iş yapamamasına sebebiyet verdiğini, projeleri revize ettiren ve ihaleye sunan baş mühendis Ertunç Tuncer bey işe başlamışken görev değişikliği nedeniyle … … … beyin işe bakması ayrıca yeni gelen saha mühendisinin de yeni mezun olmasını ve rafineri konusunda tecrübesinin olmaması da davacı şirketin sahada sahipsiz kalmasına neden olduğunu, davacı şirketin işi ile alakası olmayan insanların keyfi talimatlarını yerine getirme çabası işten tamamen uzaklaşma nedenlerimizden biri olduğunu, buna sebebiyet veren davalı Tüpraş’da ki birimler arasındaki koordinasyon eksikliğnin olduğunu,
-Yerel Mahkeme tüm bu hususları göz ardı ederek ve dosyaya hiçbir olumlu katkı sağlamayan ve hükme esas alınamayacak bilirkişi raporlarını hükme esas almak suretiyle haklı davalarının reddine karar verdiğini, kararı istinaf etme zaruretinin hasıl olduğunu,
-Bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı vekili, vekil eden şirketin davalı ile imzalamış olduğu İzmit Rafinerisi İnş. Bakım ve Onarım İşleri’ni 01.06.2017 tarihinde imza altına aldığını, işin bedelinin 10.809.853,00-TL olduğunu, işin süresinin 2 yıl olduğu ve sözleşme kapsamında ki tüm işlerin iki yıl içinde tamamlanacaktır ibaresinin yer aldığını, 2 yıl dolunca sözleşme kendiliğinden biter denildiğini, vekil edenin işe başladığı sürenin daha 3 ay iken işin rafineri genelinde adam saat olarak tekfen firmasına verileceği söylentileri vekil eden firmayı ve firma çalışanların demoralize ettiğini, uygulamada yıllık uygulama kotası tamamen mantığa aykırı olduğunu, %100 kapasiteli çalışmasının bu sınırlama ile %20’ye düşürüldüğünü, tamamen işçiliklerine eski %80 olarak girmiş ve ciddi zararlara uğranıldığını, bu durumdan kaynaklı alacaklarını talep ettiklerini belirterek, vekil eden davalıyla yapmış olduğu sözleşme uyarınca şimdilik 10.000,00-TL alacak ve sözleşme ihlalinden kaynaklı şimdilik 10.000,00-TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, vekil edenin davalı ile 08.09.2016 tarihinde imzaladığı OWS ve GSD hatlarının 3. Etap yenilenmesi sözleşmesi uyarınca şimdilik 10.000 TL alacağın ve sözleşme ihlalinden kaynaklı şimdilik 10.000,00-TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bu ihlaller nedeniyle davacının iflas etmesine sebep olunması ve şirket sahibi … …’ün tüm mal varlığının haczedilip satılması nedeniyle şirketin uğramış olduğu itibar kaybı gerekçesi ile 1.000.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf ise, davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Taraflar arasında imzalanan 08.09.2016 tarihli sözleşme ile İzmit Rafinerisi Petrol Hareketleri Ünitesi – OWS GSD Hatları (3.Etap) Yenilenmesi işi ve 01.06.2017 tarihli İzmit Rafinerisi İnşaat Bakım ve Onarım İşi sözleşmelerinin Türk Borçlar Yasası’ının 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde olup davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Davacı, davalının sözleşmeye aykırı hareket edilmesi ve sözleşmenin ifası kapsamında yapılan harcamalar nedeniyle meydana gelen zararlarının tahsili ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Türk Borçlar Kanunu 112. maddesine göre, borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür. Düzenleme kapsamına göre tazminat istenebilmesi için alacaklının zarara uğramış olması gerektiğinden, uğranılmış bir zarar karşılığı olmayan miktara tazminat olarak hükmedilemez. Burada zarar kapsamı net ve gerçek zarar olarak düzenlenmiştir. Net ve gerçek zarar, malvarlığındaki gerçek eksilmeyi ifade eder. Bu nedenle müspet zararın tazmini halinde malvarlığının ulaşacağı değerin, sözleşmenin ifası halinde malvarlığının ulaşacağı değeri geçmemesi gerektiği gözetilerek hesaplama yapılmalıdır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 125. maddesi, sözleşmelerde; borçlunun temerrüdü sonucu borç yerine getirilmemişse alacaklıya üç yetki tanımıştır: Bunlar; her zaman için ifa ve gecikme tazminatı isteğinde bulunma, derhal ifadan vazgeçip müspet zararının tazminini isteme ya da ifadan vazgeçip sözleşmeden dönerek menfi zararını isteyebilmedir. “Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir. Müspet zarar: Borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki fark müspet zarardır. Diğer bir anlatımla müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır. Borcun yerine getirilmesinin kusurla olanaksız hale gelmesinde, temerrüde düşen borçludan, gecikmiş ifa ile birlikte gecikme dolayısıyla tazminat istenmesinde, yahut borçlunun temerrüdü halinde ifadan vazgeçilip, ifa yerine tazminat istenmesinde ve sözleşmenin olumlu biçimde ihlalinde, müspet zararın giderimi söz konusu olur (Prof. Dr. H. Tandoğan Türk Mesuliyet Hukuku 1961 s. 426 vd.). Müspet zarar, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi halinde söz konusu olur. Sözleşme ortadan kalkmamaktadır, yalnız alacaklının ifaya ilişkin talep hakkının yerini müspet zararının tazminine dair talep hakkı alır. Burada sözleşmenin feshedilmemesinden değil, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın söz konusu olduğu gözardı edilmemelidir.” (Örnek: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 05.07.2006 tarihli, 2006/13-499 Esas, 2006/507 Karar sayılı ilâmı).
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Taraflar arasında İzmit Rafinerisi Petrol Hareketleri Ünitesi OVVS-GSD Hatları (3. Etap) Yenilenmesi İşine ilişkin 2 yıl süreli birim fiyat esaslı 08.09.2016 tarihinde sözleşme akdedildiği, sözleşme ekinde yer alan tablolarda yapılacak toplam iş kalemi sayısının 204 olduğu, toplam keşif tutarının 10.809.853,00-TL olduğu, 27.09.2017 tarihli ek protokolde sözleşmedeki bazı imalatların birim fiyatlarında revizyona gidilerek, bazı imalat kalemlerinin birim fiyatlarının yeniden belirlendiği ve birim fiyatlarının arttırıldığı, 27.12.2017 tarihli ek protokol-2 de davacı şirketin kesin teminat mektubu tutarı olan 486.443,39-TL’nin iadesine ve kesin teminat tutarının 100.000,00-TL olarak revize edilmesine karar verildiği, yapılan iş kapsamında 31.12.2016 tarihi ile 30.11.2017 tarihi arasında düzenlenen 13 adet hakkediş için protokol tutarı 8.419.889,93 TL, daha sonra düzenlenen 31.12.2017 ile 31.03.2018 tarihli hakkediş kapaklarında ilave olarak revizyon protokol tutarı 9.104.821,80 TL olmak üzere toplam 1.874.000,14 TL hak ediş düzenlendiği, 27.09.2016 tarihi ile 31.03.2018 tarihleri arasında 1.580.135,71 TL iş yapıldığı, revizyon iş tutarına göre sözleşme kapsamında gerçekleşen iş oranı 1.588.135,71 TL / 9.104.821.80 TL = 0.1744 olarak hesaplandığı, 08.09.2016 tarihli İzmit Rafinerisi Petrol Hareketleri Ünitesi OWS GSD Hatları (3. Etap) Yenileme İşi Sözleşmesinin 3.4. maddesinde ve genel şartnamenin 31.1 maddesinde Tüpraş’ın, işbu sözleşmenin yukarıda belirtilen sürenin dolmasını beklemeden ve herhangi bir gerekçe göstermeksizin 60 (altmış) gün önceden yazılı ihbarda bulunmak kaydıyla her zaman tek taraflı olarak feshetme yetkisine sahip olduğu, bu durumda yüklenicinin Tüpraş’tan herhangi bir tazminat talep etmeyeceğini kabul ettiğinin belirtildiği, yine taraflar arasında İzmit Rafinerisi İnşaat Bakım ve Onarım işi sözleşmesi akdedildiği, işin toplam bedelinin belirlenmediği, sözleşmenin sabit birim fiyat esaslı sözleşme olduğu, bu sözleşme için 01.09.2017-29.05.2018 tarihleri arasında toplam 273.727,15-TL tutarlı 5 adet hakkediş düzenlendiği, tarafların imzaladığı işin tutarını belirleyen kesif metrajının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesi için alınan bilirkişi raporlarında, davalı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, taraflar arasında kabul edilen hakkedişlerin davalı tarafın defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafın ticari defterlerinde davacının şirketin iki ayrı cari hesabı olduğu, bir hesapta davacının 694.625,99-TL borçlu diğer hesapta 238.422,67-TL alacaklı gözüktüğü, davalının davacıya fazla ödeme yaptığının tespit edildiği, davacı tarafın 2017 ve 2018 yılı yevmiye defterlerinin kapanış tasdikinin yapılmadığı, usulüne uygun tutulmadığı, taraflar arasındaki kabul edilen hakkedişlerin davacı tarafın defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı tarafın defter kayıtlarına göre davalıdan 507.063,67-TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, taraf defterleri arasındaki farkın davalı tarafça haciz ihbarnamesi karşılığında ödediği, temlikle ödenen personel alacaklarının davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı belirlenmiştir.
Davalı tarafın, Körfez 1. Noterliği 06.06.2018 tarihli 06510 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile, işlerin yapılması sırasında alacaklıları tarafından şirketlerine birinci haciz ihbarnamelerinin geldiğini, işin yapımı sırasında kullandığı lastikli eksvatör iş makinesinin haciz yoluyla sahadan alındığını, çalışan işçilerin ücret alacakları için şirketlerine başvurduğunu, 13.04.2018 tarihinden itibaren de sahada çalışmalarının sonlandırıldığını, taraflar arasında söz konusu işe ait sözleşme, genel şartname, ek protokoller ve diğer şartnamelere aykırı olarak iş programına uygun edimlerini yerine getirmediğinin ve bundan sonrada getirmeyeceğinin anlaşıldığının, sözleşmenin feshedildiğinin, teminatının paraya çevrilip gelir kaydedileceğinin, işçilerin ücretlerinin ödeneceğinin geri kalan işin başka bir yükleniciye yaptırılacağının ve farkın taraflarından tahsil edileceğinin, işin gecikmesinden dolayı doğan doğacak zararlarını talep edeceklerini ihtar ettiği, söz konusu ihtarnamenin davacıya 07.06.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından Körfez 1.Noterliği 25.06.2018 tarihli 07096 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile, Körfez 1. Noterliği 06.06.2018 tarihli 06510 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile söz konusu işin feshedildiğinin, taraflar arasındaki sözleşmenin 49.4 maddesi gereğince yapılmış işlerin dökümünün yapılarak tutanak altına alınması için 29.06.2018 tarihi saat 10.00 da Tüpraş İzmit Rafineride hazır bulunması hususunun ihtar edildiği, ihtarnamenin davacıya 26.08.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacının davete katılmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, hükme esas alınan asıl ve ek bilirkişi raporlarında; Dava konusu sözleşmeler kapsamında yapılacak işlerin keşif özeti (yaklaşık miktarı ve birim fiyatları) yapılmadığı, yaklaşık maliyet ve yapılacak süre belirtildiği, sözleşmeler birim fiyat esaslı olduğu, metraj artışından kaynaklanan iş miktarı sözleşme birim fiyatları ile çarpılarak ödendiği için davacı müteahhidin ış ve metraj artışından kaynaklı ve güzergahın değiştirilmiş olmasından dolayı bir zararının bulunmadığı, davacının inşaat malzemelerine ilişkin yapmış olduğu fiyat güncellemeleri davalı idare tarafından 2 adet protokol ile davacı talebine olumu cevap verilerek, olağan dışı artan döviz kuru ve piyasadaki malzeme fiyatlarındaki artışlar dikkate alınarak, sözleşmede kararlaştırılan birim fiyatlar yerme güncel birim fiyatların uygulamaya konulduğu, güncel fiyatlar özellikle davacının ısrarla talepte bulunduğu kalemlerde yapıldığı belirlendiği, idareden kaynaklandığı belirtilen sebeplerle kiralamış olduğu makine, teçhizat, alet-edevat, iskele vb makıne-ekipman kiralaması için dosyaya somut olarak sunulmuş herhangi bir belge bulunmadığı, Makine-ekipman kiralaması ile ilgili kiralama sözleşmeleri, bunlar için ödenen bedelleri gösteren faturalar, işyerine getirildiği halde işverenden kaynaklanan nedenlerden dolayı çalıştırılamadığına dair tutanak, yazışma, vb. bilgi ve belge bulunmadığı, davacının bu yöndeki talepleri somutlaştırılmadığından herhangi bir değerlendirme yapılamadığı, taraflar arasında yapılan sözleşmede şantiye giderleri ile işverenden kaynaklı iş gecikmeleri ile ilgili herhangi bir taahhüt olmadığı mütalaa edilmiştir.
Davalı iş sahibi, Körfez 1. Noterliği 06.06.2018 tarihli 06510 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile, işlerin yapılması sırasında alacaklıları tarafından şirketlerine birinci haciz ihbarnamelerinin geldiği, işin yapımı sırasında kullandığı lastikli eksvatör iş makinesinin haciz yoluyla sahadan alındığı, çalışan işçilerin ücret alacakları için şirketlerine başvurması, 13.04.2018 tarihinden itibaren de sahada çalışmalarının sonlandırılması sebepleriyle taraflar arasında söz konusu işe ait sözleşme, genel şartname, ek protokoller ve diğer şartnamelere aykırı olarak iş programına uygun edimlerini yerine getirmediği ve bundan sonrada getirmeyeceği gerekçesiyle sözleşmeyi feshedildiği, davalı iş sahibinin teminatın paraya çevrilip gelir kaydedileceğini, işçilerin ücretlerinin ödeneceğinin geri kalan işin başka bir yükleniciye yaptırılacağı ve farkın taraflarından tahsil edileceğini, işin gecikmesinden dolayı doğan doğacak zararlarını talep edeceklerini davacı yükleniciye ihtar ettiği, söz konusu ihtarnamenin davacıya tebliğ edildiği, davalı tarafından Körfez 1.Noterliği 25.06.2018 tarihli 07096 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile, Körfez 1. Noterliği 06.06.2018 tarihli 06510 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile söz konusu işin feshedildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 49.4 maddesi gereğince yapılmış işlerin dökümünün yapılarak tutanak altına alınması için 29.06.2018 tarihi saat 10.00 da Tüpraş İzmit Rafineride hazır bulunması hususunun ihtar edildiği, ihtarnamenin davacıya 26.08.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davete davacı yüklenicinin katılmadığı, davacının çalışanlarının işçilik alacaklarının ödenmesi talebiyle davalıya başvurdukları, bazı işçilerin davalıya karşı işçilik alacakları nedeni ile dava açtıkları, davacı aleyhine İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/334 D. İş 2018/339 K sayılı kararında verilen tedbir kararı uyarınca icra dosyasında yapılan hacizle lastikli ekskavatörün alacaklıya teslim edilmesi sebebiyle davalı iş sahibinin fesihte haklı olduğu anlaşılmaktadır. Davalı iş sahibi sözleşmenin feshinde haklı olması sebebiyle davacının sözleşmenin feshine bağlı menfi zarara ilişkin talepte bulunamayacaktır. Davacının zarar kalemi olarak talep ettiği çalışma iskelesinin iş sahibinin tarafından kurulacağının yapılan özel şartlar şartnamesi ve birim fiyat tarifesi şartnamesinde ayrı ayrı belirtilmiştir. Sözleşmelerin götürü birim fiyat ve birim fiyatlı olması sebebiyle yapılan iş karşılığı hak edişler ödenmiştir. Davalı iş sahibinin sözleşmede şantiye giderleri ile işveren kaynaklı iş gecikmelerinin ödeneceğine dair bir taahhüdü bulunmamaktadır. Taraflara arasındaki sözleşmeler kapsamında yapılan işlerin metrajına göre hesaplanan hakkedişlerin her iki tarafında kabulünde olduğu ve davalı tarafça davacı tarafa ödendiği, davalı tarafça davacıya fazla ödeme yapıldığının da defter ve kayıtlarından görüldüğünden davacının sözleşmeler kapsamında ödenmeyen iş bedeli bulunmamaktadır. Davacı tarafın güzergah değişmesi nedeni ile zararı bulunduğu iddiasının, taraflar arasındaki sözleşmelerin birim fiyat esaslı olması ve metraj artışından kaynaklanan iş miktarının sözleşme birim fiyatları ile çarpılarak ödendiğinden davacının iş ve metraj artışından ve güzergahın değiştirilmiş olmasından kaynaklı herhangi bir zararı bulunmamaktadır. Davacı tarafın kiralamış olduğu makine, teçhizat, iskele vb. makine-ekipman kiralanması nedeniyle zarara uğradığı iddiası, söz konusu makine veya aletlerin kiralanması, davalıdan kaynaklanan nedenlerle zarar ettiğine veya ne kadar zararı olduğuna ilişkin dosyaya herhangi bir belge sunmamış ve bu iddialarını somutlaştırarak ispatlayamamıştır. Ayrıca, manevi tazminata hükmedilirken, kişilik haklarına hukuka aykırı şekilde yapılmış bir saldırının varlığı şarttır. Davacı şirketin iflas etmesine sebep olunması ve davacı şirket sahibi … …’ün tüm mal varlığının haczedilip satılması nedeniyle şirketin uğramış olduğu itibar kaybı nedeniyle manevi tazminat talebinin davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu davada kanıtlanamamıştır. Bu nedenlerle, mahkemece gerekçeli ve denetime uygun bilirkişi raporu gözetilerek dosya kapsamına uygun takdir ve kabulüne göre ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasal düzenlemelere uygun olup, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Dosya istinaf sebepleri ile birlikte HMK’nın 355. maddesi çerçevesinde incelenmiş ve kararın, mahkemece dosyada bulunan delillerin takdirinde hata yapılmadan iddia ve savunma ile birlikte hukuka uygun şekilde değerlendirilmek suretiyle dairemizcede benimsenen yasal ve hukuksal gerekçelere ve maddi delillere dayandırılarak verilmiş olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/04/2022 tarih, 2018/516 Esas – 2022/191 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında yeterli harç alındığından bakiye harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği ve diğer işlemlerin Dairemizce yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere 23/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

*

Başkan …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Katip …
¸e-imzalı