Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/973 E. 2021/881 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/973
KARAR NO : 2021/881
KARAR TARİHİ : 14/10/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 27/05/2021
ARA KARAR TARİHİ : 03/06/2021
NUMARASI : 2021/378 E

İHTİYATİ TEDBİR TALEP EDEN
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av….

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
TALEP : İhtiyati tedbirin reddi kararına itiraz

KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 14/10/2021

Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/06/2021 tarih, 2021/378 E sayılı ara kararına karşı davacı vekilince istinaf talebinde bulunulması ile dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmakla, 6100 Sayılı HMK.nun 352.maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde özetle; Gebze Asliye Ticaret Mahkemesine açmış oldukları menfi tespit davasında, davalı kurumun müvekkiline kaçak elektrik kullandığı gerekçesiyle gönderdiği faturalara itiraz ettiklerini, davalı kurumun müvekkilini olmayan borcu için tehdit ettiğini ve davacıdan harcamadığı enerjinin parasının almak istediğini, davacı müvekkili ile davalı arasında faturada gösterilen sayaç ile ilgili bir sözleşme olmadığını, davalı kurumun başkasının harcadığı enerjiyi müvekkilinden almaya çalıştığını, davalının bahsettiği sayaç numarasının müvekkiline ait olmadığını, faturada gösterilen tarihler de müvekkilinin harcadığı enerji ile ilgili sayaç numarası ve sözleşme numarası farklı olup davalının haksız bir işlem yapmaya çalıştığını, davalı kurumun elindeki belgelerle icra takibine geçmesi halinde hem müvekkilinin mağdur olacağını, hem de ticari faaliyeti sekteye uğrayacağı gibi yapılan haksız icra takibinden banka ve diğer kurumlarında haberdar olması nedeniyle müvekkilinin bankalar nezdinde ki ticari itibarı sarsılacağından, mahkemece takdir edilecek olan teminat karşılığında müvekkili aleyhine bu işlemden dolayı icra takibine geçilmemesi, dava açılıncaya kadar geçilmesi halinde icra takibinin iş bu dava kesinleşinceye kadar durdurulması hususunda ihtiyati tedbir talep etmiştir.
Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/06/2021 tarih, 2021/378 E sayılı ara kararı ile; davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı …Ş ile davacı müvekkili arasında abonelik sözleşmesi bulunup sözleşme ile kararlaştırılan abonelik ücretinin davacı müvekkili tarafından düzenli olarak ödendiğini, davalı tarafından haksız ve gıyaplarında tutulan kaçak elektrik tutanağından dolayı haklarında yasal işlemlere başlanacağını tahmin ettiklerinden bu işlemlere başlanmadan önce Gebze Asliye Ticaret Mahkemesine 2021/378 Esas ile İİK’nın 71 ve devamı maddelerine göre menfi tespit davası açtıklarını, açtıkları menfi tespit davasında aleyhlerine icra takibine başlanılmaması, başlanılırsa durdurmak için ihtiyati tedbir talepli dava açılmışsa da mahkemenin ihtiyati tedbirin yargılamayı gerektirir bir husus olduğundan bahisle ihtiyati tedbir taleplerini reddettiğini, nitekim davalı idarenin haksız ve hukuksuz bir şekilde kimin tarafından kullanıldığı belli olmayan müvekkilinin iş yerine ait olmayan bir sayaç numarasından kaçak zabıt tutanağı tutmak suretiyle müvekkili aleyhine Kocaeli İcra Dairesi’nde 2021/96243 Esas numarası ile takip açtığını, bu takibe itiraz edilmişse de ihtiyati tedbir taleplerinin haklı ve yerinde olduğunun bu vesileyle bir defa daha anlaşıldığını, dilekçe ekinde takdim ettikleri tarihli Yargıtay ilamında da görüleceği üzere ihtiyati tedbir taleplerinin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle reddi usul hükümlerine aykırı olduğundan işbu istinaf talebinde bulunma zorunluluğu doğduğunu ileri sürerek; arz ve izah edilen ve re’sen nazara alınacak sebeplerle Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin tedbir talebimizi reddeden kararı dilekçemiz ekinde bulunan Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin esas karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi sadece yargılamayı gerektirir gerekçesiyle tedbir taleplerinin reddi usule de aykırı olduğundan Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/06/2021 tarihli ihtiyati tedbirin reddine ilişkin ara kararının kaldırılmasını, icra takibinin dava sonuna kadar durdurulması için takdir edilecek teminat karşılığında tedbiren durdurulmasına ve yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı SEDAŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkemece, davacının icra takibi başlatılmaması yönündeki tedbir talebinin reddine karar verilmesi hukuka uygun ve isabetli olup, davacının bu anlamda itirazının haksız ve yersiz olduğunu ileri sürerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Menfi tespit davası nedeniyle talep edilen icra takibinin durdurdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbirin reddi kararına itiraza ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
6100 sayılı HMK m. 389’da “(1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. (2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.
2004 sayılı İİK m. 72’de “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadıgını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacagın yüzde on beşinden asagı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden dogan zararları karsılamak ve alacagın yüzde onbesinden aşağı olmamak üzere gösterecegi teminat karsılıgında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut dosyada; davacı şirket hakkında abonelik sözleşmesinden kaynaklı olarak tahakkuk ettirilen faturalardan davacının sorumlu olmayacağını, kaçak ve usulsüz elektrik kullanımı tespit tutanağında belirtilen abone numarasının davacıya ait olmadığını, yapılan müracaatlara rağmen kaçak elektrik kullanılmış gibi muamele yapıldığını belirterek tedbir talep etmiştir. Dava dilekçesi ekindeki kira sözleşmesi, Ticaret Sicil Gazetesi sureti, abonelik sözleşmesi, faturalar, kaçak/usulsüz elektrik kullanım tespit tutanağı, Üsküdar 1. Noterliği’nin ihtarnamesi ve ihtarnameye verilen cevap dikkate alındığında tedbir konusunu oluşturan vakıalar ve iddiaların, yargılama ve incelemeler sonucunda ortaya çıkacağından, ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için gerekli olan yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığı değerlendirmesinin isabetli olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda davacı takipten önce ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş olup, dosyada mevcut deliller değerlendirildiğinde, HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde belirtilen koşulların oluşmadığı göz önüne alınarak davacının istinaf talebinin reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Mahkeme ara kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Peşin alınan harç yeterli olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın tebliği ve diğer işlemlerin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
6-Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 14/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

*

Başkan

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Katip

¸e-imzalı

¸Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca E-İMZA ile imzalanmıştır.¸