Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. SAKARYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/971
KARAR NO : 2021/1123
KARAR TARİHİ : 02/12/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 18/12/2019
KARAR TARİHİ : 03/06/2021
NUMARASI : 2019/1180 Esas – 2021/449 Karar
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI :… …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 02/12/2021
Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/1180 E – 2020/449 K sayılı dosyasından verilen 03/06/2021 tarihli karara karşı taraf vekillerince istinaf talebinde bulunulması üzerine dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmakla, dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … ile davalı şirket arasında 21.12.2018 tarihinde bir alım satım sözleşmesi tanzim edildiğini, işbu sözleşme uyarınca müvekkili tarafından değişik tarihlerde davalıya toplam 650.000,00 USD tutarında ödeme yapılacağını ve buna karşılık olarak sözleşmede detaylı belirtildiği üzere müvekkiline su kaydırak malzemeleri verileceğini, müvekkili tarafından davalı şirkete bu sözleşme konusu kapsamında 100.000,00 USD tutarında ödeme yapıldığını, ödemenin yapılmış olduğunun, anılan sözleşmede taraflarca kabul edildiğini, ancak yapılan bu ödeme karşılığında müvekkiline sözleşmeye konu herhangi bir mal teslimatı yapılmadığını, davalı tarafın, müvekkilinden 100.000,00 USD tutarında parayı aldığını kabul ettiğini, müvekkilinin bahse konu sözleşme kapsamında edimini ifa için ciddi anlamda çaba sarfettiğini, sözleşme ilişkisi kurulduktan sonra müvekkilinin ekonomik bir takım sorunlar yaşadığını, kendi ülkesinde hayata geçirmeye çalıştığı proje kapsamında ilk başta devlet hibe ve kredisi alabilecek durumda iken sonrasında ülkede gerçekleşen devalüasyon neticesinde devletin hibe ve kredi desteğinin kesildiğini, çok uzun süre boyunca bu desteği gerçekleştirmeye çalışsa da nihayetinde proje kapsamında devletten gerekli desteği alamadığını ve sözleşme uyarınca yapması gereken ödeme tutarını denkleştiremediğini, tüm bu hususlarla ilgili müvekkilinin davalı şirket ile görüştüğünü ve kendisi açısından ifa imkansızlığı bulunduğunu, ödeme güçlüğü çektiğini, bunun yanında yapmış olduğunu 100.000,00 USD tutarlı ödemeye rağmen kendisine herhangi bir mal teslimininde gerçekleştirilmediğini ve bu nedenle sözleşmeden dönerek yapmış olduğu para ödemesinin iadesini talep ettiğini, ancak müvekkilinin bu talebinin davalı şirketçe kabul görmediğini, bunun üzerine taraflarınca sözleşme ilişkisi kapsamında müvekkili tarafından davalı şirkete yapılan 100.000,00 USD tutarındaki ödemeye rağmen herhangi bir mal teslimi gerçekleştirilmemiş olması gerekçesiyle yapılmış olan ödemenin iadesi talebini içerir ihtarname gönderildiğini, davalı tarafça bu ihtarnameye rağmen müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, taraflarınca Gebze 4. İcra Müdürlüğünün 2019/44771 E. Sayılı dosyası üzerinden davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, ancak davalı borçlunun haksız ve kötü niyetli olarak yapılan icra takibine itiraz ettiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu, bunun üzerine taraflarınca İstanbul Arabuluculuk Bürosuna 2019/25251 başvuru numarası, 2019/136603 Arabuluculuk numarası ile başvuru yapıldığını, 11.12.2019 tarihinde yapılan oturumda başvuruya konu talepler hakkında tarafların arasında anlaşma sağlanamadığına dair tutanak tanzim edildiğini beyanla; Gebze 4. İcra Müdürlüğünün 2019/44771 E. sayılı dosyası üzerinden yapılan itirazın iptaline, yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olması sebebiyle davalı aleyhine dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, dava harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının Türkiye vatandaşı olmayıp MÖHUK 48. Maddesi uyarınca dava açabilmek için teminat yatırması gerektiğini, davacı ile müvekkili şirket arasında 09/11/2012 tarihinde Moji Abi Golestan İndoor su parkı projesine ilişkin olarak 1.595.000,00.-USD bedelli satış sözleşmesi imzalandığını, ancak davacının sözleşme öncesi planladığı şekilde devletten kredi alamadığını ve sözleşmede bağıtlanan şekilde ödeme yükümlülüklerini yerine getirmediğini, söz konusu gelişme üzerine davacının müvekkili ile irtibata geçerek projeyi kendisinin finanse edeceğini ancak finansman için zamana ihtiyacı olduğunu, ayrıca projeyi fazlara ayırarak daha maliyetli olan bölümleri sonraki fazlara bırakmak suretiyle tamamlamak istediğini bildirdiğini ve finansman sorununun çözümü için müvekkilinden zaman istediğini, bu süreç içinde müvekkilinin proje alanında teknik elemanlarını da göndermek sureti ile projeye ilişkin tüm mühendislik ve dizayn çalışmalarını tamamladığını ve davacı tarafından bu çalışmalara da onay verildiğini, işbu sözleşme kapsamında davacının, sözleşme bedelinin %20’si olan 319.000,00.-USD’yi peşin olarak, ikinci %20’yi imzadan 60 sonra, üçüncü %20’yi i mzadan 120 gün sonra, dördüncü %20’yi imzadan 180 gün sonra, beşinci %20 yi imzadan 240 gün sonra müvekkiline ödemesi gerekirken davacının sadece 100.000,00.-USD ödeyebildiğini, davacının sözleşme kapsamındaki ödeme ve sair yükümlülüklerini yerine getirememesi sebebi ile projenin beklemeye alındığını ve davacının finansal sorunlarını aşmasının beklendiğini, davacının finansal sıkıntıları ile ilgili attığı her adımda müvekkilinin kendisine destek olduğunu ve davacının talebi ile aradan geçen zaman içerisinde şartlar ile davacının lehine revize edilerek başkaca sözleşmeler akdedildiğini, fakat davacının hiçbir sözleşmenin gereğini yerine getirmediğini, her ne kadar akitte 100.000,00.-USD’nin ödendiği belirtilmiş ise de bu tutarın evvelki sözleşmelerin zamanında davacı tarafından ödenen 100.000,00.-USD olduğunu, müvekkilinin bu tutarın karşılığından çok daha fazlasını zaten yapılan çalışmalarla muhataba verdiğini, gerek taraflarca imzalanan sözleşme, gerekse evvelce taraflar arasında akdedilen sair teklif metinleri ve sözleşmelerde görülece üzere projeye uygulama çalışmalarının fiyat toplam proje bedelinin %10’una takabül etmekte olduğunu ve bunun geri iadesinin mümkün olmadığını, davacının her ne kadar sözleşmeye konu herhangi bir mal teslimatı yapılmadığını ileri sürse de bahse konu 100.000,00.-USD tutara karşılık perspektif çalışması yapıldığını 26/01/2014 tarihinde de davacı temsilcisi tarafından müvekkillerden revize talep edildiğini ve 28/01/2014 tarihli e-posta ile müvekkili şirketin üretim müdürü …tarafından kendisine dönüş yapıldığını, taraflar arasında süreç içinde gerek ilk akdedilen 09/11/2012 tarihli sözleşmenin ekinde, gerekse bu ilk sözleşmedeki koşulların revizesi suretiyle akdedilen 25/12/2013 ve 28/02/2014 tarihli sözleşmelerde, gerekse en son akdedilen ve davacının dayandığı 21/12/2018 tarihli sözleşmede toplam proje bedelinin %10’unun proje çalışmaları (mühendislik, dizayn vb.) istinaden ödeneceğinin bağıtlandığını beyanla davanın usulden reddine, davacı takibinde kusurlu ve kötü niyetli olmakla aleyhine takip tutarının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, Davalı borçlunun Gebze 4. İcra Müdürlüğü’ nün 2019/44771 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 200.309,51.-TL asıl alacak yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, hüküm altına alınan asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alacak likit olmadığından ve bilirkişi raporu ile belirlendiğinden, kabul edilen kısım yönünden davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Davacının takip yapmakta kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden, davalının kötüniyet tazminatı isteminin REDDİNE, karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen karar hatalı olup, usul ve yasaya açıkça aykırı olduğundan istinaf gerekçeleri incelenerek kararın kaldırılmasını ve dosyanın yerel mahkemeye iadesi veya esas hakkında yeniden karar verilmesi gerektiğini, yerel mahkemenin gerekçesinde; taraflar arasında su parkı imalatına ilişkin eser sözleşmesi imzalandığı, davacının ülkesinde meydana gelen ekonomik kriz nedeniyle finansman sorunu yaşadığı, sözleşmenin birkaç defa revize edildiği, son olarak 21/12/2018 tarihli 650.000,00.-USD bedelli sözleşmenin imzalandığı tespiti yapıldığını, dosyada sunulu olan sözleşmeden anlaşılacağı üzere müvekkilinin İran ülkesinde hayata geçireceği proje için gerekli olan tasarımların yapılması, malzemelerin tedariki ve satımını düzenleyen sözleşme imzalandığını, bu sözleşmenin 2018 yılında revize edildiğini ve dava dilekçesinde belirttikleri üzere dava tarihi itibarıyla geçerliliğini koruyan sözleşmenin 2018 tarihli sözleşme olduğunu, bu yönüyle yerel mahkemenin tespitine iştirak ettiklerini, yerel mahkemenin gerekçesinde devamla davacı tarafça projenin onaylandığının belirtildiğini, mahkemenin bu tespitini kabul etmediklerini, projenin onay gördüğüne ilişkin dosyada somut hiçbir belge delili olmadığını, davalı tarafın proje onayını ispatlaması gerektiğini, bu hususta ispat yükünün davalıda olduğunu düşündüklerini, bu kapsamda davalı tarafın sunmuş olduğu bir kısım mail yazışmaları haricinde proje onayına ilişkin hiçbir delilin mevcut olmadığını, yine yerel mahkemenin gerekçesinde alacak miktarı likit olarak değerlendirilemeyeceğinden icra inkar tazminatı taleplerinin reddine karar verildiğini, öncelikle yapılan 100.000 USD tutarında ödemenin iadesi ve bu tutarın %20’sinden aşağı olmamak üzere müvekkili lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, aksi düşüncede davanın kabul edilen tutarı üzerinden davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken anılan gerekçe ile taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca proje onayı bulunduğu ve davalı tarafın hizmet bedeli almaya hak kazandığına kanaat getirilmesi halinde hakediş hesabı yapılması yönündeki taleplerinin değerlendirilmediğini, zira davalı tarafça bir hizmet ifasında bulunduğu kabul edilse dahi, sözleşme gereği verilmesi gereken hizmetin kapsamı dikkate alındığında saha çalışması yapılmaksızın hazırlanan bir kısım tasarımlar nazara alınarak hizmet bedelinin tamamına hak kazanıldığını söylemenin hukuken mümkün olmadığını, bu sebeple öncelikle proje onayının bulunmadığı ve bu nedenle hizmet bedeli talep edilemeyeceği, aksi düşüncede verilen hizmet oranında hakediş hesabı yapılması gerekmesine rağmen yerel mahkemece bu yönde bir inceleme yapılmadan karar verilmesinin de hatalı olduğunu, davalı tarafın tebliğ aldığı ihtarname ile 14.10.2019 tarihinde mütemerrit olduğunu, bu sebeple bu tarihten itibaren alacağa faiz işletilmesi gerektiğini, ayrıca başlattıkları icra takibi başlangıcında davalının mütemerrit olduğu tarihteki kur üzerinden USD alacağının TL karşılığı hesaplanarak icra takibi yapıldığını, mahkemece faiz başlangıcının takip tarihi olarak ve USD alacağının TL’ye çevrilme tarihini takip başlangıç tarihindeki kur olarak baz almasının hatalı olduğunu ileri sürerek; açıklanan ve re’sen gözetilecek nedenlerle istinaf incelemesi yapılarak Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/06/2021 gün ve 2019/1180 E. 2021/449 K. sayılı kararının kaldırılmasına, dosyanın yerel mahkemeye iadesi veya esas hakkında yeniden karar verilmesine, dava konusu sözleşme bakımından proje onayı bulunmaması sebebiyle davanın tamamen kabulüne ve müvekkili tarafından yapılan ödemenin tamamının iadesine, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, dava konusu alacağın davalının temerrüde düşme tarihi olan 14.10.2019 tarihindeki kur üzerinden TL karşılığı hesaplanarak müvekkiline verilmesine, davalının gönderilen ihtarname ile mütemerrit olması sebebiyle faiz başlangıç tarihinin temerrüde düşme tarihi olan 14.10.2019 tarihi olarak kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karar eksik ve hatalı olup kaldırılması gerektiğini, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1(c) maddesi uyarınca hüküm kısmında tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplere yer verilmesi gerektiğini, ancak yerel mahkeme tarafından 21.12.2018 tarihli teklif metninin 2.2. maddesinin uygulanması yönündeki talep ve iddialarının incelenmediğini, bu sebeple de eksik ve hatalı bir hüküm tesis edildiğini, bu yönü ile ilk derece mahkemesi kararına itiraz etttiklerini, ilk derece mahkemesi her ne kadar, sipariş onayı tamamlanmadığı için davacının sözleşmeden dönerek verdiklerini geri isteme hakkı olduğunu belirtilmiş ise de müvekkilinin dava konusu Golestan Projesi kapsamında gerçekleştirmiş olduğu proje çalışmalarının yanı sıra tesisat projesini hazırlaması için tedarikçisi olan Ema Makine ve Yapı Mekanik Sistemleri İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nden malzeme alımı gerçekleştirdiğini ve Ema Makina tarafından buna ilişkin 28.910,00-EUR tutarlı fatura tanzim edildiğini, işbu faturanın müvekkili şirket kayıtlarına işlendiğini, bu kapsamda müvekkilinin davacıdan aynı zamanda 28.910,00 EUR daha alacağının bulunduğunun da ortada olduğunu, ilk derece mahkemesi kararında bu yöndeki talep, beyan ve iddialarının niye kabul edilmediğine dair herhangi bir gerekçeye de yer verilmediğini, bu husus göz ardı edilerek hüküm tesis edildiğini, ilk derece mahkemesi kararına bu yönü ile de itiraz ettiklerini ileri sürerek; gerek arz ve izah edilen nedenlerle gerekse re’sen dikkate alınacak sebeplerle öncelikle tehir-i icra taleplerinin kabulünü, istinaf incelemesi sonucunda Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/1180 E., 2021/449 K. sayılı kararının kaldırılarak davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacının istinaf taleplerinin reddi ile taraflarınca dosyaya ibraz edilen istinaf gerekçeleri dikkate alınarak yerel mahkeme kararının müvekkili lehine kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı iş sahibi tarafından peşin ödenen bir kısım alacak için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/44771 Esas sayılı icra dosyası ile; davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine 590.000,00.-TL asıl alacak için ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya tebliği üzerine davalı vekilinin süresinde borca ve ferilerine itirazı üzerine, 08/11/2019 tarihli Müdürlük kararı ile takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı iş sahibi, davalı yüklenicidir. TBK’nın 470. maddesi uyarınca; eser sözleşmesi yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği bir sözleşmedir. Taraflar arasında imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde öngörülen “eser sözleşmesi” ilişkisi kurulmuş olup, yüklenicinin edimi eseri iş sahibinin amacına uygun fen ve tekniğine uygun olarak teslim etmek, iş sahibinin edimi ise iş bedelini ödemektir.
Taraflar arasında 09/11/2012 tarihli Moji Abi Golestan İndoor su parkı projesine ilişkin olarak 1.595.000,00.-USD bedelli sözleşme imzalandığı, ilk sözleşmedeki koşulların revizesi suretiyle 25/12/2013 ve 28/02/2014 tarihli sözleşmelerin imzalandığı, son olarak ise 21/12/2018 tarihli 650.000,00.-USD bedelli sözleşmenin imzalandığı, bu sözleşmelerde aynı işlerle ilgili koşullar değerlendirilmiş, sonraki sözleşmeler ilk sözleşmenin revizesi şeklinde düzenlenmiştir. Tüm sözleşmelerdeki ortak düzenlemeye göre, davalı tarafından sunulacak proje ve mühendislik bedeli sözleşmenin %10’u oranındadır. Taraflar arasında yapılan elektronik posta yazışmalarına göre, davacı taraf proje çalışmalarını teyit etmiş ve onaylamıştır. Bu son sözleşmenin %10’u olan 65.000,00.-USD’nin proje ve mühendislik bedeli olduğu, davacı tarafça projenin onaylandığı, banka kayıtları, tarafların iddia ve savunmaları ve davalının ticari defter ve kayıtlarına göre, davalının hesabına sözleşme nedeniyle 100.000,00.-USD ödeme yapılmış, banka komisyonlarından sonra davalının hesabına 99.975,12.-USD geçmiş olup, para borcu götürülecek borç olması nedeniyle, banka komisyonundan davacı sorumlu olduğuhdan, davacı yanca davalıya toplam 99.975,12.-USD ödeme yapıldığı, davacının sipariş onayı tamamlanmadan sözleşmeden vazgeçtiği ve ödediği bedeli geri istediğinden, davalının sözleşme gereği 65.000,00.-USD proje ve mühendislik bedeli hak ettiği, davacı davasını bu miktar için ispat ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de davalı yanca, anılan sözleşmeler kapsamında davadışı tedarikçi firmalardan mal alışı yaptığını beyan edip faturasını dosyaya sunmuş ise de, Mahkemece bu faturalara ilişkin değerlendirme yapılmadığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda, faturaya konu ürünler ile ilgili keşfe katılan heyetten ek rapor alınarak ya da yeni bir bilirkişi incelemesi yapılarak, fatura konusu ürünlerin davaya konu sözleşme kapsamında özel üretim ürünleri olup olmadığı, özel üretim değil ise davalının bunun başka bir işte kullanıp kullanamayacağı, kullanamaması durumunda, akdi ilişki nedeniyle yapılan bir alım olması nedeniyle hakediş bedeli olarak iş bedeline katılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, sair istinaf gerekçeleri incelenmeksizin, taraf vekillerinin istinaf isteminin kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına ve yukarıda açıklandığı gibi yargılamaya devam olunması için dosyanın mahkemesine iadesine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Taraf vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜNE,
1-GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 03/06/2021 tarih, 2019/1180 E – 2021/449 K sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacı tarafça yatırılan istinaf maktu karar harcının (59,30 TL) ve davalı tarafça yatırılan istinaf nispi karar harcının (3.421,00 TL) istek halinde iadesine,
4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5-İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6, maddesi gereğince KESİN olmak üzere 02/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
*
…
Başkan
…
¸e-imzalı
…
Üye
…
¸e-imzalı
…
Üye
…
¸e-imzalı
…
Katip
…
¸e-imzalı
¸Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca E-İMZA ile imzalanmıştır.¸