Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/937 E. 2021/1051 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/937 – 2021/1051
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/937
KARAR NO : 2021/1051
KARAR TARİHİ : 17/11/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ….
ÜYE : …
ÜYE :…
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 11/07/2016
KARAR TARİHİ : 14/06/2021
NUMARASI : 2020/315 Esas – 2021/493 Karar

DAVACI : SAMSUN MAKİNA SANAYİ A.Ş. – …
VEKİLLERİ : Av. …
DAVALI : INDUCTOTHERM İNDÜKSİYON SİSTEMLERİ SANAYİ A.Ş. ..
VEKİLİ : Av….
DAVA : Eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıp nedeniyle alacak
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/11/2021

Dairemizin 2/06/2020 tarih ve 2020/225 Esas 2020/245 Karar sayılı kararı ile; HMK 353/1-a-4-6 maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verildiği, eksikliklerin tamamlanması üzerine dosyanın yeniden Dairemize gönderildiği, taraflar arasında görülen dava sonucu Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/06/2021 tarih, 2020/315 Esas – 2021/493 Karar sayılı hükme yönelik, davacı vekili ve davalı vekilince süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili Samsun Makina Sanayi AŞ’nin davalı şirketten 03/12/2014 tarihli sözleşme ile 1.300.000,00 Amerikan Doları karşılığında 10 mw, 15 ton 2 pompalı indüksiyon ocağı satın aldığını, çelik kondüksiyonla desteklenen pota kısmında sorunlar olduğunu, davalı şirket yetkili servisinin bu sorunları tespit ettiğini ancak arızayı gideremediğini, davalı şirketin yetkililerinin yedi defa gelmelerine rağmen sorunu çözemediklerini, ocakların veriminin 350-400 şarj metal alınması gerektiği halde dava konusu ocaklardan 80-100 şarj metal dahi alınamadığını, pota bobininde teoride olması gerekenden daha fazla miktarda titreşimler, genleşme hareketi olduğunu, deneme çalıştırılmasında bile davalı şirketin servis elemanlarının tespit ettiğini, bu nedenlerle dava konusu ocakların kabulünün yapılamadığını, ocaklarda üretimin yapılamadığını, davacının zarar ettiğini belirterek bilirkişilerce belirlenecek arızalı ve hasarlı bobinlerin yenisi ile değiştirilmesini, ocakların çalıştırılması mümkün değil ise bilirkişilerce belirlenecek bedelinin yasal faizi ile ödenmesini, ocakların çalıştırılamamasına bağlı olarak uğradıkları kazanç kaybının bilirkişilerce tespit edilerek davalıdan yasal faizi ile tahsili için 30.000,00.-TL’lik belirsiz alacak davası açmıştır.
Davacı vekilinin 02/04/2019 tarihinde tamamlama harcı yatırarak verdiği dilekçesinde özetle; satın alınan malda gizli ayıp olduğunu, bu ayıbın tamirinin yapılarak giderilebileceğini, bu tamiratın 180.000,00 EURO maliyetinin olduğu, kazanç kaybına ilişkin bedel artırım talep hakları saklı kalmak kaydı ile harca esas olarak belirttikleri 30.000,00.-TL’nin 1.069.098,00.-TL artırılarak, 1.099.098,00.-TL’nin dava tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili 05/12/2019 tarihli duruşmadaki beyanında; kar kaybı taleplerinden vazgeçtiklerini, dava dilekçesinde talep etmiş oldukları 30.000,00.-TL’nin 5.000,00.-TL’sinin kar kaybına ilişkin olduğunu bildirmiştir.
Davalı vekili 27/07/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunduklarını, davalı şirket ile davacı şirket arasında 01/11/2012 tanzim tarihli “… 10 MW güçte vıp dual-trak ergitme sistemi …” siparişi hususunda “… Eser sözleşmesi …” akdedildiğini, sözleşmenin ” … Yetkili ve görevli mahkeme…” başlıklı maddesinde “… İş bu anlaşma Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına göre yürütülecek, olası davalar Gebze Mahkemelerinde görülecektir…” şeklinde hüküm düzenlendiğini, satım konusunun ayıptan ari ve çalışır vaziyette teslim edildiğini, teslimden sonra sistem ve ocakların hatalı kullanımından kaynaklı olarak bobinlerde metal yürümesi gerçekleştiğini, kullanım ve refrakter astar ve astarlama işçilik hatalarından ve periyodik bakım noksanlığından kaynaklandığını, hatalı kullanıma ve davacının kullandığı ucuz refrakter astara karşı önlem olarak garanti kapsamında bazı iyileştirmeleri davalının yaptığını, ayıp ve kusur ihbarının yasal süresinde yapılmadığını, davanın hak düşürücü ve zamanaşımı süresinde açılmadığını, davacının zararını somutlaştırmadığını, zararının oluşmadığını, makul süreyi aşan taleplerin haksız kazanç temine mahiyetinde olduğunu, davacının iddia ettiği zararları ispat yükünün davacıya ait olduğunu, davalı şirketin sözleşme ile yükümlendiği edimi yerine getirdiğini, davacının kusurlu davranışı ve hatalı kullanımı sebebiyle meydana gelen hususların davalı şirkete yüklenemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, a) Davacının kar mahrumiyetine ilişkin davasının, feragat nedeniyle REDDİNE, b) Davacının arızalı ve hasarlı bobinlerin yenisiyle değiştirilmesi talebinin REDDİNE, c) Davacının arızalı ve hasarlı bobinler nedeniyle tazminat talebinin KABULÜNE, toplam 1.094.098,00.-TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hüküm altına alınan tazminatın, 25.000,00.-TL’sine dava tarihi olan 11/07/2017 tarihinden, 1.069.098,00.-TL’sine ıslah tarihi olan 02/04/2019 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine” karar verildiği, 01/07/2021 tarihli tashih kararı ile; “Mahkememizin 2020/315 Esas, 2021/493 Karar sayılı hükmünün 1. Fıkra “c” bendinin, “Davacının arızalı ve hasarlı bobinler nedeniyle tazminat talebinin KABULÜNE, toplam 1.094.098,00.-TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hüküm altına alınan tazminatın, 25.000,00.-TL’sine dava tarihi olan 11/07/2016 tarihinden, 1.069.098,00.-TL’sine ıslah tarihi olan 02/04/2019 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,” olarak tashihen düzeltilmesine” kararı verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Sakarya Bölge Adliye Mahkemesinin 5. Hukuk Dairesinin 12.06.2020 tarih ve 2020/225E-2020/245 K sayılı kaldırma kararı doğrultusunda, yeniden yaptırılan mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda tanzim edilen 08.12.2020 tarihli raporda, dava konusu eserin gizli ayıplı olduğu, eserin iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı olduğu, ayıbın imalattan kaynaklandığı, davacının ihbar yükümlülüğünü yerine getirdiği, ayıbın giderilmesi maliyetinin, ayıbın iddia tarihi 2015 yılı için yaklaşık 180.000,00.-EURO olduğu, sonuç ve kanaatine varıldığını, yerel mahkemece de bu doğrultuda karar verilmiş olup bu yönü ile karar usul ve yasaya uygun olduğunu, ancak, kararda hükmedilen faiz oranları ve faiz başlangıç tarihleri hatalı olduğunu, YHGK E. 2015/9-3157 K. 2018/365, 28.2.2018 tarihli kararında;
“…bu durumda dava belirsiz alacak davası olduğuna göre, bu davanın açılması ile doğacak olan maddi ve şekli hukuk sonuçlarının (zamanaşımının kesilmesi ve diğerleri) bu dava için de geçerli olması gerekeceğinden, mahkemece talep arttırım dilekçesi verilerek arttırılan miktarlar dâhil alacakların tümüne dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi doğru olmuştur…”

hükmü yer almıştır. 17. Hukuk Dairesinin 2016/19844 E. , 2019/8286 K. Sayılı 19.09.2019 tarihli kararında;

Belirsiz alacak davasında davacı, alacağının tam ve kesin olarak belirlenmesinden sonra HMKnın 107.maddesine dayalı olarak bir kez alacağını artırabilir. Ayrıca davasını HMKnın 176. ve devamı maddelerine göre bir kez de ıslah edebilir.

hükmü mevcut olduğunu,
yüksek mahkeme kararında açıkça hükme bağlandığı üzere belirsiz alacak davalarında bedel artırımla birlikte davanın bir kez ıslahı da mümkün olduğunu,

27.03.2019 tarihli dilekçede; alacaklarının HMKnın 107.maddesine dayalı olarak 1.069.098,00 TL arttırılmış ayrıca ıslah yolu ile davada talep edilen faiz türü değiştirilerek ticari temerrüt faizi istenildiğini,

bu nedenle bedel artırım dilekçesine konu edilen alacak dahil olmak üzere, tamamı için dava tarihinden itibaren ticari temerrüt avans faizi işletilmesi gerektiğini,
mevcut bu durumda yerel mahkemenin faiz başlangıç tarihi/oranına ilişkin kararı usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle kararın bu yönü ile kaldırılarak istinaf itirazlar doğrultusunda faiz oranları ve başlangıç tarihleri yönünden dairenizce yeniden hüküm kurulmasını talep ettiklerini, yukarıda arz edilen nedenlerle; Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/315 E-2021/493 K sayılı 14.06.2021 tarihli ilamının istinaf itirazlar doğrultusunda kaldırılarak, yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili firma yetkilisinin aynen beyan ettiği üzere, davacı tarafından işbu dava ile aynen iadesinin talep edilen ve ayrıca 08.12.2020 tarihli bilirkişi raporuna göre “eserin iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı olduğu” şeklinde yorum yapılan dava konusu makine, teslim tarihi olan 2014 tarihinden bu yana kullanılmış ve halihazırda davacı tarafından halen kullanılmakta ve üretim yaptığını, davacı 2014 yılında kendisine teslim edilen makineden sürekli verim almakta olmasına karşılık, karar sanki makine hiç çalışımıyor 2014 yılından beri çalışmadan üretim yapmadan bekliyor gibi verilmiş, bu konudaki itirazların hiçbir şekilde dikkate alınmadığını, keşif sırasında makinenin çalışır durumda olup olmadığı hususunda hiçbir inceleme yapılmamış, ayrıca dosya içerisine sunmuş olunan üretim verileri hiç dikkate alınmadığını, halbuki sayın mahkeme tarafından üretim verileri dikkate alınmış olsa ve dosya yeniden sadece bu hususta tekrardan bilirkişiye gönderilmiş olsa, iddialarımızda ne derece haklı olunduğunun aynen ortaya çıkacağını, bu nedenle eksik ve hatalı olarak oluşturulan kararın kaldırılmasına ve dosyanın yeniden inceleme için mahkemesine gönderilmesi mutlak olarak şart olduğunu, ayrıca ‘davacının ihbar yükümlülüğünü yerine getirdiğine ilişkin görüş ve yorum sunulmasına karşılık, ihbar yükümlülüğünün ne şekilde ve nasıl yerine getirildiğine ilişkin hiçbir bilgi, belge veya somut delil sunulmadığını, dava dosyası içerisinde, davacının ihbar yükümlülüğünü süresinde yerine getirdiğine ilişkin hiçbir delil ve belge bulunmadığını, buna karşılık sayın mahkeme tarafından itirazların hiçbir şekilde dikkate alınmadığını ve süresinde ayıp ihbarında bulunulmuş gibi karar oluşturulduğunu, davacı tarafından 2014-2016 yılları arasında, makinenin bobin kısmında sorunlar olduğu davacı tarafından iddia edilmekte ise de, yapılan servis incelemelerinde ocaklar ve sistemde üretim planlama ve teknik aksamdan kaynaklı herhangi bir hata bulunamamış, aksine davacı şirketin hatalı kullanımından kaynaklı yetersiz bakımından kaynaklı hatalar bulunduğunu, eserin iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı olduğu şeklinde görüşe nasıl ulaştığı hususu ise bilirkişi raporundan hiçbir şekilde anlaşılamadığını, kaldı ki, şirket yetkilisinin de aynen beyanda bulunduğu üzere dava konusu makine 2014 yılından beri davacı tarafından kullanılmakta, makineden üretim ve fayda sağlandığını, üretim ve fayda sağlanan bir makinenin hangi ayıbından ötürü davacının kabule zorlanamayacağı görüşlerine dayanak hiçbir bilgi bilirkişi raporundan edinilemediğini, taraflar arasından akdedilmiş olan dava konusu 03.12.2014 tarihli sözleşmede eser karşılığı götürü bedelle anlaşma sağlandığı kati olmakla, bilirkişi heyeti tarafından 2015 yılına ilişkin götürü bedel üzerinden ayıp işlere ilişkin oranlama yoluyla hesaplama yapılması gerekli olduğunu, tüm itirazlar mahkeme’ye aynen açık ve net olarak iletilmiş olmasına karşık, sayın mahkeme tarafından hiçbir şekilde itirazlar değerlendirilmediğini,

mahkeme tarafından, dava dosyası hüküm kurmaya elverişli olmayıp, ciddi eksiklik içermekte olmasına karşılık, uyuşmazlık konusu konusu ayıbın dahi ne olduğu belli olmadığını, dava dosyasını konusu makinede yer alan gizli ayıbın ne olduğu, ne şekilde davacının zararına neden olduğu ve neden kabul edilmesi mümkün olmaksızın 180.000 avro karşılığı ayıbın giderilmesi gerekeceği yönünde hiçbir bilgi, belge, delil veya dayanak dosya içerisinde yer almadığını, makine arızalarının tamamı davacının hatalı kullanımı ve ihmali davranışları nedeniyle meydana geldiğini, fakat, her şekilde davacı makineden üretim yapmaya devam etmiş, makineden fayda sağladığını,
dış yüzey astarlarında dökülme olması hususunda, müvekkil firma tarafından sürekli ucuz astarlama yapıldığı ve hatalı işçilik sonucu meydana geldiği davanın başından beri iddia edilmiş olmasına karşılık, haksız ve hukuka aykırı olarak müvekkil firma iddia ve beyanları dikkate alınmadığını,

yukarıda arz ve izah edilen ve resen öngörülecek sebepler doğrultusunda, öncelikle tehiri icra taleplerinin kabulüne, davacı tarafın istinaf taleplerinin reddi ile istinaf talebinin kabulüne, tüm beyan, itiraz ve istinaf taleplerimiz doğrultusunda, 14.06.2021 tarihli Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi Başkanlığı 2020/315 E.- 2021/ 493 K. Sayılı usul ve yasaya aykırı kısmen kabul ve kısmen red kararının, kabul edilen kısmının ‘davacının arızalı ve hasarlı bobinler nedeniyle tazminat talebinin kabulüne, toplam 1.094.098,00.-TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hüküm altına alınan tazminatın, 25.000,00.-TL’sine dava tarihi olan 11/07/2017 tarihinden, 1.069.098,00.-TL’sine ıslah tarihi olan 02/04/2019 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine’, ilişkin karar ile tüm ferilerine yönelik kararın kaldırılmasına, dosya üzerinden inceleme yapılacak ise ‘davanın reddine’ karar verilmesine, aksi taktirde kararın kaldırılması ile dosyanın yeniden yargılama yapılmasına yönelik olarak mahkemesi iadesine, tüm yargılama masrafları ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafın haksız, hatalı ve hukuki dayanaktan yoksun istinaf itirazlarının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıp nedeniyle alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İlk derece mahkemesinin 2017/100 Esas -2019/1203 Karar sayılı ilamı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuş, vaki istinaf başvurusu nedeniyle dairemizin 2020/225 E, 2020/245 K sayılı ilamı ile mahkeme kararının 6100 sayılı HMK.353/1-a-6 maddesi uyarınca eksikliklerin giderilmesi amacıyla kaldırılmasına karar verilmiştir.
Dairemizin 2020/225 E, 2020/245 K sayılı kararında;
‘’….davada, davacı iş sahibi tarafından davalı yükleniciden 3.12.2014 tarihli sözleşme kapsamında temin edilen indüksiyon ocağının ayıplı olduğu iddiasıyla arızalı ve hasarlı parçaların yenisi ile değiştirilmesi, ocakların çalıştırılması mümkün değilse, bilirkişice belirlenecek bedelin tahsili talep edilmiş, mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda ayıp giderim bedeline hükmedilmişse de mahkemece aldırılan 21/08/2017 ve 02/01/2019 tarihli bilirkişi raporları özellikle ayıbın varlığı ve niteliği konusunda çelişkili olup bu çelişki HMK.281/3 maddesi düzenlemesi gereği 3. bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak alınacak raporla giderilmediği gibi, ikinci bilirkişi raporuna itibar edilip birinci bilirkişi raporunun üstün tutulmamasının gerekçesi de açıklanmamak suretiyle HMK.297 maddesine uygun karar gerekçesi de oluşturulmamıştır. Öte yandan, mahkemece hükmedilen giderim bedeli miktarının da hangi yöntemle tespit edildiği de dayanak bilirkişi raporunda açıklanmış değildir.
Bu durumda mahkemece; 21/08/2017 ve 02/01/2019 tarihli raporlar çelişkili olduğu ve itiraz edildiğinden maddi gerçeğin ortaya çıkması için HMK’nın 281/3 maddesi gereğince yeniden oluşturulacak öncekiler dışında konusunda uzman bilirkişisi kurulu marifetiyle, mahallinde keşif de yapılarak dava konusu eserin ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın açık mı gizli mi olduğu, kullanıcı hatasından mı yoksa imalattan mı kaynaklı olduğu, davacının ihbar yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği hususları taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükümleri ve yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde incelenip değerlendirilerek ve önceki raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek biçimde gerekçeli, denetimine elverişli rapor alınıp, şayet ayıplı imalat varsa bunun bedelinin sözleşme ve ayıp iddia tarihi nazara alınarak 2015 yılı mahalli piyasa rayiçleri esas alınarak hesaplatılması, sonrasında hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceğinden…’’ Denilerek mahkeme kararı kaldırılmıştır.
Kaldırma kararı sonrasında mahkemece, keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş, hükme karşı davacı ve davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Davalı vekilinin istinaf başvurusu incelendiğinde;
Dosyada yer alan deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı iş sahibi tarafından davalı yükleniciden 3.12.2014 tarihli sözleşme kapsamında indüksiyon ocağının imal ve teslimi hususunda anlaşıldığı, iş bedelinin 1.200.000 Euro olduğu ve bedelin ödendiği, nitekim bu hususta ihtilaf olmadığı, davacı tarafça indüksiyon ocağının ayıplı olduğu iddiasıyla eldeki davanın açıldığı, sözleşmede davalı yüklenicinin esere garanti verdiği, elektronik posta yazışmalarından ve davalının düzenlediği servis formlarından, eserde teslimden itibaren sorunlar çıktığı, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre, bobin, izolasyon, bağlantı, ekipmanları, işçilik vb nazara alındığından ayıbın giderilmesinin 2015 yılı piyasa rayiçleriyle 180.000,00.-Euro maliyetinin olduğu, bu bedelin TL karşılığının toplam 1.099.098,00.-TL olduğundan mahkemece yazılı olduğu şekilde giderim bedeline hükmedilmesinde aykırılık bulunmamaktadır. Kaldı ki , aynı raporda , eserdeki ayıbın kabule zorlanamayacak derecede olduğu da belirtildiğinden ve iş bedelinin de tamamının ödenmiş olması gözetildiğinde ayıplı işler yönünden fiziki oran kurulması yerine ayıbın ortaya çıktığı tarihe ayıpların giderilmesi için gereken makul süre eklenerek bulunacak tarih olarak belirlenen 2015 yılı piyasa rayicine göre giderim bedelinin belirlenmiş olması yerindedir.
Açıklanan nedenlerle, mahkemece verilen hükümde usul ve esas yönünden bir aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının istinaf başvurusu incelendiğinde;
Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (HMK 107/1) Kısmi davanın düzenlendiği HMK 109/1. maddeye göre talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir. Somut olayda, uyuşmazlık sözleşme ilişkisinden kaynaklandığı ve alacak miktarı belirlenebilir olduğundan davanın belirsiz alacak davası olarak görülmesi mümkün değil ise de hukuki niteleme hakime ait olduğundan kısmi dava olarak görüleceği kabul edilmelidir. Nitekim Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin yerleşik kararları da bu yöndedir. Bu durumda, davacının dava dilekçesinde talep ettiği miktara dava, ıslahla arttırılan miktara ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi yerindedir. Nitekim, mahkemenin ilk kararı da bu yönde olup davacı vekili ilk kararı istinaf etmiş değildir. Bu nedenle davacı vekilinin ıslahla arttırılan kısma dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi talebi yerinde değildir.
Buna karşılık, davacı dava dilekçesinde talep ettiği miktar için yasal faiz, ıslah dilekçesinde talep ettiği miktar için ticari temerrüt faizi talep ettiğinden dava tarihindeki miktara yasal faiz işletilmesi yerinde ise de, mahkemece, ıslahla arttırılan kısma ıslah tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi işletilmesi gerekirken yasal faize hükmedilmesi doğru görülmemiş, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinafı yerinde görülmüştür.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin başvurusunun kısmen kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılması ile yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/315 Esas, 2021/493 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA,
3-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
a) Davacının kar mahrumiyetine ilişkin davasının, feragat nedeniyle REDDİNE,
b) Davacının arızalı ve hasarlı bobinlerin yenisiyle değiştirilmesi talebinin REDDİNE,
c) Davacının arızalı ve hasarlı bobinler nedeniyle tazminat talebinin KABULÜNE, toplam 1.094.098,00.-TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hüküm altına alınan tazminatın, 25.000,00.-TL’sine dava tarihi olan 11/07/2016 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, 1.069.098,00.-TL’sine ise ıslah tarihi olan 02/04/2019 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi işletilmesine,
4-Alınması gereken 74.737,83.-TL ilam harcından, peşin alınan 512.33.-TL harcın ve 18.257,52.-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 55.967,98.-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5- İlk Derece Mahkemesi tarafından yazılan 10/09/2021 tarih, 2021/366 nolu harç tahsil müzekkeresinin işlemsiz iadesinin istenmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 29,20.-TL başvurma harcı, 512.33.-TL peşin harcın ve 18.257,52.-TL ıslah harcının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Yargılama sırasında davacı tarafından yatırılan gider avansından harcanan 361,50.-TL tebligat ve müzekkere gideri, 6.900,00.-TL bilirkişi masrafı, 630,00.-TL keşif ulaşım gideri, 860,60.-TL keşif avansı olmak üzere toplam 8.752,10.-TL yargılama giderinden; davanın kabul ve ret oranına oranına göre, 8.712,29.-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan 50,00.-TL tebligat ve müzekkere giderinden ibaret yargılama giderinden; kabul ve ret oranına göre 0,23.-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, yürürlükte bulunan AAÜT gereği kabul edilen kısım üzerinden hesap ve takdir edilen 71.093,43.-TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, yürürlükte bulunan AAÜT gereği reddedilen kısım üzerinden hesap ve takdir edilen 4.080,00.-TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Yargılama sonucunda ve re’sen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse re’sen yapılacak gider de mahsup edilmek suretiyle, 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının ayrı ayrı yatıranlara iadesine,
İstinaf incelemesi bakımından;
12- Davalının başvurusu reddedildiğinden alınması gerekli 74.737,83.-TL istinaf karar harcından peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 56.052,53 TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
13- Davalının yaptığı istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
14-Davacı vekilinin başvurusu kısmen yerinde görüldüğünden yatırılan istinaf karar harcının tarafına iadesine
15-Davacı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf başvuru harcı masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
16-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
17-Kararın tebliği ve diğer işlemlerin Dairemizce yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere 17/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

*

Başkan …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Üye…
¸e-imzalı

Katip…
¸e-imzalı

¸Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca E-İMZA ile imzalanmıştır.¸