Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/936 E. 2021/1082 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/936 – 2021/1082
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/936
KARAR NO : 2021/1082
KARAR TARİHİ : 25/11/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : ….
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 08/10/2019
KARAR TARİHİ : 07/07/2021
NUMARASI : 2019/979 Esas – 2021/590 Karar

DAVACI :ARAT OTOMATİK KUMLAMA BOYAMA SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : ÖRTAŞ ÇELİK SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ – ….
VEKİLİ : Av. …

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 25/11/2021

Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20219/979 E – 2021/590 K sayılı dosyasından verilen 02/07/2020 tarihli karara karşı davalı tarafça istinaf talebinde bulunulması üzerine dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmakla, dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı borçlu ile cari hesap ilişkisi çerçevesinde hizmet ürettiğini, davalı borçlunun, almış olduğu hizmetin bedelini ödememesi sonucu Gebze 4. İcra Müdürlüğü 2018/41528 Esas sayılı dosyası ile alacağın tahsili amacıyla icra takibi yapıldığını, davalı borçlunun yapılan icra takip alacağının 15.646,11-TL’sini ödediğini, bakiye alacağına haksız bir şekilde itiraz ettiğini, yapılan itiraz dilekçesinin taraflarına tebliğ edilmediğini, yapılan itirazdan 11/06/2019 tarihinde haberdar olunduğunu ve zorunlu arabulucu başvurusu yapıldığını, arabulucu görüşmesinden her hangi bir sonuç alınamadığını, davalı borçlunun itiraz dilekçesinde alacağa konu boyama işinin 1 kğ birim fiyatının 0,65-TL olarak faturalandırıldığı fakat buna itiraz ettiklerini, olması gereken 1 kğ birim fiyatın 0,065-TL olması gerektiğini belirttiğini, müvekkilinin yapmış olduğu boyama işini 10/05/2018 tarihinden itibaren faturalandırdığını ve borçluya faturaları teslim ettiğini, davalının faturaları defterlerine kayıt ettirdiğini, tüm boyama işi bitince icra takibi yapılınca iade faturası düzenlediklerini, taraflar arasında yazılı bir anlaşma bulunmamakla birlikte sözlü fiyatlandırmayı kabul ettiklerini ve yapılan işin piyasa rayiç değerinin de müvekkilinin fatura birim fiyatı örtüştüğünü, davalının yapmış olduğu itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere; haksız ve kötü niyetli itirazın iptaline ve anaparanın ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsiline; en az %20 icra inkar tazminatına; dava masraflarının ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iş bu dava konusu icra takip dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibine girişmeden önce, müvekkili şirkete yolladığı Kadıköy 27.Noterliği’nin 11843 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 140.814,99 TL bedelli fiyat fark faturasını kabul etmediğini; müvekkili firmadan 156.461,10 TL alacaklı olduğunu iddia ederek; ödeme talebinde bulunduğunu aksi takdirde yasal işlemlere başlayacağını bildirdiğini, taraflarınca iş bu ihtarnameye cevaben; Kartal 23. Noterliğinin 17.07.2018 tarih ve 20496 Yevmiye numaralı ihtarnamesi ile söz konusu hizmet sözleşmesi kapsamında boya ve tiner malzemesinin müvekkili firmaya ait olmak üzere 65,00 TL/ton birim fiyatla boyama işini yapmak üzere anlaşıldığı; 203.991 kg boyama işinin davacı tarafça yapıldığı, ancak 1 kg boyama işinin fiyatı 0,065 TL olmasına rağmen davacı şirket tarafından 1 kg boyama işinin fiyatının faturalarda 0,65 TL gösterildiği, sonradan müvekkili şirket tarafından yapılan yanlışlığın fark edilmesi üzerine müvekkili şirketçe fiyat farkı faturası düzenlenerek davacı tarafa gönderildiği, bu sebeple, müvekkili firmanın davacı tarafça iddia edildiği üzere borcunun 156.461,10 TL olmadığı; 15.646,11 TL olduğunun belirtildiğini, davacı tarafça talep edilen miktara açıkça neden dolayı itiraz edildiğinin detaylı şekilde bildirildiğini, davacı tarafça iş bu ihtarname ile açıkça hesap hatasından kaynaklandığı belirli olan borç miktarına ilişkin bildirime itibar edilmeksizin, müvekkili şirket aleyhine haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine girişildiğini, iş bu sebeple, açılan takip dosyasına müvekkili şirketin borçlu olduğu miktar olan 15.646,11 TL’nin ödendiğini, takip dosyasındaki bakiye borç miktarına ise yukarıda belirtilen sebeplerle, müvekkili şirketin borcu olmadığından taraflarınca itiraz edildiğini, müvekkili şirketin icra takip dosyası ile alacaklı görünen davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili şirket ticari defter, kayıt ve belgeleri incelendiğinde iş bu husus açıkça sübuta ereceğini, davacı tarafın dava dilekçesinde her ne kadar müvekkili şirket ile yaptığı bir anlaşma olmadığını ileri sürmüşse de iş bu husus gerçeği yansıtmadığını, zira davacı şirket ve müvekkili şirket arasındaki konuşmaları gösterir mail yazışmalarının, davacı şirket ile dava konusu iş için bir anlaşma yapıldığını gösterdiğini, fabrika müdürü …tarafından şirket ismi uzantılı mail adresi olan [email protected] üzerinden, davacı tarafa ait olan [email protected] isimli şirket ismi uzantılı mail adresine 09.05.2018 tarihinde “Bayram bey kolay gelsin, işveren temsilcisiyle bugün atölyenize yaptığımız ziyaret gayet olumlu geçti. İşinize gösteriğiniz özenden olayı teşekkür ederiz. Yine bugün konuştuğumuz üzere, DFN Metal, Özgür beyden gelen imalatların Shop-Primer 20 mic.(DFN Metal), 1. Kat astar 110 Mic., 2. Kat astar 110 Mic., Son kat 60 Mic. Toplamda 280 Mic. Boyanmasını, 65,00 TL / TON Birim fiyatla boya ve tiner malzemesi tarafımıza ait olmak üzere anlaştık. Şimdilik size işe başlamak için 3 teneke astar ve 1 teneke tiner yönlendiriyorum. Saat 14 gibi Jotundan boyalarınız gelecek. Öğlen özgür bey size Kolon malzemelerini yönlendirecek. Bugün gelen kolonlarla birlikte elinizdeki kolonları yarın akşam istiyoruz. Cuma günü montaj programı yapıldı. Konu bizim için önemlidir. İlginizi rica ediyoruz.” şeklinde mail gönderdiğini, müvekkili şirket tarafından gönderilen maile aynı gün davacı tarafa ait olan [email protected] isimli şirket ismi uzantılı mail adresinden, fabrika müdürünün kullanımında olan [email protected] adresine “Ahmet bey merhaba, Ziyaretiniz ve iyi niyetiniz için teşekkür ederiz. Malzemenin temini ile işinize başlıyoruz. İyi çalışmalar dileriz.” şeklinde mail gönderildiğini, görüldüğü üzere davacının dilekçesinde belirttiğinin aksine, müvekkili ve davacı arasında yapılacak iş ile ilgili bir anlaşma bulunduğunu, 6098 sayılı Türk Borçlar kanunun 10,11 ve 12 maddeleri gereğince taraflar arasında bu yolla bir anlaşmanın kurulduğu açık olduğunu, bu anlaşma uyarınca da boya ve tinerin müvekkili firmaya ait olmak üzere davacı tarafın yalnızca vereceği boyama hizmeti için 65 TL/TON şeklinde anlaşıldığını, bu durumda 1 Kg kolonu boyama için 65/1000 kg =0.065 TL hizmet bedelinin davacıya ödenmesi gerektiğini, müvekkili tarafından davacı tarafa toplamda 203.991 KG boyama işçiliği yaptırıldığını, bu konuda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığını, davacı tarafın hak ettiği işçilik bedelinin anlaşmaya istinaden 0.065 TL X 203991 KG = 13.259,41 TL yaptığını, bu rakama %18 KDV miktarı eklendiğinde davacı ile yapılan anlaşma gereğince müvekkilinin davacıya ödemesi gereken rakamın 15.646,11 TL olduğunu, davacının müvekkiline düzenlediği faturalarda birim fiyatlarını 0,065 TL göstermesi gerekirken kötü niyetli olarak 0,65TL gösterdiğini, bu durumun müvekkili şirket tarafından fark edilmesi üzerine de davacı ile gerekli görüşmeler yapıldıktan sonra 28.06.2018 tarih ve 349699 numaralı 140.814,25 TL bedelli Fiyat Farkı Faturası düzenlenerek davacıya tebliğ edildiğini, davacının ise kötü niyetli olarak müvekkilin gönderdiği fiyat farkı faturasını kabul etmeyerek müvekkili hakkında icra takibine giriştiğini, gerek yapılacak keşif ile gerekse de davacının vermiş olduğu boyama işçiliği ücretleri emsalleri araştırıldığında davacının talebinin fahiş olduğunun, hayatın olağan akışına aykırı olduğunun, davacının yapılan anlaşmanın aksine hareket ederek kendisine çıkar yaratmayı hedeflediğinin açıkça anlaşılacağını, iş bu dava ile yapılacak inceleme sonucunda sübuta ereceği üzere, müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi borcu bulunmadığını, bu hususun pek tabi ki taraflar arasında yapılan anlaşma gereği yerine getirilecek edimin bedelini bilen davacı tarafından da bilindiğini, iş bu takibin davacı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak başlatıldığını, tüm bu sebeplerle, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun iş bu davanın tümden reddi ile, kötü niyetli olarak başlatılan icra takibi nedeni ile davacı aleyhine icra takibi konusu alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;
1-Davanın KABULÜNE, davalı borçlunun Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/41528 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 140.814,99.-TL üzerinden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına,
2-Davalı borçlu itirazında haksız olduğundan takip konusu kabul edilen asıl alacağın %20’si oranında olan 28.162,99.-TL icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararı hukuki dayanaktan yoksun olup istinaf etme gereğinin hasıl olduğunu, taraflar arasında akdedilen bir anlaşma olduğu ihtilafsız olup mevcut sözleşme değerlendirilmeden salt davacı yanın ticari defterlerinin hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, dosya kapsamında, müvekkili firma ile davalı arasında bir sözleşmenin varlığı sabit olup tarafların karşılıklı olarak sözleşmenin kurulduğunun açık olduğunu, sözleşmenin kurulduğuna ilişkin her iki tarafın şirket yetkililerinin mail yazışmaları incelendiğinde de Borçlar Kanunu kapsamın bir sözleşmenin varlığından söz edilebileceğini, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları ile dosya kapsamında sunulan delilleri ile de anlaşılacağı üzere taraflar arasında sözleşmeye dayalı olarak ticari bir faaliyetin olduğunun açık olduğunu, bu bakımdan karşı tarafça, taraflar arasında herhangi bir sözleşme olmadığına ilişkin iddiaların asılsız olduğu yerel mahkemenin gerekçeli kararında da belirtilmiş olup sübuta erdiğini, ancak mahkemenin taraflar arasında yapılacak işe ilişkin sözleşme olduğu halde sözleşmeyi dikkate almadığını ve değerlendirmediğini, salt davacı yanın ticari defterlerini esas alarak hüküm tesis ettiğini, eksik inceleme sonucu verilen kararın hatalı olduğunu, işbu sebeple öncelikle taraflar arasında yapılacak işe ilişkin sözleşmenin dikkate alınması, sözleşmeye aykırı olarak düzenlenen faturanın akıbetinin buna göre değerlendirilmesi gerekirken bu hususun mahkeme tarafından değerlendirilmemesi hatalı olup, mahkemenin kararının bu sebeple kaldırılması gerektiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmede malın birim fiyatı noktasında da ihtilaf olmayıp yapılacak işin birim fiyatının açıkça belirtildiğini, mahkemenin sözleşmede belirtilen birim fiyatı dikkate almadığını, itirazın iptaline konu faturanın taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı düzenlendiğini, yapılan sözleşmeye ilişkin tanık delillerinin dikkate alınmadığını, mahkemeye taraflar arasında yapılacak işe ilişkin yapılan sözleşmede birim fiyat konusunda anlaşıldığı ve buna ilişkin ilgili sözleşmeyi hazırlayan taraflardan fabrika müdürü …’in tanık olarak dinlenmesini talep etmiş olmalarına rağmen, tanıkları dinlenmediği gibi bu hususta herhangi bir değerlendirme yapmadan hüküm tesis ettiğini, mahkemenin tanıklarını dinlemeden hüküm tesis etmesi eksik araştırma yaptığının açık göstergesi olup kararın bu sebeple kaldırılması gerektiğini, iş bu husus açıkça yasaya aykırı olup kararın bu sebeple kararın kaldırılması gerektiğini, faturalara karşı 8 günlük sürede itiraz edilmediği takdirde faturanın kabul anlamına gelmesi adi karine olup aksi sözleşme ile ispat edilebildiği halde mahkeme tarafından sırf davacının ticari defterlerininin hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, ticari defterlerin sahibi lehine kesin delil oluşturması için şartlar sağlanmadan yerel mahkemenin davacı yanın ticari defterlerini esas alarak karar vermesinin hatalı olduğunu, yasada belirtilen şartları yerine getiren, usulüne uygun ve eksiksiz biçimde tutulan ticari defterlerin uyuşmazlıkların giderilmesi için mahkemeye sunulması halinde sahibine lehe sonuç doğurabilecek deliller olmasının mümkün olduğunu, ancak ticari defterlerin sahibi lehine delil oluşturabilmesi için her iki taraf defterlerini mahkemeye delil olarak bildirmiş ise defterlerin sahibinin lehine delil olarak değerlendirilebilmesi birbirini doğruluyor olmaları gerekeceğini, ancak somut olayda her iki tarafın ticari defterlerinin birbirini doğruladığın, bu kapsamda söz konusu gerekçeli kararda belirtilen Yargıtay kararının somut olaya uygulanamayacağını, ayrıca karşı tarafça iddia olunan birim fiyatın piyasa ortalamasının çok üstünde bir fiyat olduğunun da anlaşılacağını, davacı yanın müvekkili ile iddia ettiği borç tutarı üzerinde mutabık kaldığını ve karşılıklı olarak mutabakat formu imzaladıklarını belirtmişse de, müvekkili firmanın davacı yan ile iddia edilen borç miktarı üzerinde mutabık olmadığını, mutabakat formu üzerindeki imzanın ise hiçbir şekilde müvekkili şirketin yetkililerine ait imza olmadığını, işbu form üzerindeki imzalara açıkça itiraz etmelerine rağmen imza incelemesi yapılmadan ve oluşturulan ara karardan rücu edilmeden hüküm tesis edilmesi hatalı olup kararın bu sebeple de kaldırılması gerektiğini, mahkemenin aynı ara kararda keşif talepleri konusunda da ara karar tesis ettiği halde bu hususta da inceleme ve araştırma yapmadan hüküm tesis ettiğini, iş bu hususun açıkça hukuka aykırı olduğunu, zira taraflar arasında yapılan kumlama işinin 2018 yılındaki bitim fiyatının araştırılmasını talep ettikleri halde bu konuda herhangi bir araştırma yapılmadığını, mahkemece talep ettikleri birim fiyat araştırması yapılmış olsaydı, araştırma neticesinde gelen cevaplar faturanın fahiş miktarda düzenlendiğini kanıtlar nitelikte olacağını, bu araştırmanın yapılmaması ve keşif taleplerinin değerlendirilmemesi sonucu eksik inceleme ile hüküm tesis edildiğini, bu nedenle de kararın kaldırılması gerektiğini, davacının müvekkilinin dikkatsizliğinden faydalanarak çıkar elde etme amacı güttüğünü, 1 Kg kolonu boyama için 65/1000 kg =0.065 TL hizmet bedeli üzerinden anlaşılmış olmasına rağmen anlaşmaya aykırı fatura düzenlediğini, işbu sebeple dosya kapsamında toplanan deliller ışığında mahkeme tarafından verilen kararın kaldırılmasını, açılan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın tümden reddi ile kötü niyetle başlatılan icra takibine karşılık davacının %20′ den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; mahkemenin gerekçeli kararında ayrıntılı olarak belirtildiği ve hukuken tüm delillerin tartışıldığı, taraflarınca sunulan dava dilekçesi, cevaba cevap dilekçesi, bilirkişi raporları dikkate alındığında davalının istinaf taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesi nedeni ile düzenlenen faturalara konu işin birim bedelleri ile faturalardan doğan bakiye cari hesap alacağı için başlatılan icra takibine vaki kısmi itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Davacı, yüklenici; davalı ise iş sahibidir. Taraflar arasında yazılı bir eser sözleşme bulunmamakla birlikte boyama işine ilişkin olarak eser sözleşmesi kurulduğu tarafların kabulündedir. Uyuşmazlık, iş bedeli yönündedir. Davacı eseri eksiksiz ve ayıpsız yaptığını, fatura bedellerinin ödenmediğini iddia etmekte, davalı ise takip ve dava konusu cari hesap dönemine ilişkin faturaların, boyama işinin birim fiyatlarının taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı olarak yüksek miktarda birim fiyatları üzerinden düzenlendiğini, davacının hakettiği iş bedelinin icra dosyasına ödendiğini savunmaktadır.
Eser sözleşmesi karşılıklı edimleri içeren bir iş görme sözleşmesidir. Buradaki yüklenicinin edimi bir eser meydana getirmek, iş sahibinin karşı edimi ise, kendisine teslim edilen eser sebebiyle bedel (ücret) ödemektir. Eser yüklenicinin sanat ve beceriyi gerektiren emek sarfı ile gerçekleştirildiği sonuçtur. Kuşkusuz iş sahibi ısmarladığı eserde belli niteliklerin bulunmasını arzu eder. Meydana getirilen eserin iş sahibinin beklentisini karşılamaması halinde sözleşmedeki yarar dengesi iş sahibi aleyhine bozulur. Bundan dolayı, teslim edilen eserin fen ve sanat kurallarına uygun iş sahibinin beklentilerini karşılar özellikleri taşıması gerekir. Aksi halde, eser ayıplıdır ve yüklenicinin ayıba karşı tekeffül sorumluluğu ortaya çıkar. Eserdeki ayıp, eserde sözleşme ve dürüstlük kurallarına göre olması gereken vasıfla fiilen mevcut olan arasındaki fark demektir. Yüklenicinin ayıba karşı tekeffül borcu ise yüklenicinin eseri teslim borcunun tamamlayıcısı olarak meydana getirdiği eserde ortaya çıkan ayıp ve eksiklikleri üstlenme borcudur.
Davacı yüklenici eser sözleşmesi nedeni ile takibe konu 2018/05 döneminde on iki adet, 2018/06 döneminde bir adet fatura düzenlemiş olup, davalı taraf, davacının düzenlediği faturaların tamamını ticari defterlerine işlemiş ve vergi dairesine BA formu ile bildirimini yapmıştır. Davalı takip dosyasına 15.646,11.-TL ödeme yapmış olup, 28/06/2018 tarihinde de fiyat farkı açıklamalı fatura düzenlemiştir.
Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (TTK 21/2). Süresi içinde itiraz edilmeyerek kesinleşen ve ticari defterlere de işlenen faturadaki alacakla illgili olarak sonradan iade faturası düzenlenmesi, borçtan kurtulmayı sağlayan ve alacağı tartışmalı hale getiren geçerli bir araç değildir. İtiraz süresi geçtikten sonra, iade faturası kesilmesi alacağın varlığını ortadan kaldıran bir sonuç doğurmayacaktır.
Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp sözleşmenin ifası safhasıyla ilgili olduğundan, faturanın sözleşmeyi değiştirir nitelikte olmaması ve sözleşmeye uygun biçimde düzenlenmesi gerekir. Bu nedenle, sözleşmeye aykırı düzenlenmiş faturaya itiraz edilmemesi aleyhe sonuç doğurmaz. Ancak fatura kabul edilerek ticari defterlere işlenmiş ise, faturadaki miktar kadar iş bedeli bulunduğunu iş sahibi kabul etmiş sayılacağından ticari defterlere itibar edilerek iş bedeli miktarı belirlenir. Ticari defterlerin kesin delil olması da bu sonucu gerektirir. Zira, faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. Fatura karşı tarafça ticari defterlerine kayıt edilmiş ise burada delil olan fatura değil ticari defterlerdir. Ticari defterler uyumlu olmadığı için lehe delil değeri bulunmasa dahi, karşı çıkılan faturanın ticari deftere kayıt edilmiş olması halinde ticari defter aleyhe delil oluşturacaktır.
Somut olayda, davacı ile davalı arasında sözlü eser sözleşmesi olduğu tarafların kabulündedir. Davalı yanca eksik yada ayıplı ifa savunması yoktur. Boyama işine dair düzenlenen faturaların iki tarafın da ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, anlaşmazlığın davalı tarafından davacıya kesilen 140.814,99 TL fiyat farkı faturasından kaynaklandığı, bu faturanın Kadıköy 27. Noterliğinin 09/07/2018 tarih ve 11843 yevmiye nolu ihtarnamesi ile davacının itirazına uğradığı, böylece, tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile, faturaların tarafların ticari defterlerine kaydedilmiş olduğu, alacak borç bakiyesinin, davalı tarafça icra dosyasına yapılan ödemenin davacı kayıtlarına tahsil harcı, vekalet ücreti kesintisi yapılarak yansıtılması ve davalının düzenlediği fiyat farkı faturası dışında, 140.814,99.-TL üzerinden birbirini teyit ettiği belirlenmiş olup, davalının iş bedelinin mail yazışmaları ile farklı belirlendiği yönündeki istinafı yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi dosyasında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 07/07/2021 tarih, 2019/979 E – 2021/590 K sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 9.619,07 TL harçtan peşin yatırılan 2.346,00 TL istinaf nispi karar harcının ve 59,30 TL maktu harcın mahsubu ile bakiye 7.213,77 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine’ye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf kararının İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1.b.2 ve 361/1 maddeleri gereğince, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine TEMYİZ yolu açık olmak üzere 25/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

*

Başkan
….
¸e-imzalı
….
Üye
….
¸e-imzalı
….
Üye
….
¸e-imzalı
….
Katip
….
¸e-imzalı

¸Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca E-İMZA ile imzalanmıştır.¸