Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/905 E. 2021/1059 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/905
KARAR NO : 2021/1059
KARAR TARİHİ : 17/11/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 14/08/2017
KARAR TARİHİ : 31/03/2021
NUMARASI : 2017/818 Esas – 2021/266 Karar

DAVACI : …IDA SAN. TİC. LTD. ŞTİ.- Y
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 1- … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 2- … – …-
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye iş bedelinin ve kar kaybı alacağının tahsili

GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/11/2021

Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik, katılma yoluyla istinaf eden davacı vekili, davalı Ay Yapı vekili ve davalı… Eml. vekilince süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin davalı ile arasında ki İzmit Cedit Mah. Kız AİHL okul yapımı işine ait taşeronluk tip sözleşmesi uyarınca, proje kapsamında ki tüm elektrik işlerinin malzeme+ işçilik yapımını üstlendiğini, işin bedelinin 258.500,00-TL+ KDV olarak götürü usulde belirlendiğini, davalının sözleşmeden doğan ödeme yükümlülüklerini süresinde tam ve eksiksiz yerine getirmemiş olduğunu, müvekkilinin finansman sıkıntısı yaşadığını, ayrıca müvekkilinden bağımsız olarak boya işlerinin tamamlanmaması, asma tavan panellerinin müvekkile teslim edilmemesi sebepleri ile müvekkilinin montaj yapamadığını, hali ile işlerinin tesliminde gecikmeler yaşandığını, davalının müvekkilini sözleşmesi yürürlükte iken müvekkilini taahhüdünde olan işleri başka bir taşerona verdiğini, müvekkilinin sözleşmesini fiilen feshettiğini, davalının sözleşmeyi fiilen feshetmesine rağmen müvekkiline gönderdiği 3.5.2016 tarihli yazısı ile, işlerin zamanında bitirilemeyeceğinin anlaşıldığını, müvekkilinin 7 gündür şantiye sahasında olmaması nedeniyle işlerin aksadığını, 2 iş günü içerisinde sahada olunmaması halinde sözleşmenin feshedileceğinin bildirildiğini, müvekkilinin davalıdan toplamda, 135.200,00-TL çek ve nakit toplam ödeme aldığını, bu ödemenin 106.796,00-TL’lik kısmı müvekkili tarafından faturalandığını, müvekkilinin yukarıda ki hesap haricinde şantiyeye sevk edilen malzemeler nedeniyle 17.041,00-TL, asansör bedeli olan 70.000,00-TL’ye mahsuben müvekkilinin 27.500,00-TL ödeme almış olduğunu, bakiye asansör bedeli olarak 42.500,00-TL jeneratör kaynaklı olarak 5.000,00-TL bakiye alacaklarının mevcut olduğunu belirterek, davanın kabulü ile, yargılama, harç ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Ay Yapı vekili cevap dilekçesi ile; taraflar arasında İzmit Cedit Mahallesi Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi inşaatı yapım işimi projesi kapsamında yer alan elektrik işlerine ilişkin taşeronluk sözleşmesinin akdedildiğini, sözleşmeye göre işin teslim tarihinin 01/04/2016 olduğunu, sözleşme akabinde çalışmalarına başlayan davacı firmanın işleri aksattığını, gerekli emek ve özeni gösteremediğini, şantiyede herhangi bir ilerlemenin kaydedilemediğini, müvekkil şirket tarafından 03/05/2016 tarihli bir ihtarname gönderildiğini, keşide edilen ihtarnameye karşın davacı firmanın herhangi bir çalışmada bulunmadığını, bunun üzerine dava iş ortaklığı kalan elektrik işlerinin tamamlanması için … ile 16/05/2016 tarihinde taşeron sözleşmesinin imzalandığını, davacı firmanın taahhüdüne rağmen zamanında teslim edilmeyen işlerin … tarafından tamamlandığını, davacı tarafın dava dilekçesinde ifada temerrüde düştüğünü kabul ettiğini, davacı firmaya yapılan ödemelerin tümünün sözleşme uyarınca hak ediş usulüne göre zamanında ve eksiksiz şekilde yapıldığını belirterek, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Gülsan vekili cevap dilekçesi; taraflar arasında ki taşeronluk sözleşmesi uyarınca davacı tarafın sözleşmeye konu inşaat projesi kapsamında ki tüm elektrik işlerini süresinde ve eksiksiz olarak tamamlayıp teslim etmeyi taahhüt ettiğini, sözleşmeye göre işin teslim tarihi 01/04/2016 olmasına rağmen davacının işleri aksattığını, gerekli emek ve özeni göstermediğini, bunun neticesinde işin zamanında teslim edilmek bir yana, teslim süresini yaklaşık bir ay geçmesine rağmen şantiyede bir ilerleme kaydedilemediğini, müvekkil şirkete 03/05/2016 tarihli ihtarname gönderildiğini, keşide edilen ihtarnameye karşın davacı firmanın herhangi bir çalışmada bulunmadığını, bunu üzerine davalı iş ortaklığının kalan elektrik işlerinin tamamlanması amacıyla … ile 16/05/2016 tarihinde taşeron sözleşmesinin imzalandığını, davacıya yapılan ödemenin dava dilekçesinde iddia edilenin aksine 148.588,58-TL olduğunu, yapılan ödemelerin banka havalesi ile çek yolu ile yapıldığını, davacının müvekkil şirketten herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını belirterek, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “Davanın Kısmen Kabulü Kısmen Reddi ile, 51.149,47-TL’nin 20.06.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı Ay Yapı Nakliyat İzo. Tur. İnş. Mim. San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dosyası kapsamında toplanan delillere göre davacı tarafın, müvekkilimizden alacağı bulunmadığını, öncelikle davacı taraf, dava dilekçesinde ifada temerrüde düştüğünü kabul ettiğini, taraflar arasında vuku bulan hukuki ihtilafın çözümünde öncelikle taraflar arasında akdedilen sözleşmeye başvurulması gerektiğini, işin 2016 yılının dördüncü ayında tamamlanmış olması gerektiğini, ilgili yılda sahayı terk edip faaliyette bulunmayan davacı firmanın, doğal olarak ilerleyen tarihlerde ya da 2017 yılı içerisinde şantiyede faaliyette bulunması beklenemeyeceğini, faaliyet gösterdiği dönemde ve faaliyet gösterdiği işe ilişkin hak ettiği iddia edilen tüm alacaklara ilişkin faturaların o defter yılı içerisinde düzenlenip davalı taraflara tebliğ edilmesi gerekeceğini, davacı tarafın nisan ayı başında işi bırakmasından, 31.12.2016 tarihinde defter yılının bitmesine kadar yaklaşık 8 aylık bir süre bulunduğunu, bu süre zarfında herhangi bir alacak iddiasında bulunmayan, keşide edilen ihtarnameye cevap vermeyen ve dahası ayrı bir fatura düzenleyip kendi ticari defterine dahi kaydetmeyen davacı firmanın samimi bir alacak iddiasında bulunmadığı sabit olduğunu, 2016 yılı içerisinde düzenlenen tüm faturalarına karşın ödemelerin eksiksiz yerine getirildiğinin davacının defter incelemesi neticesinde tespit edilmiş olması sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi hukuka aykırı olduğunu, yukarıda açıklanan sebeplerle öncelikle İstanbul Anadolu 12. İcra Dairesi 2021/9848 E. Sayılı dosyası kapsamında ikame edilen icra takibinin geri bırakılmasına karar verilmesini, Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/818 E. 2021/266 K. Sayılı kararın kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmesini ve yargılama gider ve avukatlık ücretlerinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Gülsan İnş. San. Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; işin 2016 yılının dördüncü ayında tamamlanmış olması gerektiğini, ilgili yılda sahayı terk edip faaliyette bulunmayan davacı firmanın, doğal olarak ilerleyen tarihlerde ya da 2017 yılı içerisinde şantiyede faaliyette bulunması beklenemeyeceğini, faaliyet gösterdiği dönemde ve faaliyet gösterdiği işe ilişkin hak ettiği iddia edilen tüm alacaklara ilişkin faturaların o defter yılı içerisinde düzenlenip davalı taraflara tebliğ edilmesi gerekeceğini, davacı tarafın nisan ayı başında işi bırakmasından, 31.12.2016 tarihinde defter yılının bitmesine kadar yaklaşık 8 aylık bir süre bulunduğunu, bu süre zarfında herhangi bir alacak iddiasında bulunmayan, keşide edilen ihtarnameye cevap vermeyen ve dahası ayrı bir fatura düzenleyip kendi ticari defterine dahi kaydetmeyen davacı firmanın samimi bir alacak iddiasında bulunmadığının sabit olduğunu, 2016 yılı içerisinde düzenlenen tüm faturalarına karşın ödemelerin eksiksiz yerine getirildiğinin davacının defter incelemesi neticesinde tespit edilmiş olması sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi hukuka aykırı olduğunu, yukarıda açıklanan ve mahkemenizin re’sen gözeteceği diğer nedenlerle, öncelikle tehir-i icra talebimizin kabulüne, kararın kaldırılmasına, yapılan fesih haksız olduğu için davanın tümüyle reddine, aksi kanaat hasıl olursa yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine tevdiine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Katılma yoluyla istinaf eden davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; mahkeme gerekçesinde sözleşmenin davalılar tarafından haklı olarak feshedildiği gerekçesiyle yoksun kalınan kar talebimizin kabul edilmediğini ifade etmişse de bu husus hatalı olduğunu, davanın tüm aşamalarında beyan ettiğimiz üzere müvekkilinin sözleşmenin feshinde haklı olduğunu, hak ediş bedellerini düzenli olarak yapmayan ve nihayetinde müvekkili alacaklı iken, müvekkilinin sözleşmesini feshederek başka taşeronla anlaşan davalıların, müvekkilimizin, hak edişi yapılmayan işler ve haksız fesih nedeniyle kar kaybından sorumlu olacağında tereddüt bulunmadığını, malzemelerin satıcısı konumundaki Düzgünler Elektrik Ve Mühendislik San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne, irsaliyeli fatura örnekleri eklenerek, fatura konusu malların hangi adrese teslim edildiğine ilişkin bilgi ve belgelerin celbini talep edilmişse de bu taleplerinin kabul edilmediğini, müvekkile ait şantiyede kalan malzeme bedellerinin de ödenmesine karar verilmesi gerekirken aksi yöndeki mahkeme kararı hatalı olduğunu, yukarıda açıklanan ve Başkanlığınızca resen gözetilecek nedenlerle,

Yoksun kalınan kar ve şantiyede kalan malzeme bedellerinin ödenmesine yönelik istinaf itirazlarımızın kabulü ile davanın tümüyle kabulüne karar verilmesini, davalıların yersiz istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye iş bedelinin ve kar kaybı alacağının tahsili talebine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.
Taraflar arasında İzmit Cedit Mah.Kız AİHL Okul yapım işine ait tüm elektirik işlerinin malzeme ve işçilikleriyle yapımının kararlaştırıldığı, iş bedelinin götürü bedel olmak üzere toplam 258.500,00-TL ve KDV si olduğu, işin teslim tarihinin 01.04.2016 tarihi olduğu, davalı tarafça 03.05.2016 tarihli ihtarname ile iş programının gerisinde kalınması nedeniyle sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiği anlaşılmaktadır.
Götürü bedel eser sözleşmelerinde iş bedelinin eserin eksik ve ayıpları gözetilerek tüm işe göre oranı bulunarak ve bu oran sözleşme bedeline uygulanarak tespit edilip kanıtlanan ödemeler düşülerek hesaplanacağı kabul edilmektedir. Nitekim mahkemece de bu yönteme uyularak inceleme ve değerlendirme yapılmıştır.
Dosya kapsamına göre dava konusu sözleşme davalı iş sahibi tarafından tek taraflı olarak feshedilmiş ise de, davalı, kalan imalatı üçüncü kişiye tamamlattırdığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacı yüklenici, fesih tarihine kadar gerçekleştirdiği imalatın bedelini fesihte kusurlu olup olmamasına bakılmaksızın talep edebileceğinden davalıların bu yöne değinen istinaf başvuruları yerinde değildir.
Mahkemece toplanan deliller ve dosyada yer alan bilirkişi raporlarına göre, davacı yüklenici tarafından gerçekleştirilen fiziki seviyenin %61,414387463 olmakla, gerçekleştirilen fiziki seviyeye göre yüklenicinin hakettiği iş bedelinin 187.406,61-TL olarak kabulü gerekmektedir. Bu bedelden davalı ortaklığın kanıtlanan ödemelerinin düşümü ile davacının bakiye 51.149,47-TL alacağı olduğunun kabulü ile bu bedele hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Öte yandan, dosyadaki delillerden davacı yüklenicinin iş programının gerisinde kalması nedeniyle sözleşmenin feshinde kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Fesihte kusurlu olan taraf müspet zarar kapsamında kar kaybı isteyemeyeceğinden mahkemece bu istemin reddine karar verilmesi de yerindedir. Diğer yandan, dosyada bulunan elektirik malzemelerine ait 4 adet irsaliyeli fatura içerisinde belirtilen armatürlerin idareden getirtilen proje ve mahal listesinde belirtilen armatürlerle aynı cins olduğu ancak bu malzemelerin ikinci taşeron tarafından kullanılıp kullanılmadığı hususu bilirkişilerce tespit edilememiştir. Davacı da sözleşmenin feshi nedeniyle iş sahasını terkettiğinden işinin ehli yüklenici olarak malzemeleri şantiyede bırakması hayatın olağan akışına uygun değildir. Davacı, malzemelerin davalı tarafça alıkonulduğunu ispatlayamadığından mahkemece bu istemin reddine karar verilmesi de yerindedir.
Açıklanan nedenlerle; İlk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekili ve davalı vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1/b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden peşin alınan istinaf karar ve ilam harcından alınması gereken harcın mahsubu ile bakiye harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalılar yönünden alınması gerekli 3.494,02 TL karar ve ilam harcından istinaf aşamasında alınan harcın mahsubu ile bakiye 1.746,21 TL nin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran taraflar üzerinde bırakılmasına,
5-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-İstinaf kararının yerel mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile HMK.362/1-a maddesi uyarınca KESİN olarak 17/11/2021 tarihinde karar verildi.

*

Başkan …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Katip …
¸e-imzalı

¸Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca E-İMZA ile imzalanmıştır.¸