Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/874 E. 2021/653 K. 08.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/874
KARAR NO : 2021/653
KARAR TARİHİ : 08/09/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TALEP TARİHİ : 16/03/2021
KARAR TARİHİ : 02/04/2021
NUMARASI : 2021/88 D.İş (Esas) – 2021/86 D.İş (Karar)

REDDİ HAKİM TALEBİNDE
BULUNAN/DAVALI :… –
KARŞI TARAF/DAVACI BİLAKSİ SINAİ VE TIBBİ GAZLAR İTH. İHR. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
VEKİLİ : Av. …,
DAVA : Hakimin reddi isteminin reddine ilişkin merci kararına itiraz
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/09/2021

Merci tarafından verilen karara karşı davalı … tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla dosya incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davalı … 16.03.2021 tarihli reddi hakim talep dilekçesinde özetle; Mahkemenin 2018/276 Esas sayılı dava dosyasında 03/02/2021 tarihli duruşmasında tefhimle davacıya hukuki ihtar yapılarak gider avansı yatırması konusunda 2 hafta kesin karar verildiği, davacının ise 13/03/2021 tarihinde kesin süreyi geçirdikten sonra gerekli olan parayı yatırdığını, Mahkemeye davacının kesin süreyi kaçırdıktan sonra gider avansını yatırdığını sehven yapılmış işlemin iptal edilmesini talep ettiğini, Mahkeme hakimliğinin ise hukuka aykırı şekilde itirazını reddettiğini, mahkeme hakiminin kendi verdiği kesin süreyi kendi kendine kanunda geçen sürelerin üzerinde uzatmaya çalışmasını veya davacıya bu yolla iltimas gösteriyor gibi bir düşünceler oluşmasına sebebiyet vermesinin vatandaşın adalete olan güveninin azalmasına sebebiyet vereceği gibi, hakimlere duyulan güvenin azalmasına sebebiyet vereceğini ve dolayısı ile hakimliğinde şüpheli hal alacağından dolayı hakimin davadan çekilme talebi sunulmasının zaruret hasıl oluştuğunu, mahkeme hakiminin aksi düşünüyor ise reddi hakim talep etmek zarureti hasıl olduğunu, 4 Şubat 2011 Tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın 120/2 Madde fıkrasının ” Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir.” şeklinde geçtiğini, aynı kanunun 90/1 Madde fıkrasında ise şu şekilde olduğunu “Süreler, kanunda belirtilir veya hâkim tarafından tespit edilir. Kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hâkim kanundaki süreleri artıramaz veya eksiltemez.” şeklinde olduğunu, 6100 Sayılı HMK’nın ret kısmı ile ilgili bölümlerinin ” Hâkimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması hâlinde, taraflardan biri hâkimi reddedebileceği gibi hâkiminde bizzat çekilebileceğini, davacının kesin süreyi kendi eli ile kaçırmış olmasına karşın Mahkeme hakimliğinin hukuka aykırı şekilde kanunda belli olan süreleri uzatmaya çalışmasının açıkça kanuna aykırılık teşkil ettiğini, Hakimin bu şekilde davacıya iltimas göstermesini veya yol göstermesinin hakimlikte şüphe oluşturacak nitelikte bir işlem olduğundan dolayı öncelikle mahkeme hakimini davadan çekilmeye davet ettiğini, mahkeme hakimi davadan çekilmeyi kabul etmez ise hakimin reddini talep ettiğini, bu sebeplerden dolayı davacıya 02/03/2021 tarihinde duruşmada tefhimle ”2 hafta içinde 800,00.-TL gider avansı yatırması konusunda kesin süre verildiğini kesin mehile rağmen bilirkişi gideri yatırılmadığı takdirde bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılarak dosyanın mevcut delildurumuna göre karar verileceğinin davacı tarafa ihtarına (ihtarat yapıldı) kararı verildiğini, davacının 2 ay sonra bilirkişi gideri olan parayı yatırdığını, davacının kesin süreyi kendi eli ile kaçırdığını, Mahkemeye yapmış olduğu itirazlarının sonucu rücu edilmesi talebinin hukuka aykırı şekilde reddedildiğini, hakimin davacının süreyi kaçırdıktan sonra kanunda belli olan süreleri uzatarak davacıya iltimas gösterilmesi veya yol gösterilmesinin hakimi şüpheli hale getireceğinden dolayı öncelikle mahkeme dava dosyasından hakimlikten çekilmeye davet ettiğini, çekilme davetinin kabul edilmez ise dosyanın merci hakimliğine gönderilerek reddi hakim dilekçesinin incelenmesini arz ve talep etmiştir.
Reddi istenilen hakim mütalaasında; Davalı …’in hakimin reddi talepli dilekçesi üzerine dilekçenin davacı vekiline 21/03/2021 tarihinde tebliğ edilmiş olduğunu, davacı vekilinin HMK 38/5 maddesi gereğince bir haftalık süre içerisinde beyanda bulunmadığından dosyanın tarafına tevdi edildiğini, davalı …’in 16.03.2021 tarihli dilekçesi incelendiğinde; davacı tarafa verilen kesin süreden sonra bilirkişi masraflarının yatırılmasına rağmen, talimat yazılarak bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, bu şekilde davacıya iltimas ve yol gösterildiği belirtilerek hakimin reddi yoluna başvurulduğunun anlaşıldığını, HMK’nun 36/1 maddesinde “Hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması” halinde hakimin reddedilebileceğin belirtilmiş olduğunu, aynı maddenin a,b,c,ç ve d fıkralarında sınırlı sayıda olmamak üzere ret sebeplerinin gösterildiğini, eldeki davanın kambiyo senedine özgü başlatılan icra takibine karşı açılan menfi tespit davası olduğunu, Mahkememizin 03/02/2021 tarihli celsesinde davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmek üzere İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmasına karar verildiğini, bunun için davacı tarafa bilirkişi ve talimat masraflarını yatırmak üzere 2 haftalık kesin süre verildiğini ve duruşmanın 05/05/2021 tarihine ertelendiğini, davacı vekili tarafından talimat masrafları ve bilirkişi ücretinin 13/03/2021 tarihinde yatırılmış olduğunu, Mahkememizce 03/02/2021 tarihli celse ara kararı gereğince İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazıldığını, davalı …’in UYAP üzerinden dosyada talimat yazıldığını görmesi üzerine 15/03/2021 tarihli itiraz dilekçesi ile itiraz etmiş olduğunu, Mahkememizce talimat mahkemesine dosya gönderme masraflarının önceden net olarak bilinemediğinden tahmini tutar olarak gösterildiğini, davacı tarafın yargılamayı uzatma amacı taşımadığını ve bir sonraki celseye 2 aylık gibi uzun bir süre varken eksik gider avansını tamamladığını, bu durumda kesin mehilin sonuçlarının uygulanmasının uygun olmayacağı değerlendirilerek, davalı …’in talimat gönderme kararının iptali talebinin reddine karar verildiğini, kaldı ki bilirkişi raporunun kesin delil hükmünde olmayıp Mahkememizce tüm dosya kapsamı ile beraber değerlendirilecek takdiri delil niteliğinde olduğundan; talep edilen reddi hakimin reddi gerektiği yönünde mütalaa da bulunmuştur.
MERCİ KARARININ ÖZETİ:
Hakimin reddi talebini inceleyen mercinin 02/04/2021 tarihli 2021/88 D. İş, 2021/86 D.İş sayılı kararı ile; davacı vekilinin reddi hakim talebinin yasal şartları oluşmadığından HMK’nın 36.maddesi ve devamı maddeleri uyarınca reddine, HMK’nın 42/4 maddesi gereğince davacıya 2.500,00TL disiplin para cezası verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Reddi Hakim talep eden davalı … istinaf dilekçesinde özetle; Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/276 E. sayılı dosyadan dava dosyası hakiminin dava taraflarına karşı ”eşitsiz ve iltimas göstermesi ” gibi davranışları tespit etmem üzerine ilgili hakim hakkında reddi hakim talebinde bulunduğunu, reddi hakim talebim üzerine, merci hakimliği yukarıda sayılı dava dosyasına tefrik edilerek, reddi hakim talebinin incelemeye alındığını, merci hakimliğinin yukarıda sayılı dosyasından verdiği karar ve karara gösterilen gerekçelerin hukuka aykırı olması nedeniyle istinaf edilmesi zarureti hasıl olduğunu, gerekçeli istinaf dilekçesi aşağıda istinaf mahkemesi hakimliğinin takdirlerine arz olunduğunu, Anayasamızda hukuk önünde eşitlik ve adil yargılama ilkesi hakkında ; 2707 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 10. Ve 36. maddesinin ilgili emredici hükümlerini mahkemenin dikkatine sunduğunu, 10. maddesi” Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.” şeklinde geçtiğini, 36. maddesi ”Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.” şeklinde geçtiğini, yargılamadaki hukuka aykırılık halleri : olayda mahkeme hakimliği davacıya duruşma anında kesin süre vermiş olup, davacı bunu kendi eli ile kaçırdığını, davacı aylar sonra kesin süreyi kaçırdıktan sonra gerekli avansı yatırmış ve işlemin yapılmasını mahkemeden talep etmiş olup mahkemecede davacının talebine göre işlemler yaptığını, herne kadar mahkeme itirazlarım üzerine kesin delil değil yok başka gibi kılıf uydursa da buna inanmadığını çünkü hiçbir anlamı olmadığını, bu işlemin boş yere neden masraf içine girildiğini yada usul ekonomisi ilkesi bu şekilde ihlal edildiğine anlamda veremediğini, 6100 sayılı yasada gider avansının eksik olduğu ve yatırılması gerektiği ve aynı yasa da sürelerin ne yapılacağı açık açık belli olduğunu, mahkeme 19/06/2018 tarihli ön inceleme duruşmasının 2. nolu kararında taraflara delilerini sunmaları konusunda 2 hafta süre verdiğini, ön inceleme tutanağını sayın istinaf mahkemesi hakimliğinin takdirine ek -1’de sunduğunu, ön inceleme tutanağına karşı 03/07/2018 tarihinde yasal süresinde delilerimi gösteren dilekçemi mahkemeye sunduğunu, davacı ise delil dilekçesi sunmadığını, delil dilekçemi ek 2’de istinaf mahkemesi hakimliğinin takdirine arz ettiğini, yukarıda belirtildiği üzere yasal süresinde dava dosyasına delilleri sunduğunu ve bunları dosyaya getirilmesi konusunda 05/11/2020 tarihli talep dilekçem ile 06.11.2020 tarihli duruşmada talep ettiğini, mahkeme delilleri sunma süresini geçirdiğimi belirterek 06/11/2020 tarihli duruşmada talebimi ret ettiğini, talep etmiş olduğu delilerde ise ”davacı şirket yetkileri ve davacı vekili hakkında ” yürüyen ceza davası ve soruşturmalar olduğunu, mahkemenin 06.11/2021 tarihli duruşma tutanağını ek 3’te istinaf mahkemesinin takdirlerine arz ettiğini, mahkeme 06/11/2021 tarihli duruşmada ”yasal süreyi geçirdiğim” iddiası ile tarafının talebini ret etmesi ve olayımız ile birebir benzer olan davacının yasal süreyi geçirdiği olayda ise davacının talebini kabul edip yasal süre geçtikten sonra işlemler yapması 2707 sayılı anayasanın 10. ve 36. maddesini açık açık ihlal ettiği ve 6100 sayılı HMK’nın ”hakimliğinin şüpheli hale ”gelmesi sonucu retti hakim oluştuğu ortada iken merci hakimliğinin bunun aksi yönde gelişi güzel karar vermesi ve can hıraç para cezası vermeside hukuka alenen aykırı olduğunu, gerçek bir hakkın ortaya çıkması için verilen bu mücadelede merci hakimlerinin oy birliği ile can hıraç para cezasına mahkum etmeside anlaşılamadığını, merci hakimleride önündeki uyuşmazlığın çözümünde tarafsızlıklarını yitirmiş adeta cezalandırma odaklı vede hatta incelemeden gelişi güzel bir karar vermeside yanlı olduklarının açıkça göstergesi olduğunu, mevcut yasal düzenlemede reddi hakim talebinin kötü niyetli yapıldığı anlaşılır ise 500 ile 5000 TL arasında para cezası uygulanacağı geçtiğini, neye göre belli olduğu anlaşılamayan şüpheli olan bir durum karşısında kendisine mercinin 2500 TL uygulamasının anlaşılamadığını, yukarıda arz ve izah edildiği üzere mahkeme hakimi dava taraflarına eşit şekilde davranmadığı ispatlı olan olayda merci hakimliğinin aksi yönde hukuka aykırı şekilde reddi hakim talebimi ret etmesinin ve neye göre tespit edildiği anlaşılmayan orantısız can hıraç kesilen para cezasının hukuka aykırı olduğundan dolayı istinaf mahkemesinin hukuka aykırı kararları istinaf dilekçesinin kabulüne karar verip bozmasını, yeniden reddi hakim konusunda inceleme yapması için merci hakimliğine dosyanın gönderilmesini yada davanın kabulüne karar verilip usulüne uygun karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hakimin reddi isteminin reddine ilişkin merci kararına itiraz istemine ilişkin olup, mercice hakimin reddini talep eden …’in red isteminin (Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/88-86 D.İş sayılı kararı ile) reddine ilişkin verilen kararlara karşı yukarıda ismi yazılı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamından; hakimin reddi isteminde bulunan …’in davalısı olduğu Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/276 sayılı dosyasında, davalı tarafça 3.2.2021 tarihli celse sonrasında yazılı red nedenleri içeren hakimin reddi talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’nın Hakimin Yasaklılığı ve Reddi ile ilgili düzenlemeler aşağıdaki şekildedir;
“Hâkimin Davaya Bakmaktan Yasaklılığı ve Reddi
Yasaklılık sebepleri
MADDE 34- (1) Hâkim, aşağıdaki hâllerde davaya bakamaz; talep olmasa bile çekinmek zorundadır:
a) Kendisine ait olan veya doğrudan doğruya ya da dolayısıyla ilgili olduğu davada.
b) Aralarında evlilik bağı kalksa bile eşinin davasında.
c) Kendisi veya eşinin altsoy veya üstsoyunun davasında.
ç) Kendisi ile arasında evlatlık bağı bulunanın davasında.
d) Üçüncü derece de dâhil olmak üzere kan veya kendisini oluşturan evlilik bağı kalksa dahi kayın hısımlığı bulunanların davasında.
e) Nişanlısının davasında.
f) İki taraftan birinin vekili, vasisi, kayyımı veya yasal danışmanı sıfatıyla hareket ettiği davada.
Ret sebepleri
MADDE 36- (1) Hâkimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması hâlinde, taraflardan biri hâkimi reddedebileceği gibi hâkim de bizzat çekilebilir. Özellikle aşağıdaki hâllerde, hâkimin reddi sebebinin varlığı kabul edilir:
a) Davada, iki taraftan birine öğüt vermiş ya da yol göstermiş olması.
b) Davada, iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği hâlde görüşünü açıklamış olması.
c) Davada, tanık veya bilirkişi olarak dinlenmiş veya hâkim ya da hakem sıfatıyla hareket etmiş olması.
ç) Davanın, dördüncü derece de dâhil yansoy hısımlarına ait olması.
d) Dava esnasında, iki taraftan birisi ile davası veya aralarında bir düşmanlık bulunması.
Yukarıda yapılan yasal düzenlemelere göre somut dosya ele alındığında; duruşma tutanağına yansıyan red nedeni bulunmadığına, HMK’nın 34. ve 36. maddesinde tanımı yapılan sebeplerin somut dosyada gerçekleşmemiş olmasına, anılan red nedenlerinin kanun yolu incelemesine matuf haller olmasına, davaya bakan hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren bir durumun bulunmadığına, idari para cezasının takdirinde de bir isabetsizlik bulunmadığına ve mercinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın mevcut olmadığının anlaşılmasına göre, istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/88-86 D.İş sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan hakimin reddini talep eden …’in istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
İstinaf eden tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
HMK.nun 359/3 maddesi uyarınca, Dairemiz kararının ilk derece mahkemesince istinaf edene tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK.nun 43/2 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 08/09/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Başkan …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Katip …
¸e-imzalı

¸Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca E-İMZA ile imzalanmıştır.¸