Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/853 E. 2021/1050 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/853
KARAR NO : 2021/1050
KARAR TARİHİ : 17/11/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 19/04/2018
KARAR TARİHİ : 16/04/2021
NUMARASI : 2018/289 Esas – 2021/358 Karar

DAVACI : PİM MÜHENDİSLİK SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … –
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/11/2021

Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/289 E – 2021/358 K sayılı dosyasından verilen 16/04/2021 tarihli karara karşı davacı tarafça istinaf talebinde bulunulması üzerine dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmakla, dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; itiraza konu olan icra takibi borçlusu/davalı şirketin müvekkili şirkete taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan cari borcu bulunduğunu, her ne kadar davalı/borçlu aleyhinde girişilen takibe itiraz etmiş ise de söz konu alacağın müvekkili şirketin cari hesap ekstrelerinde, defter ve kayıtlarında açıkça görüldüğünü, anılan borcun müteaddit şifahi taleplere rağmen ödenmemesi üzerine müvekkili firmanın alacağının icraen tahsilini teminen 23.02.2018 tarihinde davalı şirket aleyhine Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/6055 E. Sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibine girişildiğini, cari hesap alacağı olan 123.804,41 TL’nin talep edildiği işbu takibin davalı şirketin itirazı üzerine durduğunu, müvekkili şirketin esas itibariyle yoğun mühendislik çalışmaları gerektiren işlerde uygulamalar yapan bir tesisat yüklenim firması olduğunu, davalı şirket ile imzalanan 09.07.2015 tarihli sözleşme ile “Dilovası Dökümhane ve Talaşlı İşleme Tesisi Elektro-Mekanik İşler Yapılması İşi”nin müvekkili şirket tarafından üstlenildiğini ve işin tamamlanarak davalıya teslim edildiğini, müvekkili şirketin işin yapılması sırasında gösterdiği özen ve iyi niyetin muhatap şirket tarafından gösterilmediğini, adeta muhatabın fabrikasının mekanik işlerinin müvekkili şirkete finanse ettirildiğini, ancak 2018 yılı Şubat ayına gelindiğinde halen ödemelerin tamamlanmadığını, müvekkili şirket tarafından Kadıköy 27. Noterliği’nin 1895 yevmiye nolu 31.01.2018 tarihli ihtarname ile dava konusu borç ihtar edilmiş ise de davalı şirketçe herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkili şirket tarafından davalı firma aleyhine girişilen icra takibinin davalı şirketin ödemekle yükümlü olduğu borcunu ödememesinden kaynaklı olup, söz konusu icra takibine konu tutardan hariç müvekkilinin davalı ile arasında imzalanan sözleşme kapsamında yapılacak işin ilk etapta finansmanını sağlamak amacı ile Türk Ekonomi Bankası A.Ş.’den yüklü miktarda kredi çektiğini, yüksek tutarlı taksit ödemelerini devam ettiğini, ayrıca müvekkilinin ödemesi gereken çekler mevcut olup davalının ödemelerini zamanında yapmamasından kaynaklanan ciddi bir mali zorluk yaşadığını, tüm bu sebep sonuç ilişkisi içinde munzam zarara yönelik haklarını saklı tuttuklarını, davalı/takip borçlusunun itirazlarının aralarındaki ilişki ile yükümlendikleri edimler ve uygulanacak yaptırımlara ilişkin ayrıntılı düzenlemeler karşısında tümüyle haksız ve yersiz olduğunu, tüm bu nedenlerle müvekkili tarafından sözleşme kaynaklı haklı nedenlerle girişilen icra takibine sırf icra takibini akamete uğratmak, alacağı geciktirmek kötü niyeti ile itiraz eden davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın takip tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faizi ve % 20 icra inkar tazminatı ile davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki hukuki ilişkinin 09.07.2015 tarihli sözleşme ile Dilovası Dökümhane ve Talaşlı İşlemi Tesis Yapım İşi sözleşmesine dayanmakta olup 24.02.2017 tarihi itibariyle yapılan geçici kabul tarihi itibariyle davacı tarafından müvekkiline verilen 1 yıllık garanti süresi bulunduğunu, söz konusu sözleşme kapsamında 17.206.847,69 TL kesin hesap nihai miktarının taraflarca imza altına alındığını, müvekkili şirketin davacıya borçlu olmayıp alacaklı durumda olduğunu, davacının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini zamanında sözleşmeye uygun yapmadığı gibi garanti süresi boyunca müvekkili şirketçe yapılması talep edilen işlerin neredeyse tamamını geçiştirdiğini, garanti süresi bittikten sonra da haksız bir şekilde icra takibinde bulunduğunu, davacının iddia ettiği cari hesaptan müvekkili tarafından gönderilen faturaların işlenmediğini, müvekkilinin davacı edimini yerine getirmediği için yaptığı icra ve arabuluculuk dosya ödemelerinin dikkate alınmadığını, taraflar arasındaki sözleşmeye göre 336 takvim gününe ek 153 gün süre uzatımı ile 30.11.2016 günü teslim edilmesi gerekirken 24.02.2017 tarihinde işin teslim edildiğini, dolayısıyla 86 gün davacı gecikme cezasına muhatap olduğunu, ilgili sözleşmenin günlük 10.000 TL olan gecikme cezası dikkate alındığında 86.000 TL gecikme cezasının davacı yanca müvekkiline ödenmesi gerektiğini, eksik ve hatalı imalatlarla ilgili olarak yapılan tüm taleplerin davacı tarafça geçiştirildiğini, sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkili firmanın cevap dilekçelerinde ayrıntılı olarak sıralanan iş kalemlerinin düzeltilmesi sırasında fabrikasının bazı hatlarını çalıştıramayacak olup bu kapsamda uğrayacağı zarar da göz önüne alındığında davacıdan alacaklı olduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddine, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine, davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine, karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından davalı firma aleyhine girişilen icra takibinin, davalı şirketin ödemekle yükümlü olduğu borcunun ödenmemesinden kaynaklı olduğunu, sözleşme temelli haklı nedenler ile girişilen icra takibine, sırf icra takibini akamete uğratmak, bu yolla alacağı geciktirmek niyeti ile itiraz edildiğini, davalı tarafın haksız ve kötü niyetli iddialarının huzurdaki davada yargılama boyunca devam ettiğini, mahkemece alınan ve mali müşavir bilirkişilerce düzenlenen raporda takip tarihinde taraf şirketlerin yasal defter ve kayıtların müvekkili şirketin alacaklı olduğunun açıkça mütalaa edildiğini, yerel mahkemece gerekçeli kararda ; “….Geçici ve kesin kabullerin yapılmış olması ancak açık ayıplar yönünden sorumluluğu sona erdirir. Eksik işler ve sonradan ortaya çıkan gizli ayıplar yönünden yüklenicinin sorumluluğu zaman aşımı süresinin sonuna kadar devam eder. Değinilen sözleşme hükümlerine göre davalı iş sahibi eksik bırakılan işlerin bedeli ile geçici ve kesin kabulden sonra ortaya çıkan gizli ayıpların giderilme bedelini davacı yükleniciden talep edebilir” şeklindeki değerlendirmesi ve devamında benzer mahiyette Sakarya Bölge Adliye Mahkemesinin 5. Hukuk Dairesinin 08.11.2019 tarih, 2016/644 E. 2019/678 K. Sayılı ilamına atıfta bulunduğunu, yerel mahkemece emsal olarak yer verilen BAM kararına konu somut olayda ihtilafın inşaat sözleşmesinden kaynaklandığını, müvekkilinin yüklendiği işin Elektro- Mekanik tesisat kurulumuna ilişkin olduğunu ileri sürerek; ek ve karşı delil sunma hakları saklı kalmak kaydı ile, istinaf taleplerinin kabulü ile; Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin davanın reddine dair tesis olunan hükmün kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacının gizli ayıp sebebiyle müvekkiline karşı edimini ifa etmediği, gizli ayıptan kaynaklı olarak sözleşmenin bakiye bedelini talep edemeyeceği gibi müvekkil tarafa borçlu olduğu, istinaf taleplerinin haksız ve kötüniyetli olduğu sabit olup davacının istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etme zarureti hasıl olduğunu ileri sürerek; ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Taraflar arasında 09/07/2015 tarihli, 12.375.000,00 TL+ KDV götürü bedelli yazılı eser sözleşmesi akdedilmiş olup, sözleşmenin konusu işin yapılma yeri üzerinde “idari bina, işçi soyunma, bekçi ve kantar binaları, üretim binası, depo binalarının ve dış saha (vaziyet) işleri” yapılma işlerine ait her türlü elektro-mekanik işlerinin imalatıdır. Davacı yüklenici davada, eseri ayıpsız ve tam teslim ettiğini belirterek bakiye iş bedelinin tahsilini talep etmiş, davalı ise, eserde ayıp ve eksik iş ile 3. Kişiye tamamlatılan işler nedeniyle davacıdan alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın reddini savunmuş, Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Taraflar arasında 6098 sayılı BK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisi bulunmakta olup, iş sahibinin borcu iş bedelini ödemek (TBK’nın 479/1.md.), yüklenicinin borcu ise, eseri iş sahibinin amacına uygun, haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmektir (TBK’nın 471/1.). Ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumluluğunun düzenleyen TBK’nın 474. maddesi uyarınca açık ayıplar yönünden iş sahibi imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde, gizli ayıplar yönünden ise, 477/son maddesi uyarınca da, ortaya çıkar çıkmaz gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorunluluğu bulunmaktadır. Ayıbın bildirilmemesi halinde eser kabul edilmiş sayılır.
Sözleşmede garanti şartı bulunması halinde yüklenici garanti süresi içerisinde ihbara gerek olmaksızın çıkacak ayıpları onarmak zorundadır. Taraflar arasındaki 05/05/2017 tarihli kesin hesap açıklama sayfası başlıklı belgeye göre kesin hesap nihai miktarı 17.206.847,69.-TL olarak belirlenip imza altına alınmış ve davacı yüklenicinin aynı tarihli yazısı ile; “Geçici kabul itibari olan 24.02.2017’den itibaren 12 ay süresi boyunca elektrik ve mekanik konularında sözleşme kapsamındaki işler ile ilgili her türlü malzeme ve işçilik hatalarına karşı garantimiz olup, hiç bir nakliye, malzeme, işçilik vs. bedel talep edilmeden, aşağıdaki posta adresimize yazılı olarak veya telefonumuza sözlü olarak veya aşağıdaki e-posta adresimize mesaj olarak bildirilen tarihten itibaren işin aciliyetine göre en kısa sürede ve en geç 30 gün içerisinde müdahale edilerek işverenin kabul edeceği şekilde giderilecektir.” düzenlemesi getirilmiştir. Davacı tarafça imalât ve montaj hatalarına karşı on iki aylık garanti süresi öngörülmüş olup davacının ayıp ihbarının süresinde yapılmadığına yönelik istinafı yerinde görülmemiştir.
Dosyada yer alan sözleşmede işin bitim tarihi olarak 30/06/2016 tarihinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Geçici Kabul Tutanağı başlıklı belgeye göre sözleşmeye göre işin bitim süresinin 30/06/2016 tarihi itibariyle 153 takvim günü süre uzatım verildiği, süre uzatımları dahil işin bitirilmesi gereken tarihin 30/11/2016 olduğu; 12/04/2017 tarihli geçici kabul protokolüne göre de, geçici kabul 24/02/2017 tarihi itibari ile yapılmış olup ufak tefek eksikliklerin iş verene herhangi bir engel zarar ziyan vermeden Nisan 2017 sonuna kadar tamamlanacağı kanaati hasıl olduğundan taraflarca düzenlenerek imza altına alınmıştır. Taraflar arasındaki 05/05/2017 tarihli kesin hesap açıklama sayfası başlıklı belgeye göre kesin hesap nihai miktarı 17.206.847,69.-TL’dir.
Yanlar arasındaki uyuşmazlık kesin kabulden sonra ortaya çıkan gizli ayıplardan davalı yüklenicinin sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise ne miktardan sorumlu olduğu noktasında toplanmaktadır. Yanlar arasındaki sözleşmenin 15.1 maddesinde yüklenicinin üstlenmiş olduğu işi sorumlu bir meslek adamı olarak sözleşme ve ekleri ile fen ve sanat kurallarına uygun şekilde yapmaya mecbur olduğu kararlaştırılmıştır. Geçici ve kesin kabullerin yapılmış olması ancak açık ayıplar yönünden sorumluluğu sona erdirir. Eksik işler ve sonradan ortaya çıkan gizli ayıplar yönünden yüklenicinin sorumluluğu zamanaşımı süresinin sonuna kadar devam eder. Değinilen sözleşme ve protokol hükümlerine göre davalı eksik bırakılan işlerin bedeli ile geçici ve kesin kabulden sonra ortaya çıkan gizli ayıpların giderilme bedeli talep olunabilecektir.
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda söz konusu ayıpların eksik iş ve garanti kapsamında giderilmesi gereken kusurlu işler olduğu, davacı yüklenicinin sözleşme gereği yüklendiği edimlerini fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapılmadığının belirlendiği, eksik ve ayıplı elektrik ve mekanik işlerin toplam bedeli 126.149,46 TL olarak hesap edilmiş, bilirkişi raporundaki oran hesabının maddi hatadan kaynaklandığı gerekçesiyle davacı yüklenici tarafından gerçekleştirilen imalat oranın %99,27 olduğu ve sözleşme ve kesin hesap nihai bedelinin %99,27’sine hak kazandığı, bu kapsamda götürü bedele göre Mahkemece kurulan fiziki oran sonucu (17.206.847,69 TL x %99,27= 17.081.237,70 TL davacı/yüklenicinin hak ettiği bedellerin tamamını tahsil ettiği tarafların incelenen ticari defterlerine göre sabit olduğundan davanın reddine, davacının takip başlatmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından kötü niyet tazminat talebinin reddine dair karar isabetli bulunmuştur.
Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi dosyasında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 16/04/2021 tarih, 2018/289 E – 2021/358 K sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Peşin yatırılan istinaf karar harcı yeterli olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf kararının İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile HMK.362/1-a maddesi uyarınca 17/11/2021 tarihinde oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.

*

Başkan

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Katip

¸e-imzalı

¸Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca E-İMZA ile imzalanmıştır.¸