Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/820 E. 2021/1041 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/820 – 2021/1041
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/820
KARAR NO : 2021/1041
KARAR TARİHİ : 17/11/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 08/11/2018
KARAR TARİHİ : 29/04/2021
NUMARASI : 2018/913 Esas – 2021/394 Karar

DAVACI : MAKİMSAN DANIŞMANLIK PETROL ÜRÜNLERİ İNŞAAT TAAHHÜT TAŞIMACILIK TURİZM TEMİZLİK SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ -..
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : KILIÇ NAKLİYAT HAFRİYAT LOJİSTİK ANTREPOCULUK PETROL VE METAL SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ .
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Ödenmeyen fatura alacağı için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali

KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/11/2021

Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/913 E – 2021/394 K sayılı dosyasından verilen 29/04/2021 tarihli karara karşı taraflarca istinaf talebinde bulunulması üzerine dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmakla, dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 20/10/2015 tarihli sözleşme akdedildiğini, ancak daha sonra tarafların şifahi olarak anlaşması neticesi bu sözleşme geçersiz kılınarak müvekkilinin Lojistik Depo binası, Çelik Konstrüksiyon imalat ve montaj ve altyapı ve temel işi ve Perde duvarları yapımı işini yüklendiğini, sözleşmede bahsedilen diğer işlerin Çatı Kaplama,Yangın tesisatları, mekanik elektrik, saha betonları, trafo binası, ticari bina işleri başkaca taşeron firmalara verilmiş olup başkaca yükleniciler tarafından yapıldığını, bu iş kapsamında müvekkili tarafından faturalar kesilerek davalı firmaya tebliğ edildiğini, bu faturaların bir kısmının ödendiğini, faturalardan ödenmeyen kısım için Kocaeli 3. İcra Müdürlüğü’nün 2016/4054 esas sayılı takip dosyası ile icra takibine konu edildiğini, bu takibe davalı tarafından haksız olarak itiraz edilip takibin durmasına sebebiyet verdiğini, Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde açtıkları itirazın iptali davasının neticelendiğini, mahkemenin 25/04/2017 tarih 2016/26 Esas, 2017/114 Sayılı kararı ile İcra takibinin “Sözleşmenin Gebze’de yapılması, ifa yerinin Gebze olması, davalının ikametgahının Gebze’de bulunması ve yetki sözleşmesi ile Gebze İcra Dairelerinin yetkili kılınması karşısında, somut olayda Kocaeli İcra Dairelerinin yetkisi bulunmamakta olup Gebze İcra Daireleri yetkili bulunduğunu, davacının icra takibini Gebze İcra Dairesinde yapması gerekirken yetkisiz Kocaeli İcra Dairesinde yaptığı gerekçesiyle, icra takibi yetkisiz icra dairesinde yapıldığından davacının davasının usulden reddine,” karar verildiğini, söz konu karar taraflarınca istinaf edilmesi sonucu “İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nin 19/06/2018 tarih 2017/989 Esas, 2018/810 Karar sayılı kararı ile istemlerinin esastan reddine karar verilmesiyle hükmün kesinleştiğini, bunun üzerine icra takibinin yetkili Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/49328 Esasına kaydedilerek davalı – borçluya ödeme emrinin çıkartıldığını, davalı borçlunun bu ödeme emrine haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz etmek suretiyle, takibin durmasına sebebiyet verdiğini, yapılan icra takibinde cari hesap açıklaması yapılmış olup ödenen ve ödenmeyen kısımların takip talebinde ve ödeme emrinde açıkça gösterildiğini, yine müvekkili ile davalı firma arasındaki ilişkinin iki adet tespit raporuna konu olduğunu, müvekkilinin yapmış olduğu imalat ile ilgili olarak Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/147 D. İş sayılı dosyası ile müvekkili tarafından davalı aleyhine tespit yapıldığını ve 1.801.043,60 TL tutarında alacak çıkartıldığını, bu kalem alacaklara süresi içersinde taraflarınca gerekçeleri belirtilmek suretiyle itiraz edildiğini, yine davalı tarafından müvekkili aleyhine yaptırılan 2016/151 D.İş sayılı tespit dosyasında ise bilirkişiler tarafından işin %95 oranında bittiğine ilişkin rapor verildiğini, ikame ettikleri davanın yalnızca icra takibine konu fatura alacağına ilişkin dava olduğunu, yine müvekkili tarafından bu faturalardan sonrada hak ediş tanzim edilmiş olup bu hak edişin davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak imzalanmadığını, müvekkilinin hali hazırda icra takibine konu alacak dışında başkaca alacakları olup bu alacakların başka davalara konu edileceğini, bu sebeple davalının Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/49328 Esas sayılı dosyasına yaptığı 22/10/2018 tarihli itirazın iptaline, davalının % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili firma ile davacı taraf arasında 20.10.2015 tarihli olarak akdedilen “Emanet Usulü İnşaat Yapım Taahhüt Sözleşmesi” gereğince müvekkilinin maliki bulunduğu tapunun Kocaeli ili, Dilovası İlçesi, Çerkeşli Mahallesi, 8 ada, 15 nolu parsel üzerine inşa edilecek depo, yönetim binası ve sosyal alanlara ilişkin işçilik hizmetlerinin yerine getirilmesinin davacı firma tarafından üstlenildiğini, davacı vekillerince işbu davada sadece kestiklerini ifade ettikleri faturalara dayanılmak suretiyle alacak talebinde bulunulduğunu, halbuki durumu bu şekilde özetlemenin mümkün olmadığını, davacı firma ile ilgili cari hesapların müvekkili nezdinde iki ayrı hesaptan takip edilmekte olup ekstrelerden de görüleceği üzere davacı firmanın 120. kodlu cari hesaptan kaynaklanan borcunun 410.017,64 TL, 320. kodlu cari hesaptan kaynaklanan alacağının 255.041,31 TL olduğunu, mahsuplaşma yapıldığında müvekkili firmanın 154.976,33 TL alacaklı olduğunun görüleceğini, ayrıca davacı şirketin hakim hissedarı bulunan…’in müvekkili firmanın maliki bulunduğu… plakalı aracı satın almasından kaynaklı cari hesap borcunun da 100.000,00 TL olduğunu, şu halde davacının alacaklı değil bilakis borçlu olduğunu, işbu davanın dayanaktan yoksun olduğu gözetilerek reddedilmesi gerektiğini, diğer taraftan davacı firma tarafından yapılması üstlenilen işlerin tam ve zamanında yapılmaması, yapılan işlerin kısmen hatalı olarak yapılması nedeniyle düzeltmek için ekstra masraflar yapılması gerektiğini, özellikle işin bitirilmesi planlanan sürede yapılmadığı gibi davacı firmanın da bilgisi dahilinde olduğu üzere depo ile ilgili inşaatın başlamasının ardından düzenlenen kira sözleşmesindeki müvekkili firmaya teslim taahhüt tarihinin ötelenmesi nedeniyle müvekkili firmaya gecikme cezası terettüp edileceğini, dolayısıyla ortaya çıkacak bu kabil gecikme cezalarının da davacıdan talep edileceğini, bu sebeple haksız ve hukuka aykırı olarak suiniyetle açılmış olan davanın reddine, davacının haksız takibatı nedeniyle % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, davalı borçlunun Gebze 4.İcra Müdürlüğü’nün 2018/49328 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 245.303,51.-TL asıl alacak yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, hüküm altına alınan asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Dava konusu alacak likit olmadığından, davanın kabul edilen kısmı yönünden davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine,
3-Davacının takip yapmakta kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden, reddedilen kısım yönünden davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine, karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/913 E – 2021/394 K sayılı kararının reddedilen kısmı usul ve yasaya aykırı olmakla reddedilen kısma yönelik istinaf talebinde bulunduklarını, müvekkilinin davalı borçluya eser sözleşmesi kapsamında imalatlar yaptığını ve hakedişler düzenlenerek faturaların usulüne uygun olarak kesilerek davalı tarafa tebliğ edildiğini, bu imalatlar kapsamında müvekkilinin alacağının yalnızca bu faturalar ile sınırlı olmayıp hakediş düzenlenmeyen ve fatura kesilmeyen alacakları için imalata dayalı olarak ayrıca bir dava ikame ettiklerini, dosya kapsamında müvekkilinin imalatları yaptığı ve hakediş düzenlemeleri karşılığı faturalarını usulüne uygun olarak keserek tebliğ ettiğinin görüldüğünü, mahkemenin gerekçeli kararı “132.655,95 TL ortak hesabından aktarılan tutar düşüldüğünde” diyerek alacaklarından bu miktarı düşerek hesaplama yaptığını, bu miktarı düşmesinin hiç bir yasal dayanağı bulunmadığını, alacaklarının bu miktar düşülmeden kabulüne karar verilmesi gerekirken bu miktar düşülerek bu miktar üzerinden red kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek; açıklanan ve re’sen gözetilecek nedenlerle Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/913 E – 2021/394 K sayılı davanın reddedilen kısma ilişkin hükmün kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kararının usul ve yasaya aykırı olmakla karara karşı istinaf talebinde bulunduklarını, mahkeme tarafından bilirkişi raporuna yaptıkları itirazlar dikkate alınmaksızın hüküm kurulduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını, davalı şirket defter kayıtlarında bulunmayan dava konusu 134.663,40 TL tutarlı faturaya ilişkin itirazları göz ardı edilerek karar verildiğini, davacı Makimsan San. Pet. Ür. Taah. Taş. Tur. Tem. San. Ve Tic. Ltd. Şti. tarafından müvekkili şirkete kesilmiş olan 01/04/2016 tarihli 134.663,40 TL’lik faturanın hükme esas alınmasını kesinlikle kabul etmediklerini, yargılama aşamasında da defaatle belirttikleri üzere, 134.663,40 TL ve 29933 nolu faturanın tek taraflı olarak davacı tarafça düzenlendiğini, müvekkilinin defter kayıtlarında bulunmayan 01/04/2016 tarih ve 29933 nolu 134.663,41 TL miktarlı faturanın, Gebze 11.Noterliğinden 20/04/2016 tarih ve 09099 yevmiye no ile keşide edilen ihtarname ile iade edildiğini, zira işbu faturanın fatura edilebilir bir hakediş olmaksızın kesildiğini, bu sebeple müvekkili defterlerinde kayda alınmadığını, fatura konusu yapılacak bir hizmetin müvekkili şirket tarafından alınmadığını, hukuki bir neden olmaksızın cari hesap ekstresine yazılmasının alacağı doğurmayacağının da izahtan vareste olduğunu, davacı tarafça işbu davada sadece kestiklerini ifade ettikleri faturalara dayanılmak suretiyle alacak talebinde bulunulduğunu, halbuki durumu bu şekilde özetlenin mümkün olmadığını, davacı firma ile ilgili cari hesapların müvekkili nezdinde iki ayrı hesaptan takip edildiğini, müvekkilu defter kayıtlarına göre müvekkili şirketin davacıdan açıkça alacaklı olduğunun anlaşıldığını, taraflar arasında mutabık kalınmış bir fiyat değerlemesi var iken taraflar arasındaki mutabakatlara aykırı olarak belirlenmiş ve hesaplanmış inşaat – imalat değerinin kabul edilmesinin mümkün olmadığını, mutabık kalınan bedel ve daha önceki faturaların değerlendirilmesi ile hesaplama yapılması gerekirken Bayındırlık birim fiyatları üzerinden değerleme yapılmasını kabul etmediklerini, bu şekilde yapılmış olan bir hesaplamanın tüm alacak – borç durumunu değiştirdiğini ve hakkaniyete aykırı bir durum ortaya çıkardığını, gerçeğin ortaya çıkarılması bir yana haklı ve alacaklı olan müvekkili şirketi mağdur eden ve borçlu konuma sokan bu karar usul ve yasaya aykırı olup istinaf taleplerinin kabulü ile kararın ortadan kaldırılması ve gerekirse yeniden bir bilirkişi incelemesi yapılması sureti ile yeniden hüküm kurulması gerektiğini, davacı defter kayıtlarının kapanış tasdikleri yapılmadığından delil kudretine sahip olmadığını, bu nedenle hükme esas alınmaması gerekirken usul ve yasaya aykırı bir şekilde alındığını, taraflar arasında karşılıklı edimleri içeren ticari ilişkiler bulunup bu hesaptan karşılıklı olarak kesilen faturalar ve yapılan ödemeler cari hesabın başladığı tarihten itibaren değerlendirilmek suretiyle alacak borç ilişkisinin değerlendirilmesi ve cari hesabın son durumuna göre hangi tarafın ne kadar alacaklı olduğunun belirlenmesi gerekirken bu hususta araştırma inceleme yapılmadan verilen hukuka aykırı karara karşı istinaf kanun yoluna başvurma zarureti hasıl olduğunu, açıklanan ve sunulan nedenlerle; davacı tarafça ikame edilmiş haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar veirlmesi gerekirken kabulüne karar veirlmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek; açıklanan ve re’sen gözetilecek hususlar da dikkate alınarak, öncelikle tehir-i icra kararı verilmesini, istinaf başvurularının kabulü ile, yerel mahkeme kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasını ve müvekkili şirket aleyhine açılmış olan hukuki dayanaktan yoksun, haksız ve kötü niyetli davanın ve davacı taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesine dayalı bakiye iş bedeli nedeniyle ödenmeyen fatura alacağı için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı husus olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.
Davacı; yapılan anlaşma gereği davalının taşınmazına, Lojistik depo binası, çelik konstrüksiyon imalat ve montaj ve altyapı, temel işi ve perde duvarları yapım işini üstlendiği, edimlerini ifa edip işi teslim ettiğini, bu iş kapsamında faturalar kesilerek davalıya tebliğ edildiği, faturalardan ödenmeyen kısım için Kocaeli 3. İcra Müdürlüğünün 2016/4054 esas sayılı takip dosyasına konu edildiği, davalı adına iş bedeli olarak Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/147 D.iş sayılı tespit dosyasında 1.801.043,60 TL belirlendiği, davalı yanca bakiye 399.704,73 TL asıl alacağı takibe konu yaptığı, davalı yanca icra takbine yapılan itirazın iptalini talep etmiş, davalı; davacı ile 20/10/2015 tarihli olarak akdedilen “Emanet Usulü İnşaat Yapım Taahhüt Sözleşmesi” gereğince müvekkilinin maliki bulunduğu tapunun Kocaeli ili, Dilovası İlçesi, Çerkeşli Mahallesi, 8 ada, 15 nolu parsel üzerine inşa edilecek depo, yönetim binası ve sosyal alanlara ilişkin işçilik hizmetlerinin yerine getirilmesinin davacı firma tarafından üstlenildiğini, davacı ile aralarında yürüyen 120 ve 320. Kodlu iki ayrı cari hesabın bulunduğu, mahsuplaşma yapıldığında davalının alacaklı olduğunun görüleceğini, ayrıca davacı şirketin hissedarı Ece Bağrışen’in müvekkili firmanın maliki bulunduğu… plakalı aracı satın almasından kaynaklı cari hesap borcunun da 100.000,00 TL olduğunu, davacı firma tarafından yapılması üstlenilen işlerin tam ve zamanında yapılmaması, yapılan işlerin kısmen hatalı olarak yapılması nedeniyle düzeltmek için ekstra masraflar yapılması gerektiğini, özellikle işin bitirilmesi planlanan sürede yapılmadığı gibi davacı firmanın da bilgisi dahilinde olduğu üzere depo ile ilgili inşaatın başlamasının ardından düzenlenen kira sözleşmesindeki müvekkili firmaya teslim taahhüt tarihinin ötelenmesi nedeniyle müvekkili firmaya gecikme cezası terettüp edileceğini, dolayısıyla ortaya çıkacak bu kabil gecikme cezalarının da davacıdan talep edileceğini beyan ederek davanın reddini savunmuş, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı taraf vekillerinin istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/49328 Esas sayılı icra dosyası ile, davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine, 8 adet faturaya dayalı toplam 405.019,58.-TL ( 399.704,73 TL asıl alacak olmak üzere) alacak için ilamsız takip yolu ile icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya tebliği üzerine davalı vekilinin süresinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nce itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.

Taraflar arasında “emanet usulü inşaat yapım taahhüt ” işine ilişkin 20/10/2015 tarihli yazılı sözleşmenin tarafların sözlü anlaşması neticesinde geçersiz kılınarak taraflar arasında depo, yönetim binası ve sosyal alanlara ilişkin işçilik hizmeti yapım işinin kararlaştırıldığı tarafların kabulündedir. Taraflar arasında anılan işe dair yazılı bir sözleşme bulunmamakta olup işin bedeli de çekişmelidir. Eser sözleşmesi ilişkisinin varlığı sabit olmakla bedelin kararlaştırılmamış olması veya bedelde anlaşılamaması halinde 6098 sayılı TBK’nın 481. maddesi hükmü gereğince, iş bedelinin yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre hesaplanması gerekmektedir. Mahalli piyasa rayiçleri içerisinde, KDV ve yüklenici kârı bulunacağından, bunların ayrıca eklenmesi mümkün değildir. Somut dosyada da iki tarafça yaptırılan Mahkemenin 2016/147 ve 151 D.İş dosyaları ile %95 oranında işin tamamlandığı ve davacı tarafından yapılan işin bedeli Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 2016 yılı birim fiyatlarına göre 1.801.043,60 TL olarak tespiti yapılmış, mahkemece yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu ile, tespit dosyasında birim fiyat ile belirlenen iş bedelinin, 2016 rayiçlerini yansıttığı, bu yönteme göre işin yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre gerçekleştirilen imalat bedeli 1.801.043,60 olarak tespit edilmiştir.
Davalı defterlerine kaydedilen 7 adet fatura ile ilgili TTK 21/2. Maddesi uyarınca 8 gün içerisinde itirazda bulunmadığından söz konusu fatura içeriği ve bedellerinin kesinleştiğinin kabulü gerekmektedir. Takibe konu 134.663,40 TlL bedelli faturanın davalının defterlerine işli olduğu veya tebliğ olunduğu kanıtlanamadığından söz konusu faturanın içeriği ve bedeli çekişmeli hale gelmiştir. Bu nedenle mahkemece taraflar arasındaki sözlü anlaşma gereği hakedilen iş bedelinin belirlenmesi yönünde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması yerinde olduğu gibi ihtilaflı olan takip konusu faturanın da yapılan işle ilgili olduğu dosya kapsamından anlaşılmakla davalının bu yöndeki istinafı yerinde görülmemiştir.Davacı şirket defter kayıtlarında bulunan ve nereden kaynaklandığı anlaşılamayan 132.665,92 TL bedelli fatura yönünden ise davacının istinafının buna hasredildiği, hakediş ve faturalandırılmayan imalatlar için ayrı bir dava ikame edildiğinin bildirilmesi karşısında ve davanın faturaya dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali davası olması itibariyle davaya ve takibe konu olmayan ve davacının ticari defterinde önce alacak sonra borç olarak gösterilen bu miktarın hesaba katılmamasında bir isabetsizlek bulunmamaktadır. Davacı şirket ortağının araç satışından dolayı davalıya borçlu olduğu iddia edilen 100.000,00.-TL’nin davacı şirket alacağından mahsup edilemeyeceği, netice olarak davacının davalıdan 245.303,51.-TL asıl alacağı bulunduğu, davacının davasını bu miktar için ispat ettiği, bu miktarı aşan kısım için ispat edemediğinden davanın kısmen kabulü ile, davalı borçlunun Gebze 4.İcra Müdürlüğü’nün 2018/49328 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 245.303,51.-TL asıl alacak yönünden iptaline dair kararı yerindedir.
Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi dosyasında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurularının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 29/04/2021 tarih, 2018/913 E – 2021/394 K sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcı yeterli olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalının istinaf talebi reddedildiğinden alınması gereken 16.756,68 TL harçtan, peşin yatırılan 4.189,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 12.567,38 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, (harç tahsil müzekkeresinin temyize tabi dosyalarda Dairemizce, temyize tabi olmayan (kesin karar) dosyalarda ilk derece mahkemesince ilgili vergi dairesine yazı yazılmak sureti ile yerine getirilmesine,)
4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1.b.2 ve 361/1 maddeleri gereğince, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine TEMYİZ yolu açık olmak üzere 17/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

*
..
Başkan

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Katip

¸e-imzalı
¸Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca E-İMZA ile imzalanmıştır.¸