Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/779 E. 2021/1035 K. 12.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/779 – 2021/1035
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/779
KARAR NO : 2021/1035
KARAR TARİHİ : 12/11/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP :…

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2 . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 20/03/2019
KARAR TARİHİ : 17/07/2020
NUMARASI : 2019/112 Esas – 2020/285 Karar

DAVACI : KAÇKAR ÇELİK TAAHHÜT VE MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ. ..
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : YILDIZ ENTEGRE AĞAÇ SANAYİ VE TİCARET A.Ş. .
VEKİLİ : Av. ….
DAVANIN KONUSU :Fatura alacağından Kaynaklı İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/10/2021

Kocaeli 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/112 E – 2020/285 K sayılı dosyasından verilen 17/07/2020 tarihli karara karşı istinaf talebinde bulunulması ile dosyanın Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesine gönderildiği, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesinin 7. Hukuk Dairesinin 09/07/2021 tarih, 2020/1814 Esas, 2021/1289 Karar sayılı kararı ile inceleme görevinin 5. Hukuk Dairesi olduğu gerekçesiyle dosyanın Dairemize gönderilmesi üzerine dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin farklı hizmet alanlarında taşeronluk yaptığını, davalının iş kollarından birininde bobin üretmek olup, müvekkil ile Bobin Paketleme Hizmet Sözleşmesi adlı sözleşmeyi imzaladıklarını, söz konusu sözleşme …’nin Durhasan Mah. Ağılaltı Çobanpınar Mevki Alikahya OSB İzmit/KOCAELİ adresindeki tesisinde Bobin Paketleme Hizmetinin ve bu hizmet kapsamında montaj/demontaj vb hizmetlerinin söz konusu sözleşme ve eki lan Paketleme Şartnamesine uygun olarak müvekkil tarafından yerine getirilmesi ile ilgili olduğunu, müvekkil şirket gerekli belgeleri ve 31/12/2018 tarihli faturayı davalıya ibraz etmesine ve söz konusu faturaya davalı tarafından herhangi bir itiraz olmamasına rağmen davalı yan fatura bedeli olan 117.070,00 TL’yi ödemekten kaçındığını, bu husus üzerine Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2019/10641 Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibine başlandığını, ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiğini, davalının haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini belirterek, davanın kabulü ile, borçlunun icra takibine yaptığı itirazın kabulüne, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın reddi gerektiğini, davalı, müvekkil şirkete teslim etmesi gereken belgeleri teslim etmediği gibi bazı sahte belgeler verdiğinin tespit edildiği, sözleşmede müvekkil şirkete sayılan tüm belgelerin müvekkil şirkete ibraz edilene kadar müvekkil şirketin hak edişi tutma hak ve yetkisi olduğunun sözleşmede açıkça düzenlendiğini, taraflar arasında 30/04/2018 tarihli Bobin Paketleme Hizmet Sözleşmesi imzalandığını, alacaklı tarafın sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkil şirketin de sözleşmeden doğan haklarını kullanmak zorunda kaldığını, dolayısıyla işçilerin haklarını alıp almadığının kesin bir biçimde belli olmadığını, müvekkil şirketin de hem kendi menfaatlerini hem de işçilerin menfaatlerini korumak adına takip konusu miktarı sözleşme gereği tuttuğunu, davacı çalıştırdığı işçilerin imzalı bordroları, puantaj kayıtları, ibranameleri olmak üzere birçok belgeyi eksik teslim ettiğini ya da hiç teslim etmediğini, davacı tarafın sunmuş olduğu bir kısım bordrolardaki imzaların da çalışanlarına ait olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “davanın kabulü ile, Davalının Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü 2019/10641 esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin toplam 117.070,00 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle devamına, Hüküm altına alınan 117.070,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen karar eksik inceleme ve delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülerek verilmiş olup, usul ve yasalara aykırı olup, kaldırılması gerektiğini, öncelikle yerel mahkemece itirazların değerlendirilmediğini, bilirkişi raporuna yapılan esaslı itirazlar ve taleplerin değerlendirilemeyerek, rapor doğrultusunda karar verme cihetine gidildiğini, oysaki cevap dilekçesinde ayrıntılı olarak itiraz edildiği üzere, davacı ile müvekkil şirket arasında imzalanan 30.04.2018 tarihli “bobin paketleme hizmet sözleşmesi” gereğince müvekkil şirkete teslim edilmesi gereken belgeler teslim edilmediği gibi bazı sahte belgeler verildiği tespit edilmiş ve müvekkil şirket sözleşmeden kaynaklı hakkını kullanarak hak ediş tutma hakkını kullandığını, ancak yargılanma aşamasında karara esas alınan bilirkişi raporunda “evraklardaki sahtelik iddiası” değerlendirilmemiş ve davacı firmanın sgk borcu olmadığı tespit edilmiştir. oysaki bilirkişi raporuna itiraz dilekçemizde ayrıntılı olarak itiraz eedildiği üzere, işçilik alacakları hesaplanırken sadece kıdem ihbar tazminatları üzerinde durulmuş, 4857 sayılı iş kanununun ek 3 maddesi gereği işçinin 5 yıllık zamanaşımı içerisinde de dava açılabileceği ihtimali üzerinde hiç durulmadığını, ayrıca karara esas alınan bilirkişi raporunun 20. sayfasında “imzaların benzeşmediği” tespit edilmiş olup, tarafımızca bu hususta sahtecilik incelemesi yapılması talep edilmiş ise de, yerel mahkemece yeniden rapor alınması talebimiz reddedilerek, eksik inceleme yapılarak , iddialarımız araştırılmaksızın karar verildiğini, yerel mahkemece taraflar arasında imzalanan 30.04.2018 tarihli “Bobin Paketleme Hizmet Sözleşmesi” yeterince incelenmemiş olup, yargılama aşamasında taraflar arasındaki alacak – borç ilişkisi üzerinde durulduğunu, oysa ki ihtilaf konusu müvekkil şirketin sözleşme gereği hak ediş tutma hakkının hukuka uygun olup olmadığının tespiti olduğunu, yerel mahkemece değerlendirme hatalı yapılmış olup, bu hususta iddiaların yeterince araştırılmadığını, son olarak, yerel mahkemece müvekkil şirketin davaya konu 117.070,00 tl’lik faturaya TTK 21/2 uyarınca itiraz etmemiş olduğu değerlendirilmiş ise de, müvekkil şirkete teslim edilmesi gereken belgeler teslim edilmediği gibi bazı sahte belgeler verildiği tespit edilmiş ve müvekkil şirket sözleşmeden kaynaklı hakkını kullanarak hak ediş tutma hakkını kullanmış ve bu beyanını davacı tarafa bildirdiğini, bu bakımdan, olayda T.T.K.21/2 uyarınca faturaya itiraz edilmemiştir şeklinde değerlendirme yapılması hukuka ve taraflar arasındaki sözleşme ile ticari teamüllere aykırı olup, bu yönden de yerel mahkemece yapılan değerlendirme hatalı olduğunu, ayrıca müvekkil şirketin kötü niyetli olduğu ispatlamamış olmasına rağmen, gerekçede bu konuda bir değerlendirme yapılmaksızın yerel mahkemece hükmedilen icra inkar tazminatı da hukuka aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle, yukarıda açıkladığımız gerekçelerle, usul ve yasalara aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, yukarıda açıklanan ve re’sen nazara alınacak nedenlerle işbu gerekçeli istinaf dilekçesinin kabulü ile yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına, incelemenin tehir-i icra talepli olarak ele alınmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; fatura alacağından kaynaklı itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, davanın kabulü ile, davalının Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü 2019/10641 esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin toplam 117.070,00 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle devamına, hüküm altına alınan 117.070,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.
Taraflar arasında “ Bobin Paketleme Hizmeti”ne ilişkin sözleşme ilişkisi kurulduğu, davacı tarafça takibe konu fatura düzenlenerek sözkonusu fatura kapsamında bakiye alacakla ilgili eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır.
Kocaeli 8. İcra Dairesine 2019/10641 E sayılı takip dosyasında; davacı tarafça davalı aleyhine 31.12.2018 tarihli 07.01.2019 vade tarihli 119.071,42-TL tutarlı faturadan kaynaklı 119.071,42-TL asıl alcak,2.001,42-TL faiz olmak üzere toplam 119.071,42-TL için ilamsız takip yapılmış olduğu, davalının borca, davalının taraflar arasındaki 30.04.2018 tarihli sözleşmenin 4.3. maddesi uyarınca sözü edilen belgelerin ibraz edilmemesi durumunda hak ediş ödemesinin belgeler tamamlanıncaya kadar tutalacağından, hem kendini hem işçilerin menfaatlerini korumak adına sözleşme gereği ödemediğini beyan ederek borca ve tüm ferilerine itiraz ettiği görülmüştür.
6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi hükmünde bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmazsa faturanın içeriğini kabul etmiş sayılacağı düzenlenmiştir.
Davacı tarafın defterlerinin incelenmesine ilişkin 20.07.2019 tarihli bilirkişi raporunda, davacının defterlerinin usulüne uygun tutulduğunun, davalıya bobin paketleme hizmet bedeli olarak 117.070,00-TL tutarlı fatura nedeni ile alacaklı olduğunun tespit edildiği mütalaa edilmiştir.
Davalı tarafın defterlerinin incelenmesine ilişkin 01.06.2020 tarihli bilirkişi raporunda, davalı tarafın defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davalının icra takip tarihinde davacı tarafa 117.070,00-TL tutarlı fatura nedeni ile borçlu olduğu, faturanın taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak düzenlendiği, davalı tarafın faturayı kabul etmediğine yönelik bir itirazı olmadığı, 8 adet fatura düzenlendiği bunlardan 7 tanesinin davalı tarafça ödendiği, bu faturanın ödenmemiş olduğu, davacının Sgk ve Vergi riski bulunmadığının tespit edildiği mütalaa edilmiştir.
Eldeki davada, hükme esas alınan bilirkişi raporlarına göre davalının defter kayıtlarında takibe konu borç miktarı kadar davalının borçlu olduğu tespiti yapılmış olmasına göre dava ve takibe konu faturaların davalının defter ve kayıtlarına işlendiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla anılan faturaya davalı tarafça 8 gün içerisinde itiraz edildiği ileri sürülüp ispat edilmediğinden içerikleri kesinleştiğinin kabulü zorunludur.
Açıklanan nedenlerle; taraflar arasında Bobin paketleme hizmet sözleşmesinin bulunduğu, davacı tarafından sözleşme kapsamında düzenlenen 7 adet faturanın davalı tarafça ödendiği, takip konusu olan faturanın defterlerine kaydedilmesine rağmen ödenmediği, icra takibinin ekinde yer alan 119.071,42-TL tutarlı 31.12.2018 tarihli B-171612 numaralı faturanın ödenmediğinin davalının kabulünde olduğu, dosya kapsamından davalı tarafın savunmaları kapsamından yapılan değerlendirme ve alınan denetime elverişli bilirkişi raporunda, tarafların defterlerinin incelenmesi sonucunda, taraf defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, delil olma özelliğine sahip olduğu, birbilerini doğruladığı, davacının defter kayıtlarına göre davalıdan takip tarihi itibari ile 117.070,00-TL alacaklı olduğu, davalının defter kayıtlarına göre davalının icra takip tarihinde davacı tarafa 117.070,00-TL tutarlı fatura nedeni ile borçlu olduğu, davalı tarafından düzenlenmiş herhangi bir iade faturası da bulunmadığı, davalının taraflara arasındaki 30.04.2018 tarihli sözleşmenin 4.3. maddesi uyarınca sözü edilen belgelerin ibraz edilmemesi, davacının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğinden şirketin ve işçilerin menfaatini korumak, davacının işçilere ödeme yapıp yapmadığı, yaptığı işten kaynaklı Sgk ve vergi borçlarının ödeyip ödemediğinin belli olmadığı, bordrodaki imzaların çalışanlara ait olmaması nedeni ile hak edişi ödemediklerini savunmasına ilişkin davacı tarafından sözleşmenin 4.3 maddesine göre teslim edilmesi gereken belgelerin davalıya teslim edildiğine ilişkin herhangi bir belge olmadığı, ancak dosya içinde bulunan evraklardan taraflar arasındaki 30.04.2018 tarihli sözleşmenin 4.3. maddesi uyarınca sözü edilen belgeler incelendiğinde davacı tarafça eksik gün bildirim formunun dosyaya sunulmadığı, diğer belgelerin sunulduğu, davacının vergi, sgk riskinin bulunmadığı, davacının gerekli ödemeleri yapmış olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 5. maddesinde belirtildiği şekilde davalı tarafın teminat aldığı, takip konusu faturanın davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olması fatura kapsamındaki malların teslim edildiğine, hizmetin verildiğine karine teşkil ettiği, bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılacağı, süresinde itiraz edilmeyen fatura içerikleri kesinleştiğinden mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Öte yandan, alacağın sırf faturaya dayalı olması onu likit kılmaz. Alacağın likit sayılabilmesi için faturaların borçluya tebliğ edilmesi ve yasal 8 günlük süre içerisinde itiraza uğramaması, ya da davalı borçlunun faturaları ticari defterlerine kaydetmiş ve yasal süresi içinde iade faturası kesmemiş olması gerekeceğinden somut dosyada alacak likit niteliktedir.(Emsal 15.H.D. 2013/5783 E, 2014/102 K sayılı kararı) Bu nedenle mahkemece icra inkar tazminatına da hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
İlk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalının yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1/b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden alınması gerekli karar ve ilam harcından yatırılan peşin harcın mahsubu ile bakiye 6.052,27 TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, (harç tahsil müzekkeresinin temyize tabi dosyalarda Dairemizce, temyize tabi olmayan (kesin karar) dosyalarda ilk derece mahkemesince ilgili vergi dairesine yazı yazılmak sureti ile yerine getirilmesine,)
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran taraf üzerinde bırakılmasına,
4- Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf kararının yerel mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1.b.2 ve 361/1 maddeleri gereğince, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine TEMYİZ yolu açık olmak üzere 12/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
*

Başkan …
¸e-imzalı

Üye…
¸e-imzalı

Üye ..
¸e-imzalı

Katip …
¸e-imzalı

¸Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca E-İMZA ile imzalanmıştır.¸