Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/768 E. 2021/910 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/768 – 2021/910
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/768
KARAR NO : 2021/910
KARAR TARİHİ : 20/10/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :…
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : ….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 09/03/2018
KARAR TARİHİ : 22/10/2020
NUMARASI : 2018/156 Esas, 2020/585 Karar

DAVACI :GEBZE PLASTİKÇİLER ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :AYDEM ELEKTRİK PERAKENDE SATIŞ A.Ş….
VEKİLLERİ : Av….
.
DAVA : Elektrik aboneliği sözleşmesinden kaynaklı borçlu olmadığının tespiti ile teminat mektubunun iadesi, olmadığı takdirde iptali
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/10/2021

Dairemizin 10/03/2021 tarih, 2021/228 Esas, 2021/203 Karar sayılı kararı ile; dosyadaki eksikliklerin tamamlanarak Dairemize gönderilmesi için ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar verildiği, eksikliklerin tamamlanması üzerine Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/156 Esas, 2020/585 Karar sayılı dosyanın yeniden Dairemize gönderildiği anlaşılmakla, dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Gebze Plastikçiler Organize Sanayi Bölgesinde 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu ve ilgili mevzuat hükümlerine göre kurulmuş ve faaliyetini devam ettiren Organize Sanayi Bölgesi olduğunu, Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu ve Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu Uygulama Yönetmeliği hükümlerine göre bölge içerisinde faaliyet gösteren sanayici katılımcılar ve kiracıların elektrik ihtiyacının OSB tarafından verildiğini, katılımcı veya kiracının OSB dışında bir kuruluştan elektrik satın almasının söz konusu olmadığını, müvekkili ile davalı arasında bölgenin elektrik ihtiyacının karşılanması amacıyla 01/02/2017 tarihinde ” İndirimli Elektrik Sözleşmesi ” imzalandığını, aynı sözleşmeye ek olarak davalı ile ” Müşteri Bilgilendirme ve Tarife Paketi Kullanma Taahhütnamesi ” adlı belge de imzalandığını, imzalanmış bulunan bu taahhütname ile 12 ay süre ile ” Sabit Tarife Paketi” uygulaması yapılmış olduğu ve 12 ay boyunca elektrik parekende satış birim fiyatı 0,186 TL /MWh olarak taahhüt edildiğini, yani davalı tarafın 01/02/2017 tarihinden geçerli olmak üzere 12 ay süresince sabit birim fiyat üzerinden elektrik satışı yapmayı kabul ve taahhüt ettiğini, davalı ile yapılmış bulunan sözleşmeler ile birlikte teminat amaçlı olarak davalı tarafa Türkiye İş Bankası A.Ş. Gebze Organize Sanayi Bölgesi Şubesi tarafından düzenlenmiş olan 13/02/2017 tarih ve TMDZ17-14539 nolu 25/12/2018 tarihine kadar geçerli 7.000.000,00 TL tutarlı kesin ve süresiz teminat mektubu verildiğini, davalı tarafın 2017 yılı Mayıs ayı sonuna kadar yapılan sözleşme ve verilen taahhütnameye uygun olarak faturalar kesildiğini, ancak 2017 yılı Haziran ayından itibaren ise sözleşme ve eklerine aykırı olarak maliyetlerin artması gibi gerekçeler gösterilerek elektrik birim fiyatı taahhüt edilen 0,186 birim fiyatından daha yüksek birim fiyatlar esas alınarak faturalandırılmaya başlandığını, müvekkili tarafından faturaların sözleşmeye aykırı bulunan kısımlarının zorunlu olarak iade faturalar kesilerek kapatılmak istendiğini, kesilmiş olan iade faturalarının davalı tarafından yeniden iade faturası kesilerek gönderildiğini, sözleşme ve eklerine aykırı olarak kesilmiş bulunan bu iade faturalarının da davalıya noter kanalıyla iade edildiğini, 31/01/2018 tarihine kadar sürecin bu şekilde devam ettiğini, davalı ile yapılmış bulunan sözleşme ve eklerine göre müvekkili OSB’nin bütün edimlerini yerine getirmiş olması sebebi ile davalıya borçlu bulunmadığının tespiti ile teminat mektubunun iadesine, iadesi mümkün olmaz ise teminat mektubunun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin adresinin Denizli ili sınırlarında olduğunu, 6100 sayılı Hukuk Usul Muhakemeleri Kanununda Genel Yetkili Mahkeme MADDE 6- ”(1) Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” olarak belirtildiğini, dolayısıyla davanın Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinde açılması gerekirken Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmasının hukuka aykırı olduğunu, İhtiyati Tedbir Talebinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Aydem Elektrik Dağıtım A.Ş ‘nin , özelleştirme sonucu 15.08.2008 tarihinden bu yana 30 sene boyunca Aydın, Muğla ve Denizli illerinin elektrik dağıtım ve perakende satış faaliyetlerini yürütme görevini üstlendiğini, 01.01.2013 tarihinden itibaren de EPDK’ dan alınan lisans sayesinde de müvekkil şirket perakende satış faaliyetlerine bölgesinde ve bölge dışında sürdürmeye devam ettiğini, davacı ile müvekkili arasında 01.02.2017 tarihinde indirimli elektrik sözleşmesi ve sözleşmeye ek protokol imzalandığını, müvekkili şirketin elektrik üretim şirketi olmayıp, enerji üreten firmalardan tedarik ettiği elektrik üzerinden satış yaptığını, bu nedenle enerji tedarik noktasında şirketlerinden kaynaklanmayan ve öngörülemeyen ülke genelinde meydana gelen olağanüstü piyasa koşulları nedeniyle imzalanmış olan satış sözleşmesinin mevcut akdedilen sözleşme koşulları ile devamının müvekkili şirket için fiili ve hukuki manada ‘’aşırı ifa güçlüğü’’ oluşturduğunu, bu ve benzeri durumun ülke genelinde faaliyet gösteren 200’e yakın elektrik tedarik şirketlerini de etkilediğini, 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun Aşırı İfa Güçlüğü başlıklı 138.maddesine göre; “MADDE 138 – Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hakimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır. Bu madde hükmü yabancı para borçlarında da uygulanır.” denildiğini, 01.02.2017 tarihli davacı ile imzalanan elektrik alım sözleşmesinin devam etmekte olan ekonomik olumsuzlukların enerji fiyatları üzerindeki olumsuz etkisinden kaynaklı olarak perakende enerji birim bedelinin yeniden revize edilmesi zorunluluğunu doğurduğunu, şirketleri tarafından 06.07.2017 tarihinde değişen piyasa koşulları nedeniyle döviz kuru ve buna bağlı olarak elektrik birim fiyatları üzerindeki olağanüstü artışla beraber elektrik fiyatlarındaki aşırı dalgalanmalar nedeniyle 2017 Temmuz ayından itibaren aşağıda paylaşılan ulusal tarife aktif enerji birim fiyatı üzerinden faturaların düzenleneceğinin bildirildiğini, diğer taraftan, başka tedarikçiler tarafından davacı şirkete daha cazip oranda teklif sunulması halinde ise müvekkili şirket tarafından herhangi bir fesih cezai şartın uygulanmayacağının bildirildiğini, buna istinaden tarafınızca uygulanan birim fiyatı kabul etmediğinizi ve mevcut birim fiyatından ödemelerin yapılmaya devam edeceği hususları Kocaeli 6. Noterliği’ nin 11.07.2017 tarihli ve 13775 yevmiye noya kayıtlı yazıları ile bildirildiğini, davacı tarafında kabulü üzerine o tarihten itibaren tüm ödemelerin eksik yapılmış olup, karşılıklı olarak iade faturaları düzenlendiğini, davacı tarafın eksik ödediği faturalar sebebiyle Denizli 5. İcra Müdürlüğü’ nün 2017/5725 E. Denizli 5 . İcra Müdürlüğü’ nün 2017/5726 E. Denizli 3. İcra Müdürlüğü’ nün 2018/1424 E. Denizli 3. İcra Müdürlüğü’ nün 2018/1425 E. sayılı dosyalarıyla icra takibi açıldığı ve dosyaların henüz derdest olduğunu, taraflar arasında imzalanan indirimli elektrik sözleşmesinin m.5.3 uyarınca, beklenmeyen hal sonucu ortaya çıkan aşırı ifa güçlüğü sonucu, tamamen iyiniyet ve dürüstlük çerçevesinde revize edilen birim fiyat sonrası tahakkuk eden fatura için açılan iş bu haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “davanın reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkil davacı Gebze Plastikçiler Organize Sanayi Bölgesi ile davalı Aydem Elektrik Perakende Satış A.Ş şirketi arasında dosyada mübrez 01.02.2017 tarihli sözleşme ile; bölgenin elektrik ihtiyacının karşılanması amacı ile “İndirimli Elektrik Sözleşmesi” imzalandığını, bahsi geçen İndirimli Elektrik Sözleşmesine ek olarak yine aynı tarihte davalı ile “Müşteri Bilgilendirme ve Tarife Paketi Kullanma Taahhütnamesi” adlı taahhütname de imzalandığını, taraflarca akdedilen Müşteri Bilgilendirme ve Tarife Paketi Kullanma Taahhütnamesi uyarınca; sözleşme süresi 12 ay olarak belirlenmiş ve sözleşme süresi olan 12 ay boyunca “sabit Tarife Paketi” uygulaması yapılacağı ve 12 ay boyunca davalı şirket tarafından elektrik perakende satış birim fiyatı 0,186 TL/MWh olarak verileceği taahhüt edildiğini, davalı ile akdedilen sözleşmeler ile birlikte davalıya, müvekkil davacı tarafından teminat amaçlı olarak Türkiye İş Bankası A.Ş.Gebze Organize Sanayi Bölgesi Şubesi tarafından düzenlenmiş olan 13.02.2017 tarih ve TMDZ17-14539 numaralı 25.12.2018 tarihine kadar geçerli 7.000.000,00 TL(Yedi Milyon Türk Lirası) tutarlı kesin ve 25.12.2018 tarihine kadar geçerli teminat mektubu verildiğini, davalı tarafından, sabit tarife paketi kapsamında sözleşme süresi olan 12 ay boyunca tarifenin değişmeyeceğine ilişkin verilen garanti ve taahhütnameye dayanılarak, müvekkil OSB’de bölgedeki sanayici katılımcı ve kiracılara uygulayacağı birim fiyatlarını 12 aylık dönem için belirtilen orana göre tespit ettiğini ve yine bölgedeki sanayiciler de elektrik maliyet ve giderlerini 12 aylık dönem için, müvekkil OSB ve davalı arasında akdedilen Müşteri Bilgilendirme ve Tarife Paketi Kullanma Taahhütnamesine güvenerek, bu değerler üzerinden hesaplamış ve bütçelerini bu tarifeye göre oluşturduklarını, davalı şirket tarafından, tek taraflı, emrivaki, akdedilen taahhütnameye aykırı düzenlenen haksız faturaların, akdedilen Müşteri Bilgilendirme ve Tarife Paketi Kullanma Taahhütnamesine aykırı kısımları müvekkil OSB tarafından iade faturası kesilerek davalıya noter aracılığı ile iade edildiğini, (Bu hususa ilişkin ihtarnameler dosyada mübrezdir.) bunun dışında, taahhütnamede belirlenen oran üzerinden davalı şirkete düzenli olarak sözleşme süresinin sonuna kadar ödemeler yapıldığını, müvekkil OSB tarafından, Müşteri Bilgilendirme ve Tarife Paketi Kullanma Taahhütnamesi uyarınca, davalıya her ay düzenli olarak ödemeler yapılmış olması sebebi ile sözleşme süresinin sonunda, davalı şirketten, sözleşmeye ek olarak verilen teminat mektubunun iadesi talep edilmiştir. Ancak davalı şirket, işbu haklı ve hukuka uygun talebimize karşılık, olumsuz yanıt vermiş, iade faturalardan kaynaklı alacaklı olduklarını iddia ederek teminat mektubunu iade etmeyeceklerini bildirdiklerini, taraflar arasında akdedilen müşteri bilgilendirme ve tarife paketi kullanım taahhütnamesi, indirimli elektrik sözleşmesinin eki ve ayrılmaz nitelikteki bir parçası olmak ile birlikte, iki sözleşme arasında ihtilaf oluştuğunda müşteri bilgilendirme ve tarife paketi kullanım taahütname hükümlerinin uygulanacağı açık olduğunu, ahde vefa ilkesi doğrultusunda davamızın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, yargılama sırasında alınan her iki bilirkişi raporu ile de davamızın haklılığı ispatlandığını, yerel mahkeme gerekçesi her yönü ile hukuka aykırıdır. tarafımızca delil olarak sunulan Müşteri Bilgilendirme ve Tarife Paketi Kullanım Taahhütnamesini görmezden gelerek, sözleşme hukukunun ve uluslararası hukukun temel yapı taşı olan ahde vefa ilkesine aykırı, hukuki dayanaktan yoksun gerekçe tesis eden yerel mahkeme hükmüne karşı yapmış olduğumuz işbu istinaf talebi hakkında Başkanlığınızca yapılacak istinaf incelemesinin,6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 356 uyarınca duruşmalı olarak yapılmasını talep ederiz.

Netice-i Talep:Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/156 E, 2020/585 K Sayılı 22.10.2020 tarihli karara itiraz ettiğimizi itirazımızın kabulü ile söz konusu kararın hem esas hem usul açısından Başkanlığınızca yeniden incelenmesi, ve kararın kaldırılması, haklı ve hukuka uygun davamızın kabulüne karar verilmesi, Sayın Başkanlığınızca yapılacak istinaf incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacı yan 16/11/2020 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde, taraflar arasında akdedilen indirimli elektrik sözleşmesi ile aynı gün müşteri bilgilendirme ve tarife paketi kullanım taahhütnamesi akdedildiğini ve herhangi bir ihtilaf söz konusu olduğunda müşteri bilgilendirme ve tarife paketi kullanım taahhütnamesi hükümlerinin esas alınması gerektiğini belirtmiş; söz konusu taahhütnamede müvekkil şirket tarafından sağlanacak elektrik enerjisi tedariği hizmetinin 12 ay boyunca sabit tarife ile sunulacağı taahhüt ettiğinden bahisle müvekkil şirketin elektrik enerjisi birim fiyatının taahhüt edilen birim fiyatından daha yüksek birim fiyatlar baz alınarak fatura tahakkuk ettirildiğini ve söz konusu bu tahakkukun hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile Yerel Mahkeme tarafından verilen kararının hukuka aykırı olduğunu belirttiğini, öncelikle belirtmek gerekir ki ; dosyada mübrez belgelerle de sabit oluğu üzere PTF ve YEKDEM birim maliyetlerinin toplamı ortalama 199,14 TL/MWh iken sözleşmenin kurulması anındaki mevcut şartların müvekkil şirketten kaynaklanmayan sebeplerle ortadan kalkmış olduğu açık olup, davacı tarafça söz konusu enerjinin birim fiyatının 186,00 TL/MWh üzerinden devam etmesi talebi kabul edilemeyeceğini, müvekkil şirket tarafından yapılan fiyat revizesi sözleşmeye ve hukuka uygun olduğunu, uyuşmazlık konusu aboneliğe ilişkin İndirimli Elektrik Sözleşmesinin 5/3. Maddesinde tüketici kapsamına girmeyen müşteriler bakımından sözleşme süresi içinde piyasa koşulları, maliyet unsurları ve enerji alım fiyatları göz önünde bulundurularak indirim oranın müvekkil şirket Aydem Elektrik Perakende Satış A.Ş tarafından belirlenebileceği hüküm altına alınmış ve sözleşmenin her iki tarafı da basiretli tacirler olarak bu hususta mutabık olduklarını, davacı taraf aslında yukarıda belirtilen hususlar hakkında daha önceden de bilgi sahibi olduğunu, imzalanan sözleşmenin Satış Birim Fiyatı ve Fatura Tutarının Hesaplama Yöntemi başlıklı 5. Maddesinin 3. Fıkrası uyarınca müvekkil şirket tarafından belirlenecek yeni indirim oranını peşinen kabul etmiştir. 2016 yılının Kasım ayından bu yana tüm piyasalarda yurt içi ve yurt dışı kaynaklı oluşan belirsizlikler ülke olarak dışa bağımlı olduğumuz tüm enerji kaynaklarında artan enerji maliyetleri ve buna bağlı olarak enerji birim fiyatları ile döviz kurundaki artış da elektrik fiyatlarında aşırı fiyat dalgalanmalarını da beraberinde getirdiğini, davacı tarafça, sözleşmenin kurulmasından kısa bir süre sonra müvekkil şirketin dürüstlük kuralı ve ahde vefa ilkesine aykırı olarak tek taraflı iradesi ile fahiş tutarlı faturalar düzenlediği iddia edildiğini, yukarıda detaylıca izah etmiş olduğumuz üzere ve dosya kapsamındaki mübrez belgelerle de sabit olduğu üzere müvekkil şirket davacı açısından mağduriyet yaratmamak adına tüm iyi niyet ve imkanları kullandığını, tüm olağanüstü koşullara rağmen sözleşmeye bağlı kalmaya çalışmış, ahde vefa göstermiş, davacıya basiretli bir tacir olarak dürüst ve şeffaf davrandığını, davacı taraf, akdedilen indirimli elektrik anlaşmasına herhangi bir itirazda bulunmaksızın hür iradesi ile imza altına aldığı andan itibaren hizmetin ifası sürecindeki bu riski (indirim oranında gerçekleştirilen revize işlemini) açıkça kabul ettiğini, müvekkil şirketin sözleşmeyi ayakta tutmak adına tüm gayretleri gösterdiği, her türlü bilgiyi davacı ile şeffaf ve dürüst bir şekilde paylaştığı, hangi gerekçelerle sözleşmenin fiyat yönünden revize edilmesi gerekliliği tüm gerçekliğiyle bildirildiği ve davacıya her defasında sözleşmeyi fesih hakkı tanıdığı dosya muhtevası ile sabit olduğunu, yukarıda izah olunan nedenler ve resen dikkate alınacak diğer nedenlerle,

davacı tarafın hukuki dayanaktan yoksun ve haksız istinaf başvurusunun reddine,

yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesi talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, elektrik aboneliği sözleşmesinden kaynaklı borçlu olmadığının tespiti ile teminat mektubunun iadesi, olmadığı takdirde iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Davacı; davalı ile 01.02.2017 tarihli bu tarihten geçerli olmak üzere 12 ay süresince sabit birim fiyat üzerinden elektrik satışına ilişkin sözleşme ve bu sözleşmeye ek olarak müşteri bilgilendirme ve tarife paketi kullanma taahhütnamesi isimli belge düzenlediklerini, anılan kararlaştırmalar uyarınca davalıdan sabit birim fiyatıyla enerji alınmasının kararlaştırıldığı, bu kapsamda davalıya Türkiye İş Bankası A.Ş. bankasına ait 13/02/2017 tarih TMDZ17-14539 nolu 25/12/2018 vadeli 7.000.000,00 TL bedelli teminat mektubu verdiklerini, davalının 2017 Hazirandan itibaren sözleşme ve eklerine aykırı şekilde sabit birim fiyattan daha yüksek birim fiyatı esas alarak faturalandırma yaptığını beyan ederek aradaki fark bedel nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine ve 7.000.000,00 TL’lik teminat mektubunun iadesi veya iptaline karar verilmesini talep etmiş,
Davacı yargılama sırasında menfi tespit talebiyle ilgili 4.126.315,35 TL üzerinden harç yatırmıştır.
Davalı; sözleşmenin 5.3 maddesi ve TBK. 138. Maddesindeki aşırı ifa güçlüğü düzenlemesi kapsamında enerji fiyatlarını etkileyen ve sözleşmenin yapıldığı sırada öngörülemeyen döviz kurlarında ani ve hızlı yükselişlere bağlı olarak 2017 Temmuz ayından itibaren fiyat artışı yönünden revizyon yapılması gerektiğini davacıya bildirdiklerini, davacının o tarihten itibaren eksik ödemeler yapması nedeniyle karşılıklı iade faturaları düzenlendiğini, davacı hakkında Denizli 5. İcra Müdürlüğünün 2017/5725-5726 E., Denizli 3. İcra Müdürlüğünün 2018/1424-1425 E. Sayılı takipler açıldığını, davacının 4.126.315,35 TL borcu olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; sözleşmenin 5.3 maddesi gereğince davalının indirim oranını düşürmesinin sözleşme hükümlerine uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece toplanan delillere göre; taraflar arasında 01/02/2017 tarihinden itibaren bir yıl süreyle sabit fiyat ile elektrik enerjisi tedariki sözleşmesi imzaladığı, akdin devamı sırasında davalının 2017 Haziran itibariyle kararlaştırılan sabit birim fiyattan daha yüksek birim fiyatı esas alarak faturalandırma yaptığı, fark bedelin davacı tarafça kabul edilmeyerek iade faturaları düzenlendiği, bu şekilde davalının fark bedeli olarak davacıdan 4.126.315,35 TL talep ettiği, davacının da bu miktar yönünden borçlu olmadığının tespitini talep ettiği hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Davalı tarafından öne sürülen artan enerji maliyetleri ile buna bağlı birim fiyatlar ve döviz kurundaki artışa bağlı ekonomik nedenlerin sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve ön görülmesi de beklenmeyen olağanüstü durumlar olduğu gerekçesiyle kararlaştırılan birim fiyatı revize etmiş ise de, taraflar arasındaki sözleşmenin sabit fiyat üzerinden bir yıl gibi kısa süreli olması, döviz kurlarındaki artışın ve olumsuz ekonomik durumların bir yıllık sözleşme süresi içinde bir elektrik tedarikçisi ve tacir olan davalı tarafından öngörülebilir nedenler olduğu, bu nedenle bu yöndeki gerekli tedbirleri almadan sözleşme yapan davalının akdin devamı sırasında aşırı ifa güçlüğü gerekçesiyle fiyat artışı talebinde bulunmasının sözleşmeye bağlılık (ahde vefa) ve sözleşme serbestisi ilkelerine uygun olmadığı, TBK.138 maddesi kapsamında sözleşmeye müdahale müessesesi istisnai, tali (ikinci derecede) yardımcı nitelikte olup, ancak uyarlama kurumunun şartlarının mevcudiyeti halinde anılan kurumun uygulanması gerekeceği, oysa, yukarıda açıklandığı üzere somut dosyada uyarlama koşullarının oluşmadığı ve dolayısıyla davalının başlangıçta kararlaştırılan birim fiyatı davacı aleyhine arttırarak revize etmesi yönündeki eylem ve işleminde haksız olduğu sonucuna varılmıştır. Öte yandan mahkemece davalının sözleşmenin 5.3 maddesi gereğince indirim oranını düşürme yetkisi olduğu gerekçesiyle dava reddedilmiş ise de, sözleşmenin eki olan müşteri bilgilendirme ve tarife paketi kullanım taahhütnamesi uyarınca davalının başlangıçta kararlaştırılan birim fiyatı revize yetkisinin de bulunmadığı anlaşıldığından mahkemenin bu nedenle davanın reddi gerekçesi de yerinde değildir.
Açıklanan nedenlerle; davalının başlangıçtaki birim fiyatına göre revize ettiği fark bedeli 4.126,315,35 TL olduğu hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığından ve revize edilen söz konusu fark bedeli davalının davacıdan talep edemeyeceği kabul gördüğünden bu miktar yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir. Bu noktada davalı tarafından davacı aleyhine Denizli 5. İcra Müdürlüğünün 2017/5725-5726 E., Denizli 3. İcra Müdürlüğünün 2018/1424-1425 E. Sayılı takipler açıldığı, anılan takip dosyalarının yetkisizlikle Gebze İcra Dairesinin 2018/32978 – 32968 – 32945 – 32990 sayılı dosya numaralarını aldığı anlaşılmış olup, söz konusu dosyalardaki toplam asıl alacak miktarının yukarıda borçsuzluğa karar verilen miktarın aşağısında kaldığı ve davacının açıkça anılan icra takip dosyalarının iptali talebi olmadığından bu dosyalarla ilgili olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapılmamıştır.
Davacı tarafça Türkiye İş Bankası A.Ş. bankasına ait 13/02/2017 tarih TMDZ17-14539 nolu 25/12/2018 vadeli 7.000.000,00 TL bedelli teminat mektubunun iadesi veya iptali istenmiş ise de, dosyada yer alan kayıtlardan ilgili teminatın 09/04/2018 tarihinde iptal edildiği banka cevabi yazılarından anlaşıldığından bu yöndeki talebin konusuz kaldığı anlaşılmakla karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılması ile yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafın istinaf başvuru talebinin kabulü ile,, GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 22/10/2020 tarih 2018/156 Esas, 2020/585 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereği KALDIRILMASINA,
2-Davacının menfi tespit talebinin KABULÜ ile, davacının davalıya 4.126,315,35 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine,
3-Teminat mektubunun iadesi veya iptali talebi konusuz kaldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Alınması gereken 281.868,60 TL karar ve ilam harcının peşin ve tamamlama suretiyle alınan harçların mahsubu ile bakiye 211.400,70 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, (harç tahsil müzekkeresinin temyize tabi dosyalarda Dairemizce, temyize tabi olmayan (kesin karar) dosyalarda ilk derece mahkemesince ilgili vergi dairesine yazı yazılmak sureti ile yerine getirilmesine,)
5-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL ve 70.432,00 TL harç masraflarının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan 35,90 TL başvuru harcı, 1.973,10 TL bilirkişi masrafları ile posta masrafları olmak üzere toplam 2.009,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden harçlandırılan miktar üzerinden(4.126.315,35 TL) hesaplanan 129.788,15 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınara davacıya verilmesine,
8-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
İstinaf incelemesi bakımından;
9- Davacının başvurusu yerinde görüldüğünden yatırılan karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
10-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 148,60 TL başvuru harcı ile 109,00 TL posta masrafı toplamı olmak üzere 257,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi nezdinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.

*

Başkan ….
¸e-imzalı
….
Üye ….
¸e-imzalı
….
Üye …
¸e-imzalı

Katip …
¸e-imzalı