Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/744 E. 2021/844 K. 08.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/744
KARAR NO : 2021/844
KARAR TARİHİ : 08/10/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARETMAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 07/10/2020
KARAR TARİHİ : 16/03/2021
NUMARASI : 2020/407 Esas, 2021/197 Karar

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Eser Sözleşmesinden Kaynaklı Ayıplı Mal Nedeniyle Ödenen Bedelin İadesi Ve Sözleşmeden Dönme

KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/10/2021

Kocaeli 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/407 Esas, 2021/197 Karar sayılı dosyasından verilen 16/03/2021 tarihli karara karşı davacı veklince istinaf talebinde bulunulması üzerine dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmakla, dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı firmadan müvekkili davacının yaklaşık 1 yıl önce Yenişehir Mah. Demokrasi Bulvarı No : 79 İzmit/ KOCAELİ adresinde bulunan işletmesi için 183.000,00-TL ödeyerek pergole tente sistemi satın aldığını, sistem ilk kurulduğu günden ayak sayısında ki azlık sebebiyle davalı eser sahibi firma sahibinin uyarıldığını, bölgede yoğun yağışlar olduğu bu yağışlar sebebiyle tente sisteminin bir gün çökebileceği destekleyici ayak sayısının arttırılması gerektiğini söylediklerini, aradan 11 ay geçtikten sonra ise sistemin yoğun bir yağmurda çökmüş Kocaeli 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2020/19 D. İş sayılı dosyasında alınan 29/05/2020 tarihli rapora göre taşıyıcı ayakların yetersiz olması sebebiyle sistemin çöktüğü kanaatine varıldığını belirterek, sözleşmeden dönme talebinin kabulüyle ayıplı malın satım bedelinin şimdilik 120.000,00-TL’sinin arabuluculuk uzlaşmama tarihi olan 26/06/2020 itibaren hesaplanacak en yüksek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının belirtmiş olduğu İzmit 41 Burda AVM ‘de bulunan iş yerlerinde müvekkil şirketçe istenilen ölçü ve metrajlarda tente sistemlerinin gerçekleştirildiğini, davacının dava konusu iş yerinde işin başlangıç ve teslimi “.. Yaklaşık 1 yıl öncesinde…” söylemlerinin aksine 2018 yılı yaz ayları içerisinde gerçekleştirildiğini, müvekkil şirkete 2020 yılında gerçekleşen siber korsan yazılım saldırısı nedeniyle ticari kayıtlar ile sözleşme kayıtlarının henüz tespit edilememiş olup fiziken temin edildiğinde mahkemeye sunulacağını, davacının sözleşme tarihi ile bedeline ilişkin iddialarını kabul etmediklerini beyan ettiklerini, sözleşmenin 2018 yılı yaz ayları içerisinde kurulup işin tamamlandığını şimdilik beyan ettiklerini belirterek, davanın yetkili İstanbul Anadolu Mahkemesinde açılmayarak yetkisiz Kocaeli Mahkemesinde açılması nedeniyle yetkisizlik kararının verilmesini, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme her ne kadar aktif husumet itirazı nedeniyle davanın reddine karar vermiş ise de söz konusu olayda dava konusu eser müvekkilinin iş yerine kurulduğunu, ödemelerin müvekkili davacı tarafından yapıldığını, ayıplı olduğu belli olup çöken eser müvekkili davacı tarafından davalıya teslim edildiğini yani fiilen işin muhatabı, ödeyicisi müvekkili davacı olduğunu, ailecek ticaret ile uğraşan müvekkilinin tentenin kurulduğu dönem iş yerinde bulunmadığından sözleşme adı altında bu belgenin müvekkilinin abisince imzalanmış ise de imzalanan belgenin sadece yapılan işin tespitine yönelik olduğunu, fiili ve sözlü sözleşmenin müvekkili davacı ile davalı arasında yapıldığını, eser sözleşmesinin belirli bir şekil şartına bağlı olmadığını, müvekkilinin zilyet durumunda olduğunu, ayıp hükümlerine göre bedel talep ettiğini, fiilen ödemeleri yapan ve eser işletmesine kurulan müvekkilinin husumetinin olmadığını kabul etmenin sırf sözleşmede imzası var diye husumetli gösterilecek taraf için açılacak hukuk davasında ciddi problemler doğuracağını, zilyetlik ve zilyetliğe bağlı haklar da düşünüldüğünde ve sözlü bir sözleşmenin varlığı taraflar cevaplarından da anlaşıldığından sözleşmenin varlığını kabul etmek gerekeceğini, sözleşmenin varlığının bir anlık kabul edilmese dahi mevcut olayda üçüncü kişi yararına sözleşme kavramından bahsetmenin açıkça mümkün olduğunu, dolayısıyla yararına sözleşme yapılan müvekkilinin ayıba ilişkin hakları kullanmasının da doğal olduğunu, bu sebeple verilen kararın hukuken hatalı olduğunu ve istinaf etme gereğinin hasıl olduğunu, açıklanan tüm bu sebepler ile ve istinaf merciinin re’sen gözeteceği sebepler ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak talepleri neticesinde davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davacının abisi Vedat Özgünhan ile müvekkil şirketleri arasında akdedilen eser sözleşmesi gereği tamamlanan otomatik tente sistemlerine konu iş kapsamında sözde ayıp nedeniyle davacı tarafından huzurdaki davanın açıldığını, davanın tahkikat aşaması kapsamında toplanan deliller kapsamında; Davacının mükellefiyet kayıtları, sözleşme, tanık beyanları ile anlaşılacağı üzere davaya konu işin Vedat Özgünhan ile müvekkili şirket arasında akde dayandığı anlaşılmış olduğunu, mahkeme tarafından ”…sözleşmeninÖzgünhan Kasap Et Kebap Restaurant adresinde özel olarak üretilen raylı tente işinin yapılması işine ilişkin eser sözleşmesiolduğu, davacı tarafça dosyaya sunulan 11.06.2020 tarihli tutanakta, Yenişehir Mah. Demokrasi Bulvarı No:79 adresinde bulunan Özgünhan Restaurantına Tenteks Firması tarafından kurulan pergole sisteminin davalıya teslimine ilişkin olarak tutulduğu, söz konusu sitemin Özgünhan Kasap Et Kebap Restaurant için yapıldığı sabit olmakla, Kocaeli 2. Sulh Hukuk Mahkemesi 2020/19 değişik iş dosyasında yapılan tespitinde aynırestorantda yapıldığı, davacı tarafça da taraflar arasında başkaca sözleşme olduğuna ilişkin herhangi bir belge dosyaya sunulmadığından, davalı tarafça sunulan 26.04.2018 tarihli sözleşmeye istinaden işin yapıldığı kanaatine varılarak, davacının sözleşmenin tarafı olmadığı, sözleşmede taraf olmayan davacının sözleşmeden dönme ile ayıplı malın satım bedelinin tahsilini talep etme konusunda aktif husumet ehliyeti (davacı sıfatı) bulunmadığı, sözleşmelerin, sözleşmenin tarafları arasında hak ve borç doğuracağından sözleşmenin tarafı olmayandavacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığı…” gerekçeleri ile davada ve sözleşmede muhatap olarak kabul etmedikleri davacının aktif husumet yokluğu nedeniyle toplanan delillerin değerlendirilmesinin tespiti neticesinde dava şartı yokluğu sebebiyle usul ve yasaya uygun yerinde karar verildiğinin, sözleşme akdinin, sözleşme edimlerinde muhatap olmayan davacının davada aktif taraf ehliyeti bulunmamasına karşın karara karşı itiraz ederek hukuka ve sözleşmeye aykırı iddiaları ile esas mahkeme kararına karşı istinaf kanun yolu başvurusunun reddi gerektiğini, arz ve izah edilen sebeplerle ve yüksek mahkemece re’sen göz önüne alınacak sair sebeplerle; istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini, Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16.03.2021 tarih, 2020/407 Esas, 2021/197 Karar sayılı kararının onanmasına, vekalet ücreti ve masrafların karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı ayıplı mal nedeniyle ödenen bedelin iadesi ve sözleşmeden dönme istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece, davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan usulden reddine karar verilmesi üzerine davacı vekilince yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğundan kaldırılmasını talep etmiştir.

İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Davacı vekili, davalı ile davalı arasında davacının işletmesinde pergole tente sisteminin yapılması için 183.000,00-TL bedelli sözleşme yapıldığı, yapılan imalatın ayıplı olduğu, Kocaeli 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2020/19 D. İş sayılı dosyasında alınan 29/05/2020 tarihli rapora göre taşıyıcı ayakların yetersiz olması sebebiyle sistemin çöktüğü kanaatine varıldığını belirterek, sözleşmeden dönme talebinin kabulüyle ayıplı malın satım bedelinin şimdilik 120.000,00-TL’sinin arabuluculuk uzlaşmama tarihi olan 26/06/2020 itibaren hesaplanacak en yüksek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesine talep etmiş, davalı vekili ise davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Husumet konusu, HMK 116 yer alan ilk itirazlardan olmadığından, davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemece tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur.
Dava ehliyeti, kişinin bizzat veya vekili aracılığıyla bir davayı davacı veya davalı olarak takip etme ve usuli işlemleri yapabilme ehliyetidir. Dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir; dolayısıyla, medeni hakları kullanma ehliyetine ( fiil ehliyetine ) sahip gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptirler.
Taraf sıfatına gelince; bir hakkı dava etme yetkisi ( dava hakkı ) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakkın sahibinin kim olduğu, dolayısıyla o hakkı dava etme yetkisinin kime ait olduğu, (o davada davacı sıfatının kime ait olacağı) tamamen maddi hukuk kurallarına göre belirlenir. Ancak, bir davanın davacısının o dava yönünden davacı sıfatına sahip bulunmadığının belirlenmesi halinde, mahkeme dava konusu hakkın mevcut olup olmadığını inceleyemeyeceği ve sıfat yokluğundan davanın reddine karar vermek zorunda olduğu için, taraf sıfatı usul hukukunun da düzenleme alanındadır.
Eş söyleyişle, sıfat, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir (Baki Kuru- Ramazan Arslan- Ejder Yılmaz, Medeni Usul Hukuku, 7. baskı, Ankara 1995, s. 231).
Bu nedenle davanın tarafları, taraf ehliyetine sahip olmalıdır. Yani bir davada taraf olabilmek için, ya hakiki şahıs; ya da hükmi şahıs olmak gerekir. Zira taraf ehliyeti, medeni hukukun haklardan istifade ehliyetinin usul hukukundaki şeklidir.
Somut olayda, davalı tarafça sunulan 26.04.2018 tarihli sözleşmede İzmit Özgünhan Kasap Et Kebap Restaurant adresinde özel olarak üretilen raylı tente işinin yapılmasında iş sahinin dava dışı Vedat Özgünhan, yüklenicisinin ise davalı … olduğu, dosyaya davacı tarafça sunulan 11.06.2020 tarihli tutanakta, Yenişehir Mah. Demokrasi Bulvarı No:79 adresinde bulunan Özgünhan Restaurantına Tenteks Firması tarafından kurulan pergole sisteminin davalıya teslimine ilişkin olarak tutulduğu, sözleşme konusu sistemin Özgünhan Kasap Et Kebap Restaurant için yapıldığı, davacının dayandığı değişik iş dosyasında yapılan tespitinde Özgünhan Kasap Et Kebap Restaurant isimli işyerinde yapıldığı, bu sebeplerle davacının sözleşmenin tarafı olmadığı, sözleşmelerin, sözleşmenin tarafları arasında hak ve borç doğuracağından sözleşmenin tarafı olmayan davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesince ddavanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan usulden reddine, karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, İlk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı tarafın yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/03/2021 tarih, 2020/407 Esas, 2021/197 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Peşin alınan harç yeterli olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın tebliği ve diğer işlemlerin Dairemizce yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere 08/10/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

*

Başkan

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Katip

¸e-imzalı

¸Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca E-İMZA ile imzalanmıştır.¸