Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/1406 E. 2022/28 K. 14.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1406 – 2022/28
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1406
KARAR NO : 2022/28
KARAR TARİHİ : 14/01/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 05/05/2016
KARAR TARİHİ : 01/10/2021
NUMARASI : 2021/113 Esas – 2021/544 Karar

DAVACI :KAR PORSELEN SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ. …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI :SAKARYA ELEKTRİK DAĞITIM ANONİM ŞİRKETİ …
VEKİLİ : Av. …
İHBAR OLUNAN : SAKARYA ELEKTRİK PERAKENDE SATIŞ A.Ş. …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Abonelik sözleşmesine dayalı elektrik fatura bedelinden alınan kayıp kaçak ve sair bedellerin haksız alındığı iddiası ile istirdadı

GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/01/2022

Dairemizin 11/02/2021 tarih, 2021/96 Esas, 2021/139 Karar sayılı kararı ile; HMK 353/1-a-4 maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verildiği, eksikliklerin tamamlanması üzerine dosyanın yeniden Dairemize gönderildiği, taraflar arasında görülen dava sonucu Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/10/2021 tarih 2021/113 Esas – 2021/544 Karar sayılı hükme yönelik, davacı vekilince süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sanayi müşteri grubunda davalı şirketin elektrik abonesi olduğunu, davalının uzun yıllardır kestiği elektrik faturaları ile kayıp kaçak bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, trafo kaybı ve TRT payı gibi haksız tahsil ettiği bedelleri ekleyerek tahsil ettiğini, tahsil edilen bedellerin Anayasaya aykırı olduğunu, müvekkiline ait … adresinde bulunan fabrikanın elektriğinin iki ayrı abonelikle 01/04/2006-31/08/2020 ve 01/07/2012-27/12/2012 dönemlerinde sözleşme mukabilinde temin edildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin birçok maddesinin BK uyarınca geçersiz olduğunu, dağıtım şirketlerince haksız şekilde tahsil edilen bedellerin Anayasaya, yasalara, hukuk düzenine ve hakkaniyete aykırı olduğunu, Yargıtay kararları ile de bu durumun ortaya konulduğunu beyan ederek; şimdilik kaydıyla 1.000,00-TL kayıp kaçak bedeli, 1.000,00-TL trafo kaybı bedeli, 1.000,00-TL perakende satış hizmet bedeli, 1.000,00-TL iletim bedeli, 1.000,00-TL dağıtım bedeli, 1.000,00-TL TRT payı olmak üzere 6.000,00-TL’nin davalıdan fatura ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Sakarya, Kocaeli, Bolu ve Düzce bölgesinde EPDK tarafından verilen lisanlar çerçevesinde perakende satış faaliyetinin SEPAŞ’a devredildiğini, bu nedenle davanın husumetten reddinin gerektiğini, yargı yolunun yanlış olup davanın çözüm yerinin idari yargı olduğunu, tahsil edilen bedellerin kanunun verdiği yetkiyle düzenlenmiş düzenleyici işlemler doğrultusunda tahsil edildiğini, davacının dosyaya ödeme belgeleri sunmadığını beyan ederek, husumet, yargı yolu, yetki ve görev yönlerinden davanın reddini, esasa girilmesi halinde ise esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “Davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin iki kararı arasında kararını değiştirebilecek herhangi bir değişiklik, delil vs hiçbir durum gelişmemiştir. istinaf mahkemesi de kararı esası açısından kaldırmadığını, buna rağmen sayın yerel mahkemenin önceki verdiği kararın aksi bir karar tesis etmesi çelişkili ve aslen bozma sebebi olduğunu, bu nedenle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep ettiklerini, mahkeme aslında açıkça tarafımızca davamızda haklı olduklarını ancak dava görülmekte iken değiştirilen yasa ile davanın düşürülmesinin istendiğini ve bu geriye etkili çıkarılan yasa yürürlükte olduğu için de bu şekilde karar verilmesi gerektiğini ifade ettiğini, zaten mahkemenin önceki kararı da davanın kabulü şeklinde olduğunu, anayasa mahkemesinin iptal kararı ile, mahkemelerin faturaların sadece EPDK tarifelerine uygunluk denetimi yapacağı şeklindeki hatalı yasal düzenleme ortadan kaldırıldığını, bu sebeple sayın mahkeme özgürce sadece denetim açısından değil haksız bedellerin iadesi bakımından da konuyu değerlendirmesi gerektiğini, anayasa mahkemesinin iptal kararı olmasa dahi, yani yeni yasa iptal edilmemiş haliyle uygulanacak olsa bile tahsil edilen bedellerden PSH (Perakende Satış Hizmeti ) bedelinin yürürlükteki yasaya rağmen iade edilmesi gerektiği emsal dosyamızdaki bilirkişi raporu ve yerel mahkeme kararı ile tespit edildiğini, yüksek mahkeme’den bu emsal kararın da dikkate alınmasını talep ettiklerini, söz konusu husus aşağıda ayrıntılı açıklanacağını, bir an için anayasa mahkemesinin iptal kararı olmasa dahi, yani 6719 sayılı yeni yasa iptal edilmemiş haliyle uygulanacak olduğunu düşünecek olduğumuzda bile tahsil edilen bedellerden PSH (Perakende Satış Hizmeti ) ve Sayaç Okuma bedellerinin yürürlükteki yasaya rağmen iade edilmesi gerektiği aynı konuda farklı bir davada tespit edildiğini, ayrıca dava dilekçesinde ve taraflarına sunulmuş tüm dilekçelerde haksız talep edilen bedeller (KK bedeli, iletim, dağıtım, psh, sayaç okuma, trafo kaybı vb) dışında ayrıca tahsil edilmiş bedellerin EPDK tarifeleri üzerinde olup olmadığının araştırılması talep edildiğini, mahkemeden, haksız tahsilatların hem tamamı hem de EPDK tarifelerine uygun olarak alınmayan kısımlarının hesaplanması ve hesaplandığında ıslah edileceği taraflarınca tüm dilekçelerde beyan ve talep edildiğini, yukarıda arz ve izah edildiği üzere, istinaf dilekçesi ile belirtilen gerekçelerle, yerel mahkeme Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/113 E., 2021/544 K. sayılı kararını istinaf incelemesi neticesinde ‘kaldırılmasını’ ve yeniden yargılama yapılarak talepler doğrultusunda davamızın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, abonelik sözleşmesine dayalı elektrik fatura bedelinden alınan kayıp kaçak ve sair bedellerin haksız alındığı iddiası ile istirdadına ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Davacı tarafça eldeki dava ile; iki ayrı abonelikle ilgili 01.04.2006-31.8.2010 ve 1.7.2012-27.12.2012 tarihlerde arasında kalan dönemlerde davalı tarafından haksız olarak Kayıp Kaçak Bedeli, Perakende Satış Hizmet bedeli, İletim Bedeli, Dağıtım Bedeli, TRT Payı vb. adlarla tahsil edilen bedellerin davalıdan tahsilini talep etmektedir.
Mahkemece 2016/633 E, 2020/327 K sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiş, hükme karşı taraf vekillerince istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine dairemizin 2021/96 E, 2021/139 K sayılı kararı ile mahkeme kararının HMK. 353/1-a-4 maddesi gereği kaldırılmasına karar verilmiş, bu karar üzerine mahkemece yapılan yargılamada bu defa konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, vaki karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekilinin istinaf başvurusu incelendiğinde;
Perakende Satış Hizmeti bedeli ve sayaç okuma bedeli talebi dışındaki diğer talepler yönünden;
Yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilerek, Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.
Bu bağlamda yapılan inceleme sonucunda; davada dava konusu edilen kayıp kaçak, dağıtım, iletim bedelleri vs olarak faturalara yansıtılan kısımların yasaya aykırı olarak yansıtıldığı ve hiç alınmaması gerektiği ileri sürülerek bu dava açılmış ise de davanın açıldığı tarihi itibarıyla mevzuatta değişiklik yapan 6719 sayılı yasa ile 6446 sayılı yasaya ilave edilen hükümlerle, faturalara yansıtılan bu bedellerin maliyet unsuru olarak faturalara yansıtılmasının yerinde ve gerekli olduğu düzenlenmiş ve bu düzenleme eldeki davalara ve icra takiplerine uygulanacak şekilde geriye yürütülmüştür. Bu düzenlemenin Anayasa’ya aykırılığı yolundaki muhtelif mahkemelerin yaptığı başvurular sonucunda, Anayasa Mahkemesince 2017 yılının Aralık ayında bu başvuruların reddine karar verildiği, dolayısıyla bunların maliyet bedeli olarak faturalara yansıtılmasının yasaya uygun olduğu, eldeki davalara da uygulanacağı kesinleştiğinden, yargılama sırasında yürürlüğe giren yasal değişiklik sebebiyle mahkemece konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Perakende Satış Hizmeti bedeli ve sayaç okuma bedeli talebi yönünden;
Davacı taraf serbest tüketici konumunda ise de açılan davada, davacı, Danıştay 13. Dairesinin 06/04/2011 tarih 2008/2695 E.- 2011/1368 K. ile 875 sayılı kurul kararı ile iptali nedeniyle 01/09/2006-31/12/2010 tarihleri arasındaki PSH uygulaması ve buna bağlı olarak fazladan alınan bedellerin hukuki dayanaktan yoksun kaldığını şeklinde dava sebebini bu hususlara dayandırmamıştır. Dolayısıyla, davada, talebin sadece bu bedellerin hiç alınamayacağına ilişkin olduğu dikkate alınarak, taleple bağlılık kuralıda gözetilip, yargılama sırasında yürürlüğe giren yasal değişiklik sebebiyle bu talep hakkında da mahkemece konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi yerinde olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- İstinaf başvurusu yapan davacı yönünden alınması gereken istinaf karar harcından peşin alınan harcın mahsubu ile terkin sınırı altında kalmakla bakiye harç tahsiline yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın Dairemizce taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere 14/01/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
*

Başkan …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Katip …
¸e-imzalı

¸Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca E-İMZA ile imzalanmıştır.¸