Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/1394 E. 2022/255 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1394
KARAR NO : 2022/255
KARAR TARİHİ : 24/02/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 19/11/2018
KARAR TARİHİ : 14/09/2021
NUMARASI : 2021/82 Esas – 2021/479 Karar

DAVACI / KARŞI DAVALI : PAIPURTH İNŞAAT SANAYİ VE TİCARET A.Ş. – … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI / KARŞI DAVACI : … – … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Eser sözleşmesinden kaynaklı ayıplı ifa nedeniyle tazminat ve cezai şart, karşı dava ise, yüklenicinin açtığı alacak
KARARIN YAZIL. TARİH : 24/02/2022

Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik, davalı / karşı davacı vekilince süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili görevsiz mahkemeye vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkil Yaşaroğlu Gayrimenkul Mimarlık San. Ve Tic. Ltd. Şti., Kocaeli ili Karamürsel İlçesi Kayacık Mah. 223. Cadde No: 5 adresinde bulunan iki adet villa inşaatının ferforje işlerini yapılması hususunda davalı … ile 02.01.2018 tarihinde sözleşme imzaladıklarını, iş bu sözleşme gereği davalının söz konusu taşınmazlardaki ferforje işlerini sözleşmede belirtilen şekilde yapacağını, müvekkilinin de bunun karşılığında sözleşmede belirlenen bedeli davalıya ödeyeceğini, ancak davalının, sözleşmede belirlenen işleri sözleşmede belirtildiği şekilde yapmadığını, sözleşmede davalı tarafından yapılacak olan ferforje işlerinin niteliği, yapımda kullanılacak malzemeler ve uygulanacak model özellikle sözleşme ekinde sunulmak suretiyle belirtildiğini, ancak davalı tarafından, sözleşmenin ilgili maddelerine, ekli model resimlere aykırı olarak hareket edildiğini ve bir takım işlerin ya eksik yapıldığını ya da hiç yapılmadığını, bununla birlikte davalının, söz konusu işleri yapar iken de inşaatın kimi yerlerine zarar verdiğini, diğer taraftan sözleşme konusu işin bitiş ve teslim tarihleri de sözleşmede belirtilmiş olmasına rağmen davalının, sözleşme konusu işi de süresinde teslim edemediğini, davalının sözleşmeye aykırı işler yapması üzerine müvekkil davacı tarafından davalının sözlü olarak defalarca kez uyarılmış, hatalı işlerin düzeltilmesi istendiğini ancak buna rağmen herhangi bir düzeltme olmayınca ve iş teslimi yapılmayınca bu kez müvekkil davacı Karamürsel Noterliğinin 12.09.2018 tarihli 1233 nolu ihtarnamesi gönderildiğini, ancak bu ihtara rağmen sözleşmeye aykırılıklar giderilmediğini, bu durumun devam etmesi, davalının yazılı ve sözlü ikazlara karşı tepkisiz kalması ve bu işleri yapmaktan ya da düzeltmekten de kaçınması üzerine, Karamürsel Sulh Hukuk Mah. 2018/8 D.İş sayılı dosyası ile eksik, hatalı ve sözleşmeye aykırı olarak yapılan ve yapılmayan hususlarla ilgili sözleşmeye konu taşınmazda tespit yaptırıldığını, yapılan inceleme neticesinde bilirkişice; davalı tarafından yapılan imalatlarda yer yer paslanma olduğunu, bahçe duvarı üzerinde birbirini takip eden korkulukların ve balkonlar kullanılan korkulukların desenlerinin- motiflerinin hem sözleşmede belirtilen modelden hem de birbirinden farklı olduğunu, özellikle korkuluklarda kesme ve bükme hatalarından kaynaklanan metal işçilik kusurlarının bulunduğunu, işin yapımında kullanılan boyanın sözleşmede belirtilen boya ile aynı olmadığı gibi teknik olarak tespit edildiğini, bilirkişi tarafından KDV dahil 87.320,00-TL’lik sözleşmeye aykırı yapılan iş ve kullanılan malzeme sonucu söz konusu taşınmaza verilen zarar olduğu ve işin teslim tarihinden tespit tarihine kadar geçmiş olmasına rağmen halen teslim edilmemesi nedeniyle 58 günlük gecikme cezası ödenmesi gerektiğinin belirtildiğini, bu tespite ilişkin raporun davalıya tebliğ edildiğini, iş bu tespitin raporunun davalıya da tebliğinden sonra davacı tarafça tekrar davalıya Kadıköy 29. Noterliğinin 25521 yevmiye nolu 01.11.2018 tarihli ihtarnamesi gönderilerek, davalıdan söz konusu eksik işlerin tamamlanması, sözleşmeye uygun hale getirilmesi, zararların tazmini aksi halde kendisinin yapmadığı işlerin bir üçüncü şahsa tamamlattıracağı, buna ilişkin faturanın da kendisinden tahsili talep edileceği, işin gecikmesi nedeniyle gecikilen her gün için sözleşmede kararlaştırılan günlük 250,00-TL’den ödenmesi gereken gecikme cezasının üç iş günü içerisinde ödenmesi bildirildiğini, bu ihtarnamenin davalıya tebliğ edildiğini, ancak ihtara konu edilen hiçbir hususu gerçekleştirmediğini, tüm bu uyarılara rağmen davalı tarafından sözleşmeye aykırılığın giderilmemiş olması üzerine müvekkil, taşınmazdaki eksik ve hatalı işleri düzelttirmek, yapılmayan işleri yaptırmak ve bir an önce taşınmazını satışa çıkarmak için başka şahısla anlaşmak zorunda kaldığını, dava açıldığı tarih itibariyle taşınmazdaki eksikliklerin giderilmesi işlemleri devam ettiği için üçüncü şahıs tarafından müvekkile henüz fatura kesilmediğini, iş bitimi neticesinde kesilecek fatura mahkemeye sunulacağını, iş bu faturanın da fatura tarihinden itibaren davalıdan avans faizi ile birlikte tahsili talep edildiğini, buna ilişkin talep ve dava haklarının şimdilik saklı tutulduğunu, diğer taraftan taraflarca imzalanan sözleşmede işin başlangıç- bitiş tarihleri ve işin ne şekilde teslim edilmiş sayılacağının açık ve net olarak belirtildiğini, davalının iş bu bitim tarih ve usulüne de uymadığını, sözleşmede, belirlenen iş bitim süresinde işin teslim edilmemesi durumunda her geçen gün için günlük 250,00-TL gecikme cezası ödenmesi kararlaştırılmış ve davalının da bu gecikme cezasını kabul ettiğini, sözleşme bitim tarihi 30.07.2018 olmasına rağmen iş bu dava tarihine kadar davalıdan iş teslimi yapılmadığını, bu durumun davalıya gönderilen her iki ihtarnamede de belirtildiğini, ancak sözleşmeden kaynaklı iş bu gecikme cezasının davalı tarafından bugüne kadar ödenmediğini, bu nedenle iş bu dava ile de mahkemeden ihtarname tarihine kadarki 95 gün için 23.750,00-TL gecikme cezasının ödenmesinin talep zarureti hasıl olduğunu, yine söz konusu taşınmazlar müvekkil davacı tarafından satışa hazır bir hale getirilmiş olmasına rağmen davalının eksiklikleri nedeniyle satışa sunulamadığını, müvekkilinin işinin inşaat yapıp satmak olduğunu, geçimini bu şekilde sağladığını, davalının söz konusu sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmemiş olması müvekkil davacının taşınmazı geç satışa sunmasına neden olduğunu, davalının eksik işleri yapıldığı için satışa sunulamadığını, bu nedenle müvekkil davacının müşteri ve zaman kaybetmesine sebebiyet verdiğini, müvekkil davacının yukarıda açıklanan zararları toplamı fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik (gecikme cezası ile birlikte) 111.070,00-TL olduğunu, bu masrafların yanında işin bir üçüncü şahsa yaptırılması nedeniyle de doğacak sair masraflar dahil olmadığını, müvekkilin uğradığı ve davalının sebep olduğu menfi, müspet ve munzam zararların tazmini için mahkeye başvurma zaruretinin hasıl olduğunu, bu nedenle sözleşemeye aykırılıktan doğan zararlarımızın tazmini için fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 87.320,00-TL ile 23.750,00-TL gecikme cezasının davalıdan ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili görevsiz mahkemeye vermiş olduğu cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacının, davasındaki dayanağı sözde sözleşmeyi kabul anlamına gelmediğini, davacı tarafından dosyaya sunulan 02.01.2018 tarihli sözleşmenin incelenmesinde sözleşmesin son sayfasında, davacı şirketin kaşesinin olmadığının ve ünvanının yazılı olmadığının görüldüğünü, sadece kimliği belirsiz bir şahsa ait bir imza olduğunun görüldüğünü, limited şirketlerde yetkilinin imzasının yanında kaşesinin de arandığını, kaşenin sözleşmenin tarafı olan şirket ya da tüzel kişiye ait olması ve sözleşmenin kaşelenmesi de gerektiğini, davacı şirketin ana sözleşmesinde de görüleceği üzere , davacı şirketin “şirketin kaşe ve ünvanı üzerinde atacağı imza ile temsil ve ilzam edilmesi gerekmektedir” sözleşme de, şirket kaşe ve ünvanı üzerine atılmış böyle bir imzanın olmadığını, dolayısı ile davacı tarafın sözleşmenin tarafı olamayacağını, davanın dava şartı-dava ehliyeti-husumet açılarından red edilmesi gerektiğini, iş bu davanın görevli mahkemede açılmadığını, davanın konusu iş villa ile ilgili olduğunu, dava konusu yerin niteliği gözetildiğinde, ticari ve mesleki amaçlarla hareket etmeyen davacının işlemi tüketici işlemi olduğunu, davanın görevli tüketici mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, müvekkilin adresinin (ve davacının adresi) Kağıthane-İSTANBUL olup, dosyanın yetkili İstanbul Çağlayan Tüketici mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, ortada geçerli bir yetki sözleşmeside bulunmadığını, iş bu dava süresinde açılmadığını, dava şartları ve ihbar şartları da zamanında yerine getirilmediğini, davanın bu nedenlerler de reddi gerektiğini, davacı tarafın, mahkemenize eksik ve yanlış bilgiler vererek iş bu davayı açmış ve buradan haksız yarar elde etmeye çalıştığını, bu hususun kabul edilemeyeceğini, dava dilekçesi, talep ve iddiaların gerçek dışı olduğunu ve kabul edilemeyeceğini, bu kapsamda, davacının sunduğu bilirkişi raporuda hatalı, gerçek dışı, bilimsellikten uzak, hukuka aykırı, tamamen subjektif varsayımsal ve denetime elverişsiz bir rapordur ve tarafımızca mahkemesine itirazda edildiğini, kesinlikle kabul etmediklerini, davacı tarafın dava konusu Karamürsel ‘deki villalarda ve bununla birlikte Almanya ‘da ki dairedeki bazı ferforje vs. işlerin yapılmasının müvekkilinden istediğini, müvekkilde bu işleri yapacabileceği şartların davacıya bildirildiğini, davacı tarafın sözlü olarak anlaşılan bu şartları kabul ettiğini, sonrasında davacı tarafın müvekkiline davacının başka firma ile yaptığı ve konusu villa inşaatlarında mermer kaplama işlerinin yapılmasına dair, 3. kişi taşeron bir firma ile ilgili, alakasız bir sözleşme göndermiş ve imzalatmaya çalıştığını, bu sözleşmeye müvekkilinin itiraz ettiğini, imzalamak istemediğini, sözlü olarak anlaşılan şekil ve şartlarda ekleme çıkarma yapmak istemiş ise de ,davacı tarafın müvekkile, hile ile sözleşmenin bir sayfasını imzalattığını, sözleşmeyi kabul anlamına gelen ve hukuken geçerli bir imzamızın olmadığını, hileli, hatalı ve alakasız sözleşme ve hiç görmediğimiz ekleri kabul etmediklerini, sözleşmenin geçersiz olduğunu, davacı tarafın sözleşmeyi düzelteceğini, doğrusunu getirerek imzalatacağını söylemesine rağmen bu sözünde durmadığını, davacı tarafın sözünde durmadığı gibi, hileli ve kabul etmediğimiz bu sözde sözleşmeden haksız yarar sağlamaya çalışarak, Beyoğlu 50.Noterliğinin 12.09.2018 gün ve 12373 yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ederek müvekkilden hatalı ve eksik işler için 65.000 TL ile tutarı belli olmayan haksız gecikme cezası istediğini, bu ihtara taraflarınca Beyoğlu 20.Noterliğinin 25.09.2018 gün ve 17519 yevmiye nolu ihtarnamesi ile cevap verilerek itiraz edildiğini, kabul edilmediğini ve karşı taleplerde bulunulduğunu, şimdilik 40.000 TL fazla yapılan iş bedeli ,50.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminat istenildiğini, işlerin tamamının, montajı da dahil olmak üzere Haziran 2018 sonu itibarı ile davacıya teslim edildiğini ve tamamlandığını, eksik hiçbir şeyin kalmadığını, davacıya yapılan ve montajı da bitirilen işlerin takriben 40.000 TL civarından daha fazla yapılan işin olduğunu, bunun da faizi ile müvekkile ödenmesi gerektiğini, müvekkilinin işlerini zamanından önce tam ve eksiksiz olarak yaptığını, teslim ve montajını da yaptığını, sözde sözleşmeyi ve ceza maddesi sayfasını müvekkilinin kabul etmediğini ve imzalamadığını, sözleşmeyi kabul anlamına gelmemek kaydı ile cezayı gerektirecek bir geçikme, hatalı ve eksik hiçbir durumun da olmadığını, davacının tespit davası ile tespit yaptırdıktan sonra çok kısa bir süre sonra müvekkiline bu düzenleme, değişiklik ve yeni işleri yaptırdığını, düzenleme, değiştirme ve yeni işlerin yapıldığı tarihten çok kısa bir süre önce davacının gizlice tespit davası açtığını, bu tespitin davası açtığı bilgisini müvekkiline vermediğini, Karamürsel Sulh Hukuk Mahkemesi ‘nce 2018/18 D. İş üzerinden ve 26/09/2018 tarihinde tespit yapıldıktan kısa bir süre sonra tespit istenilen yerde davacı tarafın müvekkile bazı değişiklikler, yenilikler ve yeni işler yaptırdığını, müvekkilinin dava konusu işlerini zamanından önce, tam ve eksiksiz olarak yaptığını, teslim ve montajını da yaptığını, hiçbir gecikme ve hiçbir eksiği bulunmadığını, hata ve eksikliğinin olmadığını, montaj esnasında söve ve mermerlere, dış cepheye, iç boya ve satene hiçbir zarar verilmediğini, imalatta epoksili boya olduğunu, hiçbir gecikme olmadığını, zamanından önce iş ve montaj bitirildiğini, sözde cezayı gerektiren bir gecikme olmadığını, geçerli ve kabul edilen bir sözleşme ve cezasının da olmadığını, imalatların paslanmadığını, demirlerin de paslı olmadığını, montaj esnasında söve ve mermerlere, içerideki boyalara, satenlere zarar verilmediğini, bahçe kapılarının menteşelerinin nizami ve montaja uygun olduğunu, dış kapıların altında boşlukların olmadığını, nizami olduğunu, kasa montajının hatasız olduğunu, kasa montajının hatasız olduğunu, kasa üstü bel vermediğini, kasa elektriğinin takılmasından ve otomatik elektrik kabloları bağlanıp içeriye yapılmasından elektrikçi sorumludur müvekkil ile ilgisinin olmadığını, merdiven kanatlarının tam olduğunu, sağlam ve orijinal malzemeden imal edildiğini ve boyalarının sağlam olduğunu, paslanmaların olmadığını, bahçe korkuluklarında 3 ayrı desen olmadığını, desenlerin aynı ve eşit olduğunu, sözleşmenin geçersiz olduğunun tespitine ve kabulüne, bu talebinin kabul edilmez ise iptaline karar verilmesini talep ettiklerini, sözleşmede davacının kaşe ve ünvanının olmadığını, sözleşmede tahrifat yapıldığını, cezai şart hükmü içeren ilk sayfa ve son sayfa hariç diğer sayfaların müvekkilce imzalı ya da paraflı olmadığını, dolayısı ile imzasız sayfaların da müvekkili bağlamayacağının açık olduğunu, cezai şarta dair sayfada da imzasının olmadığına göre müvekkili bağlamayacağını, yeni yapılanların, değişikliklerin sözde sözleşmenin iptal edildiğini, müvekkilin eski işlerden ibra edildiğini, yeni ve yeni şartlarda sözlü bir anlaşma yapıldığını gösterdiğini, davacı tarafın dava konusu Karamürsel’ deki villalarda ve bununla birlikte Almanya’daki dairedeki bazı işlerinin yapılmasını müvekkilden istediğini, müvekkilin de bu işleri yapacabileceği şartları davacıya bildirdiğini, davacı tarafın bu şartları kabul ettiğini, sonrasında davacı tarafın müvekkile, hile ile sözleşmenin bir sayfasını hile ile imzalattığını, müvekkilim işlerini eksiksiz ve zamanında bitirmiş ancak alacaklarını davacıdan zamanında ve tam olarak alamadığını, sonrasında yine karşılıklı ihtarnameler keşide edildiğini, müvekkilin davacı taleplerini red ettiğini ve tüm haklarını davacıdan talep ettiğini, davacıya Karamürsel’de yapılan işler karşılığında KDV Dahil 240.531,00 TL fatura kesildiğini, davacı ise bu tutarın sadece 165.000,00 TL sini ödediğini, davacıya yaptığımız işlerden doğan alacaklarımızdan dolayı ödenmeyen 75.531,00 TL alacaklarının mevcut olduğunu, bu tutarın ihtar tarihinden itibaren ticari faizi ile tarafımıza ödenmesini talep ettiklerini, fazlaya ilişkin haklarının saklı kaldıklarını, Karamürsel’ de yapılmış olan (KDV hariç 203.840 TL) KDV Dahil 240.531 TL ödemenin ve aynı sözlü sözleşme kapsamında Almanya’daki daireye yapılan 10.000 EURO – 60.000 TL ödemenin % 70 tutarının müvekkile sözlü sözleşme tarihinde peşin ödenmesi geri kalanının da, 1 hafta içinde ödenmesi şeklinde olduğunu, bu hususlarda şifahi olarak taraflar arasında anlaşmaya varıldığını ve yeni bir yazılı sözleşmeye geçilmesinin kabul edildiğini, ancak muhatabın yeni sözleşme yapmadığını, ödemelerin zamanında yapılsa ide müvekkilinin düşük kur nedeniyle düşük fiyatlarla mal ve malzeme alacağını, yatırım yapacağını veya düşük kurdan döviz alacağını, ödemelerin gecikmeli yapılmasının 75.531,00 TL nin de hiç ödenmemesi nedeniyle yaklaşık 50.000,00 TL zararlarının mevcut olduğunu, denkleştirici adalet gereği de bu zararımızın karşılanması gerektiğini, bu nedenlerle şimdilik 30.000,00 TL nin ihtar tarihinden itibaren ticari faizi ile tarafımıza ödenmesini talep ettiklerini, fazlaya ilişkin haklarının saklı tuttuklarını, tüm bu nedenlerle de fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile usul itirazlarımızın kabulüne, davaya cevaplarının kabulüne, davacının dayanak olarak sunduğu , 02.01.2018 tarihli (sözde) sözleşmenin geçersiz olduğunun tespitine ve kabulüne, bu talebimiz kabul edilmez ise sözleşmenin iptaline karar verilmesini, davanın reddine, karşı davanın kabulü ile karşı davanın alacak tutarı olan şimdilik toplam 135.531,00 TL nin, ihtarımız tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davacıdan alınarak müvekkile ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ” ASIL DAVA YÖNÜNDEN; Davanın KABULÜ İLE; 87.320,00-TL tazminat tutarı, 23.750,00-TL cezai şart olmak üzere toplam 111.070,00-TL nin 01/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, KARŞI DAVA YÖNÜNDEN;
Davanın açılmamış sayılmasına” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı / karşı davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı … 3. şahıslara ait faturaları mahkemeye sunmadığını, eksik işi olmayan müvekkilinin bilgi ve hukuki eksikliğinden faydalanarak iş bitimi öncesi aldığı mahkeme tespit bilirkişi raporu ile kendisini haksız bir şekilde mağdur gösterdiğini, müvekkili işi tamamlayıp teslim ettiğini, eksik bir işinin olmadığını, buna ilişkin 3. şahıslara ait faturaların olmadığını, davanın ispat olunamadığını, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddedilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davacı / karşı davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; müvekkil, davalı … ile 02.01.2018 tarihinde sözleşme imzaladıklarını, davalı, sözleşmede belirlenen işleri sözleşmede belirtildiği şekilde yapmadığını, davalı tarafından, sözleşmenin ilgili maddelerine, ekli model resimlere aykırı olarak hareket edilmiş ve bir takım işler ya eksik yapılmış ya da hiç yapılmadığını, bununla birlikte davalı, söz konusu işleri yapar iken de inşaatın kimi yerlerine zarar verdiğini, ihtarname davalıya tebliğ edilmiş ancak ihtara konu edilen hiçbir hususu gerçekleştirmediğini, davalı iş bu bitim tarih ve usulüne de uymadığını, sözleşmede, belirlenen iş bitim süresinde işin teslim edilmemesi durumunda her geçen gün için günlük 250-TL gecikme cezası ödenmesi kararlaştırılmış ve davalı da bu gecikme cezasını kabul ettiğini,
diğer taraftan yine söz konusu taşınmazlar müvekkil davacı tarafından satışa hazır bir hale getirilmiş olmasına rağmen davalının eksiklikleri nedeniyle satışa sunulamadığını, arz ve izah edilen nedenlerle, davalı- karşı davacının istinaf talebinin reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklı ayıplı ifa nedeniyle tazminat ve cezai şart, karşı dava ise, yüklenicinin açtığı alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Mahkemece, asıl davanın kabulüne, karşı davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, davalı vekili tarafından asıl davada verilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Davacı iş sahibi, davalı yüklenicidir.
Taraflar arasında davacıya ait villa inşaatının ferforje işlerinin yapılması hususunda birim fiyatlar üzerinden 02.01.2018 tarihinde sözleşme imzalanmıştır.
Dava açılmadan önce davacı tarafça yaptırılan tespitte ve dava sırasında mahkemece yapılan keşif sonrası aldırılan bilirkişi raporunda, sözleşme kapsamında yapılan imalatların ayıplı olduğu, bu nedenle, imalatın sökülerek atölyeye nakledilmesi, atölyede kumlama ve epoksi uygulaması yapılmasından sonra imalatın yeniden yerine nakil ve montajı gerekeceği, bahçe giriş kapısındaki kapıların sözleşmeye uygun olarak değişimi gerekeceği, bunların piyasa rayici ile bedellerinin 87.320 TL olacağı belirlenmiştir.
Mahkemece 87.320 TL ayıplı imalat bedeli ile 23.750 TL ifaya ekli cezai şart alacağına hükmedilmiştir.
Davalı vekilinin istinaf dilekçesi incelendiğinde; hükmedilen cezai şart alacağına yönelik açık istinaf bulunmamaktadır. Öte yandan, mahkemece hükmedilen ayıplı imalatların bedellerinin alınmadığı şeklinde bir istinafı da yoktur. Davalının istinafı, işin eksiksiz teslim edildiği ve davacının eksik işleri üçüncü kişilere yaptırdığı iddiasına ilişkin bunun faturasının sunulmasına ilişkindir.
Davalı işin eksiksiz teslim edildiğini savunsa da, yukarıda tespit raporu ve mahkemece aldırılan raporlarda açıklandığı üzere, davalı yüklenici sözleşme kapsamında yüklendiği edimi ayıplı ifa etmiş ve ayıplı imalatın bedelini almadığını da istinaf konusu etmemiştir. Bu nedenle davalının yükümlülüğünde olup ayıplı ifa edilen edim nedeniyle mahkemece ayıp giderim bedeline ve açık istinaf olmadığından cezai şart alacağına hükmedilmesi yerinde görülmüştür.
Açıklanan nedenlerle mahkemenin asıl dava yönünden verilen kabul kararı, ileri sürülen istinaf nedenlerine göre, yerinde görüldüğünden davalı/karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı/karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 7.587,19 TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.897,00 harcın mahsubu ile bakiye 5.690,19 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,(harç tahsil müzekkeresinin temyize tabi dosyalarda Dairemizce, temyize tabi olmayan (kesin karar) dosyalarda ilk derece mahkemesince ilgili vergi dairesine yazı yazılmak sureti ile yerine getirilmesine,)
3-İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yargılama giderlerinin davalı/karşı davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği ve diğer işlemlerin Dairemizce yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.

*

Başkan …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Katip …
¸e-imzalı

¸Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca E-İMZA ile imzalanmıştır.¸