Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/1326 E. 2021/1268 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1326
KARAR NO : 2021/1268
KARAR TARİHİ : 22/12/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 28/07/2020
KARAR TARİHİ : 27/04/2021
NUMARASI : 2020/312 Esas – 2021/328 Karar

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 1- … – … …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2- … – …

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/07/2021

Kocaeli 2.Ticaret Mahkemesi’nin 2020/315 E – 2021/328 K sayılı dosyasından verilen 27/04/2021 tarihli karara karşı davalı … vekilince istinaf talebinde bulunulması üzerine dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmakla, dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalılardan senet lehtarı olan ….arasında Başiskele Noterliği’nde 10/11/2017 tarihli, 16815 yevmiye numaralı, düzenleme şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin yapıldığını, sözleşme gereğince müvekkilinin hissedarı bulunduğu Kocaeli İli, Başiskele İlçesi, Ş. Döngel Mah. 189. Ada, … parselde kayıtlı bulunan arsa üzerinde bağımsız bölümler yaparak teslim etmeyi yüklenici sıfatıyla taahhüt ettiğini, yapılan sözleşmede inşaat ruhsatının alındığı tarih inşaata başlama tarihi gösterildiğini, ruhsat alım tarihinden itibaren 15 ay sonunda sözleşmedeki koşullara uygun olarak inşaatın teslim edilmesinin kararlaştırıldığını, sözleşmenin imzalanmasından 32 ay gibi uzun bir zaman geçtiği halde müvekkil tarafından yapılan tüm uyarılara rağmen belediyen inşaat ruhsatının alınmadığını, inşaat başlanılmadığını, davalı Sanberk Peyzaj Nak. İnş. Mad. Tur. San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin ciddi mali kriz içinde olduğunu, piyasaya olan borçlarını ödemediğini, firmaya ait çeklerin ödenmemesi nedeniyle firma ile iş yapan pek çok taşeronun da ciddi mail kriz içine girdiğini, firmanın ödemelerini gerçekleştirememesi nedeniyle canı yanan zor durumda kalan taşeronların ve firma ile pek çok kişi ve kurumun da firma yetkilisi…’ i aradığı, kendisine ulaşılmaya çalışıldığı, ancak ulaşılamadığı yönünde haberlerin çıktığını, …’in hiçbir açıklama yapmadan şirket kasasındaki nakit para, çek, senet vs. Ne varsa topladığı şehir dışına çıktığını, telefonlara çıkmadığını, sözleşme gereğini yerine getirmeyen Sanberk Peyzaj’ın Kocaeli 5. Noterliği aracılığı ile 08/06/2018 tarihli, 12244 yevmiye numaralı ihtarnamenin keşide edildiğini, müvekkilinin tüm bu olumsuz gelişmeler üzerine Kocaeli 5. Noterliği’nin 29/06/2018 tarih, 14329 yevmiye numaralı ihtarname ile davalı şirkete ihtarnamenin keşide edildiğini, müvekkilinin en son davalı şirket yetkilisi…’i dolandırıcılık suçunu işlediğinden bahisle suç duyurusunda bulunduğunu, müvekkilinin halen mağdur olunduğunu, dairelerini teslim alamadığını, icra takibine konu edilen senetin müvekkilinin bilgisi dışında, kötüniyetli bir şekilde doldurulmuş, el ve işbirliği ile davalı … tarafından Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2020/9988 Esas sayılı ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine geçildiğini, müvekkilininborçlu olmamasına rağmen haciz tehdidi altında olup borçlu olmadığı bir parayı ödemek zorunda kalacağını, bu nedenle müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline ve takibin işbu davanın sonuna kadar tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar davaya cevap vermemiştir. davanın reddini talep etmiştir.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;
1-Davanın Kabulü ile,
2-Davacı …’nun Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü 2020/9988 E sayılı dosyasında takibe konulan 10.11.2017 tanzim tarihli, 20.07.2018 ödeme tarihli 100.000,00-TL bedelli bono nedeni ile borçlu olmadığının tespitine,
3- Davacının Kötü niyet tazminatı talebinin kabulü ile İİK 72/5 maddesi uyarınca asıl alacak miktarı olan 100.000,00-TL’nin %20 oranında hesaplanan kötüniyet tazminatının davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; karar duruşmasına sundukları mazeretin kabul edilmediğini ve bu nedenle savunma hakları kısıtlandığı gibi dava dosyasının gereksiz yere yokluklarında karara çıkarıldığını, müvekkili aleyhine açılan iş bu davaya cevap süresi içerisinde cevap veremediklerinden kanun gereği karşı tarafın iddialarını inkar etmiş sayıldıklarını, bu sebeple davaya yönelik savunmalarını delilleri toplandıktan ve tahkikat aşaması tamamlandıktan sonra gerçekleştirmek istediklerini, davalı müvekkilinin kötü niyetli olduğu yönündeki tanık beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini, tarafsızlıklarını koruyamayacak ölçüde davacı tarafın yakın akrabaları olduğunu, ayrıca akraba dahi olsalar davalı müvekkili ile olan yakınlıkları ya da arkadaşlıkları bulunmamakla birlikte onu tanımadıklarını ifade etttiklerini, ayrıca davacı tanıklarının tamamının tanıklığının görgüye değil, araştırmaya ve duyuma dayalı tanıklıklar olduğunu, mahkemenin davalı müvekkili hakkında kurmuş olduğu hükmün gerekçesinin de hukuka aykırı olduğunu, mahkemenin tanık anlatımlarına haksız ve hukuka aykırı olarak itibar ettiğini, ayrıca davayı yürüten vekil olarak müvekkilinin kötü niyetli olduğunu ‘vekilin içerisinde bulunduğu ilişkiler’ çerçevesinde değerlendirerek müvekkilinin kötü niyetli olduğuna karar verdiğini, kötü niyet kavramının bir başkası üzerinden değerlendirilebilecek bir kavram olmadığını, doğrudan kişinin hal ve hareketlerinin izlenerek değerlendirilmesi gereken bir kavram olduğunu, bu sebeplerle mahkeme kararının ve gerekçesinin müvekkilinin haksız yere kötü niyetli olduğu şeklinde değerlendirme yapmasının haksız ve hukuka aykırı bir durum olduğunu ileri sürerek haksız ve hukuka aykırı dava kabul kararının kaldırılarak müvekkili … hakkında dava red kararı verilmesini, savunmalarınızın sözlü olarak da ifade edilmesi amacıyla istinaf yargılamasının duruşmalı yapılmasını, icra tehdidi karşı karşıya olduklarından tehir-i icra taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalının istinaf nedenleri haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olup kötü niyetli olarak süreci uzatmak maksadıyla yapıldığını, yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olup, taraflarınca sunulmuş olan Yargıtay kararlarında kötü niyetin tanık dahil her türlü delille ispat edilebileceği açıkça belirilmiş olup eldeki davada iddialarının sunulan delillerle ispatlandığını, bu nedenle davalı tarafça eldeki dava ile alakası olmayan kararlara emsal olarak itibar edilemeyeceğinin açık olduğunu, açıklanan ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle, davalının soyut ve hukuki dayanaktan yoksun istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava takip konusu bononun lehtar yönünden bedelsiz, davalı hamil yönünden ise hamilin kötü niyeti nedeniyle bedelsiz olduğu iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Davacı vekili, müvekkili ile davalılardan senet lehtarı olan Sanberk Peyzaj Nak. İnş. Mad. Tur. San. Ve Tic. Ltd. Şti arasında Başiskele Noterliği’nde 10/11/2017 tarihli, 16815 yevmiye numaralı, düzenleme şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin yapıldığını, sözleşme gereğince müvekkilinin hissedarı bulunduğu Kocaeli İli, Başiskele İlçesi, Ş. Döngel Mah. 189. Ada, … parselde kayıtlı bulunan arsa üzerinde bağımsız bölümler yaparak teslim etmeyi yüklenici sıfatıyla taahhüt ettiğini, ancak sözleşmenin imzalanmasından 32 ay gibi uzun bir zaman geçtiği halde inşaat ruhsatının bile alınmadığından Kocaeli 5. Noterliği aracılığı ile 08/06/2018 tarihli ve 29/06/2018 tarih, 14329 yevmiye numaralı ihtarnamelerin keşide edildiğini, müvekkilinin dairelerini teslim alamadığını, icra takibine konu edilen senetin müvekkilinin bilgisi dışında, kötüniyetli bir şekilde doldurulmuş, el ve işbirliği ile davalı … tarafından Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2020/9988 Esas sayılı ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine geçildiğini, müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin iyiniyetli yetkili hamil olması nedeniyle davacının bedelsizlik iddiasını müvekkiline karşı ileri süremeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davalının kötüniyetli olduğununun ispat edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Kocaeli 8. İcra Müdürlüğünün 2020/9988 E sayılı icra dosyası ile, davalı … tarafında davacı aleyhine 100.000,00-TL bedelli 10.11.2017 tanzim tarihli, 20.07.2018 vade tarihli senet nedeni ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yaptığı anlaşılmıştır.
Menfi tespit davasında kural olarak; hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü kıymetli evrakta hak iddia eden davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır. Ancak, borçlu bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş; ancak, bu hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu, ileri sürmüşse bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir. Zira; davacı borçlu senedin bir hukuki ilişkiye dayanmadığını değil, başka bir hukuki ilişkiye dayandığını ileri sürmekte; temelde bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmektedir (Hukuk Genel Kurulu’nun 17/12/2003 gün ve E:2003/19-781, K:2003/768; 12/10/2011 gün ve E:2011/19-473, K:2011/607; 04/12/2013 gün ve E:2013/19-89, K:2013/1645; 14/05/2014 gün ve E:2013/19-1155, K:2014/660 sayılı ilamları). Bu durumda, davacı bu iddiasını HMK. 200. maddesi uyarınca, senet ile aynı nitelikte yazılı delliler ile ispatlanmalıdır.
Bedelsizlik iddiası keşideci davacı ve lehtar davalı arasındaki temel ilişkide şahsi def’i olup iç ilişki yönünden ve ispat konusunda önem taşır. Senetten dolayı kendisine başvurulan kişi düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayalı defileri hamile karşı ileri süremeyeceği, ancak hamilin senedi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmesi halinde ileri sürebilecek olup davacı kötüniyeti tanık dahil hertürlü delil ile ispat edebilir.
Somut dosyada, davacı ile davalı şirket arasında, Başiskele Noterliği 10.11.2017 tarihli 16815 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığı, davalı şirketin davacı ile aralarındaki Başiskele Noterliği 10.11.2017 tarihli 16815 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre yükümlülüklerini yerine getirmediğinden sözleşmenin davacı tarafça feshedildiği, taraflar arasında başkaca hukuki ilişki bulunmadığı, dava konusu senedin söz konusu sözleşme nedeni ile verildiği, sözleşmenin feshedilmiş olması nedeni ile taraflar arasında herhangi bir hukuki ilişki kalmadığından söz konusu senedin de bedelsiz kaldığı, özellikle dinlenen ve görgü ve bilgiye dayalı tanık beyanları ile davalı hamil …’ın senedin bedelsiz olduğunu bilebilecek durumda olduğu, iyiniyetli 3. kişi olarak kabul edilemeyeceği bilerek davacının zararına hareket ettiğinin kabulü ile davanın kabulüne dair mahkeme kararı yerindedir.
Davalı vekilinin mazeretinin dayanak belgesi olmaması, önceki celselerde de yalnızca tek celseye katılıp, diğerlerine mazeret dilekçesi sunması ile yargıdaki hedef süre de gözetilerek mazeretin reddine dair Mahkemenin kabulü de yerinde olup davalı vekilinin bu yöndeki istinafı yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi dosyasında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalı … vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KOCAELİ 2.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 27/04/2021 tarih, 2020/312 E – 2021/328 K sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 6.831,00 TL istinaf karar harcından, davalı tarafça peşin yatırılan 1.707,75 TL’nin mahsubu ile bakiye 5.123,25 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1.b.1 ve 361/1 maddeleri gereğince, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine TEMYİZ yolu açık olmak üzere 22/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi

*

Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı