Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/1301 E. 2021/1170 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1301 – 2021/1170
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1301
KARAR NO : 2021/1170
KARAR TARİHİ : 08/12/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : ….
ÜYE : …
KATİP : ….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TALEP TARİHİ : 06/10/2021
ARA KARAR TARİHİ : 07/10/2021
NUMARASI : 2021/474 E

İHTİYATİ HACİZ TALEP EDEN
DAVACI : MASTER NET SAVUNMA VE GÜVENLİK TEKNOLOJİLERİ İNŞAAT SANAYİ TİCARET A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF DAVALI : DP WORLD YARIMCA LİMAN İŞLETMELERİ ANONİM ŞİRKETİ

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
TALEP : İhtiyati haciz talebinin reddi kararına itiraz

KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 08/12/2021

Kocaeli 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/10/2021 tarih, 2021/474 E sayılı ara kararına karşı davacı vekilince istinaf talebinde bulunulması ile dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmakla, 6100 Sayılı HMK.nun 352.maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili ihtiyati haciz talepli dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili şirket arasında 23/07/2019 tarihli tedarik ve hizmet sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 2. maddesinde kararlaştırıldığı üzere sözleşme ve eklerinde tanımı ve teknik detayları yer alan “Entegre Güvenlik Sistemlerinin Modernizasyonu” işini anahtar teslimi olarak sağlanmasını üstlendiğini, sözleşmede lafzi olarak anılan iş anahtar teslimi olarak öngörülmüş ise de sözleşme kapsam ve esas itibariyle bir ıslah projesi olduğunu, davacı müvekkili sözleşme kapsamında yazılım, donanım ve hizmetleri tedarik etmeyi yükümlenmiş ve üstlendiğini, tüm malzeme ve hizmet kalemlerini tedarik ettiği ve kurulumunu yaparak servis kalemlerini icra ettiğini, işin anahtar teslim bedelinin 206.026 Euro olarak belirlendiğini, 22/06/2020 tarihli sözleşme geçici kabul toplantı tutanağında belirtildiği üzere dokümanlar üzerinde kontrol ve sahada yapılan tespitler sonucunda bazı işlerin devam etmesinin geçici kabule engel bir hal olarak görülmediğini, müvekkili anılan tutanakta belirtilen hususlar dahi gereği gibi eksiksiz ve kusursuz bir biçimde ifa edilmediğini, sözleşmede öngörülen muacceliyet biçimine uygun bir biçimde ödeme yapılmayınca müvekkili tarafından alacağının tahsili için Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2021/87891 Esas sayılı takip dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, borçlu tarafın borca ve ferilerine haksız biçimde ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini belirterek icra takibine davalının yapmış olduğu haksız vaki itirazının iptali ile takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, davalı borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının tüm alacağı karşılayacak miktarının tensiple ihtiyaten haczine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Kocaeli 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/10/2021 tarihli ara kararı ile; davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece 2004 sayılı İİK.nun 257 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati haciz istemlerinin sunulan belgelerin alacağın varlığını ve miktarını yaklaşık olarak ispata yeterli mahiyette olmadığından alacağın varlığının ve miktarının yargılamayı gerektirmesi gerekçesiyle reddine karar verildiğini, oysa, mahkemenin kabulünün aksine hangi koşullarda ihtiyati haciz kararı verileceğinin İİK.nun 257. maddesinde açıkça hükme bağlandığını, bu bağlamada, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için, alacaklının, alacağın varlığı ile yasada belirtilen koşulların oluştuğu yönünde mahkemeye olumlu şekilde kanaat uyandırmasının gerekli ve yeterli olduğunu, buradaki ispatın asıl davadaki gibi tam bir ispat olmadığını, müvekkilinin ihtiyati haciz istemi taraflar arasındaki 23.07.2019 tedarik ve hizmet sözleşmesine dayalı olup, alacağın muaccel olduğunun ve rehinle temin edilmediğinin anılan sözleşme, ihtarname ve 22.06.2020 tarihli geçici kabul tutanağı ile kuşkudan uzak bir şekilde kanıtlandığını, somut olayda da, ihtiyati haciz talep tarihi itibarı ile talep konusu alacağın vadesinin geldiği ve geçtiği, dolayısıyla alacağın muaccel olduğunun açık olduğunu, alacak rehinle de temin edilmediğine göre, mahkemece talebin kabulüne karar verilmek gerekirken, yanılgılı ve dosya kapsamı ile örtüşmeyen değerlendirmeye bağlı olarak sunulan belgelerden alacağın varlığını ve miktarını yaklaşık olarak ispata yeterli mahiyette olmadığından alacağın varlığının ve miktarının yargılamayı gerektirmesi gerekçesiyle, üstelik yasada bulunmayan koşullara dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulmasının kanunun açık hükmüne aykırı olduğunu, mahkemenin gerekçesinde belirtilen sunulan belgelerden alacağın varlığını ve miktarını yaklaşık olarak ispata yeterli mahiyette olmadığı gerekçesi dosyada bulunan delillerle örtüşmediği gibi uyuşmazlığın yargılamayı gerektirmesinin, İİK.nun 257. maddesinde kanun koyucu tarafından belirlenen koşullardan olmadığını, mahkemece yasada olmayan koşulların kıyas yolu ile çoğaltılmasının hukuken olanaklı olmadığını, bu nedenle, mahkemenin bu gerekçesinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, kaldı ki, mahkemenin davalıdan sadır bir cevap dilekçesi dahi dosya henüz sunulmamışken sanki davalı tarafından cevap verilmişçesine bir değerlendirme yapmasının da isabetli olmadığını, öte yandan, T.C Anayasasının 141/3. maddesi hükmüne göre, bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiğini, üst mahkemenin de, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebileceğini, gerekçesiz kararın mahkemelerle, yargıya olan güveni sarstığı gibi, taraflar arasındaki uyuşmazlığı çözüme kavuşturacak nitelikte olmayacağını, yerel mahkemenin gerekçesinin ise bahsedilen bu düzenlemelerden de yoksun olduğunu beyanla; izah edilen ve re’sen gözetilecek diğer nedenlerle yerel mahkemenin ihtiyati haciz taleplerinin reddine ilişkin kararının kaldırılarak kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, itirazın iptali davası sırasında talep edilen ihtiyati haciz isteminin reddi kararına itiraza ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Geçici hukuki korumalar 6100 sayılı Kanunu’nun onuncu kısmında düzenlenmiş olup, birinci bölümde ihtiyadi tedbir, ikinci bölümde ise delil tespiti ve diğer hukuki korumalar başlığı altında yasal zemine oturtulmuştur. HMK 389, 399 maddelerinde ihtiyadi tedbire ilişkin koşullar izah edilmiş iken HMK 406/2 fıkrasında ihtiyadi haciz muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararların geçici hukuki korumalardan olduğu belirtilmiş, bu nitelikteki hukuki korumalarla ilgili diğer kanunlar da yer alan özel hükümlerin saklı olduğu ayrıca belirtilmiştir.
İcra ve İflâs Kanunu’nun 257’nci maddesinde “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1- Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2- Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” hükmü düzenlenmiştir.
İcra ve İflâs Kanunu’nun 258’nci maddenin 1’nci fıkrası uyarınca, “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur….” Bu hükme göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için kesin bir ispat aranmamakta ise de özellikle hukukî bir işlem söz konusu olduğunda, alacağının varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir, yani yaklaşık ispat yeterlidir. Ayrıca İİK’nın 264’üncü maddesi karşısında, ihtiyati haczi tamamlayan merasim çerçevesinde, her alacağın genel ilke olarak yargılamayı gerektirebileceği şüphesizdir.
Yerleşik uygulamaya göre ihtiyati haciz; alacaklının, bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence (garanti) altına almak için, mahkeme kararı ile, borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulmasıdır. İhtiyati haciz, geçici bir haciz, dava veya icra takiplerine takaddüm eden emniyet tedbiridir. İhtiyati haciz, bir alacağın tahsilini temine sağlayan bir vasıtadır. İhtiyati hacizde, ihtiyaten haczedilen mal ve haklar, alacaklının açtığı veya yaptığı veya açmayı yahut yapmayı düşündüğü dava veya icra takibinin konusu değildir.
İİK 259. maddede ihyati haciz istiyen alacaklının hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları zararlardan mesul olacağı ve teminatı vermeğe mecbur olacağı hükmü düzenlenmiştir. HMK 87.madde uyarınca teminatın tutarını ve şeklini hakim serbestçe tayin eder, teminatı gerektiren durum ve koşullarda değişiklik olması hâlinde, hâkim teminatın azaltılması, artırılması, değiştirilmesi ya da kaldırılmasına karar verebilir hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda; davacının ihtiyati haciz istemli talep dilekçesinde davalı şirketin, aralarındaki eser sözleşmesi kapsamında ifa edilen edimin geçici kabule rağmen iş bedelinin ödenmediği iddiasına dayandırılmış olup, taraflar arasında akdedildiği iddia olunan ve icra dosyasına takibin dayanak belgesi olarak sunulan eser sözleşmesi bulunmakta ise de davacının alacağının varlığının ve miktarının, edimin sözleşmeye uygun olup olmadığı, bu kapsamda iş bedeline hak kazanılıp kazanılmadığı hususlarının yargılamayı gerektirdiği, iddia olunan alacağın muaccel olmadığı, yasada belirtilen şartların oluşmadığı anlaşılmakla, mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi isabetli görülmüştür.
Açıklanan nedenlerle; yerel mahkemenin kararı yerinde olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Peşin alınan harç yeterli olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderleri ile ödenen başvuru harcının ihtiyati haciz talep eden üzerinde bırakılmasına,
4- Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince KESİN olmak üzere 08/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

*
….
Başkan

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Katip

¸e-imzalı

¸Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca E-İMZA ile imzalanmıştır.¸