Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/1300 E. 2021/1185 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1300
KARAR NO : 2021/1185
KARAR TARİHİ : 09/12/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 06/11/2020
ARA KARAR TARİHİ : 01/11/2021
NUMARASI : 2020/466 Esas

İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN
REDDİ KARARINA İTİRAZ
EDEN DAVACI : GÖKKARDEŞLER İNŞAAT TAAHHÜT NAKLİYE TİC. LTD. ŞTİ. –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 1- BESANTAŞ TOPRAK CEVHERLERİ İŞLETMESİ İNŞAAT SAN. VE TİC. A.Ş. –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 2- ERTEMOĞLU İNŞAAT TAAHHÜT ELEKTROMEKANİK
MEDİKAL GIDA REKLAM MATBAACILIK VE YAYINCILIK SAN. TİC. LTD. ŞTİ. –
TALEP : İhtiyati tedbir isteminin reddine itiraz
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/12/2021

Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik, davacı vekilince süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin 20/01/2021 havale tarihli dilekçesinde; her iki davalının ortaklık olarak almış bulunduğu Kocaeli SGK inşaatı ile ilgili müvekkil firma ile taşeron olarak anlaştıklarını, müvekkil verilen işleri eksiksiz yapmış ancak ne var ki müvekkilin hak edişlere dayalı ödemelerini yapmadığını, davalı taraf müvekkil gibi Dekorsan adli işletme ve diğerleri ile mahkemelik olmakta ödemelerini ancak mahkeme kanalıyla yapmakta ve yargıyı kullanarak sürekli zaman kazanmakta olduğunu, davalının itirazlarının yersin ve kabul edilebilir olmadığını, davalının zaman kazanmaya yönelik itirazları, sunulan hakediş rapor asılları dikkate alındığında müvekkilin daha fazla zarara uğraması ve alacağını almasının önlenmesi açısından bu iş ile ilgili davalı adına SGK Kocaeli İl Müdürlüğünde bulunan hakedişleri dahil davalının üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına alacak miktarı kadar teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir.
İhtiyati tedbir talebinde bulunan davacı vekili talep dilekçesinde; mahkememiz 2020/466 Esas sayılı dosyasında 20.10.2021 tarihinde müvekkil alacağının kesin olarak tespitinin sağlanması açısından bilirkişi incelemesinin yapılacağını, dosyaya sunulan ve davalıların ısrarla almaktan imtina ettikleri 7 numaralı hak ediş bedellerini iş bu dava ile istediklerini, davalı tarafın zaman kazanarak müvekkile ödenmeyen 7 numaralı hak ediş bedellerini SGK’dan talep ettiği ve tahsil aşamasında öğrenildiğini, davalıların bu bedeli tahsil ederek iş ortaklıklarına son verecekleri ve ortaklığa ait bir mal ve alacak bırakmayarak müvekkilin alacağını ödemekten kurtulmaya çalışacaklarının öğrenildiğini belirterek, müvekkil alacağının teminat altına alınması açısından talep miktarı ile ilgili davalıların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerde bulunan hak ve alacaklarına ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir.

Davacı vekili 27/11/2021 tarihli dilekçesinde özetle; iş bu dosyada müvekkilinin alacağının kesin olarak tespitinin yapılması açısından bilirkişi incelemesi yapılacağını, müvekkilinin dosyaya sunulan ve davalıların ısrarla almaktan imtina ettikleri 7 nolu hak ediş bedellerini iş bu dava ile istediklerini, söz konusu hak ediş raporunun doğru ve yerinde olduğu hususlarını daha önceki hak edişleri imzalayan, davalılarla birlikte çalışmakta olup tanıkların duruşma esnasında yeminle ifade ettiklerini, imzadan imtina edilen hak ediş raporunun da dosyaya sunulduğunu, buna dayanılarak dava açıldığını, dava konusu alacağın iş bu hak edişe dayalı alacak olduğunu, davalı tarafın bu arada zaman kazanarak müvekkiline ödenmeyen 7 nolu hak ediş bedellerini SGK’dan talep ettiğini ve tahsil aşamasında olduğunun öğrenildiğini, davalıların bu bedeli tahsil ederek iş ortaklıklarına son verecekleri ve ortaklığa ait bir mal ve alacak bırakmayarak müvekkilinin alacağını ödemekten kurtulmaya çalıştıklarının öğrenildiğini, davalıların bu bedeli tahsil ederek iş ortaklıklarına son verecekleri ve bu ortaklığa ait bir mal ve alacak bırakmayarak müvekkilinin alacağını ödemekten kurtulmaya çalıştıklarını, gerek dinlenen tanıklar gerek dosyada bulunan 7 nolu hak ediş raporu ve gerekse dosya kapsamı dikkate alınarak alacağın 7 nolu hak ediş raporu olduğu düşünülerek davalıların SGK’dan 7 nolu hak ediş miktarını tahsil etmelerinin önlenmesi açısından ihtiyati tedbir talep edilmesini talep etmiştir.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan (20.01.2021 tarihli ara karar) yargılama sonucunda; “davacı vekilinin,her iki davalının ortaklık olarak almış bulunduğu Kocaeli SGK inşaatı ile ilgili müvekkil firma ile taşeron olarak anlaştıklarını, müvekkil verilen işleri eksiksiz yapmış ancak ne var ki müvekkilin hak edişlere dayalı ödemelerini yapmadığını, davalı tarafın davacı gibi Dekorsan adli işletme ve diğerleri ile mahkemelik olmakta ödemelerini ancak mahkeme kanalıyla yaptığı ve yargıyı kullanarak sürekli zaman kazanmakta olduğu, davalının itirazlarının yersin ve kabul edilebilir olmadığı, davalının zaman kazanmaya yönelik itirazları, sunulan hakediş rapor asılları dikkate alındığında davacının daha fazla zarara uğraması ve alacağını almasının önlenmesi açısından bu iş ile ilgili davalı adına SGK Kocaeli İl Müdürlüğünde bulunan hakedişleri dahil davalının üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına alacak miktarı kadar teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulması talebinin, davanın henüz ön inceleme aşamasında bulunduğu, dosya kapsamından alınmış herhangi bir bilirkişi raporu vs. olmadığı, davalının malvarlığı dava konusu uyuşmazlığın konusu olmadığından, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairei 10.06.2020 tarihli, 2020/683 E, 2020/604 K sayılı ilamı) davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddine” karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan (20.10.2021 tarihli ara karar) yargılama sonucunda; “davacı taraf, talep edilen miktar ile ilgili davalıların menkul ve gayrimenkulleri ile üçüncü kişilerde bulunan hak ve alacaklarına ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiş olup, HMK 389 maddesi gereğince ihtiyati tedbirin sadece “uyuşmazlık konusu hakkında” verilebilmesi karşısında davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddine” karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan (01.11.2021 tarihli ara karar) yargılama sonucunda; “Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi yönünden 20/10/2021 tarihli ara karar ile karar verilmiş olduğu anlaşılmakla iş bu talep yönünden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili 26.10.2021 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davada taraflar arasındaki ihtilaf 7 no.lu hak ediş belgesinin davalılar tarafından ısrarla imzalanmaması ve müvekkil alacağının tahakkukuna bu şekilde engel olunması ile müvekkil alacağının ödenmemesi olduğunu, dava dosyasına tüm hak edişler sunulmuş, ilk 6 adet hak ediş bedellerinin müvekkile ödendiği ancak 7 no.lu hak ediş bedelinin alacağın tahakkukunun kötü niyetle engellenmesi ile ısrarla ödenmediği de kesin olarak anlaşıldığını, mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi 7 no.lu hak ediş karşılığının artık bilirkişi marifeti ile tesbitinden ibaret olduğunu, müvekkilin SGK binasının tamamının dava dilekçesinde eklenmiş bulunan sözleşme gereğince yaptığı hususu tüm tanık ifadeleri,belgeler,hatta iş esnasında davalıda çalışan tanıklarla da ispatlandığını, hakedişi imzalamayarak alacağın tahakkukuna engel olan davalı yanın 7 no.lu ve esasında müvekkile ait bulunan hak ediş miktarını SGK dan almaya çalıştığı öğrenildiğini, bu nedenle bu hakediş bedelinin davalı tarafa ödenmemesini teminen ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğunu, mahkeme bu talebi 6100 sayısı kanunun 389 uncu maddesine dayanarak istenen tedbirin dava konusu ile ilgili olmadığından bahisle reddettiğini, mahkemenin iş bu red kararı yerinde olmadığını, ihtilafın 7 no.lu hak edişten kaynaklandığı,hatta davalı tarafın müvekkile bir miktar borcunun bulunduğunu kabul ettiği dosya kapsamı itibariyle kesin olarak anlaşıldığını, taleb edilen ihtiyati tedbir müvekkilin alacağının temeli olan 7 no.lu hak edişin bedelinden ibaret olduğunu, bu durumda red kararının aksine HMK 389 maddesinin koşulları doğmuş bulunduğunu, bu nedenle tedbir isteğimizin reddine karar verilmesi hatalı olduğunu, kaldı ki 7 no.lu hak ediş bedelini alacak olan davalı ortaklığın başkaca bir hak ve alacağı kalmayacağından müvekkil davayı kazanmasına rağmen alacağını alamayacağını, bu durumda MK 2 ye tamamen aykırı davranan,hak edişi imzalayarak alacağın tahakkukuna engel olan davalı ortaklığın davranışları onaylanmış olacaktır ki,bu durum hakkaniyete aykırı sonuçlar doğuracağını, müvekkil davayla konu alacağını ısrarla,hukuka aykırı yöntemlerle ve iyi niyetten uzak biçimde ödemekten kaçınan davalı ortaklıkta alacağını yasal yollarla almaya çalışmakta olup tedbir talebi yerinde bulunduğunu, bu nedenle ihtiyati tedbir talebemizi reddeden kararın ortadan kaldırılması ile ihtiyati tedbir talebemizin kabulune karar verilmesini teminen iş bu başvuru yapıldığını, yukarıda kısaca bahsedilen nedenlerle mahkemenin ihtiyati tedbirin reddine dair vermiş bulunduğu kararın ortadan kaldırılması ile taleplerinin kabulüne karar verilmesi talep etmiştir.
Davacı vekili 02.11.2021 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davada taraflar arasındaki ihtilaf 7 no.lu hak ediş belgesinin davalılar tarafından ısrarla imzalanmaması ve müvekkil alacağının tahakkukuna bu şekilde engel olunması suretiyle müvekkil alacağının ödenmemesi olduğunu, dava dosyasına tüm hak edişler sunulmuş,ilk 6 adet hak ediş bedelleri müvekkile ödenirken 7 no.lu hak edişin tahakkukunun önlenmesi ile müvekkile tamamen kötü niyetle ödenmediği anlaşıldığını, müvekkilin S.G.K. binasının tamamının dava dilekçesinde eklenmiş bulunan sözleşme gereğince yaptığı hususu tüm tanık ifadeleri,belgeler,hatta iş esnasında davalıda çalışan tanıklarla da ispatlandığını, hak edişi imzalamayarak alacağın tahakkukuna engel olan davalı yanın 7 no.lu ve esasında müvekkile ait bulunan hak ediş miktarını SGK dan almaya çalıştığı öğrenildiğini, bu nedenle; önce 19 10 2021 tarihinde davalının menkul ve GM malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına ihtiyati tedbir konması taleb edildiğini, bu telep HMK 389 gereğince bu tür tedbir taleplerinin sadece dava konusu ihtilaf açısından istenmesinin mümkün olduğu,talebin dava konusu ihtilafı içermediği gerekçesi ile reddedildiğini, iş bu red kararına karşı 26.10.2021 tarihinde itiraz edilmiş ve istinaf yolu ile tedbir kararı verilmesi taleb edildiğini, akabinde bu defa taraflarınca 27.11.2021 tarihinde dava konusu 7 no.lu hakedişyin davalıya ödenmemesi açısından ihtiyati tedbir istenmiş olup bu talep de daha önceki taleplerinin reddedildiği gerekçesi ile reddedildiğini, oysa ki her iki talep farklı konuları içerdiğini, H.M.K. 389 gereğince reddedilen ve istinafa tabii tutulan birinci taleplerinin davalının menkul ve GM malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına tedbir konması iken ikinci taleplerin dava konusu 7 no.lu hak edişin davalıya ödenmemesini teminen ihtiyati tedbir istemi olduğunu, yani her iki taleb farklı mahiyette olup ikinci talebin de her iki talebin aynı olduğu gerekçesi ile karar vermeye yer olmadığına dair olması hatalı olduğunu, talep dava konusu 7 no.lu hak ediş berdelinin davalıya ödenmemesi;yani dava konusuna dair bulunmakta olup bunun reddedilmesi usul,yasa ve uygulamaya aykırı bulunduğunu, davalı iş ortaklığı müvekkil tarafından imalatları yapılan 7 no.lu hak ediş bedellerini SGK dan aldığında adına başkaca bir taşınır ve taşınmaz değer kalmayacağından müvekkil alacağını alamamakla karşı karşıya bulunmaktadır.bu nedenle ikinci tedbir talebi reddeden ikinci kararın ortadan kaldırılması taleb ettiklerini, yukarıda kısaca bahsedilen nedenlerle esasında HMK 389 a uygun bulunan ikinci ihtiyati tedbir kararını reddeden ilk derece mahkemesi kararı hatalı bulunmakla, bu kararın ortadan kaldırılmasına, dava konusuna dair olan isteğimizin kabulu ile ihtiyati tedbir kararı verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, ihtiyati tedbir isteminin reddine itiraz talebine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6100 sayılı HMK.nın 389.maddesinde “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” şeklinde şartları belirtildikten sonra takip eden maddelerde bu konudaki talep, verilecek karar ve içereceği hususlar, teminat, kararın uygulanması gibi sair hususlarda yapılması gerekli usul ve prosedür açıklanmıştır.
Buna göre somut dosyada, davacı, davalıların ortaklık olarak almış olduğu Kocaeli SGK inşaatı yapım işinde taşeron olarak davalılardan iş aldığını, bu kapsamda bakiye hakkedişinin ödenmesi amacıyla eldeki davayı açmış olup alacağının tahsilini temin etmek için davalıların malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiş, mahkemece bu talep reddedilmiş, bunun üzerine davacı tarafça davalıların üçüncü kişi olan SGK daki 7 nolu hakedişinin davalılara ödenmemesi için ihtiyati tedbir talebinde bulunulmuş, bu talebin de reddi üzerine anılan kararlara karşı davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmuş ise de, eldeki dava konusu ile davalının malvarlığı ve davacı ile dava dışı iş sahibi SGK arasında akdi ilişki olmamasına göre davalının SGK daki hakkedişlerinin uyuşmazlık konusu olmaması nedeniyle mahkemece istemin reddine ilişkin kararda isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenle davacının istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1/b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Peşin alınan istinaf karar ve ilam harcından alınması gereken harcın mahsubu ile bakiye harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 09/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

*

Başkan …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Katip …
¸e-imzalı

¸Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca E-İMZA ile imzalanmıştır.¸