Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/1271 E. 2022/131 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1271 – 2022/131
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1271
KARAR NO : 2022/131
KARAR TARİHİ : 03/02/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : ….
ÜYE :…
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ :17/03/2021
KARAR TARİHİ : 15/09/2021
NUMARASI : 2021/148 Esas – 2021/471 Karar

DAVACI : ….
VEKİLİ : Av….
DAVALI : SELAH KÖRFEZ GEMİ İNŞA SANAYİ TİCARET A.Ş
VEKİLİ : Av. …

DAVA : İtirazın İptali (Eser sözleşmesi dolayısıyla verilen avansın tahsili için yapılan takipten kaynaklanan)

KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/02/2022

Kocaeli 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/148 E – 2021/471 K sayılı dosyasından verilen 15/09/2021 tarihli karara karşı davacı tarafça istinaf talebinde bulunulması üzerine dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmakla, dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tüm aktif ve pasifleri ile birlikte TTK 136 maddesi uyarınca müvekkilince devralınan Galata Denizcilik Tic. A.Ş ile (davalının ilgili tarihteki unvanı) Admarin Gemi Yapım San. Ve Tic. A.Ş arasında 03/09/2007 tarihinde gemi inşa sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin ön ödeme başlıklı maddesi uyarınca davalıya 750.000 USD ödeme yapıldığını, ekonomik olumsuzluklar ve finansal kredi temini güçlükleri nedeniyle 04/02/2009 tarihinde protokol imzalandığını, protokol ile taraflar arasındaki sözleşmeyi askıya aldıklarını, 04/02/2011 tarihine kadar yeni bir sözleşme akdedilmediği takdirde 750.000 USD ödemenin 04/02/2011 tarihinden itibaren 10 gün içinde iade edileceğinin kararlaştırıldığını, müvekkili tarafından İstanbul 8. Noterliği 24/09/2020 tarih 10048 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ödemiş olduğu bedelin iadesini talep ettiğini, davalının Beyoğlu 41 Noterliği 05/10/2020 tarih ve 41448 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile alacağın zamanaşımına uğradığını ve borcunun bulunmadığını bildirdiğini, davalı hakkında Kocaeli 8. İcra Dairesinin 2020/117395 Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine yaptığı itiraz üzerine takibin durduğunu, müvekkili şirketin davalıya ödemiş olduğu bedelin uzun bir zaman geçmesine rağmen müvekkiline iade edilmediğini, davanın kabulü ile Kocaeli 8. İcra Müdürülüğünün 2020/117395 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamı ile davalının %20’den az olmamak üzere en yüksek oranda icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2020/117395 Esas numaralı dosyasında başlatılan ilamsız icra takibinde borcun sebebi olarak 03/09/2007 tarihli Gemi İnşa Sözleşmesi ve bu sözleşmenin zeyilnamesi olan 04/02/2009 tarihli protokolü gösterdiğini, protokolün imza tarihi ve söz konusu protokolde gösterilen şarta bağlı iade tarihi de dikkate alındığında alacağın zaten zamanaşımına uğradığını, zira borcun kaynağı eser sözleşmesine dayanmakta ve eser sözleşmelerinde uygulanan zamanaşımı süresinin beş yıl olduğunu, davalı tarafından borcun ikrar edildiğinden bahisle TBK’nın 156. Maddesi uyarınca alacağının bulunduğunu iddia ettiğini, müvekkili aleyhine haksız olarak icra takibinde bulunan davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini belirterek davacının iddia ettiği alacağın TMK’nın 147/6. maddesi uyarınca zamanaşımına uğramış olması sebebiyle işbu itirazın iptali davasının esastan reddi ile davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; taraflar arasında düzenlenen 03/09/2007 tarihli sözleşme eser sözleşmesi olup, bu sözleşmeye dair yapılan protokolden doğan alacak talebinin sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 126/4 ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 147/6. maddeleri gereğince 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, zamanaşımının dolması sebebi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında eser sözleşmesi yapıldığına yönelik hukuki bir ihtilaf bulunmadığını, yaşanan ekonomik kriz nedeniyle söz konusu eser sözleşmesinin 04.02.2009 tarihinde revize edildiğini, avansın geri ödenme tarihinin kesin olarak vadelendiğini, borcun davalı tarafından belge ile ikrar edildiğini, bu haliyle zamanaşımı süresinin 10 yıla çıktığını, borcun şarta bağlanmadığını, mahkemenin bu konudaki tespitinin hatalı olduğunu, şarta tabi olan borç değil, avans olarak davalıya verilen miktarın vadesi olduğunu, mahkemelerin son dönemde verdikleri bir takım kararların somut kararda görüldüğü gibi adalet ve vicdan duygusunu, hukuka güveni zedeler sonuçlar doğurduğunu, iş dünyasında bir şirketin 750.000-USD’lik alacağını zamanaşımı gerekçesiyle talep edilemez kılan bir karara imza atıldığı an bu kararın hukuki kavramlara Yargıtay’ın içtihatlarına uyumunun varolmasının bir ihtiyaç olduğunu, mevcut kararın çok daha basit beyanlarda dahi zamanaşımını kesen ve uzatan bir sebep olarak gördüğü durumların çok ötesindeki tarafların imzasına havi bir protokolü hem de açık borç ikrarı varken değerlendiremenin hukuk adına mutsuzluk veren bir tabloya neden olduğunu, bu haliyle taleplerinin hukuk adına bu hatanın giderilmesi olduğunu, dosyada toplanacak delil bulunmadığından mevcut kararın kaldırılarak davanın dava dilekçelerindeki şekliyle kabulüne karara verilmesi gerektiğini ileri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacının haksız istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesi dolayısıyla verilen avansın tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen karar, davacı vekilince istinaf edilmiştir.
Sözleşmenin yapıldığı ve revize edildiği tarihlerde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 126/4. maddesi uyarınca, eser sözleşmesinden doğan davalar 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Taraflar arasındaki ilişkinin eser sözleşmesi olduğu ihtilafsızdır. BK’nın 128. maddesi hükmüne göre zamanaşımı kural olarak alacağın muaccel olduğu tarihten işlemeye başlar. Takip ve davada talep edilen avans iadesi olduğundan, bu alacak taraflar arasında yapılan protokole göre 04/02/2011 tarihi itibariyle istenebilir hale gelmiştir. Dosya kapsamı ve mahkemenin kabulü de bu yöndedir. BK 133/I. maddesinde borçlunun borcu ikrar ettiği, özellikle faiz veya mahsuben bir miktar para veya rehin yahut kefil verdiği takdirde, aynı maddenin 2. bendinde alacaklının dava veya def’i zımnında mahkeme veya hakeme başvurması veya icra takibi yahut iflas masasına alacak kaydını talep etmesi hallerinde zamanaşımının kesileceği kabul edilmiştir.
Borçlunun borcunu ikrar etmesinden anlaşılması gereken alacaklının miktar belirterek istediği bir alacağın ödenmesinin ya da ödeneceğinin borçlu tarafından kabul edilmesidir. Davalı yüklenicinin bu şekilde miktar belirten bir açık kabulü yoktur. Davacının ikrar olduğunu ileri sürdüğü husus taraflar arasındaki sözleşme ve sözleşmenin revizyonu olup, açık ya da zımni ve borç ikrarı niteliğinde değildir. Bu itibarla zamanaşımını kesen bir işlem olduğunun kabulü mümkün değildir.
Bu durumda mahkemece, alacağın muaccel olup, zamanaşımı sürelerinin işlemeye başladığı 04/02/2011 tarihinden icra takibinin yapıldığı 10/12/2020 tarihine kadar 818 sayılı BK’nın 126/4. maddesinde öngörülen 5 yıllık zamanaşımı süresi geçtiğinden, zamanaşımı defii kabul edilerek davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi yerindedir.
Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi dosyasında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KOCAELİ 2.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 15/09/2021 tarih, 2021/148 E – 2021/471 K sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 21,40 TL bakiye istinaf karar ve ilam harcı terkin sınırı altında olduğundan alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf kararının Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1.b.2 ve 361/1 maddeleri gereğince, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine TEMYİZ yolu açık olmak üzere 03/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi

*
….
Başkan
….
¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Katip

¸e-imzalı