Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/2468 E. 2023/1874 K. 16.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/2468
KARAR NO : 2023/1874
KARAR TARİHİ : 16/11/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/07/2023
NUMARASI : 2023/413 Esas 2023/442 Karar

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAKARYA 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/07/2023
NUMARASI : 2023/158 Esas 2023/198 Karar

DAVACI : … – …- …
VEKİLİ : Av. …-…
DAVALI : ZAFER KARDEŞLER İNŞAAT HAFRİYAT LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLLERİ : Av. …-…, Av. …-…, Av. …-…
DAVANIN KONUSU : Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan

Taraflar arasında görülen davada Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi ve Sakarya Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davalı aleyhine 28/07/2020 tarihinde yapılan ilamsız icra takibinde ödeme emrinin 24/08/2020 tarihinde borçluya tebliğ edildiğini, borçlu tarafından 27/08/2020 tarihinde takibe itiraz edildiğini, borçlu tarafından yapılan itirazlar haksız ve kötü niyetli olduğunu, Müvekkilin 08/01/2020 ve 10/01/2020 tarihlerinde davalı şirketin Almanya’da eşlik etme görevi işini yaptığını, bu eşlik etme görevi işinin faturalandırıldığını, tarafımıza ödenmeyen eşlik etme görevi işi ücretinin davalıdan tahsil edilmesi için bu faturalara istinaden başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini bu nedenle borçlunun icra takibine vaki haksız ve kötü niyetli itirazının iptali için işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu, davanın kabulü ile davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve beyan ettiği görülmüştür.
Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; öncelikle dava dilekçesinde bahsi geçen faturaların sahte olduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu, müvekkil şirketin uzun yıllardır, uluslararası nakliye işleri yapmakta ve bu nakliye işlemlerinin bazılarında, tırlarda taşınan yüklerin büyüklüğüne göre bazı araçlara önde bir aracın TIRA EŞLİK ETMESİ GEREKtiğini, Müvekkil şirketin bu tırlara eşlik etme işlerini yıllardır yine Almanya’da ikamet eden …’a yaptırdığını, Müvekkil şirket ile Tır eşlik işini yapan dava dışı … ile aralarında yaptıkları şifahi anlaşma gereği; müvekkil firma eşlik edilmesini istediği tırlara ait bilgileri, Almanya’ya giriş izinleri ve eşlik edilecek yerlerin bilgilerini e-mail olarak dava dışı …’ın ….de adresine gönderilmesi suretyle iş bildirimi yapılmakta, bu kişin kabul etmesi halinde tır eskortluğu işlemi gerçekleştiğini, Müvekkili tarafından davacıya bu şekilde hiçbir iş verilmediğini, sadece 2020 yılının Nisan ayında müvekkillerini arayarak daha önce …’ın yanında birkaç iş yaptığından müvekkile ulaştığını ve maddi anlamda zor durumda olduğunu ve kendisine iş verilmesini istediğini, müvekkil şirket çalışanları da kendisine 1 adet tır eşlik görevi verdiğini ve akabinde tarafına bu işin bedeli ödendiğini, ödemelere ait dekontların da sunulduğunu, bunu dışında müvekkili ile davacı arasında herhangi bir iş verme durumu olmadığından bahisle, davaya konu icra takibindeki itirazın devamına, davacının haksız ve kötü niyetli olmasından ötürü %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi açılan davanın reddine karar verilmesini ve yargılama giderlerinin davacı tarafın üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARLARININ ÖZETİ
Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce; “…Hakimler ve Savcılar Kurulu 1. Dairesi’nin 08/07/2021 tarihli ve 568 Sayılı Kararı ile Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/09/2021 tarihinde faaliyete geçirilmesine karar verildiği, 01/09/2021 tarihi itibariyle anılan mahkemenin faaliyete geçtiği görülmüştür. Özel mahkemenin kurulması ile genel mahkemenin görevi sona ermiş olduğundan, dava dosyasının faaliyete geçen Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesine devrine ve gönderilmesine” dair hüküm kurulmuştur.
Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesince; “…Hakimler ve Savcılar Kurulu 1.Dairesi’nin 08/07/2021 tarihli ve 568 sayılı kararında derdest dosyaların devredileceği yönünde bir ibare bulunmadığından mahkememizin kurulup faaliyete geçtiği 01/09/2021 tarihinden önce açılmış olan eldeki davanın yargılamasına açıldığı (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesince devam edilmesinin gerektiği düşüncesiyle mahkememizin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde ve yasal süresi içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,” dair görevsizlik kararı verilmiştir.
Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesince (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla); “davaya konu fatura kaydının davalı şirket kayıtlarında bulunmadığı, kaldı ki davacı kayıtlarında bulunan faturada davalı şirket imzaya yetkililerinin imza ve kaşelerinin bulunmadığı, yemin davetiyesine icabet eden davalı şirket yetkilisi beyanlarının incelenmesinde ise davacı iddialarının ispatlanamadığından açılan davanın reddine, asıl alacak miktarı olan 15.888,83 TL’nin %20’si oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine” dair karar verilmiş, dosya istinaf incelemesi için Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesine gönderilmiştir. Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince; “davacının; istinaf başvurusunun bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 27/04/2023 tarih 2022/191 Esas – 2023/141 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-4) ve 355. maddesi uyarınca kamu düzeni gereğince kaldırılmasına, dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine” dair karar verilmiştir.
Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesince (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla); “dosyanın merci tayini işlemlerini yerine getirmesi için, gerekli işlemleri yapmak üzere Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine” dair karar verilmiştir.
Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesince; “Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin devir/gönderme kararı üzerine mahkememizin görevsizlik kararının kesinleşmesi sonrası HMK nun 21 maddesinde düzenlenen olumsuz görev uyuşmazlığının doğmadığı kanaatiyle o aşamada merci tayini yoluna gidilmemiş ise de Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin son kararı karşısında dosyanın merci tayini için Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine gönderilmesi gerekmiş, daha önce görevsizlik kararı verildiğinden ve bu karar halen geçerli olduğundan bu yönde ayrıca yeni bir karar verilmemiştir. Mahkememizce 11/03/2022 Tarihli ve 2021/1101 Esas – 2022/763 Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verildiğinden yeniden aynı hususta karar verilmesine yer olmadığına, esasın bu şekilde kapatılmasına, çıktığı belirtilen görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için dosyanın Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine gönderilmesine,” dair karar verilmiştir.
Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) ile Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi arasında karşılıklı verilen görevsizlik kararlarına istinaden dosya dairemize görevli mahkemenin belirlenmesi için gönderilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE
HMK 23/1 maddesinde yargı yerinin belirlenmesine ilişkin incelemenin dosya üzerinden yapılabileceği düzenlenmektedir. Bu nedenle dairemizce dosya üzerinden yapılan incelemede:
Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi’nin 08/07/2021 tarihli ve 568 sayılı müstemir yetkilerin belirlenmesine ilişkin kararına istinaden, 01/09/2021 tarihi itibariyle Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi faaliyete geçmiş olduğundan, dosyanın görevli ve yetkili Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Sakarya Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine dair karar verilmiştir.
Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nce ise, Hakimler ve Savcılar Kurulu 1.Dairesi’nin 08/07/2021 tarihli ve 568 sayılı kararında derdest dosyaların devredileceği yönünde bir ibare bulunmadığından mahkememizin kurulup faaliyete geçtiği 01/09/2021 tarihinden önce açılmış olan eldeki davanın yargılamasına açıldığı (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesince devam edilmesinin gerektiği düşüncesiyle mahkememizin görevsizliğine dair karar verilmiştir. Sakarya 5, Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/191 Esas 2023/141 Karar sayılı kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş, Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesince esasa ilişkin verilen karar, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 2023/1433 Esas – 2023/1126 Kararı ile kaldırılmıştır. Dosyanın tekrar Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi üzerine, Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2023/158 E – 2023/198 K sayılı gönderme kararı ile gönderme kararı verilmiş, tekrar Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilen dosyada görev uyuşmazlığının giderilmesi için 2023/413 E – 2023/442 K sayılı ilamla dosya yargı yerinin belirlenmesi için Dairemize gönderilmiştir.
Genel anlamda bir mahkemenin görevi belirli bir davaya, dava konusunun niteliği veya değerine göre o yerdeki aynı yargı koluna ait ilk derece mahkemelerinden hangisi tarafından bakılabileceğini belirtir. Bilindiği üzere, ilk derece mahkemeleri genel mahkemeler ve özel mahkemeler olarak ikiye ayrılmışlardır. Hangi davalara özel mahkemelerde, hangi davalara genel mahkemelerde bakılacağı ve genel mahkemelerde bakılacak davalardan hangilerine asliye hukuk mahkemesinde, hangilerine sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı hususuna görev, bunu düzenleyen kurallara da görev kuralları denir. Genel mahkeme ile özel mahkeme arasındaki ilişkinin bir görev ilişkisi olduğu ve görevle ilgili kuralların kamu düzenine ilişkin bulunduğu konusunda öğretide ve uygulamada duraksama yoktur. Genel mahkemelerin bakacakları davalar, belirli kişi ve iş gruplarına göre sınırlandırılmamış olup aksi belirtilmedikçe medeni yargılama hukukuna giren her türlü işe bakmakla görevlidirler. Açık kanun hükmü ile özel mahkemelerde görüleceği belirtilmemiş olan bütün davalar genel mahkemelerin görevine girer. Buna karşılık özel mahkemeler, belirli kişiler arasında çıkan veya belirli uyuşmazlıklara bakmakla görevlidir. Diğer bir ifadeyle, özel mahkemeler özel kanunlarla kurulmuş olup özel kanunlarda belirtilen davaları yürütür.
Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olup, HMK’nın 114/1-c maddesine göre mahkemenin görevli olması dava şartıdır. HMK’nın 115. maddesine göre ise dava şartlarının mevcut olup olmadığı, taraflarca ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilir. Diğer taraftan görevsiz mahkeme davanın esası hakkında karar veremez. Bu nedenle, dava açılırken dayanılan hukukî ve maddi olguların göreve etkili olduğu durumda öncelikle hukukî niteleme yapılmalı ve sonucuna göre mahkemenin görevsiz olduğu kanısına varılırsa dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmelidir. Görev nedeniyle dava dilekçesinin reddi kararında görevli mahkemenin hangi mahkeme olduğu belirtilmeli ve dava dosyasının bu görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmelidir (HMK m.20).
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “asliye hukuk mahkemelerinin görevi” başlıklı 2. maddesi; “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” hükümlerini içermektedir.
6335 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile değişik TTK’nın 5. maddesinin 1. fıkrası; “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, asliye ticaret mahkemesi tüm ticarî davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” hükmünü, 5. maddesinin 3. fıkrası ise; “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” hükümlerini içermektedir.
Görüldüğü üzere, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki hukuki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Bu nedenle, asliye ticaret mahkemesinin bakması gereken davalarda, asliye hukuk mahkemesi görevli sayılamaz. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olup mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtayca re’sen dikkate alınır. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK’nın 5/4. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde, asliye hukuk mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanuni hakim güvencesi” başlığını taşıyan 37’nci maddesi; “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükmünü öngörmektedir. Bilimsel çevrelerde ve uygulamada, kanuni hakim güvencesi, uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. 1982 tarihli Anayasa’yı kabul eden Danışma Meclisi’nin Anayasa Komisyonu’nun gerekçesinde “…bu suretle davanın olaydan sonra çıkarılacak bir kanunla yaratılan bir mahkeme önüne getirilmesi yasaklanmakta, yani kişiye yahut olaya göre kişiyi yahut olayı göz önünde tutarak mahkeme kurma imkanı ortadan kaldırılmaktadır. Bu ise tarafsız yargı merciinin ilk gereğidir.” denilmektedir. Dikkat edilecek olursa Anayasa’daki bu düzenleme hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren yasal bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın, mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir. O halde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı taktirde her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır. Nitekim aynı hususlar Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04.04.2019 tarihli ve 2017/11-10 E., 2019/401 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte bazen yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir.
4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun geçici 1. maddesi; “Aile Mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde, yargı çevresinde ve görev alanına giren sonuçlanmamış dava ve işler, yetkili ve görevli aile mahkemelerine devredilir.” hükmünü içerdiğinden, bu yasal düzenlemeye istinaden diğer mahkemeler, Aile Mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işleri bu mahkemelere devretmiştir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile yeni kurulan (Alanya, Aydın, Balıkesir, Diyarbakır, Manisa, Muğla, Sakarya ve Tekirdağ) asliye ticaret mahkemeleri ile mevcut bulunan (Adana, Ankara, Ankara Batı, Antalya, Bakırköy, Bursa, Denizli, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Gebze, İskenderun, İstanbul, İstanbul Anadolu, İzmir, Karşıyaka, Kayseri, Kocaeli, Konya, Mersin, Samsun, Şanlıurfa ve Trabzon) asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevreleri belirlenmiştir. Ancak halihazırda açılmış davaların yeni kurulan mahkemeye devredileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir.
O halde, yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine olanak bulunmadığından, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun, 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile müstakil asliye ticaret mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı öncesinde asliye ticaret mahkemesi olmayan ilçelerde asliye hukuk mahkemesinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyaların görülmeye devam edilmesi gerekir.
Açıklanan nedenlerle; Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun 08/07/2021 tarihli ve 568 sayılı kararıyla 01/09/2021 tarihi itibariyle Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin faaliyete geçirildiği, davanın 13/10/2020 tarihinde açıldığı, 08/07/2021 tarihli ve 568 sayılı kararda derdest dosyaların devredileceği yönünde bir ibare bulunmadığı anlaşıldığından, dosyanın Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir. (Emsal; Yargıtay 5. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2022/1760 E – 2022/2689 K sayılı ilamı) 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) görülüp sonuçlandırılması gerektiğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Sakarya 5. Asliye Hukuk (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
Dosyanın merci tayini talebinde bulunan Mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 23/1 ve 362/1-c maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 16/11/2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 16/11/2023


Başkan


Üye


Üye


Katip

¸Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca E-İMZA ile imzalanmıştır