Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/217 E. 2023/133 K. 23.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/217
KARAR NO : 2023/133
KARAR TARİHİ : 23/01/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/05/2022
NUMARASI : 2022/520 Esas 2022/1174 Karar

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAKARYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/12/2021
NUMARASI : 2021/500 Esas 2021/546 Karar

DAVACILAR :1- SİNTAŞ PLASTİK VE METAL SANAYİ TİCARET A. Ş. – …
2-SİNTAŞ PLASTİK VE METAL SANAYİ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ – …
İFLAS İDARE MEMURU : … – …
KAYYIM :3- … – …
ASLİ MÜDAHİL :4- AKBANK T.AŞ. – …
VEKİLLERİ :Av. … – …, Av. …- …, Av. … – …
ASLİ MÜDAHİL :5- AKSOY ELEKTROMARKET LTD. ŞTİ. – …
VEKİLLERİ :Av. … – Av. … – …, Av. …
ASLİ MÜDAHİL :6- ALBARAKA TÜRK KATILIM BANKASI ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLLERİ :Av. … – Av. … – …, Av…., Av. … – …, Av. …
ASLİ MÜDAHİL :7- ASKİM STABİLİZASYON KİMYEVİ MADDELER SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ :Av. …
ASLİ MÜDAHİL :8- ACA ÖZEL GÜVENLİK HİZ. TİC. LTD. ŞTİ. – …
VEKİLLERİ :Av. … – …, Av. … – …
ASLİ MÜDAHİL :9- B&U TRADING FZC – …
VEKİLİ :Av. … – …
ASLİ MÜDAHİL :10- BURKAY UĞUR KAUÇUK KİMYA VE PETROL ÜRÜNLERİ SANAYİ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ – …
11- KTM KİMYEVİ MADDELER İTH. İHR. SAN. TİC.A.Ş. – …
12- TASFİYE HALİNDE YAPKİM YAVUZLAR PLASTİK VE KİMYA SANAYİ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ – …
13- TOSAF PLASTİK SAN. VE TİC. LT. ŞTİ. – …
VEKİLLERİ :Av. … – …, Av. … – …, Av. …- …
ASLİ MÜDAHİL :14- ÇAKIR ÇELİK SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ. – …
VEKİLİ :Av. … – …
ASLİ MÜDAHİL :15- DÖRTLER OTOMOTİV PLASTİK ÜRN. TEMZ. HİZ. LTD. ŞTİ. – …
VEKİLİ :Av. … – …
ASLİ MÜDAHİL :16- DÜNYA VARLIK YÖNETİM ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLLERİ :Av. … – …, Av. … – …, Av. … – …
ASLİ MÜDAHİL :17- GAMA ALFA PLASTİK İNOVASYON SANAYİ VE TİCARET AŞ – …
VEKİLLERİ :Av. … – …, Av. … – …, Av. … – …, Av. … – …, Av. … – …, Av. … – …
ASLİ MÜDAHİL :18- GARANTİ FİNANSAL KİRALAMA A.Ş.
VEKİLLERİ :Av. …, Av. … – …
ASLİ MÜDAHİL :19- HÜRPLASTİK GERİ DÖNÜŞÜM VE GRANÜR İMALATI SAN. TİC. LTD. ŞTİ. – …
VEKİLİ :Av. … -…
ASLİ MÜDAHİL :20- NOVAPLAST PLASTİK SAN. VE TİC. AŞ. – …
VEKİLLERİ :Av. …, Av. … – …
ASLİ MÜDAHİL :21- OGİS KİMYEVİ MADDDELER İTHALAT İHRACAT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ
VEKİLİ :Av. … – …
ASLİ MÜDAHİL :22- ÖZEL FIRAT YEMEKÇİLİK EĞİTİM SAN VE TİC A.Ş’YE İZAFETEN MALİYE BAKANLIĞI ( SAKARYA DEFTERDARLIĞI) – …
VEKİLLERİ :Av. … – …, Av. … – …
ASLİ MÜDAHİL :23- SİSAN PLASTİK SAN VE TİC AŞ – …
VEKİLİ :Av. … – …
ASLİ MÜDAHİL :24- TC ZİRAAT BANKASI AŞ – …
VEKİLLERİ :Av. …, Av. … – …, Av. … – …, Av. … – …, Av. … – …
ASLİ MÜDAHİL :25- T.HALK BANKASI A.Ş.ERENLER ŞUBESİ
VEKİLLERİ :Av. …, Av. …
ASLİ MÜDAHİL :26- TÜMLAS LASTİK SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ :Av. …-…
ASLİ MÜDAHİL :27- TÜRK EKONOMİ BANKASI ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ :Av. … – …
ASLİ MÜDAHİL :28- TÜRKİYE GARANTİ BANKASI A.Ş. – …
VEKİLLERİ :Av. …, Av. …
ASLİ MÜDAHİL :29- TÜRKİYE İŞ BANKASI A.Ş. – …
VEKİLİ :Av. …
ASLİ MÜDAHİL :30- YAPI VE KREDİ BANKASI AŞ – …
VEKİLLERİ :Av. … – …, Av. …, Av. … – …
ASLİ MÜDAHİL :31- BASE KÖMÜRCÜLÜK NAK.İNŞ.ÇEVRE DÜZENLEME PETROL ÜRÜNLERİ TİC.SAN.LTD.ŞTİ – …
32- BURGAN BANK A.Ş. – …
33- ERGALAKSİ İNŞAAT MALZEMELERİ DEKARASYON İTHALAT İHRACAT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – …
34- SİSTEM PLASTİK LTD ŞTİ – …
35- YANTAŞ YAVUZLAR PLASTİK SAN. TİC. AŞ. – …
DAVANIN KONUSU : İflas (Doğrudan Sermaye Şirketleri İle Kooperatiflerin İflası (İİK 179))

Taraflar arasında görülen davada Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi ve Sakarya Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ilk olarak şirket ortaklarından olan ve büyük hissedar … kendi adıyla adi şirket olarak … ili … ilçesi … mevkiinde bulunan iş yerinde plastik boru ve ek parçaları ile sanayi tipi fiş, priz imalatı yapacak şekilde kurulduğunu, …’nun kurmuş olduğu bu işletmenin 1994 yılında gelir vergisine tabi olup, aynı yıl Sakarya 2.sırasında, 1995 yılında da Sakarya 3.sırasında gelir vergisi rekortmeni olduğunu, müvekkili şirketin 1997 yılı ve sonrasında kurumlar vergisi mükellefi olup, muhasebe işlemleri yeminli mali müşavirlikçe yürütüldüğünü, 01/12/1995 yılından itibaren bu işletme Sintaş Plastik ve Metal Sanayi Ticaret Limited Şirketi ile faaliyetini sürdürdüğünü, firmanın limited şirket olarak faaliyette bulunduğu sürede yatırım, teşvik belgesi almış olup, 1997 ila 2009 yıllları arasında toplam 1.337.401,72-TL tutarında yatırım indirminden yararlandığını, 01/07/2010 tarihinden itibaren TTK hükümlerine istinaden şirket nevi değişikliği yoluna gittiğini ve hali hazırda sürdürdüğü şekilde Sintaş Plastik ve Metal Sanayi Ticaret AŞ ünvanı almış ve yukarıda belirtilen adreste Alifuat Cebesoy Vergi Dairesi 7710318955 vergi numarası kaydı ile ve yine Sakarya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 11098 sicil numarasıyla faaliyetini sürdürdüğünü, müvekkili şirket bir aile şirketi olup, şirketin asıl sahibi ve büyük emektarı … olup, …, …’nun oğlu olduğunu, diğer ortak …’ın da …’nun kayınpederi olduğunu, yeminli mali müşavir mali durum raporundan da anlaşılacağı üzere 31/12/2012 tarihi itibariyle müvekkili şirketin özvarlığının 5.194.364,51-TL olup, bu haliyle müvekkili şirketin sermaye ve yedek akçelerinin yarısının karşılıksız kaldığını, şirkette yaklaşık olarak 200 kişinin istihdam edildiğini, bu miktar son zamanlarda üretimin çok ciddi manada azalmasından dolayı işçi sayısında da azalmaya gidildiğini, müvekkili şirketin üretmiş olduğu boru ve ek parçalarını satma probleminin bulunmadığını, firmanın satışları yıllar içinde sürekli artış gösterdiğini, ancak satılan mamul maliyetinin içinde hammadde alış maliyeti %80 leri bulduğunu, müvekkili şirket 2012 yılında 53,7 milyon TL’lik net satış gerçekleştirdiğini, bu net satışın mamül maliyeti yaklaşık 46,2 milyon TL civarında olduğunu, müvekkili şirketin hali hazırda hammadde alımında sıkıntı yaşadığından üretim yapamamakta ve bu nedenle de ödeme güçlüğü içine düştüğünü, müvekkili şirketin birden çok bankalarda olan kredi tutarları tek bir bankaya indirgediğini, ancak bu bankadan çıkan kredinin de beklentilerin altında gerçekleşmesi müvekkili şirketin likitte sıkıntı yaşamasına neden olduğunu, müvekkili şirketi halen bankalara teminat olarak verdiği 12 milyon TL tutarında çekleri bulunduğunu, müvekkili şirketin 6 aya ilişkin kısa vadeli banka borçları toplamının ise 5 milyon TL civarında olduğunu, banka kredilerinin Ağustos ayı taksitlerinin bir kısmının ödenmediğini, Ağustos ayı itibariyle 401.875,89 TL tutarında 17 adet çekin vadesinde ödenmediğini, hammadde satıcılarına olan borçlar vadesinde ödenmediği taktirde yeni hammadde alımında yaşanacak sıkıntılar nedeniyle müvekkili şirketi üretim yapamaz hale getireceğini, müvekkili şirketin 20 yıldan beri piyasada faaliyet gösteren çok itibarlı bir firma olduğunu, yaklaşık olarak 17 ülkeye ihracat gerçekleştirdiğini, ihracatın üretimdeki oranının %40 düzeyinde olduğunu, aktiflerinin borçlarını karşılayabilecek düzeyde bulunduğunu, şirkette mevcut makine ve techizatların rayiç değerlerinin 12.600.000,00 TL civarında olup, bu makine ve techizatlara yeni alım maliyeti yaklaşık olarak 25-30 milyon TL civarında olup, müvekkili şirketin aktifinde yer alan ve fiili olarak kullanılan boru ve ek parçaları kalıplarının sektördeki birçok büyük firmada dahi bulunmadığı, müvekkili şirket bu denli makine ve techizata sahip olduğunu, müvekkili şirketin taşınmazlarının rayiç değerlerinin toplamda 14.800.000,00 TL civarında olduğunu, müvekkili şirketin sahip olduğu taşınmazlar ve makine ekipmanları ile şirketin işletme faaliyetlerindeki kredilibilitesi ve ihracat hacimleri şirketin faaliyetini düzeltebileceğinin açık göstergesi olduğunu, şirket bayilerinin müvekkili şirkete 10 milyon TL düzeyinde avans çeki verme konusunda destek ve taahhütlerinin bulunduğunu, müvekkili şirket likidite sıkıntısını aşmak için ortak alımı yoluna da gitmiş ve PVC sektöründe Türkiye ve Kazakistan’da yatırımları bulunan Kazakistan vatandaşı … ile ortaklık görüşmelerinin halen devam ettiğini, hammadde alımındaki yaşanan likidite sorunu, vadesi gelmiş borçların ödenememesi ve müvekkili şirketin altında kaldığı haciz baskısı nedeniyle de bu ortaklığın gerçekleştirilememekte olduğunu, şirketin yaklaşık olarak vadesi gelmiş 2.223.992,06 TL’lik borç nedeniyle haciz baskısı altında bulunduğunu, müvekkili şirketin içinde bulunduğu kısa vadeli likidite sorununu aşmak için kurucusu ve büyük hissedarı … dinlenilerek müvekkili şirketin durumunun daha da kötüleşmesinin önüne geçilmek adına ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve iflasın ertelenmesine, şirkete kayyum tayin edilerek yönetim kurulunun harcamaları konusunda kayyuma görev ve yetki verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARLARININ ÖZETİ
Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce; “…yasal düzenlemeler uyarınca Ticaret mahkemesince bakılmasının gerekliliği ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun 08/07/2021 tarih ve 568 sayılı yetki kararnamesi ile Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi faaliyete geçirilmiştir. Sakarya ilinde müstakil Asliye Ticaret Mahkemesi bulunduğu için davanın anılan mahkemede görülmesi gerektiği anlaşıldığından mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine” gerekçelerine yer verilerek, “Mahkememizin görevsizliğine, Dosyanın kesinleştiğinde süresinde ve talep halinde yetki ve görevli Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,” dair hüküm kurulmuştur.
Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nce; “…Hakimler ve Savcılar Kurulu 1.Dairesi’nin 08/07/2021 tarihli ve 568 sayılı kararında derdest dosyaların devredileceği yönünde bir ibare bulunmadığından mahkememizin kurulup faaliyete geçtiği 01/09/2021 tarihinden önce açılmış olan eldeki davanın yargılamasına açıldığı (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesince devam edilmesinin gerektiği düşüncesiyle mahkememizin görevsizliğine” gerekçelerine yer verilerek, ”1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine, 2-Karar kesinleştiğinde ve yasal süresi içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,” dair karar verilmiştir.
Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) ile Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi arasında verilen görevsizlik kararlarına istinaden dosya dairemize görevli mahkemenin belirlenmesi için gönderilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE
HMK 23/1 maddesinde yargı yerinin belirlenmesine ilişkin incelemenin dosya üzerinden yapılabileceği düzenlenmektedir. Bu nedenle dairemizce dosya üzerinden yapılan incelemede:
Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun 08/07/2021 tarihli ve 568 sayılı kararı ile 01/09/2021 tarihi itibariyle Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin faaliyete geçirildiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nce ise, mahkemelerinin kurulup faaliyete geçtiği 01/09/2021 tarihinden önce açılmış olan eldeki davanın yargılamasına açıldığı, Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesince (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) devam edilmesinin gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, dosya yargı yerinin belirlenmesi için Dairemize gönderilmiştir.
Genel anlamda bir mahkemenin görevi belirli bir davaya, dava konusunun niteliği veya değerine göre o yerdeki aynı yargı koluna ait ilk derece mahkemelerinden hangisi tarafından bakılabileceğini belirtir. Bilindiği üzere, ilk derece mahkemeleri genel mahkemeler ve özel mahkemeler olarak ikiye ayrılmışlardır. Hangi davalara özel mahkemelerde, hangi davalara genel mahkemelerde bakılacağı ve genel mahkemelerde bakılacak davalardan hangilerine asliye hukuk mahkemesinde, hangilerine sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı hususuna görev, bunu düzenleyen kurallara da görev kuralları denir. Genel mahkeme ile özel mahkeme arasındaki ilişkinin bir görev ilişkisi olduğu ve görevle ilgili kuralların kamu düzenine ilişkin bulunduğu konusunda öğretide ve uygulamada duraksama yoktur. Genel mahkemelerin bakacakları davalar, belirli kişi ve iş gruplarına göre sınırlandırılmamış olup aksi belirtilmedikçe medeni yargılama hukukuna giren her türlü işe bakmakla görevlidirler. Açık kanun hükmü ile özel mahkemelerde görüleceği belirtilmemiş olan bütün davalar genel mahkemelerin görevine girer. Buna karşılık özel mahkemeler, belirli kişiler arasında çıkan veya belirli uyuşmazlıklara bakmakla görevlidir. Diğer bir ifadeyle, özel mahkemeler özel kanunlarla kurulmuş olup özel kanunlarda belirtilen davaları yürütür.
Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olup, HMK’nın 114/1-c maddesine göre mahkemenin görevli olması dava şartıdır. HMK’nın 115. maddesine göre ise dava şartlarının mevcut olup olmadığı, taraflarca ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilir. Diğer taraftan görevsiz mahkeme davanın esası hakkında karar veremez. Bu nedenle, dava açılırken dayanılan hukukî ve maddi olguların göreve etkili olduğu durumda öncelikle hukukî niteleme yapılmalı ve sonucuna göre mahkemenin görevsiz olduğu kanısına varılırsa dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmelidir. Görev nedeniyle dava dilekçesinin reddi kararında görevli mahkemenin hangi mahkeme olduğu belirtilmeli ve dava dosyasının bu görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmelidir (HMK m.20).
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “asliye hukuk mahkemelerinin görevi” başlıklı 2. maddesi; “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” hükümlerini içermektedir.
6335 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile değişik TTK’nın 5. maddesinin 1. fıkrası; “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, asliye ticaret mahkemesi tüm ticarî davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” hükmünü, 5. maddesinin 3. fıkrası ise; “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” hükümlerini içermektedir.
Görüldüğü üzere, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki hukuki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Bu nedenle, asliye ticaret mahkemesinin bakması gereken davalarda, asliye hukuk mahkemesi görevli sayılamaz. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olup mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtayca re’sen dikkate alınır. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK’nın 5/4. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde, asliye hukuk mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanuni hakim güvencesi” başlığını taşıyan 37’nci maddesi; “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükmünü öngörmektedir. Bilimsel çevrelerde ve uygulamada, kanuni hakim güvencesi, uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. 1982 tarihli Anayasa’yı kabul eden Danışma Meclisi’nin Anayasa Komisyonu’nun gerekçesinde “…bu suretle davanın olaydan sonra çıkarılacak bir kanunla yaratılan bir mahkeme önüne getirilmesi yasaklanmakta, yani kişiye yahut olaya göre kişiyi yahut olayı göz önünde tutarak mahkeme kurma imkanı ortadan kaldırılmaktadır. Bu ise tarafsız yargı merciinin ilk gereğidir.” denilmektedir. Dikkat edilecek olursa Anayasa’daki bu düzenleme hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren yasal bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın, mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir. O halde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı taktirde her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır. Nitekim aynı hususlar Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04.04.2019 tarihli ve 2017/11-10 E., 2019/401 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte bazen yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir.
4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun geçici 1. maddesi; “Aile Mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde, yargı çevresinde ve görev alanına giren sonuçlanmamış dava ve işler, yetkili ve görevli aile mahkemelerine devredilir.” hükmünü içerdiğinden, bu yasal düzenlemeye istinaden diğer mahkemeler, Aile Mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işleri bu mahkemelere devretmiştir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile yeni kurulan (Alanya, Aydın, Balıkesir, Diyarbakır, Manisa, Muğla, Sakarya ve Tekirdağ) asliye ticaret mahkemeleri ile mevcut bulunan (Adana, Ankara, Ankara Batı, Antalya, Bakırköy, Bursa, Denizli, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Gebze, İskenderun, İstanbul, İstanbul Anadolu, İzmir, Karşıyaka, Kayseri, Kocaeli, Konya, Mersin, Samsun, Şanlıurfa ve Trabzon) asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevreleri belirlenmiştir. Ancak halihazırda açılmış davaların yeni kurulan mahkemeye devredileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir.
O halde, yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine olanak bulunmadığından, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun, 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile müstakil asliye ticaret mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı öncesinde asliye ticaret mahkemesi olmayan ilçelerde asliye hukuk mahkemesinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyaların görülmeye devam edilmesi gerekir.
Açıklanan nedenlerle; Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli ve 608 sayılı kararıyla 01/09/2021 tarihi itibariyle Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin faaliyete geçirildiği, davanın 30/10/2013 tarihinde açıldığı, 07/07/2021 tarihli ve 608 sayılı kararda derdest dosyaların devredileceği yönünde bir ibare bulunmadığı anlaşıldığından, dosyanın Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir. (Emsal; Yargıtay 5. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2022/1760 E – 2022/2689 K sayılı ilamı) 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) görülüp sonuçlandırılması gerektiğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
Dosyanın merci tayini talebinde bulunan Mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 23/1 ve 362/1-c maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/01/2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 23/01/2023


Başkan


Üye


Üye


Katip

¸Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca E-İMZA ile imzalanmıştır