Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/3991 E. 2023/41 K. 06.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/3991
KARAR NO : 2023/41
KARAR TARİHİ : 06/01/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/12/2022
NUMARASI : 2022/963 Esas 2022/1524 Karar

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAKARYA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/09/2021
NUMARASI : 2020/416 Esas 2021/572 Karar

DAVACI : …- … …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili)

Taraflar arasında görülen davada Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi ve Sakarya Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; :Davalı aleyhine Sakarya 4. İcra Müdürlüğünün 2020/7672 E sayılı dosyası ile fatura alacağına karşılık olmak üzere ilamsız icra takibi yapılmış ve borçlu vekilince süresi içerisinde itiraz edilmiş olması nedeni ile takibin durdurulmasına karar verildiğini, Davalı/Borçlu itirazında davacının 246.82-TL sı tutarında mal aldığını geri kalan alacağımız karşılığında iade fatura kesildiğini bu nedenle davacıya borçlarının bulunmadığını ileri sürdüklerini, davacının davalıya toplamda 3482.TL sı tutarında mal sattığını, fatura kestiğini, davalının beyan ettiği 246.82.TL’ sı kısım ile yapmış olduğu ödemeler düşüldükten sonra icra takibine başlantıldığını, geri kalan kısım için ödeme yapılmadığını, Davalının iade fatura kesmiş olması borçlu olmadığı sonucunu doğurmayacağını, iade faturalar üzerinde davacının imzasının da olmadığını, iade fatura kesilen malların iadesinin yapılmadığını, yapılan işlemlerin usulsüz olduğunu, bu sebeple itirazın iptaline karar verilmesini taleple dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının herhangi bir borcu bulunmadığını, Borcun dayanağı olarak gösterilen faturalarla karşı taraftan satın alınan mallara ilişkin davalı şirket tarafından 15.08.2020 tarihli 244573 sıra nolu 1.604,80-TL tutarında iade faturası düzenlediğini, yine 05.09.2020 tarihli 244574 sıra nolu faturayla da alacaklı görünen tarafa 246,82-TL bedelinde satış yapıldığını, karşı taraf bu faturaları teslim almadığını, davalının alacaklı konumda olduğunu, davacının iddialarının doğru olmadığını, öncelikle itirazlarının kabulü ile davanın reddine, davayı haksız ve kötüniyetli olarak ikame eden davacı taraf aleyhine takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARLARININ ÖZETİ
Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce; “…HSK 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı ve HSK Birinci Dairesi’nin 08/07/2021 tarihli ve 568 sayılı müstemir yetkilerin belirlenmesine ilişkin kararı ile Sakarya’da 01/09/2021 tarihinden itibaren Asliye Ticaret Mahkemesi kurulup faaliyetine başlamış olmakla, dosyanın görevli ve yetkili Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesine devrine ve gönderilmesine” dair hüküm kurulmuştur.
Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nce; “…Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 30.05.2022 tarih, 2022/6368 esas 2022/9644 karar sayılı ilamı ile Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 12.09.2022 tarih, 2022/7743 esas 2022/11670 karar sayılı ilamında belirtildiği gibi, Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen gönderme kararının, görevsizlik kararı mahiyetinde olmadığı anlaşılmakta ise de, yargılamanın daha fazla sürüncemede kalmaması, usul ekonomisi ilkeleri de göz önüne alınarak” gerekçelerine yer verilerek, “Mahkememizce 28/12/2021 tarih ve 2021/174 Esas 2021/224 Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verildiğinden yeniden aynı husus da karar verilmesine yer olmadığına, esasın bu şekilde kapatılmasına” dair karar verilmiştir.
Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) ile Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi arasında verilen görevsizlik kararlarına istinaden dosya dairemize görevli mahkemenin belirlenmesi için gönderilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE
HMK 23/1 maddesinde yargı yerinin belirlenmesine ilişkin incelemenin dosya üzerinden yapılabileceği düzenlenmektedir. Bu nedenle dairemizce dosya üzerinden yapılan incelemede:
Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce, HSK 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı ve HSK Birinci Dairesi’nin 08/07/2021 tarihli ve 568 sayılı müstemir yetkilerin belirlenmesine ilişkin kararı ile Sakarya’da 01/09/2021 tarihinden itibaren Asliye Ticaret Mahkemesi kurulup faaliyetine başlamış olmakla, dosyanın görevli ve yetkili Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesine devrine ve gönderilmesine dair görevsizlik kararı verilmiştir.
Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/12/2021 tarihli kararı ile davacının tacir sıfatına haiz olmadığı, davanın mutlak ticari dava olmadığı gibi nispi ticari dava da olmadığı, bu nedenle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşıldığından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi ile, kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde dosyanın görevli Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiş, anılan kararın kesinleştiği ve dosyanın Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderildiği anlaşılmıştır.
Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 11/10/2022 tarihli kararı ile; ikinci görevsizlik kararı veren Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için 6100 sayılı HMK’nun 20 vd. Maddelerinde düzenlenen hususları yerine getirmediği, yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Sakarya Bölge Adliye mahkemesi ilgili dairesine göndermediği, yeni mahkeme kurulması nedeniyle verilen görevsizlik içerikli gönderme kararının da bir görevsizlik kararı olduğu, her iki mahkeme arasında çıkan olumsuz görev uyuşmazlığını gidermeden yargılamaya devam etmenin görev kurallarının kamu düzeni ile ilgili olması nedeniyle mümkün olmadığını belirterek esasın bu şekilde kapatılarak 6100 sayılı HMK’nun 20,21/1-c ve 23/2 maddelerinin gereğinin ifası için dosyanın Sakarya Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildiği,anılan kararın kesinleştiği ve dosyanın Sakarya Ticaret Mahkemesine gönderildiği anlaşılmıştır.
Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/12/2022 tarihli kararı ile Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 30.05.2022 tarih, 2022/6368 esas 2022/9644 karar sayılı ilamı ile Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 12.09.2022 tarih, 2022/7743 esas 2022/11670 karar sayılı ilamında belirtildiği gibi, Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen gönderme kararının, görevsizlik kararı mahiyetinde olmadığı anlaşılmakta ise de, yargılamanın daha fazla sürüncemede kalmaması, usul ekonomisi ilkeleri de göz önüne alınarak gerekçelerine yer verilerek, “Mahkememizce 28/12/2021 tarih ve 2021/174 Esas 2021/224 Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verildiğinden yeniden aynı husus da karar verilmesine yer olmadığına, esasın bu şekilde kapatılmasına” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, dosya yargı yerinin belirlenmesi için Dairemize gönderilmiştir.
Genel anlamda bir mahkemenin görevi belirli bir davaya, dava konusunun niteliği veya değerine göre o yerdeki aynı yargı koluna ait ilk derece mahkemelerinden hangisi tarafından bakılabileceğini belirtir. Bilindiği üzere, ilk derece mahkemeleri genel mahkemeler ve özel mahkemeler olarak ikiye ayrılmışlardır. Hangi davalara özel mahkemelerde, hangi davalara genel mahkemelerde bakılacağı ve genel mahkemelerde bakılacak davalardan hangilerine asliye hukuk mahkemesinde, hangilerine sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı hususuna görev, bunu düzenleyen kurallara da görev kuralları denir. Genel mahkeme ile özel mahkeme arasındaki ilişkinin bir görev ilişkisi olduğu ve görevle ilgili kuralların kamu düzenine ilişkin bulunduğu konusunda öğretide ve uygulamada duraksama yoktur. Genel mahkemelerin bakacakları davalar, belirli kişi ve iş gruplarına göre sınırlandırılmamış olup aksi belirtilmedikçe medeni yargılama hukukuna giren her türlü işe bakmakla görevlidirler. Açık kanun hükmü ile özel mahkemelerde görüleceği belirtilmemiş olan bütün davalar genel mahkemelerin görevine girer. Buna karşılık özel mahkemeler, belirli kişiler arasında çıkan veya belirli uyuşmazlıklara bakmakla görevlidir. Diğer bir ifadeyle, özel mahkemeler özel kanunlarla kurulmuş olup özel kanunlarda belirtilen davaları yürütür.
Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olup, HMK’nın 114/1-c maddesine göre mahkemenin görevli olması dava şartıdır. HMK’nın 115. maddesine göre ise dava şartlarının mevcut olup olmadığı, taraflarca ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilir. Diğer taraftan görevsiz mahkeme davanın esası hakkında karar veremez. Bu nedenle, dava açılırken dayanılan hukukî ve maddi olguların göreve etkili olduğu durumda öncelikle hukukî niteleme yapılmalı ve sonucuna göre mahkemenin görevsiz olduğu kanısına varılırsa dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmelidir. Görev nedeniyle dava dilekçesinin reddi kararında görevli mahkemenin hangi mahkeme olduğu belirtilmeli ve dava dosyasının bu görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmelidir (HMK m.20).
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “asliye hukuk mahkemelerinin görevi” başlıklı 2. maddesi; “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” hükümlerini içermektedir.
6335 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile değişik TTK’nın 5. maddesinin 1. fıkrası; “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, asliye ticaret mahkemesi tüm ticarî davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” hükmünü, 5. maddesinin 3. fıkrası ise; “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” hükümlerini içermektedir.
Görüldüğü üzere, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki hukuki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Bu nedenle, asliye ticaret mahkemesinin bakması gereken davalarda, asliye hukuk mahkemesi görevli sayılamaz. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olup mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtayca re’sen dikkate alınır. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK’nın 5/4. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde, asliye hukuk mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanuni hakim güvencesi” başlığını taşıyan 37’nci maddesi; “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükmünü öngörmektedir. Bilimsel çevrelerde ve uygulamada, kanuni hakim güvencesi, uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. 1982 tarihli Anayasa’yı kabul eden Danışma Meclisi’nin Anayasa Komisyonu’nun gerekçesinde “…bu suretle davanın olaydan sonra çıkarılacak bir kanunla yaratılan bir mahkeme önüne getirilmesi yasaklanmakta, yani kişiye yahut olaya göre kişiyi yahut olayı göz önünde tutarak mahkeme kurma imkanı ortadan kaldırılmaktadır. Bu ise tarafsız yargı merciinin ilk gereğidir.” denilmektedir. Dikkat edilecek olursa Anayasa’daki bu düzenleme hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren yasal bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın, mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir. O halde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı taktirde her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır. Nitekim aynı hususlar Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04.04.2019 tarihli ve 2017/11-10 E., 2019/401 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte bazen yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir.
4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun geçici 1. maddesi; “Aile Mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde, yargı çevresinde ve görev alanına giren sonuçlanmamış dava ve işler, yetkili ve görevli aile mahkemelerine devredilir.” hükmünü içerdiğinden, bu yasal düzenlemeye istinaden diğer mahkemeler, Aile Mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işleri bu mahkemelere devretmiştir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile yeni kurulan (Alanya, Aydın, Balıkesir, Diyarbakır, Manisa, Muğla, Sakarya ve Tekirdağ) asliye ticaret mahkemeleri ile mevcut bulunan (Adana, Ankara, Ankara Batı, Antalya, Bakırköy, Bursa, Denizli, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Gebze, İskenderun, İstanbul, İstanbul Anadolu, İzmir, Karşıyaka, Kayseri, Kocaeli, Konya, Mersin, Samsun, Şanlıurfa ve Trabzon) asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevreleri belirlenmiştir. Ancak halihazırda açılmış davaların yeni kurulan mahkemeye devredileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir.
O halde, yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine olanak bulunmadığından, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun, 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile müstakil asliye ticaret mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı öncesinde asliye ticaret mahkemesi olmayan yerlerde asliye hukuk mahkemesinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyaların görülmeye devam edilmesi gerekir.
Açıklanan nedenlerle; Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli ve 608 sayılı kararıyla 01/09/2021 tarihi itibariyle Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin faaliyete geçirildiği, davanın 07/12/2020 tarihinde açıldığı, 07/07/2021 tarihli ve 608 sayılı kararda derdest dosyaların devredileceği yönünde bir ibare bulunmadığı, anlaşıldığından, dosyanın Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce (davaya hangi sıfatla bakılacağı da değerlendirilmek sureti ile) görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir. (Emsal; Yargıtay 5. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2022/1760 E – 2022/2689 K sayılı ilamı) 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yargı yeri olarak belirlenmesi gerektiğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
Dosyanın merci tayini talebinde bulunan Mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 23/1 ve 362/1-c maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 06/01/2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/01/2023

Başkan


Üye …


Üye


Katip

¸Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca E-İMZA ile imzalanmıştır