Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/2555 E. 2022/1862 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2555
KARAR NO : 2022/1862
KARAR TARİHİ : 23/11/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/05/2022
NUMARASI : 2022/367 Esas 2022/416 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/03/2022
NUMARASI : 2021/1073 Esas 2022/250 Karar

DAVACI : DAPHNE DIŞ TİCARET VE YATIRIM ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : CORAZON ENDÜSTRİYEL AMBALAJ MALZEMELERİ SANAYİ VE DIŞ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – [25959-78760-93477] UETS
DAVANIN KONUSU : Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan

Taraflar arasında görülen davada Gebze 1. Sulh Hukuk Mahkemesi ve Gebze Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında 01/11/2016 tarihinde “Menkul Mal Satımı, İşçi Devri, Marka Devri, Müşteri Portföyü Devri ile Fabrika İşletme Sözleşmesi” imzalandığını, söz konusu sözleşmenin 21.maddesi ve 23. Maddesi gereği davalı şirket, müvekkil şirkete 30.000,00 USD +%18 KDV olmak üzere 3 aylık dönemler halinde 90.000,00 USD +%18 KDV kira/işletme bedeli ödeyeceğini, ancak davalı şirket ödemesi gereken kira/işletme bedellerini her zaman eksik ödediğini, ödenmeyen bedeller için temerrüde düştüğünü, davalı şirketin eksik ödediği ve hiç ödemediği kira/işletme bedelleri ve temerrüt faizleri 901.386,38 USD bedel tutarına ulaşınca müvekkili şirket tarafından İstanbul 5. İcra Müdürlüğünün 2020/26928 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı şirketin söz konusu takibe itirazı sonucu takibin durduğunu, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde 2021/370 esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, son olarak davalı şirketin Nisan 2021 ayında ödemesi gereken 90.000,00 USD + %18 KDV tutarındaki Nisan, Mayıs ve Haziran kira/işletme bedelini ödemediğini, bunun üzerine Gebze İcra Müdürlüğü nezdinde 2021/13254 esas sayılı dosya ile haciz ve tahliye talepli icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin ödeme emrine itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu belirterek, davalı şirketin 2021/13254 esas sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, icra takibi konusu taşınmazın tahliyesine, ödenmemiş kira bedellerinin ödenmesine, temerrüde düşülen tüm kira bedelleri için temerrüt tarihinden itibaren USD mevduata kamu bankalarınca fiilen uygulanan azami yıllık faiz işletilmesine, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kira alacağına yönelik iddialarını kabul etmediklerini, kiraya veren kiracıya en az altmış günlük süre vermeden ve kontratı feshedeceğini bildirmeden kira alacağı iddiası ile takip başlatılamayacağını, taşınmazı tahliye edemeyeceğini, somut olayda davacının bu yönde herhangi bir bildirimi bulunmadığını belirterek, davanın reddi ile kötü niyetli davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARLARININ ÖZETİ
Gebze 1. Sulh Hukuk Mahkemesince; “…her ne kadar davacı tarafça kira sözleşmesi olarak nitelendirilerek işbu dava açılmış ise de taraflar arasında çok taraflı edimler ile karşı edimlerin içerildiği “menkul mal satımı, işçi devri, marka devri, müşteri portföyü devri ile fabrika işletme sözleşmesi” olarak isimlendirilen istisna sözleşmesi yapıldığı, sözleşme bentlerinden birinde geçen işletme bedeli olarak nitelendirilen kısmın kira olarak değerlendirildiği ancak yasal görev dahil olmak üzere hukuki nitelendirmelerin Hakime ait olduğu, bu kapsamda bir bütün halinde sözleşmenin ticari mahiyette istisna sözleşmesi olduğu görülmekle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c ve 115/1-2 maddeleri uyarınca davacının davasının dava şartı (görev) yokluğundan usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine” dair hüküm kurulmuştur.
Gebze Asliye Ticaret Mahkemesince; “…taraflar arasındaki uyuşmazlık kira sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, dava 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığından görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. Açıklanan tüm nedenlerle, HMK’nın 114/1-c maddesinde düzenlenen göreve ilişkin dava şartı bulunmadığından, HMK’nın 115/2. maddesi gereğince davanın usulden reddine” dair hüküm kurulmuştur.
Gebze 1. Sulh Hukuk Mahkemesi ile Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi arasında karşılıklı verilen görevsizlik kararlarına istinaden dosya dairemize yetkili mahkemenin belirlenmesi için gönderilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE
Dava, hasılat kirası sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, icra inkar tazminatı ve taşınmazın tahliyesi istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık 01/11/2016 tarihli sözleşmeden kaynaklandığı sözleşme içeriğinde hasılat kirası (ticari işletmenin kiralanması) sözleşmesi kapsamında kiraya verilen fabrika binası için ödenmeyen kira parasının ödenmesi ve taşınmazın tahliyesi istemi ile başlatılan takibe yapılan itirazın iptali isteminden kaynaklanmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşme ile davacı kiralayana ait işyeri, davalı hasılat kiracısına, kullanmak ve semerelerinden yararlanmak üzere sabit dönemsel kira ödemeleri karşılığında karşılığında teslim edilmiştir. İlgili sözleşme ile davacı, ticari işletmesinde bulunan menkulleri davalıya satmış, çalışan işçilerin sözleşmeleri ile birlikte davalı şirket bünyesinde çalışması için devretmiş, marka haklarını devretmiştir. Kira parasının ödenmesi dışındaki hususlarda taraflar arasında uyuşmazlık yoktur.
Tarafların sözleşmede, yapılan sözleşmenin adi kira veya hasılat kirası olmadığı şeklindeki anlaşmaları sonucu değiştirmeyecektir. Kaldı ki, davacı taraf davalı aleyhine kira parasının eksik ödenmesi ya da hiç ödenmemesi nedeniyle tahliye talepli kira alacaklarına mahsus icra takibi yaptığı, davalının da cevap dilekçesinde taraflar arasında kira ilişkisi bulunduğu, kira bedelinin ödenmemesi halinde hapis hakkının kararlaştırılması karşısında taraflar arasındaki ilişkinin hasılat kirası olarak nitelendirilmesi gerektiği beyanı dikkate alındığında, taraflar arasında hasılat kira ilişki bulunduğunun gerektiği anlaşılmaktadır.
Ürün (hasılat) kirası; kiraya verenin kiracıya ürün (hasılat) veren bir mal, işletme ya da hakkın kullanılmasını, semerelerinden yararlanılmasını veya işletilmesini belli bir bedel karşılığında terk ettiği kira türüdür(TBK md.357).
Hemen belirtmek gerekir ki, hem doğal hem de hukuki ürün getiren eşya ürün kirasına konu olabilir. Bu kapsamda işletmenin işletilmesi sonucu elde edilen kâr, hukuki ürün olarak nitelendirilebilir.
Lokanta, otel, kantin, hastane, okul, dükkan, fabrika gibi iş yerlerinin işletilmek maksadıyla kiraya verilmesinde, reklam panolarının kiralanmasında, taksi kiralarında söz konusu olan ürün kirasıdır (Prof.Dr. Azra Arkan Serim; Hasılat Kirasında Tarafların Hak ve Borçları, İstanbul 2010, s. 3). Yerleşmiş Yargıtay uygulamasına göre de; kira sözleşmesinin, ürün kirasına ilişkin hükümlere tabi olabilmesi için, kiralananın işletme ruhsatıyla birlikte işletme hakkının devredilmiş olması gerekir.
Öte yandan, ürün kirasında; kira bedelinin, üründen bağımsız bir bedel olarak kararlaştırılması hâlinde genel ürün (hasılat) kirasından; buna karşılık kira bedeli, ürünün belli bir hissesi ya da bölümü olarak belirlenmiş ise, katılmalı (iştirakli) ürün kirasından söz edilir (6098 sayılı TBK m. 357). Bununla birlikte kira bedelinin karma olarak yani bir kısmı sabit bir miktar, bir kısmının da üründen bir bölüm olarak belirlenmesi de sözleşme özgürlüğü çerçevesinde mümkündür.
Kira sözleşmesi, tam iki tarafa borç yükleyen rızaî bir sözleşme olup kira sözleşmesinin meydana gelmesi için kiraya veren ile kiracının sözleşmenin esaslı noktaları üzerinde anlaşmaları, irade beyanlarının karşılıklı ve birbirine uygun olması gerekir. Sözleşmede bir şeyin kullanılmasını devretmeyi üstlenen kişiye kiraya veren, buna karşılık bir bedel ödemeyi üstlenen kişiye de kiracı denir. Kiraya veren, kiralanan şeyin maliki olabileceği gibi o şey üzerinde sınırlı bir aynî hak sahibi veya kiracı da olabilir.
İtiraz iptali davası takibe sıkı sıkıya bağlı bir dava olup, takip konusu dışında inceleme yapılamaz. Takip dosyası incelendiğinde, davacının kira alacağı için takip başlattığı ve ayrıca tahliye talep ettiği, itiraz üzerine işbu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmaktadır. Davada kira alacağının bulunup bulunmadığı ve tahliye koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği irdelenecektir.
Bu doğrultuda somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde; taraflar arasında kira sözleşmesi olduğu nazara alındığında, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, tarafların hak ve borçlarının, taraflar arasındaki akdi ilişki değerlendirilerek çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/I maddesinde de, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir. Taraflar tacir olmakla birlikte uyuşmazlık konusu kira sözleşmesi ile ilgili olup, uyuşmazlığın çözümü ise kira sözleşmesi ve TBK’nın kira sözleşmelerine ilişkin düzenlemeleri doğrultusunda yapılacağından bu davaya bakma görevi HMK’nın 4. Maddesi gereğince değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesine aittir. (Örn.; Yargıtay 20. HD. 2016/1159 E., 2016/4694 K. ve 18.04.2016 günlü kararı; Yargıtay 6. HD. 2014/10011E., 2015/6144K. ve 18.06.2015 günlü kararı)
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin kurallardan olup, yargılamanın her aşamasında istek üzerine ya da re’sen gözetilmesi gerekir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık kira sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, dava 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığından görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir.
Buna göre, Gebze 1. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Gebze 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
Dosyanın merci tayini talebinde bulunan Mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 23/1 ve 362/1-c maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/11/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 23/11/2022

Başkan…

Üye…

Üye…

Katip…

Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca E-İMZA ile imzalanmıştır