Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/1949 E. 2022/261 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BAM 4. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1949
KARAR NO : 2022/261
KARAR TARİHİ : 09/02/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/10/2021
NUMARASI : 2021/506 Esas 2021/548 Karar

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KÖRFEZ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ :16/10/2020
NUMARASI : 2020/169 Esas 2021/131 Karar

DAVACI :… – …
VEKİLİ : Av. … – .
DAVALI :… -…
VEKİLLERİ :Av. … -.Av. … -.

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit

Taraflar arasında görülen davada Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi ve Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, müvekkilinden alacaklı olduğu iddiasıyla Körfez İcra Müdürlüğünün 2020/1220 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine girişmiş ve 14/09/2020 tarihli ödeme emri, 21/09/2020 tarihinde müvekkilinin bağlı olduğu muhtarlığa tebellüğ olunduğunu, müvekkili davacı …’nın alacaklı görünen davalı şirkete herhangi bir borcu olmadığını, fatura alacağının usule uygun bir şekilde müvekkili davacıya tebliğ edilmeden 8 günlük itiraz süresi beklenmeden kötü niyetli olarak direkt icra takibine konu edildiğini, faturanın tek başına akdi ilişkinin varlığını ispata yeterli olmadığını, müvekkilinin, davalı Şirkete Körfez İcra Müdürlüğünün 2020/1220 sayılı dosyası bağlamında borçlu olmadığının tespitini, icra takibine kötü niyetli ve haksız olduğu giriştiği aşikar olan davalının asgari %20 oranında tazminat ödemeye mahkum edilmesini ve yargılama giderlerinin davalı şirket üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 17/11/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça faturaya konu işlerin KMK m.43’e göre lüks masraflardan olduğu belirtilmekteyse de yapılan iş bina girişi, dükkan önleri, dairelere çıkan ana merdivenler, mermer, sıva ve elektrik işleri olup lüks değil tamamen zorunlu işler olduğunu, binanın inşaatı halen daha devam ettiği için henüz kat malikleri kurulu oluşmadığını, yapılan işler ile ilgili davacının oğlu Şeref Yazıcı ile sürekli telefon ve whatsap yolu ile görüşüldüğünü, davacı tarafından sadece %15 teminat yatırıldığını, bu nedenle mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararına itiraz ettiklerini, davacı tarafın kötü niyetli olduğunu, müvekkile borcunu ödememek için bu davayı açtığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARLARININ ÖZETİ
Körfez 1. Asliye Hukuk Mahkemesince; “…mahkememizde görülen çek iptali davasının ticari dava olduğu ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görevine girdiği, Kocaeli Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresinin Kocaeli Ağır Ceza Mahkemelerinin yargı çevresi ile sınırlı olduğu, Körfez İlçesinde müstakil bir Ağır Ceza Mahkemesi olmadığı ve Kocaeli Ağır Ceza mahkemesinin yargı çevresinin ilçemizi de kapsadığı anlaşılmakla, dava dilekçesinin görev yönünden reddine” dair hüküm kurulmuştur.
Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesince; “…davanın İİK madde 72/I maddesi uyarınca icra takibi sırasında açılan menfi tespit davası olduğu, İİK madde 72/VIII maddesi uyarınca menfi tespit davasının icra takibinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği düzenlenmiş olduğu, davacının maliki olduğu binanın yapımı ile ilgili işin miktarı ve hacmi ile davacının sözleşme ilişkisini reddettiği ve ihtilafa vekaletsiz iş görme hükümlerinini uygulanma ihtimali ve görevsizlik kararı öncesi davanın icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesi Körfez Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı dikkate alındığında mahkememizin bu davayı görme konusunda görevli olmadığı değerlendirilmiş ve davanın, mahkememizin görevsizliği nedeniyle, dava şartları yokluğundan usul yönünden reddine” dair hüküm kurulmuştur.
Körfez 1. Asliye Hukuk Mahkemesi ile Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi arasında karşılıklı verilen görevsizlik kararlarına istinaden dosya dairemize görevli mahkemenin belirlenmesi için gönderilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE
HMK 23/1 maddesinde yargı yerinin belirlenmesine ilişkin incelemenin dosya üzerinden yapılabileceği düzenlenmektedir. Bu nedenle dairemizce dosya üzerinden yapılan incelemede;
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun TTK’nın 3. maddesinde bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerin ticari işlerden olduğu, 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
Her ne kadar Körfez Asliye Hukuk Mahkemesince verilen kararın gerekçesinde davanın çek iptaline ilişkin olduğu belirtilmişse de takibin dayanağının eser sözleşmesine ilişkin fatura olduğu, davalının ticari işletmesini ilgilendirmekte ise de davacının tacir olmadığı dosya kapsamı ile sabittir.
6502 sayılı Kanunun 3. maddesi gerekçesinde eser sözleşmelerinin kanun kapsamına alınmasına herhangi bir açıklama getirilmemiştir. Ancak Kanunun sistematiği nazara alındığında kanunda zikredilen eser sözleşmelerinden kastın; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla, salt kişisel ihtiyaçları için kullanma ve tüketme amacıyla gerçek ve tüzel kişi ile tüketici arasında yapılan eser sözleşmeleri olduğu anlaşılmaktadır. 6502 sayılı Kanunda kanun koyucunun salt kullanma ve tüketme amacına yönelik mutfak, dolap yaptırmak, araç tamiri yapmak gibi dar kapsamlı eser sözleşmelerini kastettiği, inşaat sözleşmelerinin ise bu kapsamda olmadığının kabulü gerekir.(Emsal; Yargıtay 20. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2016/4707 Esas – 2016/8913 Karar sayılı ilamı, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2016/5630 Esas – 2016/7071 Karar sayılı ilamı)
Davacı tarafça taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi kabul edilmediği gibi davalının cevap dilekçesi itibariyle davacının da paydaş olduğu taşınmaza yapılan bina girişi dükkan önleri, ana merdivenler, mermer, sıva ve elektrik işleri gibi eser sözleşmesi kapsamında işler yapıldığı davalının payına düşen kısım yönünden fatura düzenlendiği ileri sürülmüştür.
HMK’nın 2/1. maddesinde “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmü yer almaktadır.
Bu durumda eldeki davada davalının takibe dayanak yaptığı fatura ve fatura düzenlenmesine esas işlerin niteliği, tarafların konumu dikkate alındığında uyuşmazlık 6502 sayılı Kanun kapsamında kalmadığı, ayrıca davacının tacir olmadığı, dolayısıyla davanın HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden, uyuşmazlığın Körfez 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerektiğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Körfez 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
Dosyanın merci tayini talebinde bulunan Mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 23/1 ve 362/1-c maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/02/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/02/2022


Başkan


Üye …


Üye


Katip

¸Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca E-İMZA ile imzalanmıştır