Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/898 E. 2022/868 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/898 – 2022/868

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/898
KARAR NO : 2022/868

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19.01.2022
NUMARASI : 2021/583 Esas – 2022/236 Karar

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVACILAR : 1-…
2-…
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …

DAVALILAR : 1 -…
2 -…
VEKİLLERİ : Av….
Av. …

DAVALI : 3 -SAKARYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : 4 -TÜRKİYE SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazm.)

BAŞVURU TARİHİ : 18.02.2022
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ: 20.05.2022
KARAR TARİHİ : 26.05.2022
YAZIM TARİHİ : 26.05.2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği, dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili Akyazı Asliye Hukuk (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla ) Mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesi ile 31.12.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Akyazı Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.10.2021 tarihli kararı ile Sakarya Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı karar vermiştir.
Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi, davanın Asliye Ticaret Mahkemesi kurulmadan önce açılması nedeniyle Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar vermiştir.
Anılan karara karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Akyazı Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen yargılama nezdinde tesis edilen 05.10.2021 tarih ve 2018/737 Esas – 2021/930 Karar sayılı ilam ile Hâkimler Savcılar Kurulu 1. Dairesi’nin 08.07.2021 tarih ve 568 sayılı kararı uyarınca görevsizlik kararı verilerek dosyanın Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderildiğini, Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararının usule, yasaya ve hukuka aykırı olduğunu beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup , 22.11.2018 tarihinde açılmıştır.
Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olup, HMK’nın 114/1-c maddesine göre mahkemenin görevli olması dava şartıdır. HMK’nın 115. maddesine göre ise dava şartlarının mevcut olup olmadığı, taraflarca ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Asliye hukuk mahkemelerinin görevi” başlıklı 2. maddesi; “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” hükümlerini içermektedir.
6335 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile değişik TTK’nın 5. maddesinin 1. fıkrası; “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, asliye ticaret mahkemesi tüm ticarî davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” hükmünü, 5. maddesinin 3. fıkrası ise; “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” hükümlerini içermektedir.
Görüldüğü üzere, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki hukuki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Bu nedenle, asliye ticaret mahkemesinin bakması gereken davalarda, asliye hukuk mahkemesi görevli sayılamaz. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olup mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtayca re’sen dikkate alınır. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK’nın 5/4. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde, asliye hukuk mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanuni hakim güvencesi” başlığını taşıyan 37’nci maddesi; “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükmünü öngörmektedir. Bilimsel çevrelerde ve uygulamada, kanuni hakim güvencesi, uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. 1982 tarihli Anayasa’yı kabul eden Danışma Meclisi’nin Anayasa Komisyonu’nun gerekçesinde “…bu suretle davanın olaydan sonra çıkarılacak bir kanunla yaratılan bir mahkeme önüne getirilmesi yasaklanmakta, yani kişiye yahut olaya göre kişiyi yahut olayı göz önünde tutarak mahkeme kurma imkanı ortadan kaldırılmaktadır. Bu ise tarafsız yargı merciinin ilk gereğidir.” denilmektedir. Dikkat edilecek olursa Anayasa’daki bu düzenleme hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren yasal bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın, mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir. O halde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı taktirde her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır. Nitekim aynı hususlar Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04.04.2019 tarihli ve 2017/11-10 E., 2019/401 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
Şu durumda; kanunda aksi ön görülmemiş ise, yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine olanak bulunmadığından, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun, 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile müstakil asliye ticaret mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı öncesinde asliye ticaret mahkemesi olmayan yerlerde asliye hukuk mahkemesinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyaların görülmeye devam edilmesi gerekir. Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2022/1760 esas, 2022/2689 karar sayılı kararı da bu yöndedir.
Mahkemece açıklanan olgular ve yasal düzenlemeler gözetilerek mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş olmasında hukuka aykırılık bulunmadığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesinin 19.01.2022 tarih ve 2021/583 esas, 2022/236 karar sayılı görevsizlik kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davacılar vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince davacı taraftan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı peşin olarak alındığından yeniden harç tahsiline yer olmadığına,
3-Davacıların istinaf başvurusu için yaptığı giderlerin üzerinde bırakılmasına, harcanmayan istinaf gider avansının yatırana iadesine,
4-Karar tebliği ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.362/1-c maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 26.05.2022

Başkan…
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

*Üye …
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır

*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*