Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/732 E. 2023/396 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/732
KARAR NO : 2023/396

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/01/2022
NUMARASI : 2020/480 Esas – 2022/6 Karar

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVACI : NORTHSTAR DENİZ ARAÇLARI ÜRETİMİ ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. …-…

DAVALI : MATSAN İÇ VE DIŞ TİCARET İLAÇ SANAYİ ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. … -…

FERİ MÜDAHİL : AXA SİGORTA A.Ş – …
VEKİLİ : Av. …-…

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)

BAŞVURU TARİHİ : 23.02.2022
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ : 15.04.2022
KARAR TARİHİ : 15.03.2023
YAZIM TARİHİ : 16.03.2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği anlaşılmakla;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı şirketin ana üretim konusunun fiber tabanlı şişme bot ve fiber tekne üretimi olduğunu, bu üretim gruplarına ait bot ve tekne kalıplarının Marintek Deniz ve Yat Malzemeleri Tic. A.Ş.’ne ait depolama tesisinde depolandığını, bu depo alanının yakınında bulunan davalı şirketin üretim tesisinde 12.08.2019 tarihinde yangın meydana geldiğini, davalı şirketin ürettiği basınçlı tüplerin ısıdan kaynaklı patlayarak komşu Marintek Deniz ve Yat Malzemeleri Tic. A.Ş.’ne ait depolama tesisine düştüğünü, depolanan davacıya ait özel üretim bot ve tekne kalıplarının yandığını ve kullanılamaz hale geldiğini, davalı şirkete ait tesiste çıkan yangının nedeninin yangın raporunda “Orman yangını” olarak gösterildiğini, davalı şirketin üretim konusu itibariyle gerek patlayıcı ve parlayıcı maddelerin depolama koşulları, gerekse de bu tür ürünlerin üretildiği ve de depolandığı alanlarda alınması gereken asgari tedbirler ile yangın söndürme olanakları yönüyle parlayıcı, patlayıcı, tehlikeli ve zararlı maddelerle çalışılan işyerlerinde ve işlerde alınacak tedbirler hakkında Tüzük hükümleri ile 30.11.2000 günlü, 24246 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Aeresol Kaplar Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde gerekli tedbirler alınmadığını, davalı şirketi İstanbul 12. Noterliği vasıtası ile ihtarname gönderildiğini, ancak davalı şirketin taleplerini tamamen reddettiğini, zorunlu arabuluculuk sürecine başvurulduğunu, bu görüşmelerden de olumlu sonuç alınamadığını beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL’nin haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davanın öncelikle hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, davalı şirketin şirketin, solüsyon, kozmetik sprey ve benzeri maddelerin üretimi ve dolumu faaliyeti ile iştigal ettiğini, olay tarihinde Çayırova İtfaiye Grubu tarafından düzenlenen Yangın Raporuda ise, yanan şeyin “Matsan İç ve Dış Tic. İlaç San. A.Ş. ve İntek Endüstri Tesisleri Üretimi A.Ş.” olarak belirtildiğini, yaptıkları inceleme neticesinde ise İntek Endüstri Tesisleri Üretimi A.Ş. firmasının da Marintek grup şirketlerinden biri olduğu ve anılan depolama tesisini bu grup şirketine ait pek çok şirketin aynı anda kullandığının tespit edildiğini, dolayısıyla, her ne kadar yangın raporu ve sair bilirkişi raporlarında “İntek Endüstri Tesisleri Üretimi A.Ş.”nin adı geçiyor olsa da, bu belgelerde bahsedilen tesisin Marintek grup şirketlerinden Marintek Deniz Ve Yat Malzemeleri Tic. A.Ş.’nin mülkiyetinde görünen, davacı şirketin mallarının da içerisinde bulunduğu ve İntek dahil tüm grup şirketleri tarafından kullanılan dava konusu depolama tesisi olduğunu, 12.08.2019 tarihinde … adresinde çıkan yangının bir orman yangını olduğunu, ormanda başlayan bu yangının rüzgarlı hava nedeniyle itfaiye ekiplerince havadan ve karadan tüm girişimlere rağmen söndürülemeden doğrudan hem davalı şirkete ait fabrikaya hem de davacı firmanın bot ve tekne kalıplarının bulunduğu depolama tesisine sirayet ettiğini, dava konusu yangından 10 gün sonra davalı şirket ve davacı şirketin ürünlerinin bulunduğu depolama tesisine gidilerek keşif yapıldığını, keşif neticesinde tanzim edilen raporlarda; depolama tesisinde bulunan açık alandaki yangının davalı şirkete ait kutulara sıçraması ile çıkmadığı, doğrudan ormandan sirayet ettiğine kanaat getirildiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, mahkemenin bu kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalının tesisindeki yangının karakteristiğinin, burada üretimi ve dolumu yapılan ürünün niteliği belirlenerek ortaya konulmadığını, oysa davalının solüsyon, kozmetik sprey ve benzeri üretimi ve dolumu yapıldığına ait beyanına göre, kimya sanayi alanında birinci sınıf gayrisıhhi müessese niteliğinde olduğu anlaşılan bu yerde faaliyetine uygun yangın önleme ve söndürme yapısının varlığı ile yangın anında görevini yapıp, yapmadığının belirlenmediğini, bunun yerine olaya ait yangın raporunda davalının hasar gören malzemeleri listesinde yangın söndürme sisteminin yer aldığının belirtilmekle yetinildiğini, dumanın rengi ve yoğunluğundan bahisle davacının malzemesinin daha önce yandığı sonucuna ulaşılmasının olanaklı olmadığını, rapora dayanak alınan görsellerde patlama seslerinin duyulduğunu, davacının tekne kalıplarının bulunduğu yer ile bunların depolandığı alanın maliki Marintek Deniz ve Yat Malzemeleri AŞ ile İntek Endüstri Üretim Tesislerinin depo bahçesinde lokal, yani biri diğerinin devamı gibi birleşen ve yayılan bir yanma olmadığını, bu durumun orman yangınının konveksiyon/radyasyon yoluyla yayıldığının kabulüyle açıklanmasının mümkün olmadığını, tekne kalıplarının bulunduğu yerin yangın öncesi hava fotoğraflarında görüldüğü gibi, iğne yapraklı çam ağaçlarından oluşan orman dokusuna komşu olmadığını, maddi olayı ortaya koymaktan uzak verileri nedeniyle hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik ve yetersiz olduğunu beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, haksız fiilden (yangın) kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, 12.08.2019 tarihinde başlayan orman yangınında davalı şirkete ait sprey tüplerinin (aeresol kap) ısının etkisiyle patlayarak ve fırlayarak davalı şirkete komşu depolama alanında yangın çıkardığı ve depolama alanında bulunan davacı şirkete ait fiber bot ve tekne kalıplarının yanarak zarar görmesine neden olduğu iddiasıyla zararın tazmini için işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İlk derece mahkemesince yerinde keşifle yangın uzmanı, meteoroloji mühendisi ve gemi baş mühendisinden oluşan bilirkişi heyetinden kök ve ek raporlar alınmış, bu raporlarda, çıkış nedeni belirlenemeyen orman yangınının davacı ve davalı şirketlere sirayet ettiği, davalı şirkete orman yangınının davacı şirketten sonra olacak şekilde sirayet ettiği, depolama alanında bulunan aeresol kapların yangından zarar görmemeleri nedeniyle yangın taşıyıcı olmadıkları, bu sebeplerle oluşan zararlar bakımından davalı şirketin yangının artmasında kusurunun olmadığı, davacı şirketin davalı şirketten sebeple zarar görmediği yönünde görüş bildirilmiş, mahkemece de bu raporlara göre davanın reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre, dosya ekinde yer alan ve yangından on gün sonra mahkeme kanalıyla yapılan tespitteki bilirkişi görüşleriyle işbu dosyada alınan kök ve ek rapordaki bilirkişi görüşlerinin uyumlu olduğu, yangın sırasında havadan alınan görüntülerin raporlardaki analizine göre davalı şirkete davacı şirketten sonra orman yangınının sirayet ettiği, bu durumda davacı şirketin fiber bot ve tekne kalıplarının yanarak zarar görmesinin nedeninin davalı şirketten fırlayan aeresol kaplar olmadığı anlaşıldığından mahkemece davanın reddine karar karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmediğinden davacı şirket vekilinin istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Dairemizce ilk derece mahkemesinin kararı hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk yönünden incelenmiş olup, kararda esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı, delillerin değerlendirilmesinde de usule aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, H.M.K’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 07.01.2022 tarih ve 2020/480 esas, 2022/6 karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince davacıdan alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin olarak alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacının istinaf başvurusu için yaptığı giderlerin üzerinde bırakılmasına, harcanmayan istinaf gider avansının iadesine,
4-Karar tebliği, harç takibi ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK.361/1 maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde dairemize dilekçe vermek suretiyle Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 15.03.2023

Başkan …
e-imzalıdır

*Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdı

*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*