Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/677 E. 2023/312 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/677
KARAR NO : 2023/312

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/01/2022
NUMARASI : 2016/802 Esas – 2022/6 Karar

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … -…
İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : TÜRKİYE SİGORTA (GÜNEŞ SİGORTA) A.Ş.
VEKİLİ : Av. …-…

DAVACILAR : 1-… – …
2-… – …
3-… – …
VEKİLİ : Av. …-…

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazm.)
BAŞVURU TARİHİ : 18.02.2022
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ : 08.04.2022
KARAR TARİHİ : 01.03.2023
YAZIM TARİHİ : 02.03.2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği anlaşılmakla;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacı …’ün 26.02.2016 tarihinde sürücüsü olduğu motosiklet ile davalı …’ün sürücüsü olduğu, diğer davalı tarafından ZMSS ile sigortalanan araç arasında gerçekleşen çift taraflı trafik kazasında yaralandığını ve malul kaldığını beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00 TL maddi tazminatın … açısından kaza tarihi, davalı Güneş sigorta A.Ş yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, 60.000,00 TL’nin yalnızca …’ten kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı Güneş Sigorta vekili cevap dilekçesinde; davacının meydana gelen kazada kusuru bulunduğunu ,kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının maluliyet ve gerçek zararı bakımından rapor alınması gerektiğini, talebin teminat dışında kaldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde ;davanın görevsiz mahkemede açıldığını, müvekkilinin kusuru bulunmadığını, davacı sürücünün 16 yaşında ehliyetsiz ve kaskı olmaksızın trafiğe tescil edilmeyen motosiklet ile trafiğe çıktığını belirterek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İlk derece mahkemesi tarafından maddi tazminat davası yönünden ; davanın kabulü ile, 40.247,76 TL maddi tazminatın sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere davalı sigorta şirketi yönünden 27.04.2018 tarihinden, davalı … yönünden olay tarihi olan 26.02.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, manevi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulü ile; 15.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 26.02.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ten tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Yerel mahkemenin bu kararına karşı davalı … ile davalı Türkiye Sigorta (Güneş Sigorta A.Ş) vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde;Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimliğinin 27.12.2016 tarih ve aynı kurum tarafından tanzim edilen 24.02.2020 tarihli raporlar arasında çelişkilinin giderilmediğini, Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimliğinin 27.12.2016 tarihli Kurul Raporuna göre 26.02.2016 tarihinde geçirmiş olduğu kaza sonrası meydana gelen arızasının maluliyet hesaplanmasını gerektirecek düzeyde olmadığı, kişinin kazaya bağlı iyileşme süresinin (geçici iş göremezlik süresinin) 4(dört) ay olduğunun belirtildiği, bu rapor doğrultusunda 26.03.2019 tarihli bilirkişi raporuna göre tazminat miktarının 3.122,37 TL olarak hesaplandığını, davacının ıslah talebi hakkında daha öncede belirttikleri gibi kazanın üzerinden yaklaşık 3 yıl geçtikten sonra sunulduğundan ve dava kısmi alacak davası şeklinde açıldığından davacı tarafın maddi tazminat talebinin zamanaşımına uğradığını, daha sonra da 08.04.2019 tarihli dilekçe ile maddi tazminat yönündeki talebini fazlaya ilişkin dava ve talep hakkını saklı tutmaksızın tam ve kesin olarak belirlendiğini ve bu yönde talep artırım ve ıslah dilekçesi verdiğini, HMK 107 ve 176. Maddelerinin açık ve kesin düzenlemelerine göre davada birden fazla kez talep artırım ve ıslah yapılamayacağını, hesap raporunun hatalı olduğunu, müvekkilin atfedilen %60 oranında kusuru kabul etmediklerini, manevi tazminat miktarını yüksek olduğunu belirterek ilamının istinaf incelemesi ile kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Türkiye Sigorta (Güneş Sigorta) A.Ş vekili istinaf dilekçesinde; Davanın davacı tarafından defalarca dava ıslah edilmek istenildiğini, davada her bir tarafın, ıslah hakkını ancak bir kez kullanabileceğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davalı şirketten kaza tarihinden itibaren faiz talep edilemeyeceğini, yargıtay kararları ile de sabit olduğu üzere ıslah ile arttırılan miktar için davalı ıslah tarihi itibariyle temerrüde düşeceğinden faize de ıslah tarihinden itibaren hükmedilmesi gerektiğini, dava konusu davacı tarafın müracaatının olmaması sebebiyle davalı şirketin temerrüde düşmediğini, olayda yasal faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek yeniden inceleme ve yargılama yapılmasını talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklı cismani zarar nedeniyle sürücü ve ZMMS ile kasko sigortası kapsamında sigorta şirketi aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, 26.02.2016 tarihinde davacının sürücüsü olduğu motosiklet ile davalıların maliki ve sigortacısı oldukları aracın karıştığı çift taraflı kaza sonucunda davacı yaralanmıştır.
Kaza sonrası düzenlenen kaza tespit tutanağında, her iki sürücüye de kural ihlali verilmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından kusur oranının tespiti için makine mühendisi bilirkişisinden ve ATK’dan alınan raporlarda davalı sürücünün kazanın oluşumunda %60, davacı sürücünün %40 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir.
Hükme esas alınan maluliyet raporunda davacıya %5 sürekli maluliyet oranı tayin edildiği, iyileşme süresinin 3 ay olarak tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında hükme esas alınan 15.11.2021 tarihli ek aktüer rapor Yargıtay’ın güncel içtihatlarına göre TRH2010 yaşam tablosu ve progressive rant yöntemine göre hazırlandığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, gerek kaza tespit tutanağı gerekse yerel mahkeme tarafından alınan kusur raporlarının birbiri ile örtüştüğü, özellikle, oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporundaki kusur oranının karara esas alınmasının yerinde görüldüğü, davacının maluliyet oranı ve iş göremezlik süresinin kaza tarihinde geçerli olan Özürlülük Ölçütü ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe göre düzenlendiği, davacı vekili dava dilekçesinde davasını 6100 sayılı HMK’nın 107. maddesi kapsamında belirsiz alacak davası olarak açtığını belirttiği, 08.04.2019 tarihli ıslah dilekçesi talep artırım dilekçesi olarak kabul edileceğinden davamızda HMK’ya aykırı olacak şekilde iki kez ıslah yapılmadığı, belirsiz alacak davasında dava tarihi itibariyle alacağın tamamı için zamanaşımı kesildiğinden, bedel artırım ve ıslah tarihi itibariyle zamanaşımı süresi dolmadığı, olay tarihi, olayın oluş şekli, yaralanma derecesi, kusur oranları, tarafların sosyal ekonomik durumları ve manevi tazminata ilişkin gerekçeli kararda belirtilen ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına hükmedilen manevi tazminat miktarının olaya ve hakkaniyete uygun düştüğü kanaatine ulaşıldığından davalılar vekillerinin bu husustaki istinaf istemlerinin yerinde görülmemiştir.
Kabule göre davacı tarafın davadan önce 16.04.2016 tarihinde davalı sigorta şirketine başvurduğundan KTK 99. Maddesi gereğince 8 iş günü sonrasında davalı sigorta şirketinin temerrüde düştüğü kabul edilmesi gerekirken 27.04.2018 tarihinde itibaren faize hükmedilmesi hatalı isede davacı vekilinin istinaf istemi bulunmadığından bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir.
Ancak mahkemece davacıların maddi zararının tespiti için aktüer bilirkişiden alınan 20.10.2020 tarihli rapor PMF yaşam tablosu ile progressive rant yöntemine göre, ATK’dan alınan kusur oranları uygulanarak düzenlemiştir. Bu rapora da davacı tarafça itiraz edilmemiş, fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmaksızın davacı tarafça ıslah edilmiştir. Bu durumda mahkemece resen alınan TRH 2010 yaşam tablosu ve progressive rant yöntemiyle düzenlenen raporun hükme esas alınması hatalı olmuştur. Her ne kadar güncel Yargıtay içtihatları aktüer hesaplamanın TRH2010 yaşam tablosu ve progressive rant yöntemiyle yapılması yönünde ise de davacı tarafça ilk rapora itiraz edilmediğinden davalılar lehine kazanılmış usuli kazanılmış hakoluştuğundan 20.10.2020 tarihli aktüer rapor doğrultusunda karar verilmemesi hatalı olmuştur. Davalılar vekillerinin bu hususlara değinen istinaf istemlerinin kabulü gerekmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararındaki anılan yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalılar vekillerinin istinaf istemlerinin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmasına karar verilmiş, maluliyet tazminatları yönünden itiraz edilmeyen 20.10.2020 tarihli aktüer raporu esas alınarak, davacı sürücünün kaza tarihindeki yaşı itibariyle kazanç getiren herhangi bir işte çalışma iddiasının olmadığı ve bu yönden mahrum kalınan bir kazançtan bahsedilemeyeceğinden geçici iş göremezlik zararı oluşmadığı dikkate alınarak, ,kusur oranı ile % 20 müterafik kusur indirimide yapılmak suretiyle davacının geçici iş göremezlik tazminatının reddine 30.504,08 TL maluliyet zararına hükmedilmek suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı KABULÜ İLE, Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06.01.2022 tarih, 2016/802 esas, 2022/6 karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden karar verilmesi gerektiğinden,
A)Davacı tarafından açılan maddi tazminat davasının Kısmen Kabulü ile, 30.504,08 TL sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere davalı sigorta şirketi yönünden 27.04.2018 tarihinden, davalı … yönünden olay tarihi olan 26.02.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan (sigorta şirketi poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydı ile) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
B)Maddi tazminat yönünden alınması gereken 2.083,73 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 706,94‬ TL’nin mahsubu ile bakiye 1.376,79 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen(sigorta şirketi poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydı ile) tahsili ile hazineye gelir kaydına,
C) Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen (sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmak kaydı ile) tahsili ile davacıya verilmesine,
D) Davalılar davada vekil ile temsil edildiklerinden, yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
E) Davacı tarafından açılan manevi tazminat davasının Kısmen Kabulü ile; 15.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 26.02.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ ten tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
F)Manevi tazminat yönünden alınması gereken 1.024,65‬ TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 140,04‬ TL nin mahsubu ile bakiye 884,61‬ TL nin davalı …’ten tahsili ile hazineye gelir kaydına,
G) Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı …’ten tahsili ile davacıya verilmesine,
H)Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
İ) Tüm yargılama giderlerinin maddi tazminata ilişkin olduğu gözetilerek, davacı tarafça dava açıldığı sırada ödenen 29,20 TL başvuru harcı, 68,31 TL peşin harç , ilk derece yargılaması sırasında davacı tarafça yapılan 1.818,00 TL yargılama gideri ile 44,40 TL+456,76+137,47 TL ıslah/tamamlama harcı olmak üzere toplam 2.554,14 TL’nın davalılardan müştereken ve müteselsilen(sigorta şirketi poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydı ile ) tahsili ile davacıya verilmesine,
J)Manevi tazminata ilişkin davacı tarafça peşin ödenen 140,04 TL harcın davalılardan Yücel Öztürk’den tahsili ile davacıya verilmesine,
K) Davalı … tarafından yapılan 314,50 TL ATK fatura bedeli ve 47,00 TL tebligat ücreti olmak üzere toplam 361,50 TL yargılama giderinin (Tüm yargılama giderlerinin maddi tazminata ilişkin olduğu gözetilerek) davanın kabul ret oranına göre 87,40 TL sinin davacıdan tahsili ile anılan davalıya verilmesine,
L) Kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine,
3-Peşin alınan istinaf karar harçlarının talep halinde davalılara iadesine,
4-Davalı Türkiye Sigorta (Güneş Sigorta) A.Ş tarafından yapılan 88,60 TL istinaf giderinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
5-Kullanılmayan istinaf gider avansının yatırana iadesine,
6-Karar tebliği, harç takibi ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 01.03.2023

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

*Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*