Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/672 E. 2023/406 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/672
KARAR NO : 2023/406

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/09/2021
NUMARASI : 2017/464 Esas – 2021/497 Karar

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVACILAR : 1-Kendi adına asaleten oğlu …’a velayeten … -…
2-Kendi adına asaleten oğlu …’a velayeten … – …
VEKİLLERİ : Av. … – …
İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : … – … – …
VEKİLİ : Av. …-…

DAVALI : ALLİANZ SİGORTA A.Ş
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : … – … – …

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan
Tazminat)

BAŞVURU TARİHİ : 24.11.2021 – 02.12.2021
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ : 08.04.2022
KARAR TARİHİ : 15.03.2023
YAZIM TARİHİ : 16.03.2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği anlaşılmakla;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 15.08.2016 tarihinde, davalı …’in, sevk ve idaresindeki kamyonet ile davacı …’ın sevk ve idaresindeki motorsiklete çarparak davacının ağır şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiğini, trafik kazası tespit tutanağı ile davalının kazanın oluşumunda tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kaza sonucu davacı …’ın yapılan tüm tedavilere rağmen %98 engelli hale geldiğini, bu nedenle Kocaeli 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/1239 Esas 2016/1270Karar sayılı kararı ile kısıtlanmasına karar verildiğini ve babası …’ın kendisine vasi olarak atandığını, …’ın kaza tarihinde 25 yaşında olduğunu, kazadan sonra yatağa bağlı hale geldiğini, kaza nedeniyle Kocaeli CBS’nin 2016/16552 Soruşturma dosyası ile soruşturma başlatıldığını ve halen devam ettiğini, davalı …ın … plaka nolu aracın maliki olduğunu, kazaya sebebiyet veren aracın davalı … şirketi nezdinde 0001021016913664 poliçe nolu ZMMS ile sigortalı olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere yargılamadaki tahkikat sonunda davacıların maddi zararının tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda talep sonucunu arttırmak üzere davacı … için 10.000,00 TL maddi tazminatın (iş göremezlik, bakıcı gideri, tedavi gideri), davacı anne … ve baba … için 2.500,00’er TL maddi tazminatın, kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 09.07.2020 tarihli talep artırım dilekçesi ile davacı …’in iş göremezlik tazminatı talebini 929.609,94 TL’ye, bakıcı gideri talebini 1.360.570,10 TL’ye ve tedavi gideri talebini 11.797,08 TL’ye artırmış; 13.07.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile de davacı …’in iş göremezlik tazminatı talebini 1.587.068,90 TL’ye ve bakıcı gideri talebini 1.633.203,88 TL’ye artırmıştır.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde, trafik kazasından doğan tazminat talepleri için hasar dosyası açılmışsa da ibrazı zorunlu evrakların eksik olması nedeniyle yeterli değerlendirme yapılamadığını, davalı şirketin ZMMS gereğince dava konusu zararlara ilişkin olarak sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu ve araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, davacının kalıcı bir sakatlığının olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, davacının herhangi bir sosyal sigorta kurumuna bağlı olıp olmadığının araştırılması gerektiğini, davacının gelir durumunun somut belgelerle ispat etmesi gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde, kendisinin fren yapmasına, korna çalmasına rağmen motor sürücüsü …’ın kendisini görmediğini, zamanında kendisini fark etse idi sol tarafından rahatlıkla geçebileceğini, aracın sol ön farın olduğu bölgeye çarptığını, kendisinin orada sollamasının yasak olduğunun ancak onun da trafik kurallarına riayet etmesi gerektiğini, ehliyeti, motorun evrakları ve başında kaskının bulunması gerektiğini, kaskının olmadığını, eğer olsaydı şimdiki durumda olmayacağını, aylarca psikolojisinin bozulduğunun kamera kayıtlarının olması halinde olayın daha net anlaşılabileceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi tarafından davanın kısmen kabulü ile; 1.587.068,90TL maluliyete ilişkin,1.633.203,88TL bakıcı gideri ve 11.797,08 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 3.232.069,86 TL’den müterafik kusur gereği yapılan indirim sonucu 2.585.655,88 TL’nin davalılar … ve …’dan kaza tarihi olan 15.08.2016, davalı … şirketinden 10.12.2016, tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınıp(davalı … şirketi poliçe limiti ile sorumlu olmak üzere) davacı …’a verilmesine, davacılar … ve …’ın maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Yerel mahkemenin bu kararına karşı, davacılar vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacılır vekili istinaf dilekçesinde, açtıkları davanın kabulüne ilişkin kısımlar yönünden karar usul ve yasaya uygun olduğunu, alacaklarından müterafik kusur indirimi yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, davacıların kaza nedeni ile ekonomik kazançlarından olduklarını, maddi ve manevi tüm varlıklarını çocuklarını daha iyi etmek için harcadıklarını, harcamaya devam ettiklerini, yansıma değil doğrudan maddi zarar söz konusu olduğunu, davacıların maddi zararlarının olmadığını söylemenin kabul edilemez nitelikte olduğunu, tedavi gideri olarak tespit edilen rakam da çok düşük olduğunu, davacı …, çok sayıda sağlık operasyonu geçirdiğini halen dahi geçirmesi gerektiğini, alacaklarına yasal faiz değil Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için uyguladığı avans faiz uygulanması gerektiğini, maddi zararın tespit edilenden çok daha fazla olduğunu beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; yerel mahkeme hükmünde davacının müterafik kusuru bulunması sebebiyle tazminat miktarında %20 indirime gittiğini, söz konusu indirimin çok daha yüksek oranlarda olması gerektiğini, gerek kusur gerekse maluliyet oranlarının, kabulü mümkün olamayacak derecede hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, yargılama sürecinde davacı …’ın hayati derecedeki kusurlarının tamamen dikkate alınmadığını ve hatalı şekilde davacıya kısmi bir kusur atfı gerçekleştirildiğini, davacının ruhsatsız olan bir motorlu taşıtı aynı zamanda ehliyetsiz olarak kullandığını, kask da takmadığını, davacıya sadece %20 gibi az bir oranda müterafik kusur yüklenerek hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, davacının maluliyet oranının tespitinde eksik incelemeyle hatalı bir sonuca ulaşıldığını, trafik kazası sonrasında davacı taraf giyinme, beslenme fonskiyonel mobilite, kişisel hijyen, tuvalet ihtiyaçları gibi günlük yaşamsal faaliyetlerini tamamen engelleyecek şekilde yaralanmadığını, kaza sonrasındaki tedaviler neticesinde günlük hayatına devam ettiğini, kaza öncesindeki haliyle olmasa bile kişisel ihtiyaçlarını karşıladığını ve gündelik ihtiyaç duyulan beden hareketlerini yaptığını, maluliyet durumunun tespitine ve kusur durumuna ilişkin gerçekleşen bu zenginleşmesine ve davlının de bu nispette fakirleşmesine neden olacağını, mahkeme tarafından davalının daha da aleyhine olan TRH 2010 tablasu dikkate alınarak karar verildiğini, PMF tablosunun hesaplamalara esas alınması gerektiğini, 11.797,00 TL tedavi giderinin davalılar tarafından ödenmesi gerektiğine ilişkin hükmün hukuka aykırı olduğunu beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, cismani zarar nedeniyle maddi tazminat (iş göremezlik ve bakıcı gideri) ile tedavi giderleri istemine ilişkindir.
Somut olayda, 15.08.2016 tarihinde, davacı …’ın sevk ve idaresindeki motosiklet ile davalıların sürücüsü, işleteni ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı oldukları araç çarpışmış, kaza sonucunda davacı … yaralanmıştır.
Kaza sonrası düzenlenen kaza tespit tutanağında, yalnızca davalı sürücüye kural ihlali verilmiştir. Mahkemece, makine mühendisi bilirkişiden alınan kusur raporunda da gerçekleşen kazada davalı sürücü %100 kusurlu bulunmuştur. Davalı sürücünün şerit ihlali yapması göz önüne alındığında, mahkemece davalının %100 kusurlu kabul edilmesi heyetimizce yerinde bulunduğundan davalı … vekilinin bu husustaki istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Kaza tespit tutanağında davacı sürücü …’in kaza anında kaskının takılı olup olmadığının belli olmadığı, ancak trafik kazası sonucu davacıda kafa travması oluştuğu olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda mahkemece, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. (818 sayılı BK 44.) maddesi gereğince müterafik kusurunun bulunduğunun kabulü ile maddi tazminat ve tedavi giderleri toplamından %20 oranında indirim yapılması yerinde bulunmuştur. Davacılar vekilinin ve davalı … vekilinin bu husustaki istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
25.02.2011 tarihinde 6111 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” yürürlüğe girmiştir. Bu kanunun 59. maddesi ve geçici madde 1 ile trafik kazası ile sebebi ile kazazedelerin sağlık hizmet bedellerinin, sosyal güvenceleri olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik kurumu tarafından karşılanacağı ve yine bu kanunun yayınlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin de Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Buna göre; 6111 Sayılı Kanun gereği yasanın yayımlandığı tarihten önce ve sonra meydana gelen tüm trafik kazaları nedeni ile sunulan belgeli sağlık hizmet bedelleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacaktır. Mahkemece belgesiz sağlık giderlerinin davalılardan tahsiline karar verilmesi ve tedavi gideri miktarının kadri maruf olması nedenleriyle, davacılar vekilinin ve davalı … vekilinin bu husustaki istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Davalı tarafın kazaya karışan aracının kullanım amacı hususi olduğundan ve zarar haksız fiilden kaynaklandığından davacılar vekilinin faize yönelik istinaf isteminin de reddi gerekmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan aktüer raporun TRH2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemine göre düzenlenmesi güncel Yargıtay içtihatlarına uygun olduğundan davalı … vekilinin bu husustaki istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Davacı anne ve babanın maddi tazminat talepleri yansıma yoluyla zarar kavramına girmekte olup mahkemece bakıcı ücretine hükmedildiğinin anlaşılmasına göre de, davacı anne ve babanın maddi tazminat taleplerinin reddi kararı yerindedir. Davacılar vekilinin bu hususlardaki istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan 05.12.2019 tarihli maluliyet raporu kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Yönetmeliğine göre Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalından alındığından ve raporda davacı …’in kaza nedeniyle oluşan 6 farklı arızasının ayrı ayrı değerlendirilerek maluliyet oranına ulaşıldığından maluliyet raporu usulüne uygun bulunmuştur. Davalı … vekilinin bu husustaki istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Ancak davacı …’in vasisi, dosya karara çıktıktan sonra davalı … yönünden poliçe limitleri dahilinde davadan feragat etmiştir. Feragat ekinde de sulh hukuk hakiminden alınan izin kararı bulunmaktadır. Bu durumda, HMK’nın 310/2.maddesi gereğince feragat yönünden karar verilmesi gerektiğinden ve bu nedenle yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden, davacılar vekilinin ve davalı … vekilinin istinaf istemlerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince kaldırılmış, davalı … şirketi yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, diğer davalılar yönünden de davalı … şirketince ödenen 310.000,00+310.000,00 TL asıl alacak (poliçe limiti) ilk derece mahkemesince belirlenen tazminat tutarından düşülerek ve esasa yönelik değişiklik yapılmadığından vekalet ücretleri ilk derece mahkemesi karar tarihine göre belirlenerek aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının başka nedenlerle KABULÜ İLE, Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29.09.2021 tarih ve 2017/464 Esas, 2021/497 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulması gerektiğinden,
DAVANIN KISMEN KABULÜNE;
A) Davalı … aleyhine açılan davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
B) Davalı …’nin, 12.11.2021 tarihli beyan dilekçesinde vekalet ücreti talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
C) 1.587.068,90 TL iş göremezlik, 1.633.203,88 TL bakıcı gideri ve 11.797,08 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 3.232.069,86 TL’den müterafik kusur gereği yapılan %20 indirim sonucu bulunan 2.585.655,88 TL’den de davalı … şirketince ödenen 620.000,00 TL’nin düşülmesi ile 1.965.655,88 TL’nin kaza tarihi olan 15.08.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine,
D) Davacılar … ve …’ın maddi tazminat taleplerinin reddine,
E) Yürürlükteki yargı harçları tarifesi gereğince alınması gereken 134.273,95 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 134.242,55 TL harcın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
F) Davacı … kendini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 99.208,80 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine,
G) Davalı … kendini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen maddi tazminat üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 2.500,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalı …’e verilmesine,
H) Davalı … kendini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen maddi tazminat üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 2.500,00 TL vekalet ücretinin davacı ….’dan tahsili ile davalı …’e verilmesine,
I) İlk Derece Mahkemesince düzenlenen 10.01.2022 tarih ve 2022/8 sayılı harç tahsil müzekkeresinin işlemsiz iadesinin istenilmesine,
İ) Davacılar tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 147,50 TL yargılama gideri ile 62,80 TL harç olmak üzere toplam 210,30 TL’nin kabul red oranına göre hesaplanan 168,24 TL’sinin … ve ..’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
J) Adli yardım kapsamında suç üstü ödeneğinden karşılanan 1.650,00 TL bilirkişi ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
K) Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4- İstinaf eden davacılar ve davalı … tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,
5- İstinaf yargılama gideri yapılmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
6- Varsa yatırılan istinaf gider avanslarının harcanmayan kısımlarının hesap edilerek yatıranlara iadesine,
7-Harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dairemize dilekçe vermek suretiyle Yargıtay’da temyizi kabil olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 15.03.2023

Başkan …
e-imzalıdır
*Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*