Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/537 E. 2023/307 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/537
KARAR NO : 2023/307

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2021
NUMARASI : 2018/202 Esas – 2021/662 Karar

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVACI : … – -…
VASİ : … – …
VEKİLLERİ : Av. … -…
Av. … -…
İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : ALLİANZ SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. … -…

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : ANADOLU ANONİM TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. … -…

DAVALILAR : 1-… – …
2-… – …
VEKİLİ : Av. … -…

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazm.)
BAŞVURU TARİHİ : 03.02.2022 – 07.02.2022 – 08.02.2022
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ : 21.03.2022
KARAR TARİHİ : 01.03.2023
YAZIM TARİHİ : 02.03.2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği anlaşılmakla;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde; 08.07.2016 tarihinde davacının ve annesinin yolcu olarak içinde bulunduğu babasının yönetimindeki davalı Allianz Sigorta A.Ş nezdinde ZMSS ve kasko kapsamında sigortalı araç ile davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın karıştığı çift taraflı kazada davacının desteği anne ve babasının vefat ettiğini, araçta yolcu olarak bulunan davacının da yaralandığını beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik davacının anne … ve babası …’ in ölümü sebebiyle 500,00’er TL destekten yoksun kalma tazminatına, anne ve babanın vefatı nedeniyle 50,00’er TL cenaze “cenaze ve defin” giderine,davacının sürekli ve geçici iş göremezlik zararı olarak 100,00’er TL’nin tahsiline, davacının anne ve babasının ölümü için 20.000 ‘er TL, davacının vücudunda meydana gelen yaralanma için ise 35.000 TL olmak üzere toplam 75.000 TL tutarındaki manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Anadolu sigorta vekili cevap dilekçesinde; kazaya karışan … plakalı aracın 11.09.2015/2016 tarihli 396488815 poliçe nolu Zorunlu Karayolu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, davalı şirketin sorumluluğunun Trafik Poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, sigortalısı araca atfı kabil bir kusur bulunmadığını, kazanın üçüncü kişinin (diğer aracın) ağır kusuruyla meydana geldiğini, bu durum karşısında davalı sigortalısı araca atfı kabil bir kusur bulunmadığından sorumluluğunun doğmayacağını, ancak her halükarda davacı ve müteveffaların müterafik kusurunun değerlendirilmesini talep ettiğini, davacı …’in maluliyet iddialarının değerlendirilebilmesi için Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesine sevk edilerek maluliyet durumu hakkında rapor alınmasını talep ettiğini, cenaze için yapılması gereken dini bir görevin olmadığı, söz konusu hizmetlerin teşkilatı bulunan yerlerde Belediyelerce belirli bir ücret karşılığında yapıldığını, Belediye teşkilatı olmayan veya Belediyelerce cenaze hizmetleri yapılmayan yerlerde bu hizmetlerin mahalli örfe göre, komşuların ve din görevlilerinin yardımı ile cenaze sahibi veya yakınları tarafından yerine getirildiğini, poliçe ilgili genel şartları gereği davacının, davalı şirkete herhangi bir başvurusu olmadığından kaza yahut kaza tarihinden faiz yürütülmesi talebinin reddine, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Allianz sigorta vekili cevap dilekçesinde; Davacı tarafın davalı şirkete başvurusu üzerine 25.01.2018 tarihinde 49.294,57 TL tutarında ödeme yapıldığını, dava konusu kazanın 01/06/2015 tarihli Trafik Sigortası Genel Şartlarına tabi olduğunu, bu nedenle tazminatına ilişkin hesaplamanın Sosyal Güvenlik Kurumu’nun yayınladığı güncel TRH-2010 (Kadın-Erkek Hayat) tabloları esas alınarak yapılan ödeme ile davalı şirketin sorumluluğunun sona erdiğini, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde; dosyanın yetkili mahkemede açılmadığını, … plakalı araç sürücüsü …’ın kusuru olmadığını,…’in olayda tam kusurlu olduğunu, kaza tespit tutanağında davalı …’a kavşağa girerken hızını azaltmadığı gerekçe gösterilerek tali kusur verildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi tarafından davanın kısmen kabulü ile; davacının annesi …’in vefatından dolayı 29.477,66 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar … ve … için kaza tarihi olan 08.07.2016, davalı Anadolu sigorta için 03/01/2018 ve davalı Allianz sigorta için 25.01.2018 tarihinden başlayacak yasal faizi ile birlikte davalılardan alınıp (sigorta şirketleri poliçe limit ile sorumlu olmak kaydı ile) davacı …’e verilmesine, davacının babası …’in vefatın dolayı 21.114,78 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar … ve … için kaza tarihi olan 08.07.2016 tarihinden, davalı Anadolu Sigorta ve Allianz Sigorta için 03.01.2018 tarihinden başlayacak yasal faizi ile birlikte davalılardan alınıp (sigorta şirketleri poliçe limit ile sorumlu olmak kaydı ile) davacı …’e verilmesine, davacının annesi …’in vefatından dolayı 15.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08.07.2016’dan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan alınıp davacı …’e verilmesine, davacının babası …’in vefatından dolayı 15.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08.07.2016’dan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan alınıp davacı …’e verilmesine, davacının meydana gelen kazada yaralanmasından dolayı 17.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08.07.2016’dan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan alınıp davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, dair karar verilmiştir.
Yerel mahkemenin bu kararına karşı davacı vekili, davalı Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi vekili ile davalı Allianz Sigorta A.Ş vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Davacının yüksek öğrenim görme olasılığı dikkate alınarak destek süresinin 25 yaş olarak kabulü gerektiğini, mahkemece hukuka aykırı kusur raporları doğrultusunda karar verildiğini, ceza mahkemesinin kusur değerlendirmesinin hukuk hakimini bağlamayacağını, itirazları doğrultusunda İTÜ Trafik Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden çelişkileri giderici, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli bir kusur raporu alınması gerektiğini, müteveffa …’in vefatından kaynaklı talep edilen destekten yoksun kalma tazminatı yönünden desteğin kusurunun yansıtılmasının hukuka aykırı olduğunu, cenaze ve defin giderleri yönündeki taleplerinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, mahkemece hükmedilen tazminat kalemlerinden davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerektiğini, mahkemece maddi tazminat talepleri yönünden ticari avans faizine hükmedilmesi gerekirken yasal faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, sigorta şirketi olan davalılar Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi ve Allianz Sigorta A.Ş, ZMM sigorta poliçesi ile işletenin hukuki sorumluluğunu üstlendiklerini bu nedenle dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizinden sorumlu olduklarını, mahkemece düşük manevi tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurularının kabulü ile, usule ve yasaya aykırı olan yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi vekili istinaf dilekçesinde; kazada davacı …’in anne ve babası da aynı kazada vefat ettiğini, destek tazminatı dava konusu kaza meydana gelmemiş olması halinin devam ettirilmesi için yapılan varsayımsal bir hesaplama olduğunu, bu durumda dava konusu olay meydana gelmemiş olsaydı davacının anne ve babası hayatta olacağından gelirin de anne ve babanın hayatta olması haline göre paylaştırılması gerektiğini, davacının annesinin vefatı neticesinde müteveffanın kocası içinde pay ayrılması gerektiğini, aynı zamanda davacının babasının vefatı neticesinde aynı kazada ölen eşi için de pay ayrılması gerektiğini, hesaplamada … yönünden aynı kazada ölen eşine pay ayrılmadığını, … yönünden de aynı kazada ölen eşi için pay ayrılmadığını, ayrıca müteveffaların anne ve babalarının da hayatta olup olmadığının da araştırılması gerektiğini, müteveffa …’in vefatı neticesinde yapılan destekten yoksun kalma tazminatı %100 kusur oranı esas alınarak yapıldığını, bu durumda davacı … hem %80 kusur oranı uyarınca Allianz Sigorta A.Ş tarafından ödeme almış olacak hem de müvekkil şirketten %100 kusur oranı uyarınca ödeme almış olacağını, bu durumun davacı yanın sebepsiz zenginleşmesine yol açacağını, sürücünün kusurundan fazlası ile davalı şirketin sorumlu tutulmasının açıkça Anayasa’ya aykırılık teşkil edeceğini, sigortalı araç sürücüsünün fiili bir fiil, diğer araç sürücüsünün fiilinin ise ayrı bir fiil olduğunu, her iki fiilden doğan sorumluluğun ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini, TBK md 61 hükmünün birlikte hareket etme niyetine sahip olarak kasten bir haksız fiil gerçekleştiren kimseler için uygulanması gerektiğini, hükme esas alınan hesaplama TRH 2010 yaşam tablosu progressif rant sistemine göre yapıldığını, dava konusu kaza yeni genel şartlar döneminde ( 01.06.2015 tarihinden sonra) meydana geldiğinden ve kanun değişikliği sebebiyle TRH 2010 Hayat tablosu ve 1,8 teknik faiz oranına göre yapılan hesaplama yapılması gerektiğini, mahkemece hükmedilen faiz başlangıç tarihinin de hatalı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı Allianz Sigorta A.Ş vekili istinaf dilekçesinde; Davaya esas bilirkişi raporunda davacının annesinin desteğinden yoksun kalmasına istinaden taraflarınca yapılmış ödeme hesaplanmadan tenzil edildiğinde bakiye alacağın bulunmadığını, KTK ve ZMMS genel şartlarına göre destek şahsının kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin teminat dışında olduğunu, Yargıtay içtihatları ile sabit olduğu üzere somut olayda davacının murisinin kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olması nedeniyle sürücünün yakınlarının uğradıkları destek zararlarının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda TRH 2010 yaşam tablosu ile beraber Karayolları Motorlu Araçlar ZMSS genel şartları ekleri gereğince %1,8 teknik faiz uygulanması gerekirken Progresif Rant Sistemi esas alınarak hesaplanan tazminatın ve bu raporun karara esas alınmasının mümkün olmadığını, yine karara esas alınan bilirkişi raporunda destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken desteğin vefatı nedeniyle destekten yoksun kalan anne-babaya payının ayrılmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava trafik kazası sebebiyle destekten yoksun kalma tazminatı, cismani zarar sebebiyle maddi ve manevi tazminat talebi ile cenaze ve defin gideri taleplerine ilişkindir.
Somut olayda, 08.07.2016 tarihinde, davacının desteği …’in sevk ve idaresindeki davalılardan Allianz Sigorta A.Ş nezdinde zorunlu mali mesuliyet sigortalı araç ile diğer davalıların sürücüsü, işleteni ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı oldukları araç çarpışmış, davacının babası …, annesi … vefat etmiş,davacı yaralanmıştır.
Mahkemece hükme esas alınan ATK tarafından düzenlenen kusur raporuna göre meydana gelen kazada davacının murisinin kazanın oluşumunda % 80, davalı sürücünün %20 oranında olduğu belirlenmiştir.
Kaza sonrası düzenlenen kaza tespit tutanağında davacının desteğine ve davalı sürücüye kural ihlali verilmiştir. Davaya konu olaya ilişkin Aksaray 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/158 Esas 2018/258 Karar sayılı ceza dosyasında soruşturma aşamasında ATK’dan alınan 22.09.2016 tarihli raporda ve kovuşturma aşamasında üçlü uzman bilirkişi heyetinden alınan 22.06.2018 tarihli raporda davalı sürücüsünün tali , davacının desteğinin asli olduğu olduğu belirtilmiş, yapılan yargılama sonunda davalı sürücünün tali kusurlu olduğu kabul edilerek taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma suçundan cezalandırıldığı ve kararın istinaf aşamasından geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır.
Gerek ceza dosyasında hükme esas alınan bilirkişi raporu, gerek kaza tespit tutanağı, gerekse yerel mahkeme tarafından hükme esas alınan kusur raporları birbiri ile örtüştüğünden ve raporların olayın oluş şekline uygun olduğundan kusur raporuna ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Mahkemece hükme esas alınan 06.11.2021 tarihli aktüer ek raporunun TRH-2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemine göre usulüne uygun şekilde düzenlenmesi, aynı tarihte ve aynı kazada ölen davacının anne ve babası için bakiye ömürlerin ve destek paylarının ölenlerin anne ve babasının sağ olup olmadığıda değerlendirilerek doğru alınması, davacı vekilince her ne kadar davacının yüksek öğrenim görme olasılığı dikkate alınarak için 25 yaşına kadar destek süresinin hesaplanması gerektiği savunulmuş ise de çocuklar için destekten yoksun kalacakları sürenin belirlenmesinde yaşları, okuldaki eğitim durumları, içinde yaşadıkları sosyal ve ekonomik koşullar ayrı ayrı değerlendirilmesi, yüksek öğrenim yapacaklar ise, 25 yaşının doldurulmasına kadar; yüksek öğrenim yapmamakta ise yerleşik ve kabul gören uygulamaya göre, erkek çocukları için 18 yaşın, kız çocukları için 22 yaşın desteğin sona ereceği yaş olarak kabul edilerek hesaplama yapılması gerektiği, kaza tarihinde davacı küçüğün 8 yaşında olduğu, bilirkişinin raporunda davacı kızın 22 yaşına kadar ölenin desteğinden faydalanacaklarının kabulünün doğru olduğu, davacının annesinin yolcu olması sebebiyle meydana gelen trafik kazasıda herhangi bir kusur ihlalinin bulunmadığından kusur indirimi yapılmaması, davacının babasının kazanın meydana gelmesinde % 80 kusurunun bulunduğu, 01.06.2015 tarihli yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel şartlar A.6,d ve 2918 sayılı kanunun 92-i bendiyle hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminat taleplerinin poliçe ve teminat kapsamı dışında olduğundan desteğin kusuru oranında destek tazminatından indirim yapılmasının yerinde olduğu, asgari ücret üzerinden hesaplama yapılan bilirkişi raporunun Yargıtay içtihatlarına uygun bulunduğu, dosya kapsamında kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Yönetmeliğine göre ATK’dan maluliyet raporu alındığı, davacı küçüğün daimi maluliyetini bulunmadığı, ayrıca olay tarihinde 8 yaşında olması ve gelir getirici bir işte çalışmaması nedeniyle geçici iş göremezlik talebinin reddine karar verilmesi,kazaya karışan araçların ticari araç olmadığından yasal faize hükmedilmesi, olay tarihi, olayın oluş şekli, kusur durumu, maluliyet oranı, tarafların sosyal ekonomik durumları ve manevi tazminata ilişkin ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına hükmedilen manevi tazminat miktarlarının olaya ve hakkaniyete uygun düştüğü kanaatine ulaşıldığından bu husustaki istinaf istemlerinin de reddi gerekmiştir.
Ancak kabule göre kararda davalıların müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna karar verilmemesi hatalı olmakla birlikte anılan yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalılar vekillerinin vekilinin istinaf isteminin reddine, davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-A)Davalı Allianz Sigorta A.Ş ve davalı Anadolu Anonim Türk A.Ş vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
B)Davalı Allianz Sigorta A.Ş’den alınması gereken 3.455,97 TL istinaf karar harcından peşin olarak alınan 1.667,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.788,97 TL harcın davalı Allianz Sigorta A.Ş’den alınarak hazineye gelir kaydına,
C)Davalı Anadolu Anonim Türk A.Ş’den alınması gereken 3.455,97 TL istinaf karar harcından peşin olarak alınan 1.667,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.788,97 TL harcın davalı Anadolu Anonim Türk A.Ş’den alınarak hazineye gelir kaydına,
D)Davalıların istinaf başvurusu için yaptıkları yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ İLE, Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24.12.2021 tarihli, 2018/202 esas ve 2021/662 karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulması gerektiğinden,
DAVANIN KISMEN KABULÜ ile;
A) Davacının annesi …’in vefatın dolayı 29.477,66 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar … ve … için kaza tarihi olan 08.07.2016, davalı Anadolu sigorta için 03/01/2018 ve davalı Allianz sigorta için 25.01.2018 tarihinden başlayacak yasal faizi ile birlikte (davalı sigorta şirketleri poliçe limit ile sorumlu olmak kaydı ile) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacı …’e verilmesine,
B) Davacının babası …’in vefatın dolayı 21.114,78 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar … ve … için kaza tarihi olan 08.07.2016, davalı Anadolu sigorta ve Allianz sigorta için 03.01.2018 tarihinden başlayacak yasal faizi ile birlikte (davalı sigorta şirketleri poliçe limit ile sorumlu olmak kaydı ile) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacı …’e verilmesine,
C) Davacının annesi …’in vefatından dolayı 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08.07.2016’dan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan alınıp davacı …’e verilmesine,
D) Davacının babası …’in vefatından dolayı 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08.07.2016’dan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınıp davacı …’e verilmesine,
E) Davacının meydana gelen kazada yaralanmasından dolayı 17.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08.07.2016’dan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınıp davacı …’e verilmesine,
F) Fazlaya ilişkin talebin reddine,
G) Alınması gereken 6.666,53TL karar ve ilam harcından peşin alınan 260,61TL, ıslah harcı 169,39TL toplamı 430,00TL harcın mahsubu ile kalan 6.236,53TL harcın (davalı sigorta şirketlerinin 3.455,97 TL’sinden poliçe limitleri ile sınırlı ve müteselsilen sorumlu olmaları kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
H) Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul edilen maddi tazminat miktarları yönünden 7.377,02-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak (sigorta şirketleri poliçe limitleri ile sorumlu olmak kaydı ile) davacıya verilmesine,
İ) Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul edilen manevi tazminat miktarları yönünden 6.910,00 TL vekalet ücretinin davalı … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
J) Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen maddi tazminat miktarları yönünden 300,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
K) Davalı … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen manevi tazminat miktarları yönünden 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … ve …’a verilmesine,
L) Davacı tarafından yapılan 465,90-TL harç, 1.438,50-TL ATK faturası, 1.324,00-TL müzekkere ve tebligat gideri, 600,00-TL bilirkişi gideri olmak üzere ki toplam 3.828,40-TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmına göre belirlenen 2.967,79-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak(sigorta şirketleri poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydı ile) davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
M) İlk derece mahkemesince davalılar adına düzenlenen 16.03.2022 tarih 2022/76 sayılı harç tahsil müzekkeresinin işlemsiz geri istenilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan 131,50 TL istinaf giderinin davalılar davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
6-Artan istinaf avansının yatırana iadesine,
7-Karar tebliği, harç takibi ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 01.03.2023

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

*Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*