Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/434 E. 2023/451 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/434
KARAR NO : 2023/451

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14.07.2021
NUMARASI : 2020/219 Esas – 2021/425 Karar

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVACI : TÜRKİYE RADYO TELEVİZYON KURUMU
VEKİLLERİ : Av. … – Av. …

DAVALI : SAKARYA ELEKTRİK PERAKENDE SATIŞ A.Ş.
VEKİLİ : Av. …-…

DAVANIN KONUSU : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAŞVURU TARİHİ : 27.10.2021
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ : 04.03.2022
KARAR TARİHİ : 22.03.2023
YAZIM TARİHİ : 22.03.2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği anlaşılmakla;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; TRT payı mükellefi olan davalının perakende elektrik alım-satım işi ile iştigal ettiğini, 3093 sayılı kanunun 5/c maddesi gereği davacı tarafından mükellefine gönderilen 2018 üçer aylk bilanço dönemi mutabakat istek yazılarında, nihai tüketicilere yapmış oldukları elektrik satışları ile ilgili olarak tahakkuk tablosu, aylık tahakkuk tablosu, aylık mizan, iade faturaları, TRT payı banka ödeme dekontları, gelir tablosu ve bilanço gibi bilgiler istenildiğini, davalının davacıya göndermiş olduğu 23.07.2019 tarihli ve bila sayılı yazısında; firmaları tarafından yapılan incelemeler neticesinde borç tutarına ilişkin 500.242,70 TL’nın faturalanmamış satış kalemlerinden kaynaklandığının tespit edildiğini, 2018 yılına ait faturalanmamış satış kalemleri dışında mutabık kalınan 2.939,89 TL kalan anapara olarak işlem yapılacağının taraflarına bildirildiğini, ancak davalının yazısında iddia ettiği muhasebe kayıtlarına alınan ancak “faturalanmamış tüketimlerin hesaplara dahil edilmemesi gerektiği iddiası” haksız ve yersiz olduğunu, vadesi geçtiği halde ödenmeyen kanundan kaynaklı davalının borcunun yine kanunda öngörülen genel hükümler çerçevesinde kurum alacağının tahsili teminen dava açma zorunluluğunun doğduğunu beyan ederek fazlaya ilişkin talep ve diğer hukuki hakları saklı kalmak üzere davalı şirketin Ocak-Aralık/2018 bilanço dönemine ilişkin vadesinde ödemediği 500.242,70 TL anapara ve vade tarihinden dava tarihine kadar hesaplanan 145.041,36 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 645.284,06 TL olarak tespit edilen Elektrik Enerjisi TRT payı alacağının, asıl alacak kısmına dava tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; talep edilen alacak kalemleri yönünden zamanaşımı gerçekleştiğini, açılan davanın haksız olduğunu, davacının EPDK mevzuatlarına, Vergi mevzuatlarına ve TRT Gelirleri Kanununa aykırı olarak yorum ve aslında var olmayan bir gelir kalemi oluşturmakta ve afaki tutarı davalı şirketten faiziyle talep ettiğini, 3093 sayılı TRT gelirleri kanununun 4/c maddesi düzenlemesi ile tahsiline aracılık edilecek TRT payı nihai tüketicinin “faturalarında ayrıca gösterilir” ve bu kapsamdaki bedeller Türkiye Radyo – Televizyon kurumuna intikal ettirilir” denildiğini ve fatura edilmiş tüketimlerin TRT payına konu olacağının açık olduğunu, davacı tarafından faiz ve bileşik faiz talebinde bulunulmasının haksız olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmiş, mahkemenin bu kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; yerel mahkemece yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporlarına yaptıkları itirazların değerlendirilmediğini, bilirkişi kök ve ek raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmadığını, farklı bir heyetten yeniden rapor aldırılması talepleri olduğunu, TRT enerji payının ait dönemi belirlenirken kullanılacak ölçüt yasa tarafından açıkça “tahakkuk” olarak belirlenmiş olup tahakkukun enerji teslimiyle gerçekleşmesi nedeniyle mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalı şirket tarafından davacı kuruma ödenmesi gereken ve vadesinde ödenmediği iddia edilen TRT payının tahsiline yönelik alacak davasıdır.
Davacı kurum davalı elektrik dağıtım şirketinin aysonu itibariyle fatura etmesi gereken bir kısım tutarları ertesi ayda fatura etmesi sebebiyle TRT paylarının geç ödendiğini ve buna bağlı olarak geciken süreler için gecikme faizi hesaplayarak ve yapılan ödemelerin bir kısmı faize sayılarak Ocak-Aralık 20016 bilanço dönemi için 184.958,61 TL anapara, 60.480,23 TL geckme faizi olmak üzere toplam 245.438 TL tutarındaki TRT payı alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece taraf delilleri toplanarak üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmış ve davanın reddine karar verilmiştir.
5784 sayılı Kanunla değişik 3093 sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanu-nu’nun 4/c bendinde “Nihai tüketiciye elektrik enerjisi satışı yapan lisans sahibi tüzel kişiler, iletim, dağıtım ve perakende satış hizmetlerine ilişkin bedeller hariç olmak üzere, elektrik enerjisi satış bedelinin (sanayi sicil belgesine sahip sanayi işletmelerine yapılan elektrik enerjisi satışı hariç) yüzde ikisi tutarındaki payı (Katma Değer Vergisi, diğer vergiler, fon ve paylar ile benzeri kesintiler hariç) faturalarında ayrıca gösterir ve bu kapsamdaki bedelleri Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna intikal ettirirler.” düzenlemesi mevcuttur.
3093 sayılı TRT Gelirleri Kanunu’nun 5.maddesinin (c) fıkrasında “Nihai tüketiciye elektrik ener-jisi satışı yapan lisans sahibi tüzel kişilerce, bu Kanunun 4 üncü maddesinin (c) bendine göre hesap-lanacak bedeller en geç tahakkuku takip eden ikinci ayın yirmibeşinde Türkiye Radyo-Televizyon Ku-rumunun göstereceği banka hesabına ödenir ve tahakkuk cetvelleri aynı süre içinde Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna gönderilir.
Nihai tüketiciye elektrik enerjisi satışı yapan lisans sahibi tüzel kişiler üçer aylık dönem bilânçoları kesinleştiğinde, o dönemin ödemeleri ile bilançoya göre ortaya çıkacak farklar müteakip ayın sonuna kadar taraflarca mutabakatı yapılarak tasfiye edilir.
Ödemelerin geciktirilmesi halinde, her geçen ay ve kesri için, nihai tüketiciye elektrik enerjisi satışı yapan lisans sahibi tüzel kişilere 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda öngörülen gecikme zammı oranında gecikme faizi uygulanır. Kurum alacağı 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerince takip ve tahsil olunur.” hükmü yer almaktadır.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı yasal gerekçelere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler gereğince davalı şirketin yaptığı satış bedeli üzerinden davacı kuruma %2 pay ödemesi gerektiğinin dosya kapsamı ile sabit olması, davalı şirketin tüketicilerden alacağının tahakkuku diğer bir ifadeyle tahsil edilebilir hale gelmesi için fatura düzenlenmesi gerektiği, mal tesliminin önceden gerçekleştirilmesinin tek başına mal bedelinin tahakkuk ettiği anlamına gelmeyeceği, davalı şirketin düzenlediği faturada TRT payını ayrıca göstermesi gerektiğini ve ay sonu itibariyle henüz faturulanmamış tutar üzerinden TRT payı alacağı tahakkuk ettirilmesinin mümkün olmadığına dair tespitler içeren bilirkişi raporunun ayrıntılı, gerekçeli ve dosyadaki bilgi ve belgelerle uyumlu olduğu, hüküm kurmaya elverişli olduğu görülmekle, mahkemece anılan rapor doğrultusunda verilen davanın reddine ilişkin karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14.07.2021 tarih ve 2020/219 Esas, 2021/425 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince davacıdan alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin olarak alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 120,60 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacının istinaf başvurusu için yaptığı giderlerin üzerinde bırakılmasına, harcanmayan istinaf gider avansının iadesine,
4- Avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dairemize dilekçe vermek suretiyle Yargıtay’da temyizi kabil olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 22.03.2023

Başkan …
e-imzalıdır
*Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*