Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/29 E. 2022/1510 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/29 – 2022/1510
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/29
KARAR NO : 2022/1510

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/09/2021
NUMARASI : 2019/456 Esas – 2021/519 Karar

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVACILAR : 1-…
2-…
3-…
4-…
5-…
VEKİLİ : …
İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : DOĞA SİGORTA A.Ş.
VEKİLLERİ : ,,,

DAVALILAR : 1-…
2-…
VEKİLİ : …

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazm.)
BAŞVURU TARİHİ : 24.11.2021 – 03.12.2021
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ: 05.01.2022
KARAR TARİHİ : 02.11.2022
YAZIM TARİHİ : 02.11.2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği, dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müteveffa …’ın 16/03/2019 tarihinde sevk ve idaresindeki 19 DK 460 plakalı araç ile davalı …’e ait olup, davalı … idaresindeki, … plakalı aracın çarpışması sonucu meydana gelen kazada hayatını kaybettiğini, kazaya karışan … plakalı aracın ve … plakalı aracın ZMSS poliçesinin davalı Doğa Sigorta A.Ş tarafından yapıldığını, kazanın müteveffa …’ın Sapanca Yolu mevkiinde kavşaktan ana yola geçtiği sırada, Sakarya-İzmit anayolunda hızla seyreden … Plakalı araç sürücüsünün müteveffanın aracına çarpması neticesinde meydana geldiğini, … plakalı araç sürücüsünün olay yerinde 50 km/s olan hız sınırının çok üstünde seyrettiği için kazanın meydana geldiğini, davalı araç sürücüsünün olayda kusurlu olduğunu, desteğin 6/8 oranında kusurlu olup, ağır kusuru söz konusu olmadığını, diğer aracın sürücüsünün ise olayda 2/8 oranında kusurlu olduğunu, müteveffa …’ın davacılar …’ın babası …’ın ise eşi olduğunu, evinin geçimini tek başına müteveffanın sağladığını, davacıların müteveffanın desteğinden yoksun kaldığını, müteveffanın pastanelerde pasta ustası olarak çalıştığını ve 15 yaşından bu yana yaptığı mesleğinde 30 yıllık tecrübesi bulunduğunu, müteveffanın aylık kazancı emsal araştırması, tanık ifade ve diğer delillerle kanıtlanacağını, davacılar lehine şimdilik 1.000,00′ er TL Destekten Yoksun Kalma Tazminatı talep ettiklerini, davalı sigorta şirketinin de davalı aracının sigortacısı olduğunu bu nedenle olayda onun da sorumluluğunun bulunduğunu, dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığının ancak herhangi bir sonuç alamadıklarını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla …’ın vefatı nedeni ile müteveffanın eşi … için 1.000,00-TL Maddi Tazminatı, 50.000 TL Manevi Tazminat, müteveffanın oğlu .. için 1.000,00 TL Maddi Tazminatı, 50.000 TL Manevi Tazminat, müteveffanın kızı … için 1.000,00 TL Maddi Tazminatı, 50.000 TL Manevi tazminat, müteveffanın kızı … için 1.000,00 TL Maddi Tazminatı, 50.000 TL Manevi Tazminat müteveffanın eski eşi … için 1.000,00 TL Maddi Tazminat olmak üzere Maddi Tazminatlar yönünden 16/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve … müştereken ve müteselsilen, maddi tazminatlar yönünden ; davalı Sigorta şirketinin Poliçe Limitleri ile sınırh olmak kaydıyla ve arabuluculuk görüşmelerinin sonlandığı tarih olan 11.07.2019 ‘den itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tespiti ve tahsilini, manevi tazminatlar yönünden Davalı … ve Davalı … yönünden müştereken ve müteselsilen 16.03.2019 tarihinden işleyecek yasal faize karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde; davalılar aleyhine açılan ceza davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini, talep edilen tazminat miktarının yüksek olduğunu, davalıların herhangi bir kusurunun olmadığını, müteveffanın kazancının resmi belge ile ortaya konulamadığını, müteveffanın gerçek ücret kazancının tespit edilmesi gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde; yetkili mahkemenin İstanbul (Çağlayan) Adliyesi olduğunu, kazaya karışan … plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde 34594736/0 poliçe no Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı olduğunu, davalının sorumluluğunun poliçe limitleri ve sigortalısının kusuru oranıyla sınırlı olduğunu, kusur oranının tespiti amacıyla adli tıp kurumundan rapor alınması gerektiğini, müteveffanın emniyet kemerini takıp takmadığının tespit edilmesi gerektiğini, müteveffanın müterafik kusurunun bulunması halinde tazminattan düşülmesi gerektiğini, davalı aleyhine tazminata hükmedilmesi halinde faizin yasal faiz olarak dava tarihinden itibaren başlatılması gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi tarafından maddi tazminat davası yönünden, davanın kısmen kabulü ile, davacı … yönünden 34.743,16 TL, davacı … yönünden 68.067,91 TL, davacı … yönünden 4.198,92 TL, davacı … yönünden 9.311,90 TL, davacı … yönünden 20.516,08 TL destekten yoksun kalma tazminatının sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe limitleriyle sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, tazminat alacaklarına davalı sigorta şirketi yönünden davacılar … için 20.05.2019, davacı … için 21.06.2021 tarihinden itibaren yasal faiz, davalılar … ve …’ yönünden kaza tarihi olan 16.03.2019 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, Manevi tazminat davası yönünden davanın kısmen kabulü ile; davacı … yönünden 15.000,00 TL, davacı … yönünden 10.000,00 TL, davacı … yönünden 10.000,00 TL, davacı … yönünden 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16.03.2019 tarihinden tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’ ‘den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Yerel mahkemenin bu kararına karşı davacılar vekili ve davalılardan Doğa Sigorta A.Ş vekili tarafından ayrı ayrı istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; yerel mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarlarının son derece düşük olduğunu, davacılardan …’ın eşini kaybettiğini ve müşterek çocukları 5 yaşındaki …’ ‘u babası olmadan büyütmek durumunda kaldığını, ev hanımı olan ve herhangi bir geliri olmayan davacı eşini manevi olarak eşini kaybetmiş olmasının verdiği üzüntü yanında tüm yaşam boyunca müşterek çocuklarıyla hem anne hem baba olarak bir yaşam mücadelesi içine gireceğini, davacılardan … ve …’nın yetişkin olmadan küçük yaşta babalarını kaybettiğini, bunun doğurduğu manevi yük ve elem taktir edilen manevi tazminatta gözetilmediğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan Doğa Sigorta vekili istinaf dilekçesinde; dosyaya sunulmuş olan hesap raporu ile davalı şirket tarafından kontrol amaçlı aktüerya uzmanı bilirkişiden aldırılan hesap raporu arasında rakamsal olarak ciddi çelişki bulunduğunu, dosyada trh-prograsif rant yönteminin esas alınarak rapor alınmasının hatalı olduğunu, bu hesap yönteminin kabulünün mümkün olmadığını, teknik faiz uygulanmamasının hukuka aykırı olduğunu, 1.8 teknik faiz tazminatın peşin olarak ödenmesine istinaden paranın peşin sermaye değeri üzerinden yapılan ve davalı lehine hakkaniyet indirimi teşkil ettiğini, resmi belgeye dayanmadan müteveffanın aylık kazancının belirlenmesi hükmü hatalı hale getirdiğini, ilgili dosyaya müteveffanın aldığı aylık ücrete ilişkin hiçbir resmi belge (maaş bordrosu, vergi levhası vs.) sunulamamasına rağmen ücret araştırması için bu hususla ilgili SGK’ya müzekkere yazılmasına gerekirken müteveffaya ait maaş bordorsu dahi sunulamamışken varsayımlara dayanarak emsal ücret araştırmasına gidilmesinin hatalı olduğunu, faize hatalı olarak hükmedildiğini, davalı sigorta şirketinin temerrüde düşmediğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir
Somut olayda, 16/03/2019 tarihinde, davacıların eş/eski eş ve babaları … ’ın sevk ve idaresindeki otomobil ile davalıların sürücüsü, işleteni ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı oldukları aracın çarpışması şeklinde gerçekleşen çift taraflı kazada, … vefat etmiştir. İstinafa konu edilmemesi nedeniyle kesinleşen kusur oranlarına göre kazada, davacıların murisi %75, davalı sürücü %25 oranında kusurludur.
Dosya kapsamında davacıların sigora şirketine tazminat talebi ile başvurduğu, 2918 sayılı KTK’nın 97.maddesinde belirtilen sigorta şirketine müracaat şartının gerçekleştiği,hükme esas alınan aktüer raporun TRH 2010 yaşam tablosuna ve progressive rant yöntemine göre düzenlendiği ve güncel Yargıtay içtihatlarına uygun olduğu , belirlenen emsal ücrete göre hesaplama yapılmış olmasında hukuka aykırılık bulunmadığından mahkemece hükme esas alınması yerindedir. Davalı sigorta şirketi vekilinin aktüer hesaplamaya yönelik istinaf istemlerinin de reddi gerekmiştir.
6098 sayılı TBK’nun 56/2 maddesi uyarınca ölüm halinde ölenin yakınları manevi tazminat adı altında bir miktar para ödetilmesini isteyebilir. Hakimin, özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bu tutar adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan, özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Olay tarihi, olayın oluş şekli, kusur durumu, tarafların sosyal ekonomik durumları ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde, davacılar yararına hükmedilen manevi tazminatın olaya ve hakkaniyete uygun olduğu kanaatine varıldığından davacılar vekilinin manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir.
Dairemizce ilk derece mahkemesinin kararı hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk yönünden incelenmiş olup, kararda esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı, delillerin değerlendirilmesinde de usule aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, taraf vekillerinin vekilinin istinaf başvurularının HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.09.2021 tarih ve 2019/456 esas, 2021/519 karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davacılar vekili ile davalı Doğa Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince davacıdan alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin olarak alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye miktar terkin sınırı altında kaldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince davalı Doğa Sigorta A.Ş’dan alınması gereken 9.347,40 TL harçtan peşin alınan 2.336,85 TL’nin mahsubu ile bakiye 7.010,55 TL harcın anılan davalı Doğa Sigorta A.Ş’den alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Tarafların istinaf başvurusu için yaptığı giderlerin üzerinde bırakılmasına, harcanmayan istinaf gider avansının yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç takibi ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 02.11.2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
*Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*