Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2111 E. 2022/1781 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/2111
KARAR NO : 2022/1781

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 28.06.2022
NUMARASI : 2022/337 Esas

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVACILAR : 1-… – … – …
2-… – … – …İ
VEKİLİ : Av. … -…

DAVALI : … – …- …
VEKİLİ : Av. …-…

DAVALI : LEYBİ DENİZCİLİK ANONİM ŞİRKETİ – …

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

BAŞVURU TARİHİ : 04.07.2022
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ : 16.12.2022
KARAR TARİHİ : 28.12.2022
YAZIM TARİHİ : 29.12.2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği, dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacıların davalı … … ve dava dışı …, … … …i ile birlikte Kocaeli İli, Kandıra İlçesi, Şerefsungur Köyü, 103/115, 114/46-46-62, 117/26-33, 118/2-27, 120/63, 130/67, 134/26, 136/11-25, 139/3-5-9 ada/parsel sayılı taşınmazlarda hisseli olarak malik oldukları, davalı Leybi Denizcilik A.Ş’nin işbu taşınmazlarda hissedar olmadığı, ancak hissedar davalı … … ile davalı Leybi Denizcilik A.Ş aralarında anlaşarak salt işbu taşınmazların satışa çıkarılarak satış suretiyle diğer davalı Leybi üzerine geçirilmesi amacıyla muvazaalı icra takibi başlattığı, alacaklısının Leybi olduğu Kocaeli 1. İcra Müdürlüğü 2021/150278 Esas sayılı dosyasından gerçek bir alacağın konu edilmemesi ile birlikte kendi aralarında yine bedelsiz olarak düzenlenen 15/09/2021 tanzim 15/09/2021 vade 3.300.000,00-TL bedelli senede dayalı olarak diğer davalı hissedar … … hakkında icra takibine geçildiği, takip danışıklı olduğundan davalı … … tarafından icra takibine karşı hiçbir itiraz veya icra işleminde bulunulmadığı, davalılar belirtilen senedi ve icra takip işlemini müvekkillerin taşınmazlarını alabilmek için yaptıkları, muvazaalı icra takibinin, işbu dava sonuçlanıncaya dek durdurulması ve takibe dayanılarak ikame edilmiş olan ortaklığın giderilmesi davasının da bu dava sonuçlanıncaya kadar askıya alınması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde, davacılarla hisseli olan arazilerdeki hisselerin bir kısmını toplayıp kendi hissesi ile birlikte satma hususunda diğer davalı Leybi Denizcilik A.Ş. ile anlaştığını, icra takibine konu senede mukabil şirketten aldığı paraları diğer hissedarlara ödeyerek bir kısım hisseleri satın aldığını en son paralarını ödeyip kendi üzerine topladığı hisseleri davalı şirkete devretmek istemiş ise de tapudaki paylarda elbirliği mülkiyeti sözkonusu olduğundan tapu devrini yapamamış, davacıların elbirliğini bozmaya yanaşmaması üzerine tapuyu davalı şirkete devredemediği gibi, aldığı paraları hissedarlara ödediğinden dolayı parayı da geri ödeyemediğini, bu sebeple davalı şirket de müvekkilin aldığı paraya karşılık imzalamış olduğu senedi icraya koyduğunu, davacı tarafın iddia ettiği gibi bir muvazaa sözkonusu olmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince 28.06.2022 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin 28.06.2022 tarihli ara kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davanın menfi tespit davası olmadığını, davanın nitelendirilmesi hususunda ilk derece mahkemesi tarafından hataya düşüldüğünü, yargılama aşamasında rızai veya cebri yoldan dava dilekçesinde belirtilen taşınmazların davaya konu muvazaalı icra takibinden dolayı 3. kişilere devredilmesi halinde meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunması nedeniyle ortaklığın giderilmesine dayanak icra dosyasından alınan yetki belgesi ile ikame edilen ortaklığın giderilmesi davası ve dayanak muvazaalı icra takibinin önlenmesi yönündeki ihtiyati tedbir talebinin, HMK gereğince durum ve koşulların gerektirmesi nedeniyle teminatsız olarak kabulüne karar verilmesi gerekli iken, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını beyan ederek ilk derece mahkemesinin 28.06.2022 tarihli ara kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, 6098 sayılı TBK’nun 19.maddesi uyarınca muvazaa iddiasından kaynaklanan icra takibinin ve icra takibine konu senedin iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlık ise ilk derece mahkemesi tarafından davacı yanın ihtiyati tedbir talebinin reddine dair kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
6100 sayılı HMK’nun 389/1 maddesi gereğince “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir kararlarının mevcut durumun korunması ve devamının sağlanması yönünde olması gerekmektedir. 6100 sayılı HMK’nun 390/3 maddesi gereğince; tedbir talep eden taraf, davanın esası yönünden kendisini haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
Somut uyuşmazlıkta, davacılarca, davalıların muvazaalı takip başlatarak iştirak halinde malik oldukları taşınmazların satışı için davalı şirketin ortaklığın giderilmesi davası açmasının sağlandığı ileri sürülmektedir. Ancak dosya kapsamında davacılarca davanın esası yönünden kendilerinin haklılığını yaklaşık olarak ispat edecek nitelikte belge, delil sunmadıkları görülmekle mahkemenin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararında netice itibari ile bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Şu durumda, ilk derece mahkemesinin HMK’nun 389. maddesindeki şartların oluşmadığı yönündeki kabulü doğrudur. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararına karşı istinaf başvurusunun H.M.K’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/337 esas sayılı dosyasından verilmiş olan “ihtiyati tedbir talebinin reddine” ilişkin 28.06.2022 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin anılan karara yönelik istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince alınması gereken 80,70 TL harç peşin alındığından yeniden tahsiline yer olmadığına,
3-Davacıların istinaf başvurusu için yaptığı giderlerin üzerlerinde bırakılmasına, harcanmayan istinaf gider avansının iadesine,
4-Karar tebliği ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 28.12.2022

Başkan …
e-imzalıdır

*Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*