Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2096 E. 2022/1736 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/2096
KARAR NO : 2022/1736

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/09/2022
NUMARASI : 2022/161 Esas – 2022/643 Karar

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVACI : …- …
VEKİLLERİ : Av. …-…
Av. … -…

DAVALI : … … – …
VEKİLLERİ : Av. …-…
Av. … -…

DAVALI : ANADOLU ANONİM TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. … -…

DAVALI : TURNA GLOBAL LOJİSTİK LİMAN HİZMETLERİ A.Ş
VEKİLİ : Av. … -…

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Rücuen Tazminat)
BAŞVURU TARİHİ : 28.10.2022
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ: 12.12.2022
KARAR TARİHİ : 21.12.2022
YAZIM TARİHİ : 21.12.2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği, dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 24/03/2022 günü davacının … plakalı aracı ile Şifa Mah. Yamak Sokakta seyir halinde iken davalı … …’nın sevk ve idaresindeki, davalı Turna Global şirketine ait olup, diğer davalı Anadolu Anonim Türk Sigorta şirketi tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalanmış olan … plakalı aracın davacının … plakalı aracına çarpması ile maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, olay sırasında davalıya ait tırın durmayarak yoluna devam ettiğini ve kaza tutanağının tanzim edilemediğini, kaza tespit tutanağı olmadığından sigorta şirketinin işlem yapmadığını, davacının aracında 8.155,00 TL masraf bulunduğu gibi bu hasar nedeniyle değer kaybı da oluştuğunu, söz konusu kaza nedeniyle davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile kaza nedeniyle araçta meydana gelen hasarın ve değer kaybının belirlenerek şimdilik 8.155,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince davacı tarafından dava şartı olan dava açılmadan önce düzenlenmiş, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dosyaya sunulmadığı gerekçesiyle HMK’nın 114/2. ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Her ne kadar gerekçeli kararda açıklanan yasa hükümleri gereğince, arabuluculuğa başvurmadan dava açılması mümkün değil ve mahkemece bu eksikliğin giderilmesi için süre verilmeyecek ise de mahkeme bu konuda henüz karar vermeden önce dava şartı tamamlandığını, bu durumda artık dava şartı eksiliğinden söz edilemeyeceğini, nitekim Hukuk Muhakemeleri Kanunu 115/3 maddesi gereğince; dava şartı eksikliği konusunda mahkemece henüz bir karar verilmeden önce söz konusu eksiklik tamamlanmışsa, başlangıçtaki dava şartı eksikliğinden dolayı davanın usulden reddileyeceğini, neticede dava açıldıktan sonra arabuluculuğa başvuru yapılarak söz konusu eksikliğin giderilmiş olduğunu ve tarafların anlaşamadığını, bu aşamadan sonra davanın usulden reddedilmesinin yasa koyucunun amacıyla uyuşmadığı gibi usul ekonomisi ilkesiyle de bağdaşmadığını, adalete erişimi zorlaştırdığını, tarafların hak arama özgürlüğünü de kısıtlamış olduğunu beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, maddi hasarlı trafik kazasında oluşan araç hasarı ve değer kaybının tazmini istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince; davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A maddesi uyarınca dava şartı arabuluculuğa tabi olduğu, davacı tarafından davanın açılmasından önce düzenlenmiş, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dosyaya sunulmadığı, sunulan anlaşamama son tutanağının dava tarihinden sonra düzenlendiği, dava şartının yerine getirilmediğigerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 114/2. ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiştir.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4 maddesi gereğince, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.
Türk Ticaret Kanunu’na 06/12/2018 tarihli, 7155 sayılı Kanunla eklenen 5/A maddesi uyarınca, “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’ nun 18/A maddesi uyarınca, “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Eldeki dava, Gebze Asliye Hukuk Mahkemesine hitaben açılmış, Gebze Asliye Hukuk Mahkemesi esasının 2022/23 sırasına kayıt edilmiş ve bu mahkemece 27.01.2022 tarihinde davanın Asliye Ticaret Mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Gebze Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevsizlik kararının taraflarca istinaf edilmeyerek 22.02.2022 tarihinde kesinleştiği, dosyanın 24.02.2022 tarihinde Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin esasına girdiği, davacı vekilinin istinaf dilekçesinde sözünü ettiği arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın ise 07.07.2022 tarihli olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı davanın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin esasına girmesinden önce arabulucuya başvurarak, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini mahkemeye ibraz etmemiş olduğundan 6325 sayılı HUAK’nun 18/A maddesinin (2.) fıkrasındaki “davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddi” koşulu gerçekleşmiş olup, davacı vekilinin dava şartının sonradan tamamlandığına ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir.
Ancak, somut uyuşmazlıkta maddi tazminat istemi malik ve sürücü dışında Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı Anadolu Anonim Türk Sigorta şirketi’ne de yöneltilmiştir. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. kitabında düzenlenmiş olması nedeniyle dava, ticari dava sayılmaktadır. Davalılar arasında ise ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Şu durumda; her bir davalıya yöneltilen talep, ayrı bir dava niteliğindedir. Davanın ticari dava sayılması davalılar arasında Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı şirketin bulunmasından kaynaklanmakta olup, 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle TTK’ya eklenen 5/A maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’ nun 18/A maddeleri uyarınca, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı için geçerlidir. Kazaya karışan aracın maliki ve sürücüsü yönünden davanın ticari dava olmadığı açıktır. Bu itibarla işleten ve sürücü bakımından davaya devam edilmesi gerekirken tüm davalılar yönünden davanın usulden reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
İlk derece mahkemesince sadece Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı şirket hakkındaki davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken tüm davalılar yönünden usulden ret kararı verilmiş olması, dairemizce HMK’nun 353/1-a-5 maddesi kapsamında “ayırma kararı verilmesi gerekir iken verilmemiş olması” ve HMK’nun 353/1-a-6 maddesi kapsamında “tarafların davanın esasıyla ilgili gösterdikleri deliller toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması” olarak değerlendirildiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, kazaya karışan aracın maliki ve sürücüsü hakkındaki davanın tefrik edilerek, bu davalılar yönünden davaya devam edilmesi için dosyanın davaya bakan mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 13.09.2022 tarihli 2022/161 Esas, 2022/643 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a-5 ve 353/1-a-6 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın açıklanan şekilde yargılama yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine,
3-Peşin olarak alınan istinaf karar harcının istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacının istinaf başvurusu için yaptığı giderlerin esas hakkında verilecek kararda değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 21.12.2022

*Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*