Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1989 E. 2023/1805 K. 27.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1989
KARAR NO : 2023/1805

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/04/2022
NUMARASI : 2020/40 Esas – 2022/382 Karar

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … -…

DAVALI : GÜNEŞ SİGORTA A Ş
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : … – … ;…
DAVALI VASİSİ : … – …; …

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazm.)
BAŞVURU TARİHİ : 13.10.2022
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ : 21.11.2022
KARAR TARİHİ : 27.12.2023
YAZIM TARİHİ : 27.12.2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği anlaşılmakla;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 03.03.2017 tarihinde davalı … idaresindeki … plakalı araç ile davacının kullandığı motosiklete çarparak davacının yaralanmasına sebebiyet verdiğini, davacının uzun süre tedavi gördüğünü, davacının kaza geçirdiği dönemde Alaca Gıda Ltd.Şti. çalışanı olarak aylık 1.850,00 TL. civarı bir kazanca sahip iken işten de ayrılmak zorunda kaldığını, davalı … şirketine 11.06.2018 tarihinde başvuru yapıldığını, ancak olumlu cevap alınamadığını, yapılan arabuluculuk başvurusunun anlaşamama ile sonuçlandığını, davacının geçirdiği trafik kazası sonucu oluşan işgücü kaybı maddi zararı için fazlaya ve manevi tazminata ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL. maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 14.02.2022 tarihli ıslah dilekçesinde; davacıya çarpıp yaralanmasına sebep olan davalı …’tan 5.000,00 TL. manevi, fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydı ile 900,00 TL. geçici işgöremezlik tazminatının (maddi tazminat) kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, Sigorta şirketinin ise maddi tazminat yönünden, 900,00 TL. Geçici işgöremezlik maddi tazminatının kendisine ihbar yapıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faizi birlikte (tahsilde mükerrerlik olmamak kaydı ile) sorumlu tutulmasına, (manevi tazminat için sigorta şirketinden herhangi bir talepleri olmadığına) karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, İstanbul Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli ve yetkili olduğunu, davanın hukuki yarar dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, davacının taleplerinin belirsiz alacak davası olarak yöneltilmesinin hukuken mümkün olmadığını, sigortacıya başvurunun eksik evrakla yapılması nedeniyle sigortacıya başvuru usulüne ilişkin dava şartının yerine getirilmediğini, davalı şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacı tarafından ileri sürülen tazminat talebi bakımından davalı şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, Yargıtay içtihatları uyarınca kusur tespiti yönünden ATK’ndan kusur raporu alınmasını talep ettiklerini, talep edilen manevi tazminat ve tedavi taleplerinin teminat dahilinde olmadığını, davacının sürekli maluliyetinin Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş bir rapor ile ispatlanması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere aktüerler siciline kayıtlı bilirkişiye tazminat hesaplarının yaptırılması gerektiğini, tedavi masrafları ve bu kapsamda değerlendirilen geçici iş göremezlik tazminatı bakımından davalı şirketin sorumluluğu olmadığını, SGK’nın sorumluluğunda olduğunu, müterafik kusurunun varlığı halinde davacı lehine hükmedilecek tazminattan indirim yapılması gerektiğini, davalı şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu olabileceğini belirterek davanın öncelikle dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde kusur ve tazminat miktarı yönünden aktüer bilirkişi incelemesi yapılmasına, ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden kusur raporu alınmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi tarafından davacının davalılar aleyhine açtığı maddi tazminat davasının ayrı ayrı reddine, dava dilekçesi ile talep edilmeyip, ıslah ile talep edilen manevi tazminat istemi hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına dair karar verilmiştir.
Yerel mahkemenin bu kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; hesap bilirkişi raporunda davacı lehine tazminat çıkmadığını, bunun nedeninin davacının ATK’den gelen rapora göre 3 aylık iyileşme süreci olduğunun belirlediğini, kaza tarihinde asgari ücretin 1.404,00 TL olduğunu, davacının tam malul sayılacağından 3*1.404,00=4.212,00 TL olduğunu, davacının 413,28 TL zarar meydana geldiğini, buna rağmen maddi tazminat taleplerinin reddedildiğini, dava dilekçesinde manevi tazminat taleplerinin saklı tutulduğunu, ATK raporuna göre ıslah dilekçesini verir iken manevi tazminatın da davalı …’dan tahsili talep edildiğini, bu talebin ayrı bir yargılama gerektirmediğini, kusur raporunun tedavi sürecine ilişkin raporun dosyaya alındığını, kaza nedeniyle davacının 3 ay boyunca büyük acılar çektiğini, iyileşme süreci de hiçbir zaman sona ermediğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davalı …’tan 5.000,00 TL. manevi, fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydı ile 413,00 TL. geçici işgöremezlik tazminatının (maddi tazminat) kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, sigorta şirketinin ise maddi tazminat yönünden, kendisine ihbar yapıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faizi birlikte (tahsilde mükerrerlik olmamak kaydı ile) sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasında oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, 03.03.2017 tarihinde, davacının sevk ve idaresindeki motorsikletle davalıların sürücüsü,maliki ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı oldukları aracın karıştıkları çift taraflı kaza sonucunda davacı yaralanmıştır.
Kaza sonrası düzenlenen kaza tespit tutanağında davalı sürücüye kural ihlali verildiği,davacı sürücünün kusursuz olduğunun belirtildiği, kazaya dair Gebze Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/5333 E. Sayılı dosyası üzerinden yürütülen soruşturmada şikayet yokluğu sebebiyle Kamu Adına Kovuşturma Yapılmasına yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece makine mühendisi bilirkişiden alınan raporda da kazanın oluşumunda davalı sürücünün % 100 oranında kusurlu olduğu, davacı sürücünün kusurunun olmadığı belirtilmiştir.
Yine hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu’nun maluliyet raporuna göre trafik kazası ile yaralanma arasında illiyet bağı bulunduğu, davacının dava konusu yaralanma nedeniyle tüm vücut fonksiyon kaybı oranının %0 olduğu, iyileşme süresinin 3 hafta olduğu tespit edilmiştir.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, mahkemece alınan maluliyet raporunun kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan yönetmeliğe göre düzenlendiği, davacının sürekli maluliyetinin bulunmadığı, SGK’dan geçici iş göremezlik ödemesi aldığından maddi tazminat taleplerinin reddi kararının doğru olduğu, yine dava dilekçesinde manevi tazminat talebi olmadığından ıslah dilekçesi ile dava konusu olmayan bir talebin dava kapsamına alınamayacağından davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Dairemizce ilk derece mahkemesinin kararı hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk yönünden incelenmiş olup, kararda esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı, delillerin değerlendirilmesinde de usule aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27.04.2022 tarih ve 2020/40 Esas, 2022/382 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Yürürlükteki Harçlar Kanunu uyarınca davacıdan alınması gereken 269,85 TL istinaf harcından peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacının istinaf başvurusu için yaptığı giderlerin üzerinde bırakılmasına, harcanmayan istinaf gider avansının yatırana iadesine,
4-Karar tebliği, harç takibi ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 27.12.2023

Başkan …
e-imzalıdır

*Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*