Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1849 E. 2023/1809 K. 28.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1849
KARAR NO : 2023/1809

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30.03.2022
NUMARASI : 2019/931 Esas – 2022/295 Karar

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVACI : … -…
VEKİLLERİ : Av. …, …
Av. … -…

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : 1-ULAŞIMPARK ULAŞTIRMA HİZMETLERİ TİC. A.Ş.
VEKİLİ : Av. …,…

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : 2 -… -…, …
DAVALI : 3 -NEOVA SİGORTA A.Ş.
VEKİLİ : Av. … -…

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)

BAŞVURU TARİHİ : 24.05.2022-27.05.2022-31.05.2022
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ : 24.10.2022
KARAR TARİHİ : 28.10.2023
YAZIM TARİHİ : 28.10.2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği anlaşılmakla;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı …’nın sevk ve idaresinde olan … plakalı motosiklet ile davalılardan Ulaşımpark Ulaştırma Hizmetleri Ticaret A.Ş.’nin işleteni olduğu ve diğer davalı …’ın sevk ve idaresinde olan … plakalı otobüsün Bosna Caddesi 19/1 sokak kavşağında çarpıştığını, bu kazaya ise tutanakta belirtildiği üzere tamamen davalı tarafın kullandığı aracın sebebiyet verdiğini, davalı yana ait aracın kontrolsüz olarak ve durmadan sola dönüş yaptığını ve şerit ortasına geldiğinde de çarpışma sonucu çift taraflı maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazasının meydana geldiğini, kaza tutanağında …’nın aracının hızını kavşaklara gelirken azaltmak kuralını ihlal ettiği yazsa da kaza mahalline gelmeden hemen önce yol üzerinde bulunan kasislerin davacının zaten yasal sınırlara uygun olan daha da azaltmış olup, tutanakta iddia edilenin aksine davacının kontrollü bir şekilde ilerlemekte olduğunu, zira kazanın meydana geldiği yol kasislerinin olduğu bir yer olmakla birlikte hızlı gitme ihtimali, davacının aracının motosiklet olduğu da göz önüne alındığında hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalının TBK m. 49. Hükmünce davacının zararını gidermekle yükümlü olduğunu, davacının geçirdiği kaza nedeniyle iş gücünden yoksun kaldığı ve bu nedenle bir zarara uğradığını, tedavi sürecinde kendi işinden uzak kaldığını ve bu uzaklık nedeniyle maddi olarak kaza olmasaydı kazanabileceği parayı kazanamadığını, dolayısıyla davacının çalışmadığı süre nedeniyle alamadığı ücreti de tazminat olarak talep ettiklerini, davacının henüz 24 yaşında olup kaza nedeniyle 6 gün yoğun bakımda kaldığını, yüzünün sol tarafında ise dikiş bulunmakla birlikte 6 ay daha tedavi göreceğini, kalçasında da çatlaklar oluştuğunu ve doktorların 1,5 ay yatak istirahati verdiğini, davacının mesleğinin lastikçilik olduğunu, 20 gün rapor aldığını, ancak çalışamayacağı sürenin çok daha fazla olduğunu, bu dönemde de davacının kazanç kaybının olacağını, ayrıca kaza dolayısıyla davacının kullandığı ilaçların ve hastaneye gidiş-geliş için de yol masrafları olduğunu, kaza sonucu davacının aracının ağır hasar aldığını, kullanılamaz hale geldiğini, araçta kaza nedeniyle meydana gelen zararı talep ettiklerini, davacının psikolojik olarak da çok etkilendiğini, davalılardan … kaza tespit tutanağında da görüleceği üzere kazanın meydana gelişinde kusurlu olup, bu davalı ile araç işleten ve sigorta edenin müşterek olarak meydana gelen zararları gidermekle yükümlü olduklarını, tüm bu nedenlerle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacının aracının tamir bedeli ve değer kaybı, tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar, ekonomik geleceğinin sarsılmasından doğan
kayıplar için şimdilik 10.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Ulaşımpark Ulaştırma Hizmetleri Ticaret A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; 20.06.2018 tarihinde davalı şirkete ait … plakalı yolcu otobüsü ile davacının idaresindeki … plakalı araç arasında kaza meydana geldiğini, davacının dilekçesinde kaza sonrasında tutulan trafik kazası tutanağında davalı şirkete ait aracın kazada %100 kusurlu olduğunu iddia ettiğini, oysa ki Çayırova Trafik Denetleme Büro Amirliği’nin 20.06.2018 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağında davacının “aracın hızını kavşaklara gelindiğinde azaltmamak” nedeniyle kusurlu bulunduğunu, aynı zamanda trafik tutanağı incelendiğinde davacının 2013 model Kanuni marka motor kullandığını, buna rağmen gerekli önlemleri almadığını, kask ve koruyucu ekipmanlar kullanmadığının sabit olduğunu, hal böyleyken davacının ihmalkarlığı nedeniyle ortaya çıkan zararın boyutunun arttığını, davacının talep ettiği alacak kalemlerinin değerlendirilmesi aşamasında, davacının olay esnasında göstermiş olduğu ihmalkarlığın göz önünde bulunmasının gerektiğini, aynı zamanda davacının dilekçesinde talep ettiği tazminat kalemlerinin belirsiz şekilde belirtmiş olup, bu kalemlerin belirli alacak haline getirilmesinin gerektiğini, dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın kaza tarihinde … numaralı sigorta poliçesi ile Neova Sigorta şirketine sigorta ettirildiğini, bu açıdan değer kaybı tazminatları için poliçede yer alan üst limit miktarına dek davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte mevzuat gereğince sigorta şirketine başvuru yapılmamış olması nedeniyle, alacağın temerrüde düşmediğinin açık olduğunu, bu nedenle faiz hesaplamasında kaza tarihinin esas alınmasının mümkün olmadığını, 02.02.2016 tarihli ve 29612 sayılı resmi gazetede yayınlanarak 01.05.2016 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın ilgili hükümleri uyarınca değer kaybı tazminatı tespit edilirken aracın yaşının, kilometresinin, piyasa değerinin ve onarılan parça sayısının baz alındığı formülün uygulanması, değer kaybı bedelinin araç rayiç değerinin %25’ini aşamayacağı göz önüne alınarak hüküm tesis edilmesinin gerektiğini, tüm bu nedenlerle davalıya karşı açılmış bulunan işbu davanın dava şartı gerçekleşmemiş olması nedeniyle usulden reddine, mahkeme aksi kanaatteyse esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Ali Yazkan cevap dilekçesinde; 20.06.2018 tarihinde Kocaeli’nin Gebze İlçesinde meydana gelen kazada … plakalı aracı kullandığını, kaza esnasında kendisi Yavuz Selim Caddesi üzerinde seyir halindeyken 19/1 sokakta bulunan kavşakta kontrollü geçiş yaparken karşı yönden gelen davacının kullandığı motosikletin hızla kavşağa girmesi ile çarpışma olduğunu, frene basmasına rağmen davacının hızlı şekilde seyrettiği için çarpışmanın kaçınılmaz olduğunu, kazada kusuru bulunmadığını, davacı her ne kadar kaza neticesinde tutulan trafik raporunda kendisinin kusurlu olmadığını belirtse de rapora göre hızı nedeniyle kusurlu olduğunu, ayrıca ilgili raporun tarafına isnat ettiği kusuru kabul etmediğini, olaya ilişkin görüntüler incelendiğinde davacının seyir esnasında kask ve gerekli ekipmanları kullanmadığı, kontrolsüzce motor kullandığı, üzerine düşen kanuni yükümlülüklerini yerine getirmediğinin anlaşılacağını, davacı korunaklı şekilde araç kullanmadığı için olayda gerçekleşen hasarın miktarının artttığını, davacının ihmali nedeniyle ölçüsü artan zararın tarafına yükletilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, kullanmakta olduğu aracın mali mesuliyet sigortası olup davacı tarafindan evvela sigorta şirketine başvuru yapılması gerekirken dava açılmasının kanunlara aykırılık teşkil ettiğini belirterek dosyanın bilirkişiye gönderilmesini, kaza mahallinin, çarpışma şiddetinin, tarafların hızının, kusur arttırıcı sebeplerin araştırılmasını esasa ilişkin cevapları çerçevesinde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi tarafından davacının davalılar aleyhine açtığı maddi tazminat davasının Kısmen Kabulüne Kısmen Reddine, davacının değer kaybı bedeline yönelik talebinin Reddine, davacının geçici iş göremezliğe yönelik talebinin Reddine, davacının tedavi giderine yönelik talebinin Kısmen Kabulü ile 3.135,00 TL tedavi giderinin davalılar … ve Ulaşımpark Ulaştırma Hizmetleri Ticaret A.Ş’den 20.06.2018 olay tarihinden, davalı Neova Sigorta A.Ş’den (poliçe teminat limitleriyle sınırlı kalmak üzere) 29.08.2018 dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin tedavi gideri talebinin reddine, Davacının sürekli iş göremezliğe yönelik talebinin Kabulü ile 72.034,67 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalılar … ve Ulaşımpark Ulaştırma Hizmetleri Ticaret A.Ş.’den 20.06.2018 olay tarihinden, davalı Neova Sigorta A.Ş’den (poliçe teminat limitleriyle sınırlı kalmak üzere) 29.08.2018 dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, Davacının manevi tazminat davasının Kısmen Kabulüne, 6.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve Ulaşımpark Ulaştırma Hizmetleri Ticaret A.Ş’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine, karar verilmiştir.
Yerel mahkemenin bu kararına karşı davacı vekili, davalı Ulaşımpark Ulaştırma Hizmetleri Ticaret A.Ş. vekili ve davalı … tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacının kazanın meydana gelmesinde kusursuz olduğunu, bu kapsamda davacıya atfedilen kusur oranının hatalı olduğunu, mahkemece hükmolunan manevi tazminat miktarının çok düşük olduğunu, davacının aracının değer kaybına yönelik tazminat taleplerinin reddedildiğini, mahkemece alınan ek bilirkişi raporunda davaya konu olan motosikletin kök bilirkişi raporunda olduğu gibi 2.el piyasa değeri 6.000,00 TL olarak belirlendiğini, kaza tarihi itibariyle ise 2.el değerinin 4.500,00 TL olacağı hasarlı değerinin ise 500,00 TL olacağının değerlendirildiğini, rapor tarihi itibariyle satış ilanları değerlendirilerek görüş bildirildiğini ancak motosiklet ve araçların geçmiş yıllara ait satış ilanlarının internet ortamında bulmak mümkün olmadığından emsal konulamadığını, geçmiş yıllara ait araç ve motosiklet satış fiyatını 2.el araç ve motosiklet satıcılardın veya galeriden satış emsal sorgusu yapılarak fikir edinme imkanı varken bilirkişinin bunu yapmadığını, gerekli özeni göstermeden düzenlenen raporlardan sonuca ulaşılamadığını, bilirkişi raporlarına yaptıkları itirazların mahkemece değerlendirilmeden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulü ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Ulaşımpark Ulaştırma Hizmetleri Ticaret A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece kazaya ilişkin kusur dağılımı yönündeki itirazları değerlendirilmeden karar verildiğini, dava konusu olayda davalı şirket araç sürücüsü asli kusurlu kabul edildiğini ve %75 kusur oranı verildiğini, davacının kask takmadığı, hız kurallarına uymadığı, gerekli önlemleri almadığı açıkça sabitken davacıya %25 kusur oranı belirlenmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, mahkemece kusur hükümlerince tazminat tutarında indirime gidilmesi gerekirken müterafik kusur indiriminin yetersiz kaldığını, hükme esas alınan bilirkişi raporlarının yetersiz ve denetime elverişsiz olduğunu, hesaplanan tazminat tutarının fahiş olduğunu, hükmolunan manevi tazminat tutarının da fahiş olduğunu ve zenginleşme yasağına aykırılık teşkil ettiğini, tedavi giderlerine ilişkin mahkemeye sunulmuş somut delil bulunmadığını, kesin delille ispatlanamamış giderlerin tedavi giderleri kapsamında davalı şirketten tahsil edilmesinin hatalı olduğunu, mahkemece hükmolunan tazminat tutarlarına olay tarihinden faiz işletilmesine karar verilmesinin hatalı olduğunu, faizin dava tarihinden itibaren yürütülmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … istinaf dilekçesinde; dava konusu olayda davalı araç sürücüsünün asli kusurlu kabul edildiğini ve %75 kusur verildiğini, davacının kask takmadığı, hız kurallarına uymadığı, gerekli önlemleri almadığı açıkça sabitken davacıya %25 kusur oranı belirlenmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, mahkemece kusur hükümlerince tazminat tutarında indirime gidilmesi gerekirken müterafik kusur indiriminin yetersiz kaldığını, hükme esas alınan bilirkişi raporlarının yetersiz ve denetime elverişsiz olduğunu, hesaplanan tazminat tutarının fahiş olduğunu, hükmolunan 6.000 TL manevi tazminat tutarının da fahiş olduğunu,, tedavi giderlerine ilişkin mahkemeye sunulmuş somut delil bulunmadığını, kesin delille ispatlanamamış giderlerin tedavi giderleri kapsamında davalılardan tahsil edilmesinin hatalı olduğunu, mahkemece hükmolunan tazminat tutarlarına olay tarihinden faiz işletilmesine karar verilmesinin hatalı olduğunu, faizin dava tarihinden itibaren yürütülmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; haksız fiil (trafik kazası) nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davaya konu, 20.06.2018 tarihinde, davacı …’nın sevk ve yönetimindeki … plakalı motosiklet ile davalı Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Ulaşımpar A.Ş.’nin maliki/işleteni olduğu, davalı Neova Katılım Sigorta A.Ş.’nin ZMMS sigortacısı olduğu ve davalı …’ın sevk ve yönetimindeki … plakalı şehiriçi toplu taşıma aracının çarpışması şeklinde gerçekleşen çift taraflı maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazasında, davacının yaralanmış olduğu ve davacı aracında maddi hasar meydana gelmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen Trafik Bilirkişi raporundaki kusur tespitinin benimsenmesinde, Mahkemece Yüksek Mahkemenin güncel ve değişen içtihadı doğrultusunda Teknik Faiz Uygulanmadan TRH Yaşam Tablosuna Göre iskontolu Hesap Yöntemine göre alınan aktüerya raporuna dayalı olarak karar verilmesinde, kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Yönetmeliğine dayalı olarak İstanbul Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas (Tıp) Dairesi Üst Kurulundan alınan maluliyet raporunun benimsenmesinde, Tedavi Gideri kapsamında bulunmayan Geçicici İş Göremezlik Tazminatı yönünden SGK’nın sorumlu olduğu belgeli tedavi gideri mahsup edilerek; davalıların sorumluluğunun benimsenmesinde, dava dilekçesinde talep edilmeyen ve fakat ıslah dilekçesi ile talep edilen yasal faize hükmedilmesinde, davalılar işleten ve sürücü yönünden haksız eylem tarihinden itibaren faiz işletilmesinde, sigorta şirketi yönünden ise 2918 Sayılı KTK 99.maddesine uygun olarak değerlendirme yapıldıktan sonra, KTK 97.maddesine göre başvuru şartı dava esnasında sağlanmış bulunduğu gözetilerek; sigortacının temerrüt tarihinin dava tarihi olarak belirlenmesinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 52.maddesi gereğince, davacının, kaza sırasında kask ve koruyucu tertibatı mevcut olmadığı ve bu nedenle meydana gelen zararın artmasında etkili olduğu değerlendirilerek %20 oranında müterafik kusur nedeniyle hakkaniyet indirimi yapılmasında, davacının açıklattırılan talep sonucuna göre davaya konu kaza nedeni ile araç değer kaybı oluşmadığı ve davacının da onarım bedeli yönünden talebinin bulunmadığı gözetilerek araç değer kaybı yönünden davanın reddine karar verilmesinde, olay tarihi, olayın oluş şekli, maluliyet oranı, tarafların sosyal ekonomik durumları ve tazminat hukukuna ilişkin yukarıda yer verilen prensipler gözetilerek; davacı yararına hükmedilen manevi tazminat miktarının olaya ve hakkaniyete uygun olarak davacı yararın bir miktar manevi tazminata hükmedilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre; tarafların anılan yönlere değinen tüm istinaf sebepleri yerinde bulunmamıştır.
Dairemizce ilk derece mahkemesinin kararı hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk yönünden incelenmiş olup, kararda esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı, delillerin değerlendirilmesinde de usule aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından; tarafların istinaf başvurularının HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 30.03.2022 tarih ve 2019/931 Esas, 2022/295 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekili, davalı Ulaşımpark Ulaştırma Hizmetleri Ticaret A.Ş. vekili ve davalı … …’ın istinaf başvurularının ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince davacıdan alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince davalı Ulaşımpark Ulaştırma Hizmetleri Ticaret A.Ş’den alınması gereken 5.134,84 TL + 409,86 TL istinaf karar harcından peşin alınan 984,00 TL + 402,17 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.158,53 TL harcın anılan davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince davalı … …’dan alınması gereken 5.134,84 TL + 409,86 TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.387,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.157,70 TL harcın anılan davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
5-Tarafların istinaf başvurusu için yaptığı giderlerin üzerinde bırakılmasına, harcanmayan istinaf gider avansının yatıranlara iadesine,
6-Karar tebliği, harç takibi ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.28.12.2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
*Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*