Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/167 E. 2022/1703 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/167
KARAR NO : 2022/1703

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14.07.2021
NUMARASI : 2019/1104 Esas – 2021/617 Karar

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : 1 -… -…
VEKİLİ : Av. .. -…

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : 2 -AK SİGORTA A.Ş.
VEKİLLERİ : Av…. -…
Av. …,… – …

DAVACI : … -…
VEKİLİ : Av. …-…

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazm.)

BAŞVURU TARİHİ : 14.09.2021-22.09.2021-07.12.2021
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ : 27.01.2022
KARAR TARİHİ : 14.12.2022
YAZIM TARİHİ : 14.12.2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği, dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılardan … …’nun kullandığı … plakalı aracıyla park yerinden çıkmak için geri geri manevra yaptığı esnada aniden hızlanarak aracın arka kısımlarıyla 8,5 metre mesafe uzaklıkta yol kenarında yaya olarak bulunan … …’e çarptığını, bu çarpma neticesinde müvekkilinin oğlunun yaralı olarak hastaneye götürüldüğünü, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak vefat ettiğini, müvekkilinin evladının ani ölümü ile tarifsiz bir acı ve büyük bir yıkım yaşadığını, kendisine ömür boyu maddi ve manevi katkı sağlayacak en büyük destekçisini kaybettiğini, davalı …’nın kazadan kısa bir süre sonra … plakalı aracını muvazaalı olarak üçüncü bir kişiye sattığını, … plaka sayılı aracın Ak Sigorta A.Ş tarafından 140090333 nolu poliçe ile sigorta ettirildiğini, ilgili sigorta şirketinin azami poliçe limiti dahilinde müvekkilinin maddi kaybından sorumlu olduğunu, müvekkilinin maddi zararlarının giderilmesi için davalı Ak Sigorta A.Ş’ye mail yoluyla 20.06.2019 tarihinde başvuru yapıldığını fakat sigorta şirketinin zararlarını tazmin etmediğini, bunun üzerine ticari davalarda dava şartı arabuluculuk sürecinin başlatılması için Gebze Arabuluculuk Bürosuna başvuru yapıldığını, tarafların yapılan toplantıda anlaşmaya varamayarak, 2019/722 Başvuru Büro No, 2019/104984 Arabuluculuk No’lu Arabuluculuk Son Tutanağını imzaladıklarını, davanın HMK’nun 16 maddesi gereğince zarar gören müvekkilinin yerleşim yeri mahkemesi olan Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığını belirterek, fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla; 1.000,00 TL (bin) destekten yoksun kalma tazminatının, haksız fiil tarihinden işleyecek ticari faiziyle davalılardan (sigorta şirketi için azami poliçe limiti dahilinde) müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline verilmesine, 100.000,00 TL (yüz bin) manevi tazminatın davalı … …’dan haksız fiil tarihinden işleyecek ticari faiziyle tahsili ile müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde; iş bu davanın ticari bir dava olduğunu; dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması gerektiğini, davaya konu olayda müvekkiline atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığını, müvekkilinin olay günü aracını park ettiği yerden çıkarırken; aracın etrafını kontrol ederek, aracını çalıştırdığını ve geri geri hareket etmeden önce dikiz aynalarına bakarak arkayı kontrol etmesine rağmen müteveffayı görmediğini, müvekkilinin trafik kurallarına uymasına rağmen davaya konu olayın meydana geldiğini, müvekkilinin davaya konu olay nedeni ile Pazar 1.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2019/656 Esas sayılı ceza dosyasında yargılandığını, aralarındaki bağlantı nedeniyle ceza davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte; müvekkiline ait olan … plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasının Ak Sigorta Şirketi tarafından düzenlendiğini, olay nedeni ile davacıya sigorta şirketi tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının ve yapılmış olması halinde bilgi ve belgelerin istenmesini talep ettiklerini, davaya konu trafik kazası nedeni ile sigorta şirketinin poliçe limiti kadar sorumluluğunun bulunduğunu, müvekkili ve eşinin davacılardan maddi ve manevi desteklerini hiçbir zaman esirgemediklerini belirterek, davanın öncelikle dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine; aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Ak Sigorta vekili cevap dilekçesinde; huzurdaki davanın HMK 6/1 maddesi gereğince yetkisiz mahkemede açıldığını, sigorta şirketinin sigortalısının kusuru oranında tazminat ödemekle yükümlü olduğunu, kaza sırasında rücuya ilişkin bir durumun mevcut olup olmadığının araştırılmasını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, destekten yoksun kalma tazminatı belirlenirken bilinen ücretin, belirlenebilir bir ücret yoksa asgari ücretin baz alınmasını, müteveffanın gerçek gelirinin belirlenebilmesi için SGK’ya yazı yazılması ve ücretinin sorulması gerektiğini, müterafik kusur ve hatır taşıması hususlarının araştırılmasını , tazminat tutarından indirim yapılmasını talep ettiklerini, davacıların dava konusu kaza nedeniyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiğini, müvekkili şirketin ödeme yükümlülüğünün dava tarihinde muaccel hale geldiğini, bu sebeple hükmedilecek faizin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz olduğunu, davacı vekilinin avans ticari faiz talebinin haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi tarafından maddi tazminat davasının kabulü ile, 155.233,53 TL tazminatın davalı … … bakımından 30.04.2019 kaza tarihinden, davalı Ak Sigorta A.Ş bakımından 06.07.2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine (davalı Ak Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğunun bakiye poliçe teminat limiti ile sınırlı tutulmasına), manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, 35.000,00 TL’nin 30.04.2019 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Yerel mahkemenin bu kararına karşı davalılar … … vekili ve Ak Sigorta A.Ş vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davalı Ak Sigorta A.Ş vekili istinaf dilekçesinde; sigortalı araç sürücüsüne atfedilen kusur oranının hatalı olduğunu, bu oran üzerinden yapılan hesaplamanın da hatalı olduğunu ve kaldırılması gerektiğini, ceza dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, destekten yoksun kalma tazminatı talep edenlerin müteveffanın kendilerine destek olduğunu ispat etmekle mükellef olduğunu, müteveffanın anne ve babasının ayrı yaşadığını, müteveffa ile baba arasında gerçekten desteklik ilişkisinin olup olmadığının ispat edilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte zararın tespiti için başvuran tarafından elde edilen kazanımların belirlenmesi ve aleyhe hüküm kurulacak olması halinde bu kazanımların belirlenecek tazminattan indirilmesi gerektiğini, bu nedenle tazminat hesabının da aktüer bilirkişi tarafından yapılması gerektiğini, dosyada TRH-2010 tabloları ve %1,8 teknik faiz kullanımı gerekirken bilirkişi raporunda bu hatalı bilgilerle TRH ve Progresif Rant üzerinden yapılan hesaplama ve bu raporun hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, ayrıca müvekkil şirketin faiz sorumluluğunun sınırlı olduğunu ve ancak ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğini belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı … … vekili istinaf dilekçesinde; davaya konu olayda müvekkiline atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığını, olayın meydana gelmesinde asıl nedenin müteveffanın müvekkilin aracın etrafını kontrol etmesine rağmen aracın arka tarafına geçmesinden kaynaklandığını, olay yerinde keşif yapılması durumunda bu durumun ortaya çıkacağını, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporlarına karşı itirazda bulunduklarını ancak mahkemece itirazları değerlendirilmeden müvekkil aleyhine karar verildiğini, mahkemece hükmolunan manevi tazminat miktarının oldukça fahiş olduğunu belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … vekilinin 20.09.2021 tarihinde istinaf kanun yoluna başvurduğu ancak eksik istinaf harcının ve masraflarının yatırılması için tarafına muhtıra düzenlendiği, muhtıranın davalı vekiline 25.09.2021 tarihinde tebliğ edildiği, 1 haftalık yasal süresi içinde muhtıranın gereği istinaf harç ve masraflarının karşılanmadığından ilk derece mahkemesince 01.12.2021 tarihli Ek Karar ile “davalı … … vekilinin istinaf başvurusundan vazgeçmiş sayılmasına” ilişkin karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı … … vekili 01.12.2021 tarihli Ek Karara yönelik istinaf başvuru dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki beyanlarını aynen tekrar ettiklerini beyanla ilk derece mahkemesinin 14.07.2021 tarihli 2019/1104 Esas ve 2021/617 Karar sayılı kararının ve istinaf başvurusundan vazgeçmiş sayılmasına dair verilen kararın kaldırılarak müvekkil lehine olacak şekilde kaldırılmasını ve davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, davacının (oğlu) desteği yaya … …’e davalıların sürücüsü/ maliki ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı oldukları araç çarpmış, davacının desteği vefat etmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan makine mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen kusur raporuna göre meydana gelen kazada davacının murisinin kazanın oluşumunda kusursuz, davalı sürücünün %100 oranında olduğu belirlenmiştir.
Kaza sonrası düzenlenen kaza tespit tutanağında davalı araç sürücüsüne kural ihlali verilmiştir. Davaya konu olaya ilişkin Pazar Asliye Mahkemesi’nin 2021/394 Esas 2022/163 Karar sayılı ceza dosyasında soruşturma aşamasında trafik bilirkişisinden ve kovuşturma aşamasında Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan raporda davalı sürücüsünün asli, davacının desteğinin kusursuz olduğu olduğu belirtilmiş, yapılan yargılama sonunda davalı sürücünün tam kusurlu olduğu kabul edilerek taksirle ölüme neden olma suçundan cezalandırıldığı ve kararın istinaf aşamasından geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır.
Gerek ceza dosyasında hükme esas alınan bilirkişi raporu, gerek kaza tespit tutanağı, gerekse yerel mahkeme tarafından hükme esas alınan kusur raporları birbiri ile örtüştüğünden ve raporların olayın oluş şekline uygun olduğundan kusur raporuna ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Mahkemece alınan aktüer raporun TRH-2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemine göre usulüne uygun şekilde düzenlenmesi, bakiye ömürlerin ve destek paylarının doğru alınması, kaza tarihinde 11 yaşında vefat eden müteveffanın farazi destek konumunda olması, farazi desteğin henüz eylemli bir desteği bulunmamakla birlikte ölüm gerçekleşmeseydi ileride destek sağlayacak kişi olarak nitelendirildiği, asgari ücret üzerinden hesaplama yapılan bilirkişi raporunun Yargıtay içtihatlarına uygun bulunduğundan hesap raporuna ilişkin istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Ayrıca, İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı sürücü … … vekilinin istinaf dilekçesi verirken nispi istinaf karar harcını ve istinaf avansını 1 haftalık kesin süre içerisinde yatırılması için HMK’nın 344.maddesi uyarınca düzenlenen muhtıra davalı vekiline usulüne uygun tebliğ edildiği halde istinaf talep eden davalı taraf, 1 haftalık kesin süre içerisinde nispi harcı ve avansı yatırmadığından HMK’nun 344.maddesi gereğince davalının istinaf başvurusundan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık yoktur.
Dairemizce ilk derece mahkemesinin kararı istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk yönünden incelenmiş olup, esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı, delillerin değerlendirilmesinde de usule aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından H.M.K’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davalıların vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 14.07.2021 tarihli 2019/1104 esas, 2021/617 karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı Ak Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2- Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/1104 esas, 2021/617 karar sayılı dosyasında verilmiş olan davalı … … vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına dair 01.12.2021 tarihli ek kararı usul ve asaya uygun bulunduğundan, davalı … … vekilinin anılan karara yönelik istinaf başvurusunun REDDİNE,
3-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince davalı Ak Sigorta A.Ş’den alınması gereken 10.604,00 TL istinaf karar harcının peşin alınan 2.599,00+52,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 7.953,00 TL istinaf karar harcının anılan davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince davalı … … alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının peşin alınan 2.599,00 TL + 650,00 TL’den mahsubu ile fazla alınan 3.168,30 TL istinaf karar harcının talebi halinde anılan davalıya iadesine,
5-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yapılmış istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansların iadesine,
6-Avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dairemize dilekçe vermek suretiyle Yargıtay’da temyizi kabil olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 14.12.2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
*Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*