Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1404 E. 2023/1474 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1404
KARAR NO : 2023/1474

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17.05.2022
NUMARASI : 2020/338 Esas – 2022/248 Karar

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : 1 -DOGA SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. …- Av. …- …
İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : 2 -NEOVA KATILIM SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – …
Av. …- …

DAVALI : 3 -BEKÇİLER HAYVANCILIK İNŞAAT GIDA PAZARLAMA VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. …, …

DAVALI : 4 -… – …, …

DAVACI : …’e VELAYETEN … -…
VEKİLLERİ : Av. …-…
Av…..
BİRLEŞEN DOSYA 2021/8 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVACI : …’e VELAYETEN … -…
VEKİLİ : Av. …- …
DAVALILAR :1-DOĞA SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ …
2- NEOVA KATILIM SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ …
BİRLEŞEN DOSYA 2022/17 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVACI : …’e VELAYETEN … -…
VEKİLİ : Av. …- …
DAVALILAR :1-BEKÇİLER HAYVANCILIK İNŞAAT GIDA PAZARLAMA VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ …
2- DOĞA SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ …
3-NEOVA KATILIM SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ …
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
BAŞVURU TARİHİ : 17.06.2022-20.06.2022
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ : 09.08.2022
KARAR TARİHİ : 01.11.2023
YAZIM TARİHİ : 01.11.2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği anlaşılmakla;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; …’in 12.01.2018 günü saat 08:10 sıralarında, Doğa Sigorta A.Ş. tarafından 35832273 poliçe numarası ile sigortalı bulunan …’ın sevk ve idaresinde ki … plakalı araç ile, Neova Sigorta tarafından … poliçe numarası ile sigortalı bulunan Bekçiler Hayvancılık İnş. Gıda San. Ve Tic. Ltd. Şti’ye ait olan ve …’un sevk ve idaresinde ki … plaka numaralı aracın çarpışması sonucu yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, kaza neticesinde davacının …’a ait araç içerisinde yolculuk etmekte olduğundan dolayı yaralandığını, yaşanan olay sonrasında polisler tarafından kaza tespit tutanağı tutulduğunu, bahsi geçen kazayla ilgili olarak … plakalı araç sürücüsü …’ın %25, … plakalı araç sürücüsü …’un %75 kusurlu bulunduğunu, meydana gelen trafik kazasında davacının burnunda 2. Derece nazal kemik kırığı oluştuğunu, vücudunun çeşitli bölgelerinde de hafif yaralandığını, burnunda meydana gelen kırığın halen düzelmediğini, yamukluğa ve şişliğe sebep olduğunu, davacının kaza tarihinde 11 yaşında olduğu dikkate alındığında bedensel zararların dışında, yaşadığı şok nedeni ile psikolojik travma sebebiyle aşırı derecede üzüntü duyduğunu, ruh sağlığının bozulduğunu belirterek, yapılacak yargılama ve tahkikat sonucunda, davacının maddi zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik 2.000,00 TL maddi tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği tarih olan 12.01.2018 tarihinden (sigorta şirketi açısından dava tarihinden) itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 20.000,00 TL manevi tazminatın ise (Sigorta Şirketleri açısından poliçe teminatları ve limitleri ile sınırlı olmak üzere) tüm davalılardan, aksi takdirde davalı Bekçiler Hayvancılık İnşaat ve …’dan, dava tarihinden itibaren geçerli yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan Doğa Sigorta A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde; davalı şirket aleyhine açılan davanın haksız ve dayanaksız olduğunu, reddinin gerektiğini, … plakalı aracın davalı şirkete, 21.04.2018-21.04.2019 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı Karayolları ZMMS ile sigortalı olduğunu, meydana gelen trafik kazasına istinaden davacının bir maluliyeti oluşmadığını, bu gerekçe ile huzurdaki davanın esastan reddinin gerektiğini, davalı şirketin sorumluluğundan bahsedebilmek için öncelikle sigortalı araç sürücüsünün kusurunun ispat edilmesi gerektiğini, dava konusu olayda müterafik kusur durumu ve hatır taşımasının unsurlarının varlığının incelenmesi gerektiğini, meydana gelen kaza nedeniyle geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı gideri tazminatından davalı şirketin sorumlu tutulamayacağını, bu talepler yönünden sorumluluğun ilgili yasal düzenlemeler uyarınca SGK’ya ait olduğunu belirterek, davalı sigorta şirketi aleyhine ikame edilen işbu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen Kocaeli 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/8 Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde; davacı …’in 12.01.2018 günü Doğa Sigorta A.Ş tarafından … poliçe numarası ile sigortalı bulunan …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile, Neova Sigorta tarafından … poliçe numarası ile sigortalı bulunan Bekçiler Hayvancılık İnş. Gıda. San ve Tic. Ltd. Şti.’ye ait olan ve …’un sevk ve idaresindeki … plaka numaralı aracın çarpışması sonucu yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, kaza neticesinde davacının …’a ait araç içerisinde yolculuk etmekte olduğundan dolayı yaralandığını, yaşanan olay sonrasında olay mahallinde görevli polisler tarafından 12.01.2018 tarihli Kaza Tespit Tutanağı tutulduğunu, olay mahaline ait tüm uyarıcı levha ve Trafik kuralları neticesinde bahsi geçen kaza ile ilgili olarak … plakalı araç sürücüsü …’ın %25, … plakalı araç sürücüsü …’ın %75 kusurlu bulunduğunu, meydana gelen trafik kazasında davacının vücudunun çeşitli bölgelerinden de hafif yaralandığını, dava dosyasının, dava konusu trafik kazası ile ilgili olarak ikame edilmiş olan Kocaeli 2.Ticaret Mahkemesi’nin 2020/338 Esas sayılı dosya ile birleştirilmesine, yapılacak yargılama ve tahkikat sonucunda, davacının maddi zarar değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın ( Sigorta şirketleri açısından, sigortaya bildirim tarihi itibariyle) itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 1.000,00 TL manevi tazminatın ise Sigorta poliçesinde var olması halinde her tüm davalılardan, aksi taktirde davalı Bekçiler Hayvancılık İnşaat ve …’dan, (Sigorta Şirketleri açısında poliçe üst limitleri ile sınırlı olmak üzere) sigorta şirketine bildirim tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen Kocaeli 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/17 Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde; davacı …’in 12.01.2018 günü Doğa Sigorta A.Ş. tarafından … poliçe numarası ile sigortalı bulunan …’ın sevk ve idaresinde ki … plakalı araç ile, Neova Sigorta A.Ş. Tarafından … poliçe numarası ile sigortalı bulunan Bekçiler Hayvancılık İnş. Gıda San. Ve Tic. Ltd. Şti’ye ait olan ve …’un sevk ve idaresindeki … plaka numaralı aracın çarpışması sonucu yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiğini, davacının … …’a ait aracın içinde yolculuk etmekte olduğunu ve yaralandığını, yaşanan kaza neticesinde olay yerinde polisler tarafından tutanak tutulduğunu, bahsi geçen kaza ile ilgili olarak … plakalı araç sürücüsü … %25, … plakalı araç sürücüsü … %75 kusurlu bulunduğunu, dava konusu trafik kazası ile ilgili olarak ikame edilmiş olan Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/338 E sayılı dosya ile birleştirilmesine, yapılacak yargılama ve tahkikat sonucunda, davacının maddi zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere şimdilik 70.935,72 TL maddi tazminatın (sigorta şirketleri açısından, sigortaya bildirim tarihi itibariyle) itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İlk derece mahkemesi tarafından Davanın Kısmen Kabulüne, Asıl Davadaki ve Birleşen Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/8 E sayılı dosyadaki maddi tazminat davasının kabulü ile 48.372,53 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı Bekçiler Hayvancılılık İnşaat Gıda San. Ve Tic. A.Ş. ve davalı …’dan kaza tarihi olan 12.01.2018 tarihinden itibaren, Birleşen dosya Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/8 E sayılı dosyası davalısı Doğa Sigorta A.Ş poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere 18.11.2019 tarihinden itibaren, Birleşen dosya Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/8 E sayılı dosyası davalısı Neova Sigorta A.Ş. poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere 12.11.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, Asıl davada, davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 15.000,00-TL manevi tazminatın davalılar Bekçiler Hayvancılılık İnşaat Gıda San. Ve Tic. A.Ş. ve davalı … dan kaza tarihi olan 12.01.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müşteren müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.
Yerel mahkemenin bu kararına karşı davalılar Neova Katılım Sigorta A.Ş Vekili ve Doğa Sigorta A.Ş Vekili tarafından ayrı ayrı istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davalı Neova Katılım Sigorta A.Ş vekili istinaf dilekçesinde; davanın öncelikle dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddi gerektiğini, sürekli sakatlık tazminatı hesaplaması güncel 2918 sayılı KTK’da yer alan kurul ve ilkelere göre gerçekleştirilmesi gerektiğini, bilirkişinin hesaplama yaparken Anayasa Mahkemesi kararına dayanak göstermek suretiyle TRH 2010 yaşam tablosu ve prograsif rant tekniğini esas aldığını, ancak güncel kanun değişikliği sonrası hesaplamada TRH 2010 yaşam tablosu yanı sıra %2 yi aşmamak suretiyle aktüerya teknik kullanılması gerektiğini, bu nedenle yapılan hesaplamanını hatalı olup fahiş sonuç çıktığını, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla bilirkişi raporundaki aleyhe hususları kabul etmediklerini, davalı şirketin sorumluluğu ancak sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olması halinde ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Doğa Sigorta A.Ş vekili istinaf dilekçesinde; davanın öncelikle dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddi gerektiğini, maluliyet raporuna itirazlarının mahkemece değerlendirilmeden karara çıkmasının hukuka aykırı olup kararın bozulması gerektiğini, tanzim edilen rapordaki maluliyet fahiş olup bir bağlayıcılığı ve geçerliliği bulunmadığını, maluliyet oranının tespiti için ATK Üçüncü İhtisas Kurulundan rapor alınması gerektiğini, hesaplamada esas alınan kusur oranını kabul etmediklerini, kusur hususunun tespiti için kusur bilirkişisine tevdi edilmesini, kabul anlamına gelmemekle birlikte prograsif rant yöntemine göre yapılan hesaplama neticesinde hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, davalı şirketin geçici iş göremezlik, geçici bakıcı gideri ve tedavi gideri tazminatına ilişkin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığından davanın reddi gerektiğini, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte davalı şirket aleyhine tazminata hükmedilecekse başvuranın geçici iş göremezlik süresinin tespiti için dosyanın ATK 3. İhtisas Dairesine gönderilmesini talep ettiklerini belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Somut olayda, 12.01.2018 tarihinde, davacı küçüğün içerisinde yolcu olarak bulunduğu, işleteni ve sürücüsünün dava dışı …’ın, ZMMS sigortacısının davalılardan Doğa Sigorta A.Ş. olduğu … plakalı araç ile diğer davalı …’un sevk ve idaresindeki, işletenin davalı Bekçiler Hayvancılık Tic.Ltd.Şti olduğu, ZMMS sigortacısının ise davalılardan Neova Katılım Sigorta A.Ş. olduğu … plakalı aracın kavşakta çarpışması neticesinde, davacı küçüğün yaralanmış olduğu görülmektedir.
İlk derece mahkemesinin istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin durumlarla sınırlı olmak üzere yapılan incelenmesinde:
Davalı Doğa Sigorta A.Ş.’nin kusura yönelik istinaf sebebinin incelenmesinde;

6098 sayılı Borçlar Kanunun 49. Maddesin de düzenlenen “haksız fiil” olgusunun özel bir tezahürü de 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 85 vd. Maddelerinde düzenlenen motorlu araçların neden olduğu kazalarla ilgili sorumluluk halleridir. Bir motorlu aracın Karayolları üzerinde işletilmesi nedeniyle üçüncü kişilere karşı vermiş olduğu zararlardan dolayı araç sürücüsü, işleten, bağlı bulunduğu teşebbüs müştereken ve müteselsilen sorumludur. Motorlu taşıtların neden olduğu zararların giderilmesi için özel bir sorumluluk sistemi getirilerek motorlu araçlar için mali mesuliyet sigortası zorunluluğu getirilmiştir.(2918 sayılı Yasa madde 91).
Tazminat sorumluluğu dört temel koşulu gerektirmektedir. Bunlar : Hareket ( eylem- fiil) , Netice ( zarar veren sonuç) , illiyet bağı ve kusurdur. Türk Borçlar Kanun 49. Maddesine göre kusurlu ve hukuka aykırı bir eylem nedeniyle başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlü olduğuna göre , haksız fiil sorumluluğunun kusura dayalı bir sorumluluk olduğundan şüphe duyulmamaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 74. Maddesi ” Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” düzenlemesine haiz olup; Yüksek Mahkeme ve Doktrin görüşleriyle kabul edilen ilkelere göre hukuk hakimi ceza mahkemesinin mahkumiyet kararıyla bağlı olduğu gibi, ceza yargılamasındaki kesinleşen maddi olgularla da bağlıdır. Ceza Hukuku alanında suç olarak kabul edilen bir eylemin Özel Hukuk alanında tezahürünün de haksız fiil veya geçersizlik olduğunun kabulü gerekmektedir.
Davaya konu taksirle yaralama eylemi nedeniyle Gölcük Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen 2019/1025 soruşturma sayılı soruşturma neticesinde, davalı araç sürücüsü ile dava dışı araç sürücüsü hakkında şikayet yokluğu nedeniyle kamu Adına Kovuşturmaya yer Olmadığına Dair karar verilmiş olduğu görülmüştür.
İlk derece mahkemesi alınan bilirkişi raporunda, meydana gelen kazada, … plakalı aracın sürücüsü davalılar …’un %60 oranında, … plakalı dava dışı araç sürücüsü …’ın ise %40 oranında kusurlu olduğuna ilişkin uzmanlık görüşü bildirilmiştir.
Alınan kusur raporlarının ise , olayın meydana geliş biçimine uygun olduğu, tarafların kusur durumlarının 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve bu kanuna dayalı olarak hazırlanan Karayolları Trafik Yönetmeliğine olarak hazırlanmış olduğu değerlendirildiğinde; Dairemizce de kaza tespit tutanağı ile uyumlu hükme esas alınan rapordaki kusur oranları kazanın oluşuna uygun bulunduğundan davalı vekilinin bu husustaki istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Davalı Neova Katılım Sigorta A.Ş.’nin tazminatın kendi kusurları oranında bölüşük takdir edilmesi yönelik istinaf sebebinin incelenmesinde;
Trafik Kazasında kaynaklı eldeki tazminat davasında, kazaya karışan araçta yolcu olarak bulunan davacının , 6098 sayılı TBK 61.maddesi ve 2918 sayılı KTK 85 vd. Maddelerine göre, tazminat istemini, sürücü , işleten, malik ve sigortacıya karşı birlikte öne sürebileceği, zarar verenlerin hak sahibine karşı sorumluluğunun kanundan doğan özel bir müteselsil sorumluluk hali olduğu, birden fazla zarar vereninin haksız eylem nedeniyle kusurlarının farklı olması halinde ancak 6098 sayılı TBK 62 ve 2918 sayılı KTK 88.maddeleri gereğince kusur sorumluluğunun iç ilişkide rücu kapsamında ele alınıp değerlendirilebileceği görülmekle; ilk derece mahkemesinin tüm davalılar yönünden müteselsilen sorumluluk benimsenerek karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin bu kapsamdaki istinaf talebinin reddi gerekmektedir.
Davalı Doğa Sigorta A.Ş.’nin , davacının maluliyet ile meydana gelene kaza arasında illiyet bağı bulunmadığına ilişkin istinaf talebinin incelenmesinde;
Her ne kadar davalı vekilince, tanzim edilen rapordaki maluliyet fahiş olup bir bağlayıcılığı ve geçerliliği bulunmadığı, davanın değerlendirilmesinde esas teşkil edecek raporda belirtilen %45 oranındaki maluliyetin tamamının mezkur kaza sonucu oluşup oluşmadığı konusunda netlik bulunmadığı, karşı tarafça ibraz edilen sağlık raporunda davacı kazazedenin maluliyetinin mezkur kaza neticesinde oluştuğu sonucuna varılamadığı, kaza ile başvuranın maluliyeti arasında net bir illiyet bağının olduğu anlaşılamamasından dolayı sağlık raporu dikkate alınması gerektiği yönünden istinaf sebepleri ileri sürülmüş ise , ilk derece mahkemesince Kocaeli Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan raporda davacının %3,9 sürekli maluliyeti tespit edilmiş olduğundan ve davacının davadan önce başka bir hastalık ve arazına olduğuna dair bir iddia ve anlatım bulunmadığına göre, maddi hata ya da şablon şeklinde yazıldığı değerlendirilen anılan istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Taraf vekillerinin yazılı başvuru yapılmadığına ilişkin istinaf talebinin incelenmesinde;
14.04.2016 tarihinde yürürlüğe girmiş olan 6704 sayılı kanun ile değişik 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesi uyarınca; zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir. Anılan düzenleme uyarınca dava açılmadan önce ilgili sigorta şirketine yazılı olarak başvuru yapılması bir dava şartıdır.
Davacının söz konusu hüküm kapsamında, zarar gören davacı tarafından, davalı sigorta şirketlerine KTK 97.maddesine uygun olarak yazılı bir şekilde başvurulduğu, davacının, başvuru dilekçesine, maluliyet raporunu, kaza tespit tutanağını, muayene kayıtlarını ve soruşturma kayıtlarını vs eklediği değerlendirildiğinden davalı sigorta şirketi vekillerinin, sigorta şirketine gerekli belgelerle başvurulmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğine ilişkin istinaf itirazları kabul edilmemiştir.
Taraf vekillerinin hesap yöntemine ilişkin istinaf talebinin incelenmesinde;
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11.01.2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
İptal kararından sonra 19.06.2021 gün ve 31516 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7327 Sayılı Yasanın 18. maddesiyle 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Kanun” ibareleri “Kanunda” şeklinde değiştirilmiş ve fıkraya birinci cümlesinden sonra gelmek üzere; “Bu tazminatlardan; a) Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak, b) Destekten yoksun kalma tazminatı, ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu ve zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı esas alınarak hayat anüiteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak, c) Sürekli sakatlık tazminatı, ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı ve sürekli sakatlık oranı esas alınarak hayat anüiteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak, hesaplanır.” cümlesiyle, “Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından belirlenir.” şeklinde ikinci fıkra eklenmiştir.
Bu yasal değişiklikten sonra Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar 04.12.2021 gün ve 31679 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış, trafik kazalarından kaynaklanan araç hasarları değer kaybı hesabıyla, ölüm ve sakatlık halinde tazminat hesabının nasıl yapılacağı belirli kurallara bağlanmıştır.
Buna karşın, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararından sonra 2918 sayılı yasada yapılan düzenlemeler ise 14.02.2023 gün ve 32104 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 29.12.2022 gün ve 2021/82 esas, 2022/167 sayılı kararıyla iptal edilmiştir.
İptal kararında özetle; trafik kazası sonucu meydana gelen ölüm ve yaralanma ile maddi hasarlardan kaynaklı zararların tazmini için 6098 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde işletene karşı dava açılabilmesinin mümkün olduğu, motorlu taşıtın işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilerin değer kaybı, destekten yoksun kalma ve/veya sürekli sakatlık zararına uğraması hâlinde işletenin ve kazadan dolayı olası sorumlu diğer kişilerin tazminat borçlarının kapsamı 6098 sayılı Kanun’a göre belirlendiği, uğranılan zararın gerçek tutarının ne olduğu anılan Kanun kapsamında açılan davalara ilişkin yargı kararlarıyla şekillendiği, işletenin tazminat borcunun ödenmesini teminat altına almak amacıyla zorunlu kılınan mali sorumluluk sigortası uyarınca sözleşme yapılmış olan sigorta şirketinin tazminat borcunun kapsamı ise dava konusu kurallara göre belirlendiği, başka bir ifadeyle haksız fiil niteliğindeki trafik kazasından doğan söz konusu zararların tazmininden dolayı sorumlu olan kişilerin tazminat sorumluluklarının hesaplanması farklı kurallara tabi kılındığı, bunun da zarar görenin gerçek zararının karşılanamaması riskini ortaya çıkardığı, bu çerçevede işleten ve olası diğer sorumluların 6098 sayılı Kanun’a göre hesaplanan tazminat borçlarının kapsamı ile sigorta şirketinin dava konusu kurallara göre hesaplanan tazminat borcunun kapsamının farklılaşabileceği, 6098 sayılı Kanun’a göre hesaplanan değer kaybı, destekten yoksun kalma ve sürekli sakatlık tazminatlarının dava konusu kurallara göre hesaplanan değer kaybı, destekten yoksun kalma ve sürekli sakatlık tazminatlarından yüksek bir miktara tekabül etmesi hâlinde üçüncü kişinin zararının, bu zararı teminat altına alması için öngörülmüş olan zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında karşılanamamasının söz konusu olabileceği, bu durumun zarar gören kişi aleyhine sonuç doğuracağı ve karayolu zorunlu trafik sigortasının öngörülmesinin temelinde yatan mağdurun gerçek zararının karşılanması amacıyla bağdaşmayacağının açık olduğu gerekçesiyle 2918 sayılı KTK’nun 90. maddesinin birinci fıkrasına eklenen ikinci cümle ile ikinci fıkranın iptaline karar verilmiştir.
T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir.
Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
Anayasa Mahkemesinin bu iptal kararı ile Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından belirlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar da yasal dayanaktan yoksun hale geldiğinden kendiliğinden hükümden düşmüştür. Böylece trafik kazalarından kaynaklanan zararlar hakkında 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanacaktır. Anayasa Mahkemesi kararında da açıklandığı üzere uğranılan zararın gerçek tutarının ne olduğu ve nasıl hesaplanacağı Yüksek yargı kararlarıyla şekillendiğinden, artık tazminat hesabı yerleşik yargı içtihatları doğrultusunda yapılacaktır.
Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesi ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin son kararları itibariyle (Yargıtay 4. HD. 23/06/2021 gün ve 2020/2895 esas, 2021/3586 karar); “Gerçek zarar miktarı; hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır.
Hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvelleri ile saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. ” Dolayısı ile Yargıtay tarafından da benimsendiği üzere davacının muhtemel bakiye yaşam süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi gerekir.
Buna göre, kazaya karışan araçların poliçelerinin düzenlendiği tarihte yürürlükte 2918 sayılı KTK’nun 90 ve 92.maddelerinin, Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş olduğundan somut olayda uygulanma olasılığı bulunmamaktadır.
Kabule göre de, ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellere göre (devre başı ödemeli belirli rant yöntemi, %1,8 teknik faizle) tazminat hesabının yapılmasına ilişkin olarak KTK’nun 90. maddesinde yapılan değişikliğin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi üzerine, Yargıtay da uygulama birliğinin sağlanması için tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınması ancak hesaplamalarda progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi suretiyle teknik faiz uygulanmadan tazminatın hesaplanması ve yönünde içtihat geliştirdiğinden mahkemece, bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle tazminatın anılan yönteme göre hesaplanmasında ve buna göre karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalılar vekillerinin bu yöne değinen istinaf taleplerinin reddi gerekmiştir.
Dairemizce ilk derece mahkemesinin kararı istinaf dilekçelerinde bildirilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak incelenmiş olup, kararda anılan yönlerden usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, H.M.K’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalılar Neova Katılım Sigorta A.Ş. İle Doğa Sigorta A.Ş. vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17.05.2022 tarih ve 2020/338 Esas, 2022/248 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı Neova Katılım Sigorta A.Ş. vekili ile davalı Doğa Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince davalı Neova Katılım Sigorta A.Ş’den alınması gereken 3.304,32 TL+ 4.845,61 TL istinaf karar harcından peşin alınan 2.380,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.769,93 TL harcın anılan davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince davalı Doğa Sigorta A.Ş’den alınması gereken 3.304,32 TL+ 4.845,61 TL istinaf karar harcının peşin alınan 2.037,49 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.112,44 TL istinaf karar harcının anılan davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalıların istinaf başvurusu için yaptığı giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Karar tebliği, harç takibi ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 01.11.2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
*Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*