Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1325 E. 2023/1434 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1325
KARAR NO : 2023/1434

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/05/2022
NUMARASI : 2019/543 Esas – 2022/249 Karar

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : 1-UNICO SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. …-…

DAVALI : 2-…-…- …

DAVACI : …-…
VEKİLLERİ : Av. … […-…] …
Av. …-[…-…] …

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazmt)
BAŞVURU TARİHİ : 07.06.2022
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ : 21.07.2022
KARAR TARİHİ : 26.10.2023
YAZIM TARİHİ : 26.10.2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği anlaşılmakla;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı …’in 03/10/2017 tarihinde Kocaeli/Gölcük Merkez Mahallesinde meydana gelen trafik kazasında kusurlu hareketi neticesinde davacının ağır yaralanmasına sebep olduğunu, davacının kaza sonrasında metakarp kırığı teşhisi konulduğunu, kaza sonrası bakıma muhtaç duruma düştüğünü beyanla davacının yaralanmasına neden olan kaza sonrasında oluşan iş göremezlik ve bakıcı bakım gideri zararının tazmini için arabuluculuk müessesine başvurulduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davalılardan müşterek ve müteselsilen 100,-TL sürekli iş göremezlik, 100,-TL geçici iş göremezlik ve 100,-TL bakım ve bakıcı giderinin ve 100,-TL tedavi masrafının davalı sigorta şirketinden 02.01.2019 tarihinden, diğer davalıdan ise kaza tarihinden (03.10.2017) itibaren işleyecek avans faizi ile tahsili ile, 20.000,-TL manevi tazminatın davalı …’den kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline, talep ve dava etmiştir.
Davalı Unico Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davanın görevsiz mahkemede açıldığından usulden reddinin gerektiğini, asliye hukuk mahkemelerinin görev alanında olduğunu, davanın süresinde açılmadığını, bu nedenle zaman aşımı def’ini ileri sürdüklerini, poliçede sakatlanma ve tedavi giderleri teminat limiti kişi başı ayrı ayrı 330.000,00-TL olduğunu, araç sürücüsünün kazada kusursuz olduğundan dolayı davalı şirketin sorumluluğu olmadığını, sürekli iş göremezlik tazminat talebi için uygun yönetmeliğe göre alınmış sağlık kurul raporunun gerekli olduğunu, geçici iş göremezlik ve tedavi gideri tazminatı poliçe kapsamında olmadığını, sürekli sakatlığın bulunmadığı hallerde davacı geçici göremezlik ve diğer tazminat taleplerinde bulunamayacağını belirterek, davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi tarafından; Davacının maddi tazminat davasının kabulü ile, 3.053,83 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 21.869,83-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 1.777,50 TL bakıcı gideri, 3.591,24 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 30.292,40-TL maddi tazminatının, davalı Unico Sigorta A.Ş poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere 03.01.2019 tarihinden itibaren, diğer davalı …’den kaza tarihi olan 03.10.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, Davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 10.000,00 TL manevi tazminatın, olay tarihi olan 03.10.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
dair karar verilmiştir.
Yerel mahkemenin bu kararına karşı davalı Unico Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davalı Unico Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; kaza tespit tutanağının resmi belge niteliğinde olduğunu, davaya konu kazaya ilişkin tanzim edilen KTK’ya göre sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, dava konusu yapılan ceza yargılamasında sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olması sebebiyle beraat aldığını, bu sebeple ispatlanamayan davanın reddi gerektiğini, her halükarda hükme esas alınan maluliyet raporunun dayanağı olan yönetmeliğin yürürlükten kalktığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda TRH 2010 yaşam tablosuna ve 1.65 teknik faize göre hesaplama yapılması gerekirken usul ve yasaya aykırı hesaplama yapıldığını, geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı gideri zararı ve tedavi gideri poliçe teminatı dışında olduğunu, ayrıca dolaylı gider kapsamında olan yol ve beslenme giderinden davalı sigorta şirketinin sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, “bakıcı gideri” sürekli sakatlık tazminatı içerisinde değerlendirilmesinin gerektiğini, ayrıca bakıcı gideri tazminatı hesaplaması ve bu hesaplamaya esasen hüküm kurulmasının hatalı olacağını, itirazlarının baki kalmak kaydıyla dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedileceğini, öncelikle tehiri icra talepli istinaf başvurularının kabulüne, ayrıca bakıcı gideri tazminatı hesaplaması ve bu hesaplamaya esasen hüküm kurulmasının hatalı olacağını, itirazlarının baki kalmak kaydıyla dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek öncelikle tehiri icra talepli istinaf başvurularının kabulüne, yerel mahkemece kurulan hükmün bozularak dosyanın yeniden kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine veya mahkemece yapılacak olan inceleme neticesinde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; haksız fiil (trafik kazası) nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Olay tarihi olan 03.10.2017 tarihinde davalı sürücü … yönetimindeki … plaka sayılı, davalı sigorta şirketinde sigortalı kamyonet ile otoparktan çıkıp sağa dönüş yaparak caddeye gireceği sırada aracın peşinden koşan ve araca tutunmuş olan davacı yayanın aracın hareket etmesiyle takılıp düşmesi sonucunda davacının yaralanmıştır.
Her ne kadar Gölcük 2. Asliye Ceza Mahkemesi 2018/567 E sayılı dosyasında Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 15.05.2020 tarihli kusur raporunda, davalı sürücü …’in kusursuz, davacının asli kusurlu olduğu tespit edilmiş ise de, İTÜ öğretim üyelerinden oluşturulan bilirkişi heyetinden alınan 27.10.2020 tarihli raporda; davacının %75 oranında asli, davalı sürücü …’in tali % 25 oranında kusurlu olduğunun tespit edilmiştir.
Yine ilk derece Mahkemesi’nce kaza tespit tutanağında davacının kural ihlali yaptığının, davalı sürücü …’in kural ihlali yapmadığının belirtilmesi nedeniyle kaza tespit tutanağı ve dosya kapsamında İTÜ öğretim üyelerinden oluşturulan heyetten alınan bilirkişi raporu arasında açık çelişki mevcut olduğundan, Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak Karayolları Fen Heyetinden rapor alınmış olup, 28.05.2021 tarihli Karayolu Fen heyeti raporunda, davacının 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 68/a maddesini ihlal ettiğinden birinci derece %75 oranında kusurlu olduğu, … plaka sayılı araç sürücüsü davalı …’in 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 47/d maddesini ihlal ettiğinden %25 oranında kusurlu olduğu tespit edilerek çelişki giderilmiş olduğundan davalı vekilinin kusura yönelik tüm istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Hukuk hakiminin tazminat davasını görürken, ceza hukuku kurallarıyla ve özellikle ceza mahkemesinin fail hakkında vermiş olduğu beraat veya mahkumiyet kararıyla bağlı olup olmadığı BK 53. maddesinde düzenlenmiştir. Sözkonusu maddede hukuk hakiminin ceza hukuku kurallarıyla bağlı olmadığı hükme bağlandığı gibi ceza mahkemesi kararlarıyla da bağlı olmadığı düzenlenmiştir. Bununla birlikte suçun işlendiğine veya işlenmediğine ilişkin ceza mahkemesinin kesin kararı varsa, hukuk hakimi bu kararla bağlıdır. Görüldüğü gibi ceza mahkemesince haksız eylemin suç niteliği saptanmamış ise hukuk hakimine bunu kendiliğinden ve özgürce araştırma ve sonucuna göre karar verme yetkisi tanınmıştır. Bu nedenle davalı sigorta şirketi vekilinin davalı sürücünün ceza dosyasında beraat ettiğine ve kusursuz olduğuna ilişkin istinaf istemi yerinde görülmemiştir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesince maluliyete ilişkin alınacak raporların kazanın meydana geldiği tarihe göre; 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine, 01/09/2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik’e, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik’e uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
20/02/2019 tarihinde Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümleri gereğince Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri yürürlükten kaldırılmış ise de söz konusu olay 03/10/2017 tarihinde olup, hükme esas alınan davacıya ait maluliyet raporu kaza tarihi itibariyle geçerli olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmeliğe göre alınan 16.07.2021 tarihli Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana bilim Dalı raporunda, davacının sürekli engel oranının % 4 olduğu, geçici iş göremezlik süresinin olay tarihinden itibaren 3 ay olduğu, geçici iş göremezlik süresinin 1 ayı boyunca bir başkasının bakımına muhtaç olduğunun tespitine ilişkin rapor doğru olup davalı vekilinin hükme esas alınan maluliyet raporunun dayanağı olan yönetmelik hükümlerinin kaldırılmasına ilişkin istinaf istemi yerinde değildir.
Aktüerya bilirkişisinin TRH 2010 tablosuna göre hesaplama yaptığı 15/03/2022 tarihli raporu ile; davacının, 3.053,83 TL geçici iş göremezlik, 21.869,83 TL sürekli iş göremezlik, 1.777,50 TL bakıcı gideri, talep edebileceği tespit edilmiştir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 16/3/2022 tarih, 2021/10279 Esas ve 2022/5016 Karar sayılı ilamı; “…Tazminat hesaplamasının, %1,8 teknik faiz uygulanmadan ve Yargıtay uygulamaları ile kabul edilen progresif rant yöntemi kullanılarak yapılması gereklidir ki, esas alınan rapor bu yönüyle de yeterli bir rapor değildir. Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacı için, TRH 2010 Tablosu’na göre muhtemel bakiye ömrün belirlenmesi ve % 1,8 teknik faiz uygulanmadan tazminatın hesaplanması; bilinmeyen/ işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi yönteminin kullanılması gereklidir.” şeklinde olup davalı sigorta vekilinin TRH 2010 yaşam tablosuna ve 1,65 teknik faizi göre hesaplama yapılması gerektiğini ilişkin istinaf istemi yerinde görülmemiştir.
6111 sayılı Kanun’un 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanacak sağlık hizmet bedellerinin neler olduğu açıklanıp sınırlandırılmıştır. KTK’nın 98.maddesi gereği SGK Başkanlığı’nın sorumlu olduğu sağlık giderleri; trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi, özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibarettir. SGK’nın hangi sağlık giderlerinden sorumlu olduğu kanunla belirlenmiş olup, normlar hiyerarşisinde daha altta olan genel şartlar ile kanun kapsamının değiştirilip genişletilemeyeceği aşikardır. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 3.11.2021 tarih, 2021/5840 esas, 2021/8118 karar sayılı kararı da bu yöndedir. Geçici iş göremezlik zararı tedavi gideri kapsamında olmadığından anılan tutar bakımından davalı sigorta şirketinin sorumluluğuna gidilmiş olması da yerindedir. Davalı sigorta şirketi vekilinin bu husustaki istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Sosyal Güvenlik Kurumu 6111 sayılı Yasa gereğince belgeli tedavi giderlerinden sorumlu olup mahkemece hükmedilen tedavi giderleri belgesiz tedavi giderlerinden olduğundan bu husustaki istinaf istemi yerinde değildir. Yine bakıcı gideri talebinin ise tedavi gideri teminatı kapsamında kaldığından, ulaşım ve diğer giderler de kadri maruf bulunduğundan, geçici iş göremezlik süresinin 1 ayı boyunca bir başkasının bakımına muhtaç olduğundan bakım giderinin bir ay olarak alınması doğru olup davalı sigorta şirketi vekilinin bu hususlardaki istinaf istemlerinin de reddi gerekmiştir.
Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan evrakta da başvuru dilekçesinin davalı sigorta şirketine 21.12.2018 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, davalı sigorta şirketinin 03.01.2019 tarihinde temerrüde düştüğünü, bu nedenle ilk derece Mahkemesi’nce 03.01.2019 tarihi davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihi olarak esas alınması doğru olduğundan davalı sigorta şirketi vekilinin bu husustaki istinaf isteminin de reddi gerekmiştir.
Dairemizce ilk derece mahkemesinin kararı hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk yönünden incelenmiş olup, kararda esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı, delillerin değerlendirilmesinde de usule aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davalı Unico Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17.05.2022 tarih ve 2019/543 esas, 2022/249 karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı Unico Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince alınması gereken 2.069,27 TL harçtan peşin alınan 475,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.594,27 TL harcın davalı Unico Sigorta A.Ş’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı Unico Sigorta A.Ş.’nın istinaf başvurusu için yaptığı giderlerin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan istinaf gider avansının iadesine,
4-Karar tebliği, harç takibi ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 26.10.2023

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

*Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*