Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2022/1168
KARAR NO : 2023/765
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/04/2022
NUMARASI : 2018/761 Esas – 2022/340 Karar
İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : GÜVENCE HESABI
VEKİLİ : Av. …-…
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …-…
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazm.)
BAŞVURU TARİHİ : 17.05.2022
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ: 24.06.2022
KARAR TARİHİ : 24.05.2023
YAZIM TARİHİ : 24.05.2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği anlaşılmakla;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 17.11.2017 günü çalıştığı şirkete ait … plakalı motosikletle seyir halindeyken dava tarihi itibarıyla plakası alınamayan ve sürücüsü tespit edilemeyen otomobilin çarpması sonucu yaralandığını, kusurlu aracın plakasının tespit edilememesi nedeniyle zararın giderilmesi için 18.06.2018 tarihinde davalı Güvence Hesabına yapmış bulundukları başvurunun 21.06.2018 tarihinde red cevabı ile sonuçlandığını, iddia ile belirsiz alacak davası olarak geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının başvuru tarihinden 8 gün sonra işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Güvence Hesabı cevap dilekçesinde; kazaya sebebiyet veren aracın araştırılarak aracın ve sürücünün tespit edilmesi gerektiğini, dava konusu kaza ile ilgili kaza gününde hiçbir tutanak düzenlenmediği, kazadan yaklaşık 2 ay sonra polis merkezine davacıya bir aracın çarpıp kaçtığına dair şikayetçi olunduğunu, davacının ifadesinden başka davacının iddialarını ispatlayacak bir beyan ve belgenin bulunmadığını,varsa plakası tespit edilemeyen aracın kusur oranı ile sigorta teminat limiti dahilinde sorumlu oldukları iddia olunarak davanın reddi talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi tarafından davanın kabulü ile 64.371,11.-TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 17.11.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar verilmiştir.
Yerel mahkemenin bu kararına karşı davalı Güvence Hesabı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davalı Güvence Hesabı vekili istinaf dilekçesinde; kaza gününde herhangi bir tutanak düzenlenmediğini ve hiçbir mercie müracaatta bulunulmadığını, davacının kazadan 2 ay sonra ifade verdiğini, ifadelerinin çelişkili olduğunu, somut verilerle ispat edilmeden davanın kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğunu, kazaya karışan aracın kusur oranının denetime elverişli olarak belirlenmesi ve bu kapsamda sorumluluğun tayin edilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik dönemi zararlarından SGK’nın sorumlu olduğunu, tazminat hesaplanmasının KTK’de yapılan değişiklik kapsamında çıkartılan Zorunlu Mali Mesuliyet Genel Şartlar gereğince yapılması gerektiğini, hesaplamanın KTK muvacehesinde belirtildiği kriterler kullanılarak yeniden yapılmasını, aksinin sebepsiz zenginleşmeye teşkil ettiğini, davacıya söz konusu zarar nedeniyle SGK tarafından yapılan ödemelerin araştırılmadığını, davaya konu trafik kazasının meydana geldiği seyahat esnasında koruyucu kask ve elbise kullanmadığını, bu yönüyle tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, kusur koşullarının araştırılmadan yapılmış olmasının hatalı olduğunu, davalı kurum aleyhine ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilebileceğini, bu sebeple yerel mahkemenini kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Uyuşmazlık; plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın karıştığı 17.11.2019 tarihli trafik kazası sonucu yaralanıp malul kalan davacı motosiklet srücüsünün uğradığı geçici ve sürekli iş göremezlik tazminat talebine ilişkindir.
Olaya ilişkin Gebze Cumhuriyet Başsavcılığınca taksirle yaralama suçu nedeni yürütülen 2018/1782 soruşturma numaralı dosyasında olayın şüphelisi tespit edilemediğinden daimi arama kararı verilmiştir. Bu nedenle ceza soruşturması aşamasında yapılan bir kusur tespiti bulunmamaktadır.
Ayrıca dosya kapsamında kaza tespit tutanağı bulunmamaktadır. Olayla ilgili davacı yanın emniyet ifadesinde davacı otobanda seyir halindeyken seyir halinde iken plakası tespit edilemeyen aracın davacının sevk ve idaresindeki motosikletin sol tarafına çarpması neticesinde motosikletin bariyerlere çarptığı iddiasında bulunmuş, davalı vekilinin cevap dilekçesinde ve itiraz dilekçesinde kusur tespiti bakımından bilirkişiden rapor alınmasını talep etmesine karşın mahkemece kusur raporu alınmaksızın şüpheli araç sürücüsünün % 100 kusurlu olduğu kabul edilerek hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
O halde, mahkemece davacının motosikletinin hasarına ilişkin belgeler ve soruşturma dosyası ile SGK’dan gelen yazı cevabında davacıya kaza sebebiyle ödeme yapıldığı anlaşıldığından, iş kazasına dair dosya getirtilerek, mahkemece davacının beyanı da alınarak mahalinde trafik bilirkişisi eşliğinde keşif yapılıp davacının beyanı ve motosikletteki hasarın uyumlu olup olmadığı, olaydaki kusur oranlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti ve ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, ondan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Yine mahkemece davacının kask, koruyucu elbise vs olup olmadığı, var ise bunun yaralanmasına etkisi olup olmadığının değerlendirilip karar yerinde tartışılarak sonucuna göre tazminat miktarından % 20 oranında müterafik kusur indirimi yapılıp yapılmayacağı değerlendirilmeksizin yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir.
İlk derece mahkemesinin kusur raporu almadan yaptığı yargılama ve verdiği kararda tespit edilen ve yukarıda belirtilen eksiklik, dairemizce H.M.K’nun 353/1-a-6 maddesi kapsamında “uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması” olarak nitelendirildiğinden, diğer istinaf istinaf itirazları incelenmeksizin, davalı vekilinin istinaf itirazının kabulüne, ilk derece mahkemesinin asıl davaya ilişkin kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Güvence Hesabı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13.04.2022 tarih ve 2018/761 esas, 2022/340 karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Gebze Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Peşin alınan istinaf karar harcının talebi halinde yatırana iadesine,
4-İstinaf yoluna başvuran davalının istinaf başvurusu için yaptığı giderlerin esas hakkında verilecek kararda değerlendirilmesine,
5- Harcanmayan istinaf gider avansının yatırana iadesine,
6- Karar tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 24.05.2023
Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
*Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır
*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*